hikaye anlatıyorum beyler tamamı gerçek

Once upon a time diye başlar hikayeler yani bir zamanlar ama şimdi anlatacağım hikaye bir zamanlardan geçmemektedir. Hikaye tam su an içinde bulunduğumuz 5-6 yıllık zaman biriminde geçmektedir. Hikayeye başlamadan önce bu hikayedeki tüm kurum ,kuruluş ve olayların hayal ürünü olduğunu belirtmek isterim…
2001 yılının soğuk bir nisan akşamıydı hava soğuktu ve yağmurluydu bunları boşuna yazmadık ya işte tam o gece hikayemizin ana karakteri olan Süleyman hayata gözlerini açtı fakat o hayata gözlerini açarken annesi hayata son kez gözlerini yumdu üzülmeyin canım belliydi zaten kadın gelmiş 123 yalına bi zahmet yani…Neyse Süleyman artık babasıyla yalnız kalmıştı. Babası artık Süleymanın hem annesi hemde babası olmuştu nasıl mı? Çok basit sadece spor programlarının yanında birde izdivaç programlarını da izlemeye başlamıştı. Derken olan oldu babası kendine yeni bir eş bulmuştu ve desti izdivaçına talip olmuştu ee kadında salak değil ya adam zengin hemen kabul etti.

Çok geçmeden evlendiler. Düğünlerinde saçılan paraları toplamaya çalışan Süleyman çalgıcılardan dayak yedi ve komaya girdi. Yaklaşık 5 gün sonra komadan çıkan Süleyman öcünü almak için mahalledeki arkadaşlarını toplayıp çalgıcının çocuklarını dövmeye gittiler.Çalgıcının çocuklarıda komadaydı bunu farkeden Süleyman ve saz arkadaşları arkalarına bakmadan kaçtılar. Neyse bşz hikayemize geri dönelim artık Süleyman’ın bir üvey annesi vardı. Süleyman bu duruma çok sevinmişti ilk başta çünkü anne sevgisine muhtaçtı ama üvey annesi tüm üvey anneler gibi çocuğundan nefret ediyordu ve türlü işkenceler uyguluyordu. Hatta bir ara sosyetede yabancı çocuk evlat edinme moda olmuştur bunu duyan üvey anne hemen bir çocuk evlatlık almak ister ama baba izin vermez üvey anne kafaya koymuştur ve düşünür taşınır hatta birazda kaşınır ve aklına ‘Madem yeni bir çocuk evlat edinemeyeceğim bizim salağın adını değitirip yabancı diye yutturum ‘düşüncesi gelir ve hemen bu düşüncesini uygular. Nüfus müdürlüğüne gider ve Süleymanın adını Jack yapar. Babası olanları farkedince olanlara daha fazla katlanamayacağım diyip evden kaçar. Jack bu duruma çok üzülür ama yapçak bir şey yoktur. Aylar geçer Jack annesinin yaptıklarına dayanamaz hale gelmiştir ve olan olur bir gece Jack babasını bulmak için evden kaçar ama babasını aramaya başlamadan önce Nüfus Müdürlüğüne gidip adını tekrar Süleyman olarak değitirmiş ve babasını bulmak için özel helikopterine atlayıp Mekgiba’ya gitmiş.Şimdi diyeceksiniz ki özel helikopteri nerden buldu siz annesinin 123 yaşında ölmesine bir şey demediyseniz buna hiçbir şey diyemezsiniz. Neyse devam edelim Mekgiba da şans eseri yolda yürürken babasını bulmuş ve Süleyman ve babası mutlu bir hayata yelken açmışlar. Artık çok mutlulardı ama bir gece Süleyman bir rüya görmüş ve rüyasında sihir yapıyormuş. Bunun anldıbını öğrenebilmek için hemen Filaş Tvdeki rüyanız hayrolsun programındaki rüyanoz hayrolsun teyzeye rüyasını yorumlatır.

Rüyanız hayrolsun teyze sen sihir yapabiliyorsun der. Bunu duyan Süleyman ertesi gün hemen Harry Potter tüm serisini tek oturuşta izler ve tüm sihirleri öğrenir.Şimdi sırada bir asa yapmak vardı. Hemen mutfağa koştu bir oklava ,bir zippo çakmak ve koli bandı aldı ve hemen çakmağı oklavanın ucuna takıp çakmağı yaktı. Sihir yapmaya çalışırken oklavanın ucundan çıkan alevler fiskos sehpanın üzerindeki dantele sıçrar ordan koltuklara koltuklardan ahşap zemine ev yanmaya başlamıştı süleyman sihir yapbildiğini düşünmüştü ve mutluydu ama evin yandığını farkedince hemen ahşaptan yapılmış yangın merdivenlerinden kaçmaya koyuldu ve filmlerdeki klagib sahne gerçek oluyordu Süleyman bir adım atıyordu ve arkasındaki basamaklar yanıp kül oluyordu ama neyseki Süleyman yangından daha hızlıydı ve ateşlerden kurtuldu. Babası akşam işten eve döndü ve olanları görünce ani bir kalp kriziyle hayatını kaybetti.

Süleyman artık sihir yapabiliyordu. Süleyman bunu bildiği için annesini buldu ve onu tekrar canlandırdı ve aynı şekilde babasınıda canlandırdı hep birlikte lost adasına gittiler ve orda mutlu bir hayata yelken açtılar. Fakat aylar sonra lost bitti ve adada artık kimse kalmamıştı yalnızlıa dayanamadılar ve memleket hasreti ağır bastı. Memleketlerine geri dönüp mutlu hayatlarına devam ettiler.

Anlattım bitti bu kadar basit

okuyanı gibsinler

özet geç

adam yazmışta yazmış

bu ne lan böyle okunbur mu bu

hayatımda bu kadar okumadım amk

okumam panpa

okudum panpa süper olmuş

olum kaç kere dedim özet geçin diye

okudum beyler sakın okumayın çok kötü oldum başım dönüyo hamilemiyim neyim

civciv panpa civciv

ketçap değil lan greyfurt

ulan gazete olur mu minderdir o

bulaşık posteri

defter lokantası