1. 51.
    0
    yorumları alalım panpalar. devam edicem de heves istiyorum.
    ···
  2. 52.
    +1
    + be-beni tehdit edemezsin.
    - tehdit etmiyorum, gerçekleri söylüyorum. beni bırakıp gidenlere ben bi şey yapmadım, yaptılar.
    + kim, kimler?
    - bunları anlatamam burda. hadi gidelim.

    çaresiz dediklerinni yaptım. düşüncelerimi okuması beni en rahatsız eden durumdu. ne yapacağımı dahi düşünemiyodum.
    ···
  3. 53.
    -1
    kankalar yorum yapın az ya.
    ···
  4. 54.
    0
    bi dk panpalar kahvaltı yapıp gelicem. açken kafam çalışmaz.
    ···
  5. 55.
    0
    devam ediyoruz panpalar
    ···
  6. 56.
    0
    çaresiz peşine takıldım. uzunca bir süre yürüdük. elindeki beyaz renkli bastonunu hareket ettirerek yönünü bulmaya çalışıyordu. düşüncelerimi okuyabilen, kendini bu kadar güçlü görebilen birinin bu hali bana saçma gelmişti.
    ···
  7. 57.
    0
    en sonunda eski görünümlü bir apartmana vardık. kapıdan girince eliyle sol tarafı işaret edip "burası" dedi. cebinden çıkardığı bir tomar anahtarı eliyle yokladıktan sonra, üzerinde anahtar kabı olan tek anahtarı seçti. sanırım evinin anahtarını böyle ayırt ediyordu. bunu kilide sokup çevirdi ve kapı açıldı
    ···
  8. 58.
    0
    eve girdiğimizde bizi ağır bir koku karşıladı. "bir buçuk yıldır eve uğramıyorum" dedi. "temizlikçiye de bu sabah haber verebildim evi temizlemesini söyledim."

    salona geçtik. yan yana sıralanmış koltuklardan birine yığıldım. uykumun olduğunu bu rahat koltuğa oturunca yeniden hissetmiştim.
    ···
  9. 59.
    0
    "şimdi," dedi bir sır açıklarmış gibi. "her şeyi konuşabiliriz artık. hazır mısın?"
    "hazırım" dedim. içimi bir ürperme kaplamıştı.
    ···
  10. 60.
    +1 -1
    "bana yardım edeceksin," dedi gülümseyerek. "ihtiyacım var."
    "ne yardımı?" dedim soğukkanlılığımı korumaya çalışarak.
    "görevimi tamamlayabilmem için sana ihtiyacım var. kabul mü?"
    "ne yapacağıma bağlı"
    "hayır, bağlı değil. sen bana yardım edicen mi onu söyle"
    "eh, edicem."
    "tamam," dedi sararmış dişlerini gösteren bir gülümseme takınarak. "bu gece dinlenelim biraz, yarın sabah kalkıp hallederiz. hem ben sana yapacaklarını da enine boyuna anlatırım."
    ···
  11. 61.
    0
    açıkçası, bu evde bir dakika daha kalmak istemiyordum ama ne yaparsın, kabul ettim.

    "eee," dedim. "uykum var benim, ne anlatacaksan anlat."

    "tamam," dedi sakince. "şimdi beni iyi dinle.

    hayatta kalabilmem için birinin ölmesi gerekiyor."

    "gibtir lan" diye bağırdım. bu ani tepkim sadri'yi de şaşırtmış olucak, "dinle," dedi. kızmıştan çok "bunlar önemli" der gibiydi.

    "bu kişi yaşadığı sürece, ben acılar çekmeye devam edicem."
    ···
  12. 62.
    0
    "benden ne istiyosun" diyerek bir kez daha böldüm sözünü.

    "beraber öldürücez." dedi ciddi bir şekilde. "hatta sen öldüreceksin."

    "sen delirmişsin. ben, birini öldürücem. hem de durup dururken öyle mi?"

    "durup dururken diğil lan, o ölmezse ben ölücem. ve emin ol ki ben ölürsem, seni yaşatmazlar."
    ···
  13. 63.
    0
    "kim yaşatmaz ulan? sabahtan beri gizemli laflarla beynimi gibtin. söyle şunu artık."

    "kim olduklarını ben de bilmiyorum. ama hissedebiliyorum. yani ilk olarak senden yardım istemiyorum. senden önce iki kişiye daha gittim. ikisi de kabul etmediler ve ikisi de evden ayrıldıkları gece ortadan kayboldular. cesetleri bi iki gün sonra tuhaf bir sembole çakılmış şekilde bulundu.
    ···
  14. 64.
    0
    "ne sembolü" diye sordum.
    "duyduğuma göre, birbirine dolanmış üç yılan varmış. üçünün de başı aynı yöne bakıyormuş. ilk kurban sağdaki yılanın başına, ikincisi de soldaki yılanın başına çakılmış. ve sanırım son kurban da ortadaki yılanın başına çakılacak ve sembol tamamlanmış olacak."

    "bu kurban ben miyim? hahahah."

    "eğer kabul etmezsen, maalesef. eğer kabul edersen, öldüreceğimiz kişi olacak. şimdi kabul ediyo musun, etmiyor musun"

    bir an düşündüm. kafam allak bullak olmuştu ama yine çaresiz, "evet." dedim. ekledim sonra da: "peki ya yakalanırsak?"

    "merak etme," dedi sakinleştirici bi ses tonuyla. "eğer dikkatli olursak bi şeycik olmaz. hem onlar bizi korıycak." sonra sormama fırsat kalmadan ekledi: "onların kim olduğunu bilmiyorum ama belki öğreniriz bir gün."
    ···
  15. 65.
    0
    "öldüreceğimiz kişi kim peki?" dedim. "fotoğrafı falan yok mu?"

    "yok, gerek de yok zaten. o kişinin yanına gidicez sabah. orda işi bitiririz."

    "kız mı erkek mi?"

    "kız, daha doğrusu kadın. otuz dört yaşında yanlış hatırlamıyorsam."
    ···
  16. 66.
    0
    nağadar az okuyanım var amq
    ···
  17. 67.
    0
    tüm bu düşünceleri ardımızda bırakıp karşılıklı yataklara uzandık. battaniye ve yastıklar küf kokuyordu. ıslak gazete gibi... nasıl oldu bilmiyorum ama çok rahat uyudum o gece. sabah uyandığımda çevreme bakındım, nerde olduğumu kavrayamadım bi an.

    sonra çoktan kalkmış, üstünü giyinmekte olan sadri'yi gördüm.

    - günaydın. dedi gömleğinin en üst düğmesini iliklerken.

    cevap vermedim, gerinerek kalktım. üstümle yatmıştım zaten, buruşan yerlerimi düzelttim.

    saatime baktım, dokuz buçuğa geliyordu. allah'tan iş yoktu.

    "hadi gidiyoruz," dedi. duvara dayalı olan bastonunu alıp kapıdan çıktı, ben de ardından.
    ···
  18. 68.
    0
    hava, bir önceki güne göre daha sıcaktı. daha dışarı çıkar çıkmaz terlediğimi hissetmiştim.

    "karşı binada oturuyo" dedi. karşıdaki daha eski görünümmlü binaya yürüdük.

    "lan," dedim bi anda durarak. "öldürcez de amk, neyle öldürcez? bastonunla mı?"

    elini beline attı, o ana kadar hiç fark etmediğim silahını gösterdi.

    "yavuz16," diye açıkladı. "oldu mu?"

    "ruhsatı var mı bunun?"

    "gibtir et ruhsatı, geldik bak."

    apartman kapısını itip içeri girdik. üçüncü katta oturduğunu söyledi sadri. ağır adımlarla çıktık merdivenleri. üçüncü kata vardığımızda, "tamam," dedi. sağdaki kapıyı işaret ederek, "sen bitir. ben yapamam biliyosun. tutturamam" dedi ve gülümsedi.

    sağdaki kapıya ilerledim. bana uzattığı silahı almıştım. gerekli ayarlamaları yaptım. hayatımda ilk kez silah kullanıyodum fakat sadri'nin biraz önce gösterdiklerinden bi şeyler kapmıştım. her şey hazırdı. kapıyı tıklattım, kim o denilemden açıldı kapı.
    ···
  19. 69.
    0
    kapıyı açan genç bir kadındı. sadri'nin söylediği gibi otuz beş yaşlarında göstermiyordu pek. bakımlı sayılırdı. göğüs kısmı hafif açık bluzuyla çok çekici duruyordu. büyük ihtimalle işe gitmek için hazırlanıyordu. çünkü bir elinde deodorant şişesi vardı.
    ···
  20. 70.
    0
    "buyrun, n'oldu??" demesine fırsat bırakmadan silahı doğrulttum. arkadan "hadi lan" diyen sadri'nin sesini duydum. kadın elindeki deodorant şişesini fırlatıp kaçmaya hazırlanıyordu.
    ···