1. 26.
    0
    telefonu elimden düşürüyordum nerdeyse.

    + birincisi nerden biliyosun? ikincisi o karım olamaz. o içerde uyuyor.
    - bir görünen vardır, bir de görünmeyen. aslında hiçbir şey görünmez. görünenler, görünmeyenlerin basitleştirilmiş halleridir, o kadar.
    - felsefe yapma amk, n'oluyor anlat.
    ···
  2. 27.
    0
    içten içe aklımı başka yerlere çekmek, korkumu azaltmak istiyordum.

    + ne anlatacaksan anlat, fatura bana giriyo.
    - aynı sokaktayız, aynı evdeyiz, aynı ruhtayız. nasıl fazla yazar?

    dayanamayıp okkalı bi "hasgibtir" çektim.
    ···
  3. 28.
    0
    - korkma hemen, kapıya çık. konuşmamız lazım.
    + kapıda mısın?
    - sen gerizekalısın. malsın, aptalsın. enyse, ne diyorsam onu yap.

    telefonu cebime attım. elim, cebimdeki çakıya değince soğukluk tüm bedenime yayıldı. bu çakıyı genelde bira vs. açmak için kullanırdım.
    ···
  4. 29.
    0
    odamdan çıktıktan sonra son bir kez yatak odasına baktım. karım ve kızım hala mışıl mışıl uyuyordu. ayakkabılıktan spor ayakkabılarımı aldım ve pek adetim olmasa da holde giydim onları. kapıyı açıp dışarı çıktım.
    ···
  5. 30.
    0
    hava soğuk sayılmazdı, ne soğuğu lan sıcaktı hatta. yine de içim ürperiyordu. çevreme bakındım.

    + burdayım.

    "ananıskim" dedim arkama dönerken. duvara yaslanmış bir silüeti fark ettim.
    ···
  6. 31.
    0
    + ne konuşucaz?
    - politika. bu ülkenin hali iyi görünmüyor...

    tiz bir kahkaha attı. bu kahkahanın yatak odamızdan bile duyulabileceğini düşündüm.

    - bu gece bi garipliğin olduğunu sen de fark ettin herhalde. nasıl desem, tuhaf şeyler...

    bir sigara yaktı, bir tane de bana uzattı. aldım, yaktı. derin bir soluk çekip dumanı yüzüme üfledi ve devam etti:

    - büyük ihtimalle ne olduğunu anlamadın. hatta beni gördüğüne şaşırdın.
    ···
  7. 32.
    0
    + evet anlamadım.
    - arkadaşlarını iyi tanıdığına eminsin di mi? mesela beni.
    + evet tanıyorum
    dedim sıkıntıyla.

    - öyleyse bendeki değişiklikleri de fark etmiş olman gerek. ah, pardon. karanlıkta gözünden kaçmış olabilir, aydınlatayım.
    ···
  8. 33.
    0
    gülümsedi. benim anlamadığım bir şaka yapmış gibi bir hali vardı.

    cebinden çıkrdığı feneri kendi yüzüne tuttu. yüzü bir anda sarı ışıkla aydınlandı.

    + gözlerin? gözlerine ne oldu?
    - görünenleri görmekten sıkıldım, artık görünmeyenlerle ilgileniyorum. gözlerime ihtiyacım yok artık.
    ···
  9. 34.
    0
    iyiden iyiye korkmaya başlamıştım. ağzımdaki sigarayı ısırdım.

    + sen manya, manyaksın.
    - hayır, sizlerden farklıyım sadece.
    + bizlerden derken?
    - senden, karından, kızından, kuzenlerinden, patronundan. herkesten, çoğu insandan... onlar sadece gördüklerini fark eder, fark ettiklerini yorumlarlar ve bunlara inanırlar. ben ise bilinmeyeni biliyorum, hissediyorum.
    ···
  10. 35.
    0
    elim istemsizce ceibmdeki çakıya uzandı. parmaklarımla sıkıca kavradım.

    - o çakıyı zütüne sokmadan bırak. hem zaten bıçaklaman bi işe yaramaz. bıçak ruha işlemez.
    ···
  11. 36.
    0
    beyler şimdi çıkmam gerekiyor. yarın sabah hastaneye gidicem erkenden. döner dönmez tamamlıycam hikayeyi. biliyorum sinirleniceksiniz belki ama devam edicem. allah'tan gibiş hikayesi değil de eliniz gibinizde kalmıycak.
    ···
  12. 37.
    0
    kusura bakmayın. iyi geceler millet! yarın devam..
    ···
  13. 38.
    0
    "bir dakika bir dakika" dedim. "madem gözlerin yok, benim aradığımı nasıl gördün?"

    telefonunu çıkarıp bana gösterdi.

    - körler için yazılımlar var.
    dedi. sonra telefonun tuşlarına hızlı hızlı basmaya başladı. telefon gerçekten de konuşuyordu...

    not: böyle bir program var. telefonunuza yüklüyorsunuz ve size her şeyi okuyor. görme engelliler için hazırlanmıştır. bilgisayarlar için olanı da mevcuttur. (bkz: jaws for windows)
    ···
  14. 39.
    0
    "beni niye çağırdın sen" dedim. aklıma yemin ediyorum salak videosu gelince kahkaha attım.

    + saçma videolar izleme, facebook terk.

    oha... düşüncelerimi okuyodu.
    ···
  15. 40.
    0
    + düşüncelerini okumam seni şaşırttı ama dedim ya, görünmeyeni görebiliyorum...

    artık her şey yeterince garipleşmişti. onu orada bırakıp evime geri girmeli, yatmalıydım. ama tırsıyodum, yapamazdım.
    ···
  16. 41.
    0
    elim hala cebimdeki çakıdaydı. soğuk metal bana bir parça olsa da cesaret katıyordu.

    bir türlü arkamı dönüp gidemiyordum. onda, beni kendisine çeken bir şey vardı sanki.
    ···
  17. 42.
    0
    boş olan göz yuvalarını bana dikip "yazık" dedi. "kırk yıllık arkadaşından korkuyorsun, öyle mi? cesur bi insan sanardım seni. ayrıca, o çakıyı bırak dedim sana. korktuğumdan değil, gıcık ediyosun beni."
    ···
  18. 43.
    0
    "sen benden ne istiyosun hala söylemedin. bir şey demeyeceksen gitmek istiyorum artık." dedim sinirle. artık iyiden iyiye kızgınlaşmıştım ve bu duygu, korkaklıkla eşit hale gelmişti.
    ···
  19. 44.
    0
    "tamam," dedi fısıldar gibi. sigarasını yere atıp topuğuyla bastıktan sonra eliyle omzuma dokundu. eli buz gibiydi, içimi titretmeye yetmişti.

    + burda konuşmasak iyi olur. ne olur ne olmaz, bize gidelim. sizin ev daha yakın ama gecenin bu saatinde kimseyi uyandırmak istemiyorum.
    ···
  20. 45.
    0
    derin bir nefes aldım bıkkınlıkla.

    "sadri" dedim. "arkadaşız, tamam. kusura bakma ama delirmiş gibi bi halin var ve seninle daha fazla aynı ortamda kalmak istemiyorum. çok açık ve net söylüyorum, ne halin varsa gör.
    - demek sen de terk edip gidenlerden olacaksın.
    dedi sesini bi anda yükselterek. "ama o terk edip gidenler gün geldi dünyayı da terk ettiler...
    ···