-
1.
0toplanın beyler dinlemek isteyen varsa gelsin
-
2.
0Fyodor tam arkasını döndüğü sırada kahramanlarımızın gözü Fyodor un sırtında duran tahtaya ilişti… Meğerse soylu prensimiz dik durmak için sırtına tahta koyuyormuş… Kahramanlarımız bakıştılar… ivan içinden düşünmeye başladı:
- Bu sırtına koyduğu kereste nerden baksan yetmiş ruble vardır
- E e bu kerestenin elektriğiydi suyuydu beş ruble oraya gitse
- iyi valla iyi
- iyi iyi
ivan seri bir hareketle Fyodor un sırtındaki keresteyi çekip çıkardı. Tüm salon donakalmıştı. ivanın keresteyi almasıyla Fyodor, yılan gibi kıvrılarak yere düştü ve yuvarlanarak sahnenin kenarındaki su giderinin deliğinden içeri kaçtı. -
3.
0ivan bey eve gelmişti. Ahşap evinin bakıma ihtiyacı vardı. Fakirhanesinde bir tane bile yiyecek yoktu. Boyası dökülmüş duvarları daha önce asılmış tablolardan kalma delik izleriyle doluydu. ivan bey ise bu delikleri pencere olarak kullanıyordu çünkü evinde dışarıya açılan tek şey kapıydı. Penceresi dahi olmayan bu fakirhanenin, hizmetçisi şevçenko bey burayı çekip çeviriyordu. Eve giren ivan beyi gören şevçenko, sevincinden ivanı çekip çevirerek pencere olarak kullanılan deliklerden birinden aşağı attı.
ivan bey gözlerini açtığında hastanedeydi. Kendine geldiğinde ilk hissettiği şey yatağın demirinin soğukluğuydu. ivan bey fakir olduğu için onun yattığı yatağa sünger koymamışlardı. Serumuna da çeşme suyu koyulduğunu öğrenen ivan bey sinirinden serumu çıkardı ve üzerinde donsuz entarisiyle kendini sokağa attı.
Sokak lambaları kapkara gökyüzünü aydınlatıp, sisli havayı yararak kaldırımlara bir tiyatro sahnesi görünümü veriyordu. Gecenin karanlığına kasvet katan bu sokak lambalarına konan ve anında patlayan küçük böceklerin sesi ise tiyatronun müziği gibiydi. ivan bey hafızasını kaybetmişti. Ne kim olduğu hakkında bir fikri vardı, ne de nereye gidip kimde kalacağını biliyordu. Yolun iki kenarından iki şerit şeklinde uzanan kaldırımlar, soğuk bir kış gününde yağan kara aldırmayan ve okulun iki gün tatil olduğunu öğrenen küçük bir ilkokul çocuğunun saf ve katıksız sevgi ile dolup taşarken, bir yandan da koşup dışarı çıkmak için annesinden izin isterken duyduğu o hafif utançla yanaklarında oluşan pembelik gibi pembe renk tuğlalar ile kaplanmıştı… Tam o sırada ivan bey karşı kaldırımda bir kıza rastladı. O anda hafızası tekrardan canlanır ivan bey in… Fyodor’ un konuşma yaptığı o geceyi anımsatır bir anda o kız ona… Çünkü gördüğü kız Fyodor’ un nişanlısı Olga’ dır. Tüm gücüyle koşar ivan bey. O gün Olga’ dan oldukça etkilenmiştir. Olga’ nın yanına gelen ivan bey hafif bir kararsızlıkla konuşmasına başlar: -
4.
0ivan: "Merhaba nasılsınız… Şey ben aslında diyordum ki yani nasılsınız… Aslında demek istediğim tam olarak bu. Yani nasıl olduğunuz konusunda bir bilgi istiyorum ama fakat isterseniz söylemeyebilirsiniz de bu arada Fyodor bey nasıl?"
Fyodor lafını duyan Olga gülümser:
"Fyodor mu? Ne işim var o solucanın yanında… Sırtına tahta koyup dik durmaya çalışan adamdan ne beklenir ki. Siz erkekler hep böylesiniz. Eminim senin de sırtında tahta vardır… "
ivan bey telaşlı bir halde:
"Sizi temin ederim benim öyle ucuz numaralarla işim olmaz Olga hanım… izin verin size sırtımı göstereyim"
Diyerek entarisini kaldırır. Fakat hastanede giydirilen entarinin içinde don olmadığı için. ivan bey entarisini sıyırmasıyla Olga hanım sırttan ziyade bir popo ile karşılaşır.
-
5.
0olga'nın kahkahaları ile geçen 35 dakika sonra ;
st' petesburg kasabası o gün faust romanını aratmayacak bir kasvette idi... gelen geçen herkes, bu kasvetli havayı destekleyici ayrıntılarla donatılmıştı adeta. ama ivan bey onların arasında bir palyaço gibiydi adeta yanakları pembeleşmiş beyaz zütüyle... -
6.
0hay gibem bunu okucaz mı bi de kitabını okudum zaten a.q bunun
-
7.
0@18 şu an yazıyorum panpa kitabı çıkmış olamaz
-
8.
0olga hala yatıştıramadığı kahkahasını yutmaya çalışarak doğruldu ve cebinden 15 milyon ruble çıkardı. o an ivan bey heyecanından geriye doğru sendeledi... hiçbirşey konuşamıyordu. sanki la döşamp dağının zirvesindeki bir kırlangıcın yediği ağustos böceğini osurarak öldüren bir bizonun pençeleri arasına sıkışmış bir gelincik gibiydi. biraz kararsız, biraz umarsız...
-
9.
0neyin kafasındasın panpa bunu yazmakla mı uğraşıcan ciddi ciddi.
-
10.
0@21 çok doluyum panpa kendimi böyle deşarj ediyorum
-
11.
0(ivan tek elini çenesine zütürerek şaşkın bir halde) "Bize diyor baksana çapulcu dedi"
Fyodor ses tonunu yükseltmiş ve kendinden geçmişti
"Bu aptal ve iğrenç mahluklar her ne kadar beş para etmez birer memur parçası olsalar da o aptal beyinlerinden geçen…."
Fyodor’un uşağı uzun boylu, ılık bir kış gününde mum ışığıyla yolunu bulmaya çalışan bir gelincik çiçeğinin çekingen ve kararsız mizacını umarsız bir hareketle savuşturmuş bir küçük çocuk edasıyla kahramanlarımızı işaret edip sahneye çıkmalarını emreder. Fakat ses tonundaki ifade bir insanı değil bir köpeği çağırıyormuşçasına umarsız ve kararsızdır.
Kahramanlarımız sahneye çıktığında büyük bir uğultu duyuldu. Sahneye atılan yumurta ve domateslerden bu protestonun daha önceden planlanmış olduğu anlaşılıyordu. Fyodor ise dimdik duruyordu… Gözlerinin parlamasından yanaklarının mutluluktan kızarmasından, bu olaydan ne kadar memnun olduğu anlaşılıyordu. ivan ve Mihayloviç sinirlenmişlerdi… Her ne kadar soysuz olsalar da bu kadarını kaldıramıyorlardı… Bir şey bulmak istiyorlardı kahramanlarımız şu Fyodor u halkın önünde rezil edecek küçük bir ayrıntı sadece… Sahnede resmen sağa sola bakıp aranıyorlardı… Sahnede tek görebildikleri dimdik yürüyen Fyodor dur… Fyodor bu sırada iki kahramanımızın arasına sokulup iki eliyle enselerine bir şaplak attı;
"Ne o… Sahnede yiyecek bir şeyler mi arıyorsunuz çok mu açsınız hahahaha"
Tüm konuklar bu espriye katılarak gülerler… Fyodor sahnenin arkasında duran uşaklarına dönerek:
"Sevgili kölelerim şunlara yiyecek bir şeyler bulunuz yahu haha" -
12.
0ivan :
"Aziz Petroviç dediği kim ola ki?"
Mihayloviç:
"Petrol zengini falandır herhalde… Ulan petrol işinde de iyi para var hee… Varil başı bin ikiyüz ruble olsa her gün on ruble ordan gelse doğalgazıydı suyuydu her gün yirmi ruble oraya gitse iyi valla iyi"
"iyi"
"iyi"
"Süper valla iyi"
"iyi"
Mihayloviç i birden hüzün bastı… Zenginin malı züürtün çenesini yorar diyecek gibi oldu ama sustu… O sırada yüzünü ivan dan bir an çevirip sahne de konuşma yapan Fyodor’a çevirdiğinde tam da Fyodor un ikisini işaret ettiğini gördü…
Fyodor, işaret parmağıyla Mihayloviç ile ivan ı göstererek:
"Her ne kadar bizler soylu ve olağanüstü karakterli insanlar olsak da soysuz sopsuz çapulcu dostlarımı da kırmayarak her ne kadar hak etmeseler de her e kadar sünepe çapulcu geriz…"
Mihayloviç ve ivan bakışırlar
"Bize mi diyor?" der Mihayloviç kaşlarını kaldırarak -
13.
0O sırada kamera iki kahramanımızın arasından yükselerek balo salonunu tepeden gösterir… Salonda bir hareketlilik vardır, çünkü soylu ailenin über soylu ultra karizmatik sansasyonik süpersonik hüptrik oğlu Fyodor konuşma yapacaktır. Fyodor sahneye çıkar ipek kumaştan giysisinin yere sürten bölümünü arkadan hizmetçileri kaldırıyordur. Hizmetçilerine birer tokat atarak sahneden indirdikten, beyaz ince eldivenini zarif bir şekilde taktıktan, yakasındaki karanfili düzelttikten sonra konuşmasına başlar:
Sevgili soylu misafirlerim ve onlar kadar soylu olmayan sünepe dostlarım;
Hepiniz biliyorsunuz ki bugün burada toplanmamızın nedeni benim, yani soylu mu soylu saf aryan ırktan gelmiş ülkesinin gözbebeği olan muhteşem Fyodor’un sevgili Olga’m ile nişanlanma törenidir.
Aziz Petroviç der ki:
ıığğüıış
sonra da sonuna muhteşem bir şiir ekler
üüç
ş
ö
ü
Ben de ona derim ki
o da bana soylu bir ifadeyle
ş
der…sonra ben d…
Olayı izleyen ivan, Mihayloviç’e dönerek:
"Konuşmadan bir şey anladın mı?" der.
Mihayloviç ise yüzünü buruşturarak:
"Aziz Petroviç ten sonrasını anlamadım" der - 14.
-
15.
0konu ?
-
16.
0bi işeyip gelcem
-
17.
0@3 karamazov kardeşler
-
18.
0
-
19.
0… o sırada ivan Anton Antonoviç kuşkulu bir ruh haliyle, serin bir ilkbahar gününde Belgrad ormanlarındaki henüz iki yaşını doldurmamış meyve vermeye henüz başlayan ama meyveleri henüz ham iken bu tadına doyulmaz hoş yeşiller içindeki minik kurtçukların yediği meyvenin bulunduğu ağaca konan bir kuş gibi ürkek olması gerekirken oldukça saf ve neşeli bir halde rüzgarın yaladığı duvarları la minör kuş sesleriyle şenlendiren hoş bir kış gününde gözlerini dünyaya açmıştı…
Hemşirenin sesleri ince perdeden sağlık ocağını inletiyordu :
- Kutlarım sizi ivan Olga Anton ibrahimoviç…nur topu gibi bir oğlunuz oldu -
20.
0ivan bey ise hiç istifini bozmadı… Sanki kurtlardan kaçan ve soğuk bir kış gününde sığınacak bir sığınak bulamamış kurt köpekleri gibiydi. ivan Olga Anton ibrahimoviç; şakaklarındaki beyazlara aldırış etmeyen bir mimoza çiçeği gibiydi. Uzun boyu, kaşlarının kalınlığı ve köşeli yüzü kararlılığının bir ifadesiydi; hatta o kadar kararlıydı ki kaşları 4 parmak kalınlığında, yüzü ise tam kare şeklindeydi. Ama ivan Olga Anton ibrahimoviç beyin iş ortağı Mihayloviç bey ise onun tam tersiydi hiç kararlı değildi. Çok kararsızdı bu yüzden yüzü daire şeklinde ve kaşları 0.5 uçlu kalemle çizilmiş gibiydi…
Ekran kararır ve birinci sahne biter…
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 04 12 2024
-
bi kız max bu kadar kapalı olmalı
-
bir keresinde torpili havada patlatmak için
-
wow girl çilek istermisin
-
mkultravictim31 telefon kulubesindeki
-
şamın motivenin
-
vikings videolar kismindaki cimsel
-
katliam yapma fikrim var ama
-
560 bin tl parasi olan salaktir
-
ukrayna valisini iskenceyle oldurmusler
-
gay olunca kafam rahatladii
-
aslanların da bir kedi olması
-
wowgirl dava acakmis ozelden soyledi
-
pehh yine akşamı ettik pehh 04 12 2024 19 31
-
sevdiğimi başkalarıyla göreceksem
-
bigun ecevit bi adam ve obur adam ahiretee
-
düşünsenize evde otururken ben geliyorum
-
sizin cift hesap kulandinizi bilmiyormuyuz
-
zaro ağa nın taku üstüne tak olur mu
-
wowgirl mesaj kutusuna bakip gecici
-
namık bile gitti buradan
-
züt giberler derneği
-
4 aralık 2024
-
wowgirl karim olsaydi gavat oldugum
-
amım yangın yeri
-
ah eski yazarlar
-
hala 18 sayfa başlık açılıyor hayret bişi ak
-
namik babasina kitap aldirmaliydi vol1
-
memati veledi nerdesin
-
mematiyle hapisteyken memati sabunu
- / 2