-
26.
+8Arabaya atladım, elimde kızın fotoğrafı ile aklımdaki birkaç yere gidip soracaktım en azından en son ne yaptığından haberim olurdu. Saat neredeyse öğlene geliyordu ilk durağım daha alt tabaka bir yerdi önünde 2 tane izbandut gibi koruma vardı sorunsuz şekilde girdim ilk adamın adı Ahmetdi girince barmene sordum direk ses etmeden bir arkalarda bir kapıya baktı oradaki koruma ile göz göze geldi anladığım kadarıyla, cebimden tam sigaramı çıkaracaktım ki karşıdaki bira şişelerinden arkamdaki yansıması gördüm görür görmez kendimi sola doğru attım adamın yumruğu boşa gitti omuzunda kavradığım gibi kafasını masaya vurdum 3. vuruşumda dişleri dökülmüş olacakki ne dediği anlaşılmayacak şekilde birşeyler geveledi o sırada barmen ile göz göze geldik elinin alta doğru gittiğini görür görmez cebinden glocku çıkardım ellerini havaya kaldırdı arkadan birkaç koruma ve Ahmet denen pekekent gelmiş olacakki herkes bir an duruldu, polis kimliğimi çıkarınca yüzleri çok daha fazla gerildi çünkü memura zarar geldiğinde başına çok daha büyük işlerin açılacağını biliyordu. Elimin altındaki adamı sağa doğru ittim birkaç adım yaklaştım korumalarıda birkaç adım öne attıki pekekent onları geri tuttu bende silahımı yerine koydum bir kafa işareti ile gelmemi istedi arkasından kurumlarda geliyordu ki tek başımıza konuşmamız gerektiğini söyledim onlarıda arada bıraktı.
Kısaca ölen kızdan bahsettim resmini gösterdim mekana çok fazla gelmediğini söyledi kendi kızlarından olmadığını söyledi sadece arada birkaç iş başladığını, en son 3 hafta önce gördüğünü söyledi gece işine gitmeden önce.
Herhangi birşey öğrenirse tekrar araması için numaramı bıraktım. Çıkmadan önce birkaç soru için fazla gürültü olmadımı memur bey diye alaylı bir laf attı ortaya, cevap vermeden hızlı adımlarla çıktım bir sigara yaktım.. -
27.
+8Ekşi kokudan sonra belimden tabancamı çıkardım klagib polis silahı yerine glock 26 kullanırım hafifçe banyoya doğru ilerledim birkaç sinek yanımdan geçti koku biraz daha arttı banyoyu açtığımda bir an rahatladım 2 fare ölüsü vardı, kapıyı tamamen açıp içeri girmemle kapının birşeye çarptığı fark ettim kapıyı ayağım ile sıkıştırıp hızlıca arkamı döndüm namlulu kapı arkasına çevirdim ve kokunun asıl kaynağı oradaydı muhtemelen 19 yaşındaki kız oydu ama yüzü gözü pek anlaşılır gibi değildi kapıyı biraz daha açmamla koku daha çok yayıldı cebimde hergün büroda verilen dandik plastik kalemlerden vardı genellikle yanımda bulundururdum, ilk önce ağzına ve gözüne baktım hiçbir dikiş vs yoktu daha fazla incelemedim, girdiğim gibi sessizce çıktım. Büroya haber verdim bizimkileri çağırdım ve olay yeri inceleme istedim en az yarım saate gelirlerdi o sırada dışarıda bir sigara yaktım soğuktu etrafta bir kafe varmı diye baktım karşıda vardı sigaramı bitirip kafeye gitmeye başladım.
-
-
1.
0devam et panpa okuyoz
-
1.
-
28.
+7Bir saatten biraz önce gelmiş olacakki ben geldiğimde Cemil sigarasını bitiyordu ayak üstü muhabbetten sonra giriyormuyuz diye sordu kafamla işaret ettim. Mekana girdiğimizde bir an gözler bize dikildi 180 den uzun 2 yapılı ve donanımlı olduğu az çok anlaşılan adam çok fazla gelmiyordu ben 184 boyundaydım 86 kilo olamam rağmen vücudum çok kilolu gözükmezdi bundan önce akademide öğrendiğim dövüş eğitimi dışında krav maga öğrenirken fitness ilede uğramıştım çok vakit harcamama rağmen her zaman meyvelerini topluyordum. Cemil zamanında hep öğrenmek istediğim özel harekat ve sat komandosu eğitimi almıştı narkotikten önce bir süre orduda bulunmuştu.
Hiç ses etmeden köşede bir yere oturduk üzerimizden gözler kalkana kadar 15-20 dk kadar oyalandık bundan 5 dakika sonra içeri direk bize bakarak bir adam girdi diğer masalarda oturan 10-15 kişilik grubun yanına oturup birşeyler fısıldadı ama oralı olmadık. Cemil otururken kalkıp barmene caner adlı tro yu sordum ceren demek istedin diye herhalde düzeltti bıyık altından sırıttı barmen ilk defa bir kızdı 25-26 yaşlarında siyah saçlı gamzesi olan birisiydi hava soğuk olmasına rağmen beli açık ceket giymişti. Hayırdır buraya çok soru sormaya gelen olmaz niçin geldin diye söze girdi ufak bir işimiz var diyip geçiştirdim bu arada ölen 19 yaşındaki kızı onada sordum tro nun arkadaşı olduğunu söyledi zaten bildiğimiz şeylerdi. Nerede olduğunu sordum, senin gibi bir adamın troyla ne işi var diye yine geçiştirdim ama beni sıcak basmıştı kızın sorduğu sorular beni daha da çok rahatsız etti, tekrar yerini sordum şuan burada değil iştedir herhalde diyip gülümsedi başka birşeye ihtiyacın varmı diye sordu kafamla yanıtladım.
Tam kalktım ki önüme neredeyse 100 kiloluk bir herif dikildi göz ucuyla bizim masaya baktım Cemil yoktu.. -
29.
+7Taksiden inene kadar silahı toplamadım havaalanına girmeden önce glocku parçalarına ayırıp, söktüm hepsini tek tek kutusuna yerleştirip onuda çantama koydum, sorunsuz şekilde içeri girdim internetten aldığım bileti erkenden doğrulatıp çıkartırdım, burası en azından güvenliydi köşede bir yere geçip kapşonumu kafama geçirip uyudum.
Kol saatimin alarmı ile uyandım saat öğlen 12 olmuştu telefonuma baktım ekipten gelen 1-2 mesaj dışında herşey temizdi, biraz aklımı toparlayıp düşündüm bundan sonraki iş tamamen benim üstüme kalıyordu hemde yasa dışı olarak diğerlerinin Türkiyede yapacak pek fazla işi yoktu 5-10 dk oyalandıktan sonra oturup havaalanı içinde yemek yedim ondan sonra bileti doğrulatıp uçağın kalkış saatini bekleyecektim.
Saat 1 gibi biletler kontrol edilip uçağa geçildi tekrar gözlerimi kapatıp uykuya daldım. -
30.
+7Biraz daha devam ettim dönüş yoluna doğru birkaç huura daha rastladım yine aynı şeyler adam burayada uğramış yaşlarını sormuş ve 19 yaşındaki bir kızı alıp limuzine binip gitmişler kızın adını sorup not ettim ve evin yolunu tuttum.
Eve giderken diğer bürodan bir eski dostuma sesli mesaj attım bu kız hakkında gerekli bilgileri verip bana bir adres veya numara bulmasını istedim yarına birşeyler çıkardı herhalde diye düşündüm. Sıcak bir duştan sonra hemen uykuya daldım. Sabah telefon sesi ile uyandım arayan eski bürodan arkadaşım Celil di kendi dinine bağlı biriydi sabah namazından sonra kendi bilgisayarından yerel siteye girip gerekli bilgileri sağlamıştı elimde bir adres ve bir telefon vardı, en azından nereden başlayacağımı artık biliyordum. Yemek yemeden çıktım evden bir sigara yaktım arabaya atladım o sırada numarayı çevirdim sabahın bu saatinde açmasını beklemiyordum ama numara kullanıma kapalıydı büyük ihtimalle verilen adreste boştu ama gidip kontrol etmek gerektiğini düşündüm.
Saat sabahın 6 sı gibiydi büroya 2 saat sonra uğrayacaktım o zamana kadar verilen adrese gidip işimi hallederim diye düşündüm. Verilen adres motel tarzı evler vardı numara 13 diyordu girişteki adama sordum evde bir kızın kaldığını söyledi birkaç soru sordu ama kafam alacak gibi değildi direk kimliği gösterdim odanın 2 blok sonra sağda karşıda olduğunu söyledi odaya giderken ağzıma bir hap attım.
Motel bayağı eski ve ucuza benziyordu çoğu kapıdan ses yoktu büyük ihtimalle herkes uyuyordu kapının önüne gelince zile bastım birkaç kere tıklattım ses yoktu birkaç dakika bekledim en son buraya birinin ne zaman geldiğini düşündüm, cebimden bir maymuncuk çıkardım tabiki izin olmadan girmem yasaktı hatta iş saatinde olmadığım için polis kimliğimi kullanmakta ama kimim umrunda, çok çaba harcamadan kapıyı açtım içerisi çok düzenliydi herşey yerli yerinde yalnızca banyodan gelen bir koku vardı, ekşi bir koku.. -
-
1.
+1hatunu öldürmüşler mi vay dıbına sokiym devam et panpa sonra noldu
-
1.
-
31.
+6Akşama kadar büroda eski dosyaları okumakla geçirdim göze çarpan farklı birşey yoktu, herhangi bilgi vermek için arayanda saat 7 ye geliyordu büromuda biraz toplardıktan sonra odamı kitleyi çıkıyordum ki bizim elemanları gördüm, büyük ihtimalle Namıkğada haber vermiş olacaklar ki oda gelmişti iyi yolculuklar dilemek için gelmişlerdi hepsiyle kısaca vedalaştıktan sonra sıra Bengiye geldi gülümseyerek fransızca bir sözlük uzattı ihtiyacın olabilir dedi,ona sarılamadım biraz ter basmıştı teşekkür etmekle kaldım.Tümünü Göster
Arabayı eve sürdüm ilk önce evin yerine baktım bunca zaman niye bakmadığımı düşündüm ama zaten havanın biraz daha kararmasını bekleyecektim diğer adamın evini bulmak biraz zor oldu ortalama 1 -1,5 saat geçti. Evi kendim bulamadım işbaşı bitmiş olsada eski arkadaşlarımdan birini arayıp isim verdim razı üfleyip püflesede yarım saat sonra arayacağını söyleyip kapatmıştı ama dediği gibi yarım saat sonra arayıp adresi bıraktı, tamam diyip kapatıyordum birşey değil dedi, teşekkür edip öyle kapadım.
Yanıma tüm maymuncuk kitini almadım zaten çantaya koymuştum çıkarmakta istemedim işine yarayacağını düşündüğüm birkaç malzeme aldım.
Adres çok yakın değildi 2 saate yakın araba kullandım ormanlık yoldan eve giden bir malikane vardı. Fazla vakit kaybetmedim saat zaten dokuz buçuğu biraz geçiyordu yeterince karanlıktı, arazi tamamen boştu ne park eden araç ne hayvan ne kuş rahatsız edici bir sessizlik vardı, etrafını biraz gezdim içeriside boş gibiydi evin duvarından atlayıp bahçeye geçtim çok fazla zorlanmadan arka kapıyı açıp girdim içerisi çok genişti mutfak olmasına rağmen hemen salona çıktım üst kata çıkan 2 merdiven vardı kısaca alt kata göz gezdirdim ama fazla birşey yok gibi geldi şahsi odası üst kattadır diye düşündüm.
Birkaç odayı aramakla yarım saatim geçmişti işe yarar birşey bulamadım aynı zamanda adamın odasınıda üst kat odalarla doluydu daha fazla vakit kaybetmeden en baştaki odaya gittim kapısı kitliydi, bu oda onundur siye düşünüp birkaç dakikada kapıyı açtım içerisi çok tozlanmamıştı diğer odaların aksine temizdi bile ilk önce çekmecelerden başladım başladım beklenmedik şekilde broşun diğer yanını buldum gözüm arkdaki fotoğrafa takıldı bir an elimdeki broşu fotoğraf ile karşılaştırdım, ondan sonra içten içe kendimi sövdüm yine tak yere gelmiştim broş ya karısının yada bir başka akrabasını aitti bir aile yadigarı gibi birşey boşu boşuna bu kadar yolu geldiğimi düşündüm, sinirden masaya bir tekme attım masanın altından ufak bir kutu düştü.
Tam kutuya bakıyordumki dışarıdan bir araç sesi daha geldi, arabayı gizli bir yere park etmediğim için kendimi tekrar sövmeye başladım, kimdi bu saate buraya gelen? -
-
1.
+3dizi gibi bitiriyorsun bin, meraktan ölüyorum burdayım ben devam et sen
-
1.
-
32.
+6Hız kesmeden gittim ama sanki karnım durmamı söyler gibi inledi, en son ne zaman yemek yediğimi düşündüm giderken bir benzincidem birkaç hazır içi kremalı ekmek aldım çok doyurucu değil ama en azından akşama kadar iştahımı keserdi, üstüne bir sigara yaktım paket neredeyse bitecekti arabaya binmeden dönüp bir paket sigara aldım.
O sırada telefonum çaldı arayan Cemildi rahip hakkında birkaç bilgi vermeye başladı adam buraya tatil için gelirmiş (tabi sözde), düşünüldüğü kadar temiz olmayan birisi halka, yardımsever rahip imajı çizmiş ancak avrupada genç kızlara tacizden birkaç soruşturması olmuş sonradan bu soruşturmalar düşmüş, az çok rahibimizin niye bu kızı seçtiğini anladık genç kızlardan hoşlanıyordu daha kötüsü çocuklardan...
O sırada kızına araştırdığını söyleyen cemil taner diye bir tro ya ulaştığını söyledi gidip konuşup konuşmadığını sordum, konuşmaya gittiğini söyleyince adresi tekrar edip doğruladım nereden bulduğumu fazla sormadı üstlemedi orada 1 saate buluşmaya anlaşıp kapadık. Aslında Cemilin gelmesi işime gelmişti çünkü fazladan kol kuvveti daha çok işime yaşayabilirdi. -
33.
+6La şurda biz bize 3-4 kişi takılıyoz az dayanın, yarım bırakmak istemiyorum hikayeye Perşembe günü devam edip etmemek arasında kaldım sizinde bir fikrinizi alayım dicem ama perşembe günü saat 2 den sonra gece 12 ye kadar yazabilirim zaten konu çok üslerde değil siz takip etseniz yeterli olmadı perşembe rez alırsınız.
-
-
1.
0Kardes sen seri yaz okuyom ben
-
2.
0Ya yaz işte aq bossun sardi lan zevkli yaz
-
3.
0Proje ödevim var uğraştığım şeye bak neyse mk devam ediyorum arada gidersem çok şey etmeyin.
diğerleri 1 -
1.
-
34.
+6Büyük ihtimalle verilen haplardan kafası biraz uyuşuktu, hemen konuya girmedim daha doğrusu girmek istedim ancak nasıl bir tepki alacağımı bilmiyordum buda beni tedirgin etti, birkaç basit sorular sordum, buradan memnun olup olmadığını vs az çok muhabette başlayınca çocuğu olup olmadığını sordum bir tane var dedi aslında o ufak yaşta öldüğü için nasıl gireceğimi pek bilemedim ama nerede olduğunu sordum, bazen gelir bazen gider dedi, ingilizce konuşmak ona oyunmuş gibi geliyordu biraz bu yönden çat pat konuşsada utanıp durmuyordu, kızı hakkında birkaç soru daha sordum ama sanki hala yaşıyormuş gibi konuşuyordu, fazla üstelemedim.
Tam kalkarken 24-25 yaşlarında genç bir bayan gülümseyerek yanıma geldi direk Türkçe konuşunca şaşırdım yanına oturdu, ortalama 1.71-72 boylarında kumral saçlı bir kızdı altına beyaz dar pantolon üstüne hırka benzeri birşey giymişti, dişleri bembeyazdı adı Melisa imiş telaffuz ederken s yi bastırarak söyledi burada bu şekilde kullanıyormuş. Ben hem Türkçe konuşmasına hemde yüzüne bakarak bayağı afallamıştım ama o hiç gülümsenesini bozmadı, çok narin bir yüzü vardı gözleri ne kahverengi nede elaydı bal rengi gibiydi çok açık ve ışık ışıl.
Adını söyleyip elini uzattı birkaç saniye durduktan sonra elini fark ettim hemen sıktım, ben hala şaşkın iken konuşmamdan Türk aksanımın olduğunu anlamış kısa bir muhabett ettik kendisinin anne tarafsız fransız baba tarafı Türk imiş ikisinide kaybetmiş ama burada yaşıyormuş boş zamanlarında hep gönüllü olarak böyle kuruluşlara yardım edermiş. Kendisi yanındaki hasta ile daha çok ilgilenirmiş kızını kaybettiği için, bende bilebilir diye düşünerek kendisine birkaç soru sormak istedim oda beni bir kahve içmeye davet etti. -
35.
+6Kendim yazıp kendimmi okuyorum lan
-
-
1.
0yok panpa devam et sen
-
2.
0reserved
-
1.
-
36.
+5Gözlerimi açtığımda uçak inişe geçiyordu bayağı kendimden geçmişti uçak Paris'te inecekti, indikten sonra hemen bir araba kiralayıp Lille şehrine geçecektim oradada bir motel kiralayacaktım. Kısa sürede işlemler bitti hemen çıkıp bir taksiye atladım çat pat ingilizce ile karışık fransızca ile bir oto kiralama yerine zütürmesini istedim 25-30 dakika sonra istediğim yere getirdi parasını verip indim seri adımlarla içeri girdim genel olarak arabalar turistlere kiraladığı içim dört dörtlük ingilizce hatta biraz Türkçe bilende vardı sahte kimliklerden birini bırakıp 1 haftalığına arabaya kiraladım. 2014 model bir jeep kiraladım benim için idealdi çok fazla bagajım yoktu ama bu arabalar her zaman hoşuma giderdi.
Çok geçmeden arabaya bir kenara çekip çantamdan silahımı ve bıçağımı çıkarıp yerleştirdim silahı birleştirip belime bıçağıda kılıfına yerleştirip sağ ayak bileğimin üstüne koydum şuan için herşey normaldi ama birşey unutmuş gibi hissettim, kafama sonradan dank etti kutu hala ceketimdeydi bunca olandan sonra ve uykusuzluk üzerine aklımdan çıkıp gitmişti, içindekiler her neyse havalimanında sorun çıkarmamıştı, hemen kutuyu çıkarıp açtık içinde plastik broşlar vardı yine söve söve arabayı çalıştırdım broşlara çok anlam yüklemedim zaten hepsi eski gibiydi arkaya atıp yola devam ettim.
Saatler sonra istediğim şehre geldim bir elimde kızın annesinin yaşadığı yerin adresi vardı babası ölmüştü adrese fazla uzak olmayan bir yerde motel kiralayıp hemen yerleştim birkaç basın kartı, gazeteci kimliği gösterip bir hafta kalacağımı söyledim biraz el kol hareketleri biraz ingilizce ile anlaşıp parayı peşin verdim.
Bugün son kez dinlenecektim laptoptan birkaç araştırma ile devam edip adresi teyit edecektim, aşağı inip motele ait internetin şifresini istedim 15 euro bırakıp aldım kafamı yaslayıp tekrar herşeyi gözden geçirdim. -
37.
+5Tüm bilgileri doğruladıktan sonra annesine aramaya koyuldum. Yazılan adrese gps yardımı ile ulaştım, toplu eski bir apartmandı numaraya bakıp kapının önünde kadar geldim birkaç kere zile basıp kapıyı vurdum, kimse açmadı 4-5 dk sonra yandan yaşlı bir kadın çıkıp fransızca birkaç şey söyledi, ingilizce birkaç şey söyleyip kadının ismini tekrarladım bir 5 dakikada anlamsız diyaloglar ile geçti en sonunda kadın bekleme söyleyen bir işaret yaptı bir dakika sonra elime bir kağıt sıkıştırdı, akıl hastanesinin adresiydi teşekkür edip apartmandan ayrıldım.
Akıl hastanesine gitmek işimi sıkıntıya soktuk gazeteci kimliğinin işe yaraması umuduyla 20 dakika sonra hastane bölümüne geldim içeri girer girmez girişteki kadına gazeteci kimliğini gösterip, akıl hastaları ile röportaj yaptığımı Türkiyede salladığım bir dergide yayınlancağını söyledim, Benginin verdiği sözlük işe yaradı neyseki azıcıkta ingilizce biliyordu, tercüman olarak birini vermek istedi kabul etmedim özel gibi olacak bir arkadaş gibi muhabbet edeceğim gibisinden birkaç insani şey zırvaladım beni bir hasta bakıcı aracılığı ile dinlenme odalarına soktu.
Çok normal bir şekilde ziyaretçi gibi aradığım kişiyi sordum bir el işareti ile gösterdi biraz boş boş dolanıp birşeyler not alıyor gibi yaptıktan sonra yanına gidip ismi ile hitap ettim, boş gözler ile bana baktı. -
38.
+5Beni hastane bahçesinin karşısında ufak bir yere zütürdü, yol boyunca hep gülümsedi buda az çok benide tebessüm ettirmişti, kendisi küçüklüğümden beri burada yaşıyormuş üniversitesini bitirmiş iyi bir gazetede editör olarak çalışıyormuş, sahte gazeteci kimliği kullanmam beni burada biraz gerdi ama neyseki mesleğim ile ilgili fazla soru yöneltmedi, kız hakkında birkaç soru daha sordum sahip olduğum tüm bilgileri biliyordu, banada birkaç kaldığım yer bölge ile soru sordu oraları hakkındada birkaç öneride bulunmuştu, kız hakkında çok farklı birşey öğrenemesemde bu yaptığım muhabett beni mutlu etmişti, ayrılmadan önce telefon numarasını bıraktı birşey sormak istediğimde arayabileceğimi söyledi yada istediğim zaman, teşekkür edip ayrıldım.
Motele dönmeden önce kızın mezarına gitmek istedim, bir sebebi yoktu belki düşünmek için aklıma birşeyler gelir diye düşündüm. Türkiye'deki edindiğim gazete arşivinin önemli yerleri not etmek dışında birkaç sayfanın fotoğrafını çekmiştim, mezar ile ilgili birkaç haber vardı ayrıntılı bakınca adresi buldum, gps e girdim ortalama 1 saatlik yol vardı sigara yaktım, ağzıma bir hap atıp düşünerek yola devam ettim, aklımın bir ucunda hep Melisa vardı daha doğrusu Melissa burada öyle kullanıyordu çok sıcakkanlı biriydi, mezarlığa varmıştım. -
39.
+5En kısa zamanda büroya geldiler kendi planımı açıklamadan önce neler öğrendiklerini sordum. Önce Bengi başladı diğer adamların iş birliği yaptığını öğrendi birçok seminere beraber çıkmışlar ama kendisi hep biraz arka planda olmuş, kendiside birkaç taciz olayına karışmış ancak olay hiç yargıya gitmeden kapatılmış sadece eski birkaç dergi ve gazetede yayınlanmış onlarda iflas etmişti. Aynı şekilde Fransa'daki kız olayındada adı geçmiş yine hiç yargıya çıkmadan sıyrılmıştı, Cemile döndüğümde başını iki yana salladı adamı hiç gören duyan olamamış ancak diğer ihtiyar ile aynı günde sınırı geçmişler şuan elimizdekiler sadece bunlardı..
Hiç uzamatmadan konuya girdim zaten kendileride farkındaydı ki olay sınırları aşıyordu çok garipsemediler, önce kızın yakınları ile fransada görüşeceğimi anlattım ondan sonra direk Çine geçip taş satıcıları hakkında bilgi alacaktım. ingilizce konusunda hiçbir sıkıntım yoktu bu yönden Çinde zorluk çekeceğimi düşünmedim çünkü ingilizce bilen sayısı çoktu, çat pat rusça dışında çok az fransızca biliyordum.
Birkaç tavsiye ve vedalaşır gibi konuşmadan sonra dağıldık direk amirin odasına geçtim, izin istediğimi söyleyince şaşırdı tamda soruşturma ortasında, olayla ben gelene kadar çocuklar ilgilenir biraz kafamı toparlamam gerek diye geçiştirdim çok uzatmadan kabul etti 1 haftam vardı cumartesi pazar ile 9 gün neredeyse birkaç gerekli şeyide toplamadan önce yarın için uçak bileti almaya gittim.
Bankada bir miktar birikmiş param vardı tek yaşadığım için geçim sıkıntısı çekmiyorum hep bir kenara atıyordum en azından bir işe yarayacaktı, eve gidip bileti internet üzerinden aldım yarın saat 13.30 da uçak kalacaktı. -
40.
+5Burada yapacak şeylerim olup olmadığını düşündüm arşivlerde doktorun ismini bulamadım, neyseki gazetede köşede kız ile ilgilenen doktor yazıyordu, öldüğü açıklamasını yapanda oydu. Adresini nereden bulabileceğimi düşündüm aklıma Melissa gelmişti saat biraz geç olmasına rağmen birkaç kez çaldıktan sonra telefonu açtı alo demesinden telefon arkasında dahi gülümsediğini düşündüm, biraz merhabalaştıktan sonra doktoru sordum direk biraz sessizlik olmuştu hala aynı soruşturmayımı yürütüyorsun diye sordu biraz afalladıktan sonra bir kahkaha patlattı biz kendi aramızda araştırmacı gazetecilere böyle deriz niye bu kadar kem küm ettiğimi sordu histerik bir gülme sesinden sonra başka birşeye takıldığımı söyleyip geçiştirdim, böyle basit terimleri bilmem gerektiğimi düşündüm ama olan olmuştu üstelemedim.Tümünü Göster
Bana bir adres bıraktı kendi gazete bürolarının adresi idi 15 dk sonra orada olacağını söyledi, kendiside arşivlere bakacaktı. Geldiğimde çoktan oradaydı, üstüne uzun bir palto giymişti, altına kot pantolon çok hafif topuklu spor tarzı siyah ayakkabıları vardı hala gülümsüyordu. Umarım çok bekletmedim diyerek lafa girdim yeni geldiğini söyleyip büroya açtı, arşiv odasına kadar muhabet ettik, normalde gazeteciler böyle bilgileri bulundurmazdı ama bazı gazete büroları özel röportaj yapıp kimle nerede yaptıkları gibi bilgileri kaybederlerdi, kahve isteyip istemediğimi sordum bir bardağın fena olmayacağını düşündüm 1980 üstü röportajların yerini eliyle gösterip kahve koymaya gitmişti, hızlıca tarihlere bakıp aradığım yeri buldum o sırada kahveleri getirmişti. Hala yüzünde hiçbir makyaj yoktu hafif uzunca yüzü vardı tamamen pürüzsüz, biraz laflayarak armaya devam ettim, röportajı benden önce bulmuştu oturup okuduktan sonra bilgi kısmında adresi buldum tam toplarken fotoğrafını çekmek aklıma geldi yukarı doğru uzanmış tam yerine koyuyordu, söyledim zaman pozisyonunu hiç bozmadan kağıdı bana doğru çevirip belinin yanında tuttu hemen fotoğrafını çektim beli biraz açılmıştı ince ve narindi tıpkı yüzü gibi, kağıdı yerine koydu, gülümseyerek yine bana döndü, sanırım elimden gelebilecek bu kadar bundan başına tek başınasınız sayın dedektif diyerek daha çok sırıttı bembeyaz dişleri yine gözüktü. Tekrar teşekkür ettim yine laflayarak dışarı çıktık, evine kadar bırakmayı teklif ettim yakın olduğunu söylerek teşekkür etti öylece ayrıldık. -
41.
+5Arkadaşlar kusura bakmayın devam ettiriyorum ama yoğun bir işim var yavaş olabiliyor bazen her boş olduğumda yazıyorum.
-
42.
+5Yanıma laptopumuda koydum çantasıyla herşeyi hazırladım silah çantasının iç kamuflesini ayarladım, gece evi araştırmaya gideceğimden silahı sökmedim yanıma yeteri kadar mermi alıp, yine özel alaşım kaplı 9mm kurşunları ve birkaç silah ekipmanın çantaya dizdim. Bankadan çektiğim parayı diğer çantama doldurdum maymuncuk kitinide özenle yerleştirdim. Yanımdan hiç ayırmadığım Avatar 3 bıçağımı bugün lazım olmaz diye düşünüp silah kutusu köşesine yerleştirdim. Şimdilik herşeyim hazırdı akşam olmasını bekleyecektim aslında iznim çoktan başlamış sayılırdı ama yinede günü büroda geçirecektim.
-
43.
+2 -3bunu bizimle paylaştığın için teşekkürler. sayende
aydınlandım aynı zamanda oldukça keyifli vakit
geçirdim. kısacası okurken zevk aldım. gerek
steinbeckin canlı betimlemeleri gerek
dostoyevskinin depresif havası kaleminizde
mevcut. -
44.
+5Arkdaki adamlardan biri sırıtarak elinde arabanın sirenini getirmişti büyük ihtimalle camdan görmüşlerdi hatta arabanın cdıbını kırmışlardı ama şuan daha büyük bir sorun vardı, hemde önümde. Birşeyemi bakmıştınız memur bey dedi yarım yamalak sırıtarak, o anda yapacak birşey yoktu olacaklar belliydi ilk darbeyi vurmak her zaman avantajdı.
Adam ağzımın içine düşecek kadar yakınımdaydı elimi kaldırmam uzun sürer diye düşündüm bir yandanda belindeki silahı, adam biraz daha yaklaştı göbeği dokunacak kadar bende hiç beklemeden tam burnuna bir kafa attım o koca cüsseli adam yeri sarsacak kadar inledi oradan akciğerine bir yumruk indirdim nefesi tamamen kesildi o sırada yandan bir yumruk geldi hemen kafamı geri çektim yumruk burnumu sıyırdı geçti, adamın dirseği boğaz hizama geldi kolunu tuttuğum gibi var gücümle dizime doğru eğip bir diz attım kolu kırıldı aynı şekilde inledi, hemen elimi belime atıp silahımı almaya çalışırken 2 kişi daha üstüme çullandı silahın üstüne düştüm neyseki emniyeti kapalıydı.
Hızlıca ayağa kalkmaya çalışırken burnuma çok kötü bir tekme yedim aynı maçtaki gibi kafam bulanıklaşmaya başladı derken Cemil girdi karşısına ilk gelen adama öyle bir vurduki burnu resmen içine göçtü, vurduğu adamı boğazından yakalayıp kendine çekti ve direk silahını çıkarıp birkaç el havaya ateş etti sonra namluyu onlara doğrulttu bu birkaç saniyelik durgunlukta hemen yerden kalkıp bende silahımı aldım diğer elimle polis kimliğimi çıkardım, burnum kanıyordu.
Adamların üstünü aradıktan sonra ayrı bir ekip çağırttık bunları zütürmeleri için o kargaşada 4-5 tanesi arka kapıdan çıkıp gitmişti 6 sı bizdeydi arabaya yükleyip emniyete zütürdüler o arada bende burnuma baktırdım. -
45.
+4Gps e hızlıca adresi girdim bir sigara daha yakıp yola çıktık ortalama 2 saatlik yol vardı, gazeteci kimliğinin iş görmesi umuduyla sürdüm. Hastaneye gelmiştim hemen girişe gidip gazeteci zırvalıkları vs anlattım arşiv sorumlusuna zütürdü aslında bilgi vermeleri yasaktı vermelerinide umuyordum zütüren kişide kendisi bilmediği için zütürüyordu. Arşiv görevlisi biraz beni süzdü muhtemelen 35 li yaşlarda ama çok daha erken yıpranmış biriydi, yine aynı şeyleri anlattım aslında ne için geldiğimi görevli söylemişti yani yasak olduğunu bile bile dinledi sonrada birkaç gizlilik kuralını saydı, yanında euro taşımam avantajdı buradan Çine gideceğim için her yerde geçerli olan para birimini hiç bozdurmamıştım.
Gazeteci kartı altına 50 euro koydum o şekilde uzattım, kartı geri uzattı biraz burun kıvırdı içimden söverek altına 50 euro daha koyup uzattı, buruşuk yüzüyle gülümsedi anahtarı uzatıp 1 saat zaman verdiğini söyledi, anlamadığımı düşünüp el kol hareketi ile 1 saati anlatmaya çalıştığı anladığımı söyleyip girdim.
Arşiv tabiki fransızcaydı her ne kadar rahatsız edici olsada ama arşivde ad soyad giriş tarihi gibi kısa şeyler yazdığı işin pek ihtiyacım yoktu raporları okumakta sıkıntı çekebilirdim büyük ihtimalle, yavaş yavaş 1989 u buldum tek tek isimlere baktım kızın adını bulmuştum ancak yanında sadece giriş tarihi yazıyordu yani taburcu olduğu gün yazmıyordu. iş raporlara düştü diyerek diğer arşivleri aramaya başladım önce tarih sonra isim sıralaması, kızın adı yoktu çok şaşırmamıştım. Genellikle bu tür olaylarda aileler çocukları rencide olmaması için olabildiğince gizli hallederlerdi işlerini, isim değişiklikleri, taşınmalar gibi gibi, çok bir bilgi bulamadım ama bir sonucu kesinleştirmiş olmuştuk kız hayattaydı.