Aslında sıradan bir barmen olan ben, yani Desmond Miles atalarının genetik kodlarından Animus adlı bir makine sayesinde yararlanarak geçmişe gidicektim, çünkü dünyayı kurtarmak "apple of eden'a" bağlıydı, onu bulmak ise BANA !

Abstergo adlı bir şirkete geldim. Açıkçası tedirgindim çünkü daha önce bu şekilde dizayn edilmiş bir şirket görmemiştim. Değişik bir odaya geldim ve gördüğüm manzara büyük bir cihaz (Animus) Lucy adında sarışın güzel bir bayan ve ismini hala bilmediğim bir profesör bozuntusu !

Vücudum makineye bağlandığında oldukça soğuk hissediyordum ve hala tedirgindim ancak oldukça hızlı işlemlerde bulunuldu ve ben Desmond Miles Kudüs'de 11.yy'da yaşamış olan suikastçi (haşhaşi) atam Al'tair ibn La Ahad'ın bizzat kendisiydim...

1 kişi bile okusa yeter devam edicem...

benim makineye de yatmak ister misin qumqi xdxdxd

Vücüdunda olduğum insanı bilmiyordum en doğrusu neler oluyo hiç bir fikrim yoktu. Şehirde omuzlarımı açarak kasvetli kasvetli ve bir o kadarda şaşkın bir biçimde yürüyordum birden omzuma sertçe bir el geldi, hızlıca arkamı dönüp kıvrak bir hareketle kafasını çevirerek beni görmeyeceği şekilde bıçağı boğazına dayadım, ve tedirgin bir sesle "Al-tair benim sakin ol" dedi, birden bıçağı çektim ve geri geri giderek düştüm daha sonra ise birden yüksek sesle bağırarak uyandım.

Lucy'i gördüm bulanık bir şekilde hızlıca bana doğru gelip dediklerini yapmanı aksi takdirde bir daha hiç uyanamayacağımı söyledi ki başka çaremde yoktu makinenin içine usulca tekrar yattım Al-tair'in vücuduna döndüğümde başımda oldukça çok muhafız vardı kılıçlarını tam üstüme saplarken büyük bir grup atlarıyla şehre girdiler başımdakiler hızlıca kaçmaya başladı ben ise hic tanımadığım çekik gözlü, kısa boylu, köse insanların arasında ordan oraya sürükleniyordum ancak bir grup daha çıkarak bu insanlarla savaştı savaştan istifade kaçtım ancak yaralıydım ve kendime geldiğimde Şam'daydım.

Evet ibn-ül Mahyerat şuan tam karşımdaydı plan belliydi halkın içerisine girmiş adamlar "suikastçi varrrrrrr" diye bağıracaktı bu sırada o an ki şaşırkınlıkla vali 1 saniye duraksıyacak ve kalbinin tam ortasına hançer yiyecekti. Suiksast'in gerçeklesmesine dakikalar kalmıştı vali oldukça şık giyimli biriydi ve aynı zamanda komutan olduğu için askeri gücüde yüksekti buda suikasti daha zor kılıyordu 3... 2..1. "Suikastçi var kaçınnnnnnnn" kısa bir terleme ve vali ile gözgöze gelişim hançerle tam kalbine isabet almam 10 saniye içerisinde olmuştu suikasti yapmama rağmen bağırarak ordan uzaklaştım ve kaçtım ama sadece ben diğerlerinin cesetlerine bile ulaşılamadı...

Masyaf'a geldiğimde kahramanlar gibi karşılanacağımı sanıyordum ama öyle olmadı.Al-Muallim'in yanına gittiğimde bana sert bir dille " Korkak herif biraz olsun cesur ol kardeşlerini orda bıraktın ve kardeşliğin yeminini bozdun" diyerek bıçağını karnıma sapladı tek hatırladığım yer "Bu köpeği Antakya'ya sürgüne gönderin" Antakya hakkında bildiğim tek şey Tapınakçıların olduğu karargah beni oraya gönderiyorsa Tapınakçılarla iş birliği var bu durumda "ALLAHIM AL-MUALLiM TAPINAKÇI O HAiN"

Şam'da yaralı bir biçimde geziyordum sokağı döndüğümde 2 tane cüppe giymiş başınıda kapşon ile kapatmış iri cüsseli iki adam geldi yanima birisi kulağıma eğilip "Bu topraklarda güvendesin Al-tair" dedi ve elime bir kese sıkıştırdı.Bu işten oldukça çok sıkılmıştım, ancak birşey yapamazdim çünkü dünyayı sadece BEN KURTARABiLiRDiM ! Bir köşeye oturdum hiç halim yoktu aç, susuz,yaralı, yorgun ve çaresizdim yeryüzünde ne kadar olumsuzluk varsa beni bulmuştu. Keseyi açtığımda 1 altın 1 şişe ve küçük bir kağıt vardı şişede enerjimi arttirabilecek birşey olduğunu düşündüm ve öylede oldu biraz olsun iyiydim en azından önümü görebiliyordum. Kağıtta yazan şey şehrin en yüksek dağında bulunan bir kaleydi evet orası Masyaf Kalesi'ydi !

1 Altınla karnımı güzelce doyurup üstüne yaramıda sardırmıştım geriye tek bir şey kalmıştı Masyaf'a gitmek.Bu durumda gitmem zordu ancak uzun süren yolculuğun sonunda kale'ye gelmiştim, sanki beni bekliyorlardi muhafızlar hiç bişey bile söylemedi doğruca içeri zütürdüler beni düşündüğüm tek şey Kudüs'de beni öldürmeye çalışan insanlar bunlardı ama yanılmıştım bunlar suikastçiler onlar ise Haçlı'lardı. iceri girdiğimde temiz bir kıyafet biraz yemek ve yıkanma ihtiyacımı gidermiştim, daha sonra yanıma bir suikastçi gelip Ismail seni bekliyor dedi anlamıştım Arap Halk'ının içindeydim daha sonra Ismail'in Al-Muallim'in karşısına çıktım. Bana suikastçi kardeşliğinden bahsedip kardeşliğin 3 yeminini tekrar edip tarikata katılmamı istedi tereddüt etmeden Al-Muallim'in dediklerini yaptım. Başımı okşayıp şimdi kendini kanıtlama zamanı diyerek emrime 20 suikastçi verip Selahattin Eyyubi'nin 1.Komutani ve Şam valisi olan ibn-ül Mahyerat'ı öldürme emrini verdi peki yapacaktım ancak anlamadığım bir şey vardı, henüz yeni gelmeme rağmen bana olan bu güvenleri neydi ? Sorumun cevabını almak için 3 gün sonra gerçekleştireceğim suikast çok önemliydi ve nihayet o gün geldi Şam sokaklarına inmiştim...

3 yılın ardından kendim hakkında her şeyi öğrendim Al-Muallim'in nasıl irtibatlari olduğunu kimlerle iş birliği içinde olduğunu herşeyi öğrendim artık Masyaf'a dönmeye hazırdım...

3 yılın ardından Masyaf'a gittim hiç bir değişiklik yoktu. Dogruca Al-Muallim'in yanına gittim konuşmama izin bile vermeden "Kardeşliğe yeniden girmen için yapman gereken 8 suikast var"dedi. Koşulsuz kabul ettim amacım belli LiDER OLUP APPLE OF EDEN'I ALMAK !

ilk suikast Selçuklu imparatorluğu Baş Komutanı Celaleddin Hüsrev. Bunun için ilk olarak Malazgirt'e gittim 4 aylık takipin sonunda onun izini Tebriz'de yakaladım amacım net TEBRiZE GiT VE ÖLDÜR !

Tebriz'de Hüsrev'i öldürmek için 2 ay bekledim bu sırada burada küçük bir örgütlenme kurdum suikasti onlarla yapacaktım. Hüsrev askerleriyle Şirvaz adlı bir Arap köyünü bastı beklediğim an buydu fırsat ayağıma gelmişti resmen bölge halkını ayaklandırip köyün çıkışına yonlendim. Askerlerinin 4/3.5'ını isyanı bastırmak için köyde bırakan Hüsrev köyün çıkışında yakalandı soğukkanlı bir şekilde Hüsrev'i öldürdüm ama iş bununla bitmiyordu Hüsrev'in mührünü ele geçirebilirsem 8 suikasti yapmama gerek kalmayacaktı Hüsrev'in ölürken söylediği tek cümle Mühürde Adem'in Elma'sıda(Apple Of Eden) Al-Muallim'de..

Yemekden sonra devam edicem beyler.

Rez lan Rez Assassinci yanlız conora kadar devam et giberim

Devam edeyim mi beyler ?

Okuduğunuzu belli edin devam edicem ben.

Okuyan varsa devam edeyim.

Haşaşin's creed

Okuyacam rez

Beyandım

Olm kimse mi assassins creed hikayesini bilmiyor lan

Rez alınmıştır

rezerved

Git kendin seneryo olustur

Watpadd alintisi gibi geldi ama neyse panpa şuku

Altairden başlat reveletion da bitir pnp dehset hikaye okur