/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 6.
    0
    Tüm gücümü toplayarak yanımızda ki tek erkek olan arkadaşıma doğru bir tek adım atabildim. Allahtan aramızda sadece bir adımlık mesafe varmış. Başımı göğsüne yasladım. Allahtan boyu benden uzunmuş. „Ben ölüyorum galiba“ diyebildim. Ve sesini işittim o kalabalık gürültünün içinde: „saçmalama çok güzelsin, çok iyisin merak etme, rahat ol“.
    ···
  2. 5.
    0
    Aq apranaxı bende de oluyo öyle panpa. Yoğurt ye
    ···
  3. 4.
    0
    coookkk uzun
    ···
  4. 3.
    0
    içerideki nüfus artmaya başlamıştı. Biz topu topu dört kişiydik ve kalabalık olmaya başlamıştı dans pisti. Yer sıkıntısı hareketlerimi kısmama sebep olmuşken bir ağırlık, gerçek anlamda çok ağır bir yoğunluk gelmeye başladı üstüme… Sanki üstüme üstüme geliyordu herkes. Gözlerimi kapattım, açamadım. Açamıyordum zaten. Muhtemelen gözlerimin biri sağa diğeri sola doğru kayıyordu. Göz kapaklarımı kaldıramıyordum ki. Aman tanrım herhalde ölüyordum. Kalabalığın üzerine yağan, sürekli yanıp sönen, renkli ışıklar da olunca gözümü odaklamam iyice zorlaşmıştı. Tam karşımda duran kız arkadaşım yüzünde tam sevimlilikle minik minik hareket ediyor, üzerine vuran ışıklarla bonbon şekerine benziyordu. Sorun bende olmalıydı; çünkü ben zevk almak yerine ölümle cebelleşiyordum. Nefes alamıyordum…
    ···
  5. 2.
    0
    kırmızı mı mavi mi
    ···
  6. 1.
    +1
    Ben istedim! Hep‚ istemekle çalışır yaşam ve ben de onların (ki kan bağım var onlardan biriyle aramda) eğlence yaşamlarını paylaşmak istedim. Bir tek sefer. Bir kereden bir sey olmaz, denemek lazım hayatta her şeyi diyerek. Ne kadar basit değil mi? Bir küçük hap! Beyaz. Üzerinde süpermen amblemi var. Ne komik! Ne yapabilir ki bana….? Bir dergi de okumuştum, şimdilerde çok popüler olan dergilerden birinin ya ilk ya da ikinci sayısıydı. Şöyle diyordu kullananlardan biri: „Masada duran kültablasını bile sevebiliyorsun, acayip bir şey, bir duygu!…“. Sormuştum: öyle mi olacak? diye; „evet“ dediler, „öyle bir şey“. Gülmüşlerdi sonra, „keşke biz de ilk kez yapıyor olsaydık senin gibi… ilkin tadını alamazsın diğerlerinde“. Hoşuma gitmişti ilk oluşu, bana özenilişi ve cesaretim artmıştı. Onlar defalarca kullanmıştı, benimle de kullanacaklardı ve hala neşeyle hayattaydılar. Ne hoş. Sonunda ölüm yoktu. Bir deneyim sadece…

    Gece klubüne (ki şehirdeki en revaçta mekanlardan biriydi) gitmeden az önce bir şişe suyu paylaşarak içtik haplarımızı hepimiz aynı anda. Daha şimdiden bir kasılma hissediyordum karnımda, heyecandan. Acaba neler olacaktı? Gece yarısı olmadan gittik kulübe. Erken bir saat, normalde gece yarısından sonra kalabalık olmaya başlar öyle yerler. Müzik de artar gelenlerle birlikte ve seni sarar kalabalığın içinde, dans edersin kendini ritme kaptırarak. Ilk gidişim değildi bu ama ilk kez racona uyduğumu hissediyordum, ben de sizdenim diyordum içimden, ben de paylaşıyorum sizinle aynı şeyi, hepimiz marjinaliz, öyle değil mi?. Tuhaf bir histi bu, henüz bir şeyler olmamasına rağmen zevkle dans ediyordum içimden geldiğince hala tenhalıkların olduğu pistte.
    ···