istanbul trafiği mağlum.
ne kadar gayret etsem de yetişemedim ve 27 yaşında koskoca herif altıma sıçtım.

pantalonum, içliğim ve boxerım;
arkaki boy aynasına kaydı gözüm.
sırtımın kılları belimde kesiliyor, zütüm dolunay gibi parıl parıl parlıyordu.

lobları sağa sola açarak incelemeye başladım, bayağı sağlam ve sıkı duruyordu.
içerden kardeşim seslendi

– ağbiii ne yapıyosunn ??

hemen toplanıp odaya gittim.

ama aklımı kurcalıyordu bişiler.
uyurken muncırmaya, gün içinde dönüp dönüp bakmaya başladım.

züt züt değil, unesco kültür mirası gibidi.

bu durum rahatsız ediciydi, lobları ustura ile traşlayıp kıllandırmayı bile denedim
nafile..

yavaştan zütümle yaşamaya alıştım, şimdi her yaz tanga giyip evin çatısında güneşlediriyorum zütceyizimi.

Arada arkadaşlarıma sorasım geliyor, benim zütü nasıl buluyorsunuz diye.

Ama bi muallak damgası yersem kahveye bile almazlar.

Geçen yine iş çıkışı yolda bi travesti gördüm, usulca sokulup merhaba dedim.

Güneşimi görmek istiyorsun yakışıklı dedi,
Yok daha çok zütümü göstermek istiyorum abi dedim.

7 tro 13 km boyunca beni kovaladı

Yaşım kemale eriyor ailem beni evermek için türlü şebeklikler yapıyordu.

Gelin adaylarının zütü benimki kadar yoktu amk.

Hep bir bahane bulup red ettim kızları.

Bazende kıyaslamak için çeşmeleri bozup eve tesisatçı gelmesini sağladım.

Geyiğin aksine, musluk tamircilerinin çatalı görünmüyordu.

Olan bizim paralara oluyordu.

Yazmıyorum lan