-
1.
0seyrettiğim tek şey şuanda otoban manzarası o bile tam değil sadece yol gözüküyo
hayatta böyle işte hiçbir zaman tüm güzellikleri tek seferde göstermez insana
hep yarım yamalak bakarsın pencereden dışarıya
hava soğuk ve soğukluktan faydalanmaya çalışan saçma sapan insanlar var dışarıda
üşüdüğü için sevgilisine montunu veren aptallar var
yola devam edemiceği için bir hotel odasında sabahı bekleyen insanlar var
evine 5 kuruş para zütürmek için gece gündüz çalışan insanlar var
şuan bir tırın içinde bıyıklarının altında ki dudakları gülmeyi özlemiş olan insanlar var.
-
2.
0hayat sıradan hemde çok sıradan
herkes tek düze bir yaşamın içinde bazılarının tek derdi aşk ciks para olmuş
üzülüyorum böylelerini gördükçe
sırf en iyi erkeği elde etmek için egosunu tatmin etmek için o erkekle koltukta terleyen insanlar var.
sen o erkekle yatsan nolur yatmasan nolur amk kevaşesi
neyse yalnızım hemde çok
pek bilmediğim bir şehirde kendi halimde yaşıyorum
okul ev arasında gidip geliyorum
son bomonti şişesini yudumluyorum
ev darmağın.ık içimdeki yalnız erkeğin duygularını yansıtırcasına incin
toplayı ihtiyac olarak düşünmüyorum sanki herşey mükemmelde birtek ev sorun olucak.
hayat taktan dıbına koyayım.
seslerini duyuyorum o kötü insanların seslerini duyuyorum dostum
ağızlarında ki o notalar evrene ulaşmadan sanki bana doğru yöneliyolarlar. -
3.
0okumadım
-
4.
0ve böylesi bir dünyada yaşamak istemiyorum.
herkes o olucam bu olucam derken kendisinin ne olması gerektiğini unuttular.
biri müslüman oldu diğeri hristiyan
biri çok para kazanıcam dedi diğeri para bana göre değil.
biri ben siyahım dedi diğeri ben beyaz.
aslında olmaları gereken tek şey kendileriydi.
unuttukları tek şey varsa oda buydu. -
5.
0gece iyide olmadı ki size iyi geceler diyebileyim
iyi olsaydı zaten bu kadar karanlık olmazdı.
insanlar ne kadar karamsar.
Karamsarlık bir hastalık mı?
iliklerden mi geçer damarlardan mı akar?
Rüzgar esse uçar mı karamsarlık?
Sadece insanlar mı böyledir? Yoksa hayvanlar da karamsar olabilirler mi?
Yaşatırmı bu hastalık ölümcül müdür bulaşıcı mı? -
6.
0Özlüyorum seni.
hergecemde sen varsın.
yüzüme bakardın hep birlikteyiz birbirimizi bırakmak yok derdin
hatırlıyomusun sevdiğim
ölürsek bile birlikte ölürdük diyoduk çünkü o kadar büyüktü ki bizim aşkımız
birimize bişey olsa diğerinin yaşama tutunacağı o dal olmazdı.
Çok yalnız ve çok karamsarım hala...
Ve gözlerimdeki yaşları durduramadım daha.. -
7.
0bazen sessiz kalırdım ben pek konuşmazdım uzaktım insanlardan
saçma gelirdi yaptıkları
hani derler ya her insanın bir ikizi ona benzeyen birisi vardır diye
benimkiside sendin işte
gözlerine baktığımda kendimi görürdüm
güneş vurduğunda kahverengi gözlerin ela olurdu en çok ozaman severdim seni.
en güzel öyle gözükürdün gözüme -
8.
0herseferinde sımsıkı sarılırdım sana birdaha görmiyecekmiş kadar sıkı
birdaha seni bulamıcakmış kadar içten
Ağlamak istemiyordu, düğüm düğüm oluyordu sürekli boğazı, bıkmıştı,
tükenmişti, yıkılmıştı, düşünmek istemiyor düşünmeden yapamıyordu.
Aynaya baktı yüzüne, gözlerine, dudaklarına, çirkin sayılmazdı, dırdırcı değildi,
kapris yapmazdı neden yetemedim diye düşündü gözleri doldu...
Gözlerini kaçırdı, zayıflığından nefret ederdi kendini zayıf görmekten korktu,
kafasını önüne eğdi; "Bir sebebi olmalı" diye fısıldadı.
Yatağına attı kendini ne uyuyabiliyordu ne oturabiliyordu..
Kemiriyordu beynini içindeki huzursuzluk. -
9.
0son zamanlarda herseferinde derdi sen neyi biliyosun benim yaşadığım neyden haberin var diye.
haklıydı o kadar uzak olmuştuk ki birbirimize hiçbirşeyden haberim yoktu ben kendim evimde o kendi evindeydi
o kadar sevdiğim kadına karşı bir bıkkınlıktı hissettiğim belkide yılların verdiği yorgunluktu. -
10.
0Nasıl daldım manzaraya bilmiyorum. Aşağıya düşerken düşündüğüm tek şey; Annemin sözünü dinlemeyip yine atlet giymeyişim. Soğuk rüzgar, demir bir kırbaç gibi vuruyor belime. Kesin hasta olacağım.
Sohbet ediyorduk. Ben tam nasıl sevdiğimi, ne kadar sevebileceğimi anlatıyordum. Son hissettiğim sırtımdaki sıcacık eller. Sarılacak zannettim yine. Sımsıkı sarılmayınca sevemezdik de biz -
11.
0Gökyüzüne bakıyorum da; Şimdi baya baya bu güneş batacak öyle mi, ben yokken? Yine akşam olacak? Emekçi abiler ellerinde ekmekleri, sigaradan sararmış bıyıklarıyla evlerinin yolunu tutacaklar. Esnaflar gürültülü kepenklerini kapatacaklar. Berberin çırağı, saçlı havluyu sallarken kapının önüne, şöyle bir sağa sola bakacak; Gece yatmadan önce hatırlamak için ufak bir fantezi yakalama umuduyla. Hiç konuşmayan yaşlı teyze yine camdan geleni geçeni izleyecek. itiraf ediyorum. En azından o teyzenin benden önce ölmesi gerekiyordu diye düşündüm bir an için. Belki uçurumdan düşerek değil ama, ölebilirdi yani. Yüz yaşına gelmiş sonuçta. Ben niye ölüyorum ki?
Neyse... -
12.
0Aşağıya düşüyorum. Bakıyorum uçurumun ucuna. Bana bakıyor. "Neden" diyorum gözlerimle. Cevabı söylese daha mı az öleceğim sanki? Düşüyorum işte. Yukarıdan bakınca da epey yüksek bir uçurumdu ama, düşerken daha farklı. Tavsiye ederim. ilginç bir deneyim oldu.
Ben şimdi, daha önce üzerinde oturmadığım; gizlice öpüşemediğim bu kayaklıklara mı çarpacağım? Çok ilginç.
Montaigne geldi aklıma. Attan düşmüş bir keresinde, bayılmış ve evde uyanmış. Almış kalem kağıdı şöyle yazmış; "Ölümün canınızı yakması için, öldüğünüzün farkında olmanız gerekir. Canınız hiç acımayacak, rahat olun." (Rahat olunu ben ekledim. Tam böyle değil zaten ama bunu anlatmak istemiş. insanlıktan ölmüş adam!) -
13.
0güzel...
-
14.
0Sırtım epey üşüdü. Ölsekte kurtulsak derler ya;
Tam yeri ve zamanı galiba. Halbuki evden çıkarken hava ne kadar güzeldi.
Yine de Tanrılara kurban edildim bir uçurumun kenarında. Saygılı ve zararsızca yaşarken.
Saçlarım on numara görünüyordur kesin. Fena rüzgar var.
Güneş ne güzel batıyor.
Yüz yıllardır yaşayan teyze geldi aklıma. -
15.
0şurdan bi rez alim bir ara okurum
-
16.
0biara tekrar devam ederim bu başlık dursun burda