herkes şu metni uefaya mail atsın piçler

whom it may concern

i am sure you are aware of the match fixing scandal that is currently surrounding the headlines in turkey. as you know the turkish police force has gathered some crucial evidence against fenerbahce, the allegations are that fenerbahce fixed 5 matches in the road to their championship, and according to the media the evidence gathered in the case is very strong. 200 taped phone calls, and 7 video footages are in custody of the turkish police. i as a galatasaray supporter urge uefa to send a delegate to examine the evidence, the turkish football federation will give the decision regarding fenerbahce’s championship before 15th of july.

the reason i’m asking uefa to send a delegate is because i’m very concerned about the turkish football federation, the current football federation president is mr m.happy shawn. he was in the fenerbahce board of directiors while the “so called” match fixing was taking place. now he will give the crucial decision regarding fenerbahce’s faith. i dont think anyone believes that the turkish football federation can give an objective decision.

according to the disciplinary code, the punishment of match fixing is relegation to a lower league. this is very clearly stated in the disciplinary code. if the uefa sends a delegate, and oversees the investigation, i think it will be in the best interest of the turkish football.

might i add, there is also a huge conflict of interest, the head of tff is also the owner of the acibadem hospital, which is a sponsor of fenerbahce, most of the turkish football pundits have underlined this as well, no one trully believes, mr. happy shawn can remain neutral in this situation.

best regards

beyler bu olay örbas edilmemeli. uefaya kaygılarınızı dile getiren bir mail atın. delili görmeleri için özel delege, ve federasyonun vereceği kararı denetleyen bir ekip göndermelerini isteyin. onu da bu yazı ile yapabilirsiniz. hadi beyler, şike istemeyenler için.

uefa faks numarası 00 41 848 01 2727
uefa email: info@uefa.com

türkçesi de şurda.

yetkili kişilere,

son günlerde, türk futbol gündemini sarsan şike skandalından haberdar olduğunuzdan eminim. bildiğiniz gibi türk polisi, fenerbahçe'nin aleyhine çok ciddi deliller elde etmiştir, şike yaptığına dair. iddalara göre, fenerbahçe şampiyonluk yolunda tam 5 tane maçı manipüle etmiştir/satın almıştır. medyaya göre, elde edilen deliller çok ciddi. 200 tane telefon görüşmesi, 7 tane vidyo görüntüsünden bahsediliyor. ben bir galatasaray taraftarı olarak uefa nın türkiye'ye, delilleri incelemesi için bir delege göndermesini istiyorum. türk futbol federasyonu, konu hakkındaki kararını 15 temmuzdan önce verecektir.

uefa nın delege göndermesini istemenin nedeni türk futbol federasyonuna karşı duyduğum kaygılar yüzündendir. çünkü şu anki federasyon başkanı, bu şike olayları olurken, fenerbahçe yönetiminde görev yapıyordu. şimdi fenerbahçe hakkındaki kritik kararı verecek olan kişidir kendisi. hiç kimse, kendisinin objektif bir karar verebileceğine inanmıyor.

tüzüğe göre, şike yapmanın cezası bir alt kümeye düşmektir, bu çok açık bir şekilde ifade edilmiştir. uefa delege gönderirse, ve soruşturmayı takip ederse, türk futbolu adına yararlı olacağından eminim.

ayrıca belirtmek isterim ki, ortada çok büyük bir çıkar çatışması vardır, m.happy shawn acıbadem hastanesinin sahibidir, acıbadem hastanesi, fenerbahçenin şu an ki sponsorlarından biridir. buna, ülkenin önde gelen yorumcularıda değindi, ve kimse m.happy shawn'ın böyle bir durumda tarafsız kalabileceğine inanmıyor

saygımlarımla.

spor hukuku enstitüsü'nden yapılan açıklama şöyle;

türkiye’nin kamuoyunu bir süredir öncelikli olarak meşgul eden “futbolda şike” soruşturmasının, gözaltılar ve tutuklamalarla başlayıp yeni dalgalarla devam eden süreci, türkiye futbol federasyonu‘nun 11.07.2011 tarihli açıklaması ile farklı bir boyut kazanmıştır.

ceza muhakemesi kanunu’nun 157. ve 153. maddelerine göre soruşturmanın selameti açısından adli mercilerce verilen “gizlilik” kararı nedeniyle delillere ulaşamayan türkiye futbol federasyonu; “elimize ulaşmış bir delil yoktur. biz kararımızı iddianame hazırlanıp mahkemece kabule edildikten sonra karar vereceğiz” diyerek bir teslimiyet içerisine girmiştir.

ancak bu teslimiyet ifade edilirken, evrensel şekilde benimsenmiş olan, “dünyada iki hukuk düzeni vardır, biri devletlerin hukuk düzeni, diğeri sporun hukuk düzenidir” tanımlaması göz ardı edilmiştir. oysa bu tanım türkiye’de de gerek 2008 spor şurası kararları, gerek cumhurbaşkanlığı devlet denetleme kurulu raporu, gerekse tbmm spor araştırma komisyonu raporunda da benimsenerek zikredilmiş ve türkiye cumhuriyeti anayasası’nın 59. maddesine yapılmış olan hüküm ilavesi ile anayasa düzeyinde tescil edilmiştir.

bu durumun anlamı, devletin hukuk düzeni ile sporun hukuk düzeninin, biri birlerine bağımlı olmaksızın, biri birlerini etkiler veya engeller olmaksızın kendi mecralarında işlemelerinin gerektiğidir.

esasen, konu olan “futbolda şike” soruşturma ve kovuşturmasında adli merciler, ceza hukuku açısından gerçek kişileri hedef alırken, spor hukuku ve onu uygulamakla yetkili merciler öncelikle tüzel kişilikleri hedef almaktadır.
ancak, adli mercilerin ellerinde bulunan kovuşturma bulgularını, yetkili sportif mercilerin de incelemelerine sunmamaları, bir hukuk düzeninin, diğer hukuk düzeninin işlemesini engeller niteliktedir. adli mercilerce, sportif mercilerin delillere ulaşmasını sağlaması, gizlilik kararının ihlali olmayacağı gibi, anayasa’nın 59. maddesinde yerini almış olan sportif yargının işleyebilmesi için de bir yükümlülüğüdür.

devletin hukuk düzeni uygulayıcılarının klagib hukuk bilgi ve uygulamalarına uymayan bu spor hukuku’nun “sui generis” yapı ve niteliğine uymaları ve kabullenmelerinin güçlüğünün bilincindeyiz. bu nedenledir ki, enstitü’müz, spor hukukunun ihtisas kuruluşu olarak bu hususu belirtmeyi görev bilmiştir.

açıklamalarımız ışığında, yürürlükteki ceza usul hükümlerinin buna izin vermediği bilincinde olmamıza rağmen, adli soruşturmayı yürüten savcılık makamı ile sportif soruşturmayı yürütmekle görevli tff’nin bir birilerinin görev yapmalarını engellememesi uğruna adli mercilerin ellerinde bulunan tüm belge ve bilgileri türkiye futbol federasyonu’na sadece kendi hukuki ve idari mekanizmasını işletmesi ve başkaca hiç bir kişi veya mercie ifşa etmemesi kaydı ile vermesini elzem bir yükümlülük olarak görmekte ve sürece müdahil olması suretiyle görevli mahkemenin bu konuda bir karar vermesini de gerekli bulmaktayız.

yeri gelmişken de bir hususu daha belirtmek isteriz. adli mercilerin, tff’ye iletmeleri gereken, deliller olup, iddianame değildir. zira iddianame, elde mevcut bilgi ve bulguların savcı, yani kamunun avukatınca, mahkemeye sunulan bir yorumudur, iddiasıdır. bunun mutlak doğruluğu kabul edilse idi, ayrıca hâkim kararına gerek kalmazdı. dolayısı ile tff, savcı iddianamesinden etkilenmeksizin delilleri değerlendirmeli ve etik kurul, yönetim kurulu ve tahkim kurulu kararları ile sonuca varmalıdır.

bu suretle türkiye futbol federasyonu, türkiye futbol federasyonu kuruluş ve görevleri hakkında kanun’un 3/g; futbol disiplin talimatı’nın 55.,74.,79.,80.84.,85.vd; etik kurulu talimatı’nın 4/i,b vd. maddeleri ile sair mevzuat ışığında, iddianamenin hazırlanması, kabulü veya kovuşturma süreci beklenmeksizin, delillere ulaşmaya çalışmalı, elde edilen delilleri vicdani kanaatine göre değerlendirip hiç vakit geçirmeden ve derhal kararını açıklayarak 2011-2012 futbol liglerini geleceği meçhul bir şekilde başlatmamalıdır.

tff’nin delillere ulaşma talebi, bir lütuf değil, anayasa’nın 59. maddesi ile sahip olduğu yargılama yetkisinin engellenmemesi, geciktirilememesidir. bu bakımdan tff’yi, hakkını elde etmek için gerekli resmi girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz.

halen sürmekte olan “futbolda şike” soruşturması hakkında tff’nun 11.07.2011 günü
açıkladığı kararı karşısındaki hukuki görüşümüzü kamuoyu ile paylaşmayı bir görev addetmiş
bulunuyoruz.

saygılarımızla,

spor hukuku enstitüsü