Yüzünde duygudan eser yoktu. "Hipnozla iradesi alınan kölelerden biri olmalı" diye geçirdim içimden. Etrafta hiç gardiyan gözükmüyordu , yanına kadar gittim. Kadına döndüm ve "temizliği bırak" dedim. Hiç sorgulamadan dediğim gibi de yaptı . O anda bir şeyi farkettim.

Hizmetçiye döndüm , "beni diğer kölelerin yanına zütür" dedim. Hapishanenin içinde birkaç dakika yürüdük. Sonunda başka bir kölenin yanına varmıştık. iri yarı bir adam duvarları boyuyordu. Boyacıya da beni takip etmesini söyledim ve 3 kişi diğer kölenin yolunu tuttuk. Bu kölelerin robottan farkı yoktu. Bir başka köleyi tuvalet temizlerken buldum. Onu da taktım peşime. Son köle arabada oturuyordu. Belli ki onu şoför olarak kullanıyorlardı. Etrafı süzdüm , şansıma arabanın birkaç metre ilersinde iki gardiyan sigara içiyordu. Gardiyanlara kendimi göstermeden son köle olan şoförü de yanıma çağırabilmiştim.

Daha sonra 4 köleyi etrafıma topladım ve o büyülü cümleyi kurdum; "Bundan sonra asla benim dışımda birinin sözüne kulak asmayacaksınız!"

Hapishaneyi başlarına yıkma vakti gelmişti. ilk başta , dışarıdaki sigara içen 2 gardiyanı hedef aldım. Kölelerime saldırı emri verdim ve gardiyanların üzerlerine çöktük. 4 kölem ve ben sayı olarak üstündük ancak gardiyanların silah çekmesi ihtimalini unutmuştum. O kavga da göğüsümden vuruldum ama kölelerim gardiyanları etkisiz hale getirip , silahlarına el koymuştu. Can çekişirken son emrimi veriyordum: "hapishanede canlı hiçbir şey bırakmayın."

(#207604577)