1. 3651.
    0
    evden çıktım apar topar.
    telefonuma defalarca mesaj geldi mavi'den ama bakmadım bile. biliyorum çünkü ne yazacağını. gelme diyecek amk.
    biraz trafik vardı ama çok geçmeden evlerinin olduğu sokağın başına geldim.
    telefonu aldım elime "geldim" yazdım yolladım.
    ama cevap yok.
    bi 10 dakika sonra "bekliyorum" yazdım yolladım. sonuç yine aynı, yine cevap yok.
    1 saat boyunca cevabı olmayan mesajlar attım maviye. hiçbirine cevap atmadı. bi saat sonra ise aramaya başladım. bu sefer de 1 kere çalan sonrasında meşgul tonuna dönen sesler dinledim defalarca.
    bunaldım amk.
    neredeyse 2 saat bekledim onu. beklediğimde bi cevap lan. hani bi cevap yazsın, "şimdi olmaz sonra konuşalım" desin bari.
    yok amk o da yok.
    ben onun köpeğiyim ya kapıda bekleyecem tabii işim ne?
    hiçbişey değil de bu köpek yerine konma mevzusu koyuyo lan adama.
    bi bana olmuyo benim de yaptığım oldu. biri seni sevdiğini alenen belli ediyo ya hemen onun değerini düşür amk.
    dediğim gibi ben de yaptım bunu, bana da yapıldı, sen de yaptın, sana da yapıldı.
    doğanın kanunumudur nedir dıbına koduğum.
    2-3 saat sonra artık dayanamadım çıktım arabadan bi mesaj daha attım.
    "bu mesajıma da cevap vermezsen sizin apartmanın bütün zillerine basıcam"
    yemin ederim 15 saniye geçmeden cevap geldi.
    "adnan yapma sakın öyle bişey"
    hee, demek ki tehdit etmek gerekiyo bu karı milletini. yazıdm bi mesaj daha "o zaman gel buraya konuşalım. bana bi açıklama yapman gerek"
    yine 10-15 saniye içinde geldi mesaj
    "babam evde şimdi çıkamam hiç biyere"
    başta dediğim "bari şimdi olmaz de" hedefime ulaşmıştım.
    ama az da olsa şansı zorlamak gerek tabii, adettendir.
    "hayır şimdi konuşucaz"
    biliyodum olumlu bi cevap gelmeyeceğini ama maksat gözü korksun da hemen bi buluşma, konuşma tarihi versin lan.
    ve tabii ki hedefe ulaştım
    "yarın öğle arasında konusuruz. şimdi git lütfen"
    sanki memnun olmamışcasına "tamam ama yarın konusucaz mavi" yazdım.
    "tamam hadi git şimdi" yazdı ben de bindim arabaya.
    inanın lozan barış antlaşmasını imzalayan mustafa kemal atatürk ancak beni anlayabilirdi.
    istediğimi alarak masadan kalkmıştım.
    gerçi hemen değil de yarın buluşmuştuk ama olsun, o da lozan'da ege adaları'nın yunanlılara bırakılması gibi başımın gözümün sadakası olsun amk...
    ···
  2. 3652.
    0
    eve gittim. ne mesaj attım mavi'ye ne o bana attı.
    ben bi sürü mesaj yazdım yazdım buna ama yollamadan sildim.
    zaten yazdığım mesajların neredeyse tamamı derbi öncesi aykut kocaman demeci gibiydi. olabildiğine seviyesiz, olabildiğine korkak, olabildiğine ortamı gerecek ve küçültücü. iyi ki atmadım onları.
    eve gittiğimde fuat abi başta pek üstelemese de bi zaman sonra geldi benim kaldığım odaya. adama gibtir git odamdan da diyemiyorum çünkü oda onun amk.
    "oğlum sen bana ne olduğunu anlatmayacakmısın?" dedi.
    bi taraftan adamı daha tanıyalı kaç gün olmuş neyine bişey anlatcam amk?
    öbür yandan ise yıllardır tanıdığım çoğu insandan daha delikanlı çıkmıştı.
    "abi boşver canımız sıkılmasın şimdi" dedim
    "lan gibtirme canını. sıkılacaksa beraber sıkılır" dedi.
    amk sanki ben "abi bi kız var" demek üzere olan vedat'tım, o ise "anlat lan amk" diye bastıran adnan.
    o an anladım ne kadar baba, ne kadar ulvi ve ne kadar iyi kalpli biri olduğumu.
    şaka lan şaka o gün anladığım tek şey ısrar ettikçe ne kadar taktan gözüktüğümdü. amk anlatmayacam diyorum işte ne üsteliyosun?
    ama işte kendimden biliyorum o anlatmayacamlar karşı tarafa "hadi ısrar et de anlatayım" gibi gözüküyo.
    ben de bıktım amk. sussun diye anlattım üstü kapalı.
    dinledi dinledi...
    konuşmadı bile amk.
    bitince "bitti abi bu kadar" dedim siz düşünün adamın tepkisizliğini.
    baktı benim laflar bitti "kardeşim herşey olacağına varır" dedi.
    nasıl sinir oldum amk.
    ulan madem o amcık cevabı verecektin ne yarım saat çene yaptırdın bana?
    ben de sanıyorum bana hayatın sırrını açıklayacak derdimi anlatınca.
    bira almış.
    "gel içelim" dedi.
    ben biraya hayır dermiyim la?
    "sen geç abi ben getiririm" dedim yolladım bunu salona.
    dolabı açtım bi baktım amk aldığı bira 4 tane.
    lan 4 bira kime yetecek?
    sen içmeyecekmisin amk?
    bişey demedim aldım birer tane içeri gittim.
    içtik o biraları.
    bu uyudu kaldı 2.yi içitikten sonra.
    ben ise sabahladım.
    ···
  3. 3653.
    0
    hiç uyumadım o gece.
    arada tuvalete gittim aynanın karşısına geçip konuşma provası yaptım. filmlerde yapıyolar ya bi işe yarar sandım ama bi gibime yaramıyo amk.
    saat 11 olduğunda ben çıkmaya hazırdım.
    baktım fuat abi de uyuyo mal gibi hiç arabayı alayım mı sorusu sormaya gerek görmedim.
    atladım arabaya. yola çıkmadan önce mavi'ye "çıktım ben 1 saate nişantaşı tarafındayım" yazdım yolladım.
    hemen cevap geldi ama bakmadım.
    amk ne bakacam?
    gelme şimdi sonra gel diyecek sinirimi kaldıracak. artık zaman emrivaki zamanıydı benim için.
    yolda bi iki kere de telefonum çaldı ama bakmadım. o zamanlardan kaldı heralde telefonlara bakmama huyum.
    hem zaten baksam diyeceği şey de belli, gibsen bakmam amk.
    sarıyerden mecidiyeköy'e 45 dakikada gittim trafik yüzünden o dıbına kodumun osmanbey-nişantaşı tarafına abartmıyorum 1 saat, belki bi buçuk saatte gittim.
    neyse saat 1 gibi bunun çalıştığı yerin karşı tarafında bi yere parkettim arabayı, yaktım dörtlüleri oturdum amk.
    aldım hemen teli elime "geldim ben" yazdım.
    cevap yok.
    ikinci mesajı attım yine cevap yok.
    ulan dedim heralde kız ölü taklidi yapıyo gideyim diye.
    en sonunda sinir yaptım aradım.
    ilkinde açmadı ama ikinci arayışımda açtı.
    hiç ona konuşma fırsatı vermeden "ben geldim karşı kaldırımın oradayım" dedim.
    sustu bu.
    "ne karşı kaldırımı ya?" dedi.
    lan dedim heralde hafızamı kaybettim ayağına yatacak bu sefer de.
    "karşı kaldırımda işte. otobüs durağı var onun 3-5 metre ilerisinde" dedim.
    bu gülmeye başladı kıkırdak kıkırdak.
    ben tabii anlamadım ne taka güldüğünü.
    "ya sen benim mesajlarımı okumadın di mi?" dedi.
    aha dedim amk kesin bi mallık yaptım. bildiğin avea reklamındaki her daim züt olan çocuk moduna girdim.
    "sen bi kapasana arayayım ben seni" dedim kapadım telefonu.
    hemen açtım baktım mesajlara.
    kız kaç tane mesaj atmış amk. "ben nişantaşı'daki işten ayrıldım" diye.
    amk ulan nasıl salak gibi hissettim kendimi.
    hemen aradım bunu geri.
    "nerdesin?" dedim.
    "iştee" dedi güle güle.
    anladı mesajları yeni okuduğumu.
    "ya sen de bi manyaksın he. dün ağzıma sıçtın şimdi gülüyosun nerde senin iş yerin söylesene bi" dedim sinirlendim amk.
    bozuldu tabii haliyle. benden oyle bi çıkış beklemiyodu.
    kanyon alışveriş merkezi var ya levent'te orda çalışıyomuş bi mağazada.
    söyledi mağazanın ismini çok da uzatmadım kapadım telefonu.
    istikamet kanyon amk.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 3654.
    0
    kanyon'a ilk gidişimdi. amk duymuştum ismini de ben pek hazzetmem öyle kalabalık yerlerden, gitmedim daha önce hiç.
    cevahir'i, nişantaşı'nı mavi yüzünden öğrendiğim gibi kanyon'u da sayesinde öğrenmiştim.
    arabayı kapalı otopark'a çektim çıktım yukarı.
    amk hava öyle soğuk değil ama zütüm dondu amk.
    oranın mimarını sanchez gibsin. o ne lan öyle tavanı yok, çatısı yok...
    giberim öyle avm'yi diyerek ortalığı silen süpüren birine mavi'nin söylediği mağazayı sordum.
    en üst kattaymış amk.
    yürüyen merdivenlerle çıktım en üst kata kadar. kızın yanına her ne kadar karşılıklı fırçalaşmaya gitsem de bi saçıma başıma bakma ihitiyacı duydum. mcdonald's vardı onun önünde wc tabelasını gördüm daldım içeri.
    buldum tuvaleti, elleri ıslattım saçıma sürdüm. saçma sapan asimetrik el hareketleri ile saçımın dıbına koyduktan sonra hazırdım artık büyük buluşmaya.
    ···
  5. 3655.
    0
    çıktım tuvaletten mavi'nin çalıştığı mağazanın önüne gittim.
    ulan o ana kadar zütümden sinir kıvılcımları çıkan ben yine oldum süt dökmüş kedi.
    aptal sırıtışım ile ona baktım. içerdeydi çalışıyodu.
    o beni görmedi tabii. zaten ona bakmanın en zavkli hali de o bana bakmıyoken ona bakmaktı. sınırsız, utanmadan... türk telekom'un sabah 7 akşam 7 tarifesi gibi lan. istediğin kadar bak. ama işte o bana bakınca benim üstüme güneş doğduğundan mı ne o sabah 7 akşam 7 işi bitiyo utanarak, sanki 1 kontürüm kalmış da birini arıyomuş gibi bakıyodum. çaldırıp çaldırıp kapatıyodu gözlerim yüzünü.
    doya doya baktım.
    öyle çok baktım ki içerde farketti beni.
    o güldüğünde ben "ne gülüyosun?" dediğimden mi bilmem içerde beni farketmeden önceki hali besmele görmüş şeytana döndü.
    bi suratlar bi suratlar...
    söndü gamzeleri beni görünce.
    indirdi kaşlarını.
    sanki babasını öldürdüm...

    http://fizy.com/#s/12b7ep
    ···
  6. 3656.
    0
    baktım o bana surat astı ben de yüzümdeki onu görme sevincini saklamaya çalıştım. becerebildiğimi sanmıyorum ama uğraştım işte.
    beni görüp yüzünü asınca kasada bi hatun ile konuşup arka tarafa gitti. izin aldı heralde.
    2-3 dakika geçmedi üstüne hırka gibi bişey alıp geldi.
    bana doğru ilerledi.
    ben her o bana yaklaştığında sarılırmıyız diye düşünrdüm. o zaman da düşündüm.
    ama o bana her yaklaştığında sarılmazdı. o zaman da sarılmadı.
    "hoşgeldin" dedi soğuk bi şekilde.
    "ya beni mutlu etmek o kadar kolayken neden mutsuz ediyosun?" diye bağırdım içime içime avaz avaz sanki maviye bağırırcasına. içimin de ondan bi farkı yoktu. o da cevap vermedi. sesimin yankı yaptığı ile kaldım.
    bi sürü güzel şey söylemek isterken sadece "hoşbulduk" dedim.
    "yarım saatim var. istersen acele edelim" dedi.
    "sen nasıl istersen. nereye gidelim? oturalım bari" dedim sadece.
    diyetteymiş.
    "yemek yemiycem. şurada gloria jeans var oraya gidelim istersen" dedi.
    amk ben hayatımda gloria jeans mi görmüşüm?
    lan dedim kız heralde kendine pantolon aldıracak amk.
    bilmiyorum amk napayım yalan mı söyleyeyim size?
    bi gittik ki 2 liralık nescafe'yi 7.5 liraya satan tipik mal turnusolu bi mekanmış.
    mavi istedi diye gibe gibe oturuldu tabii rahat koltuklarına.
    hemen bi garson yanaştı yanımıza mavi kafeinsiz filtre kahve istedi. ben ise sade nescafe.
    bu dıbına koduğumun sosyete kahvecilerinin alayı aynı amk, garsonları da muallak.
    "bizde nescafe yok efendim" dedi.
    aklı sıra filtre kahve dedirtcek bana. nescafe bi marka ya ondan satmıyoruz ayağı yapıyo.
    zaten canım sıkkın. döndüm lavuğa "git en siyah kahveniz neyse ondan getir başlatma şimdi nescafene" dedim.
    bi cevap verse dalacam muallakye.
    içinden küfür ede ede uzaklaştı züt.
    ulan biz de garsonluk yaptık ama züt değildik o yüzden bana "aa emekçi garsonu eziklemiş" muhabbeti yapmasın kimse.
    garson tırıs tırıs giderken mavi "ya sakin olsana dövecekmisin adamı?" dedi.
    bu da başka dert amk.
    sanki o germedi beni ben gittim kendimi gerdirdim.
    ulan sen bana iyi ol ben herkese iyi olayım.
    sevgi kelebeği olmayan adnanı gibsinler be...
    ···
  7. 3657.
    0
    "ya sen şimdi bırak benim sinirimi de neden böyle yapıyosun?" diye girdim lafa.
    "nasıl yapıyorum ya?" dedi.
    ulan acaba bunun ikizi var da o mu bana iyi davranıyo arada diye düşündüm. ya da kız şizofren bana iyi davranıyo ama öbür kişiliği devreye girince züt gibi bırakıp gidiyo beni. başka açıklaması olamaz amk.
    "ne demek nasıl yapıyorum ya? sen dün herşey güzel giderken beni züt gibi bırakıp gitmedin mi mavi?" dedim.
    "ya düzgün konuşurmusun?" dedi.
    ulan sen beni züt gibi bırakınca bişey yok ben sana beni ne hale soktuğunu söyleyince züt oluyorum. vay amk!
    "ya mavi saçmalama. düzgün konuşacak hal mi kaldı bende? dün beni dünyanın en mutlu insanı ettin sonra bu mutluluğun bana fazla olduğuna mı karar verdin. birden tam tersi bi mavi oldun. ne bu tutarszılık ya? ben sana naptım bi söylesene bana? de ki adnan sen bana şöyle şöyle yaptın ben de seninle o yüzden taşşak geçiyorum. kafa yağpıyorum seninle de ben de kurtalayım sen de kurtul. ulan sen bana direkt söylesen bunları sonra yine bi gülsen ben sana dayanamam yine gülerim. korkma yani oyuncağın bozulmaz. ya benim suçum seni sevmek mi? sen bunu suç olarak mı görüyosun allah aşkına ya? ya ben sana ne diyeyim ne yappayım senin için söyle onu yapayım hemen. ben sana al ömrüm senin olsun diyorum sen bana bi günü çok görüyosun ya. lan bi gün bi gün! bi şans versen bana ölürmüydün? ben o şansın verilmesine değmeyecek kadar şerefsiz bi adammıyım senin gözünde ne senin derdin ya?" diye kombo yapmaya başlamıştım ki kahveler geldi amk sustum. ama kahveleri getiren az önceki garson değil. heralde arkadaşına "al şunları ver şu züte yoksa gibecem belasını" falan dedi.
    neyse bizim kahveler geldi. garson hızlı bi şekilde işini halletti gitti. ben sinirli sinirli konusurken elim ayağım rahat durmaz. muhtemelen benim el kol hareketlerinden anlamıştı masada huzursuz bi muhabbet olduğunu. ben yine sazı elime alıp şarkıya başlayacaktım ki mavi aldı sözü;
    "ya adnan asıl ben sana ne yaptım ya?
    beni sevmediğin halde neden beni seviyo gibi yapıyosun?
    sen o acıları beni sevdiğinden o kız yüzünden çekiyosun.
    ben senin ikinci şansın değilim. ben mavi'yim ya sen bunu anlamıyosun. ben seninle o kız gibi bi ilişki yaşamak istemiyorum. sen beni sevdiğini söylerken bi başkasına duyduğun aşkı sunacaksın bana ben bunu istemiyorum. ben acı çekmiyomuyum sanıyosun? boyle yapmak hoşuma mı gidiyo sence? benim bi kalbim yok mu ya? sana yaklaşmak istiyorum, belki bunu senden daha çok istiyorum ama olmaz adnan. ben sırf senin eski sevgiline benziyorum diye sana deli divane aşık olamam. deli gibi istesem de bunu olamaz. yapamam. ne olur benden uzak dur istemiyorum artık seninle görüşmek. bu bana acı veriyo. ne olur bi daha çıkma karşıma. bakma bana öyle ben de bakmak istiyorum bakamıyorum. gülme bana ben de sana gülümserim sonra, istemiyorum. sevme beni böyle, seni sevmek istemiyorum" dedi mavi.
    ve apar topar kalktı.
    uzaklaştı hızlı adımlarla.
    söylediklerine cevap bile istemeden, herşeyden emin olduğunu sanarak gitti.
    ve ben arkasından baktım sadece.
    oysa o kadar cevabım vardı ki ona, o kadar sorum vardı ki.
    dinlemedi, dinlemek istemedi.
    kalakaldım amın kodumunun sosyete kahvecisinde.
    gitti amk yüreğimi yaktı.
    yaş oldu gözümden aktı.
    o gitti ben ardından baktım.
    yıkan mavi idi, yıkılan ben...

    http://fizy.com/#s/1ai4se
    Tümünü Göster
    ···
  8. 3658.
    0
    bu mavinin bana üçüncü "sen beni değil o kızı seviyosun ben o değilim adnan" deyişiydi.

    hani beni sevmemesi, umursamaması, değer vermemesi neyse de başından savmak için böyle saçma sapan, olmayan bişeyi öne sürmesi ve buna kendini inandırması yaraladı beni.
    ulan de ki; "ben seni sevmiyorum sevmeyecem" ben yine seni sevmeye devam edeyim aam bileyim ki sen beni sevmeyeceksin ama bu benim yüzümden değil amk sen beni beğenmiyosun, hoşlanmıyosun falan diye. amk sen bana "sevme beni böyle, seni sevmek istemiyorum" dersen ben nasıl seni sevmem?
    "sen beni sevdikçe ben de seni sevebilirim" dedin lan bana resmen. hadi gel sen sevmekten vazgeç amk!
    çıktım kanyondan nefes alamıyodum amk.
    mavi benden her gittiğinde acı çekmekten bıkmıştım.
    içim daralıyodu amk.
    o ara kanyon'un pamuk şekercisi geçti yanımdan.
    dayanamadım yine aldım bi tane.
    "gidip versem belki ondan vazgeçmediğimi anlar" diye mi düşündüm bilmiyorum ki.
    ama gidip vermek istemedim.
    ben zütürsem bi kötü bişey daha soylese dayanamam amk.
    benim bi hala oğlu daha var levent'te.benden bi iki yaş küçük, anne baba ayrı kardeş olduğumuz biri. sözlükte de yazıyo amk samocan nicki ile.
    onu aradım.
    hemen açtı telefonu.
    "abi naber?" dedi.
    "iyi değilim lan" dedim.
    iyiyim desem de o ses tonundan anlardı zaten iyi olmadığımı.
    "noldu hayırdır abi?" dedi.
    "yav yok amk bişey. sen neredesin şimdi?" dedim.
    "levent taraflarındaydım. sen neredesin?" dedi.
    "kanyon'un ordayım. işin var mı bişey isteyecem senden" dedim.
    "söyle abi buyur" dedi.
    mavi'nin işyerini tarif ettim. oraya gitmesini mavi'ye bi pamukşeker vermesini istedim.
    vereceği tepkiye göre hareket edecektim.
    "tamam abi geliyorum kanyona" dedi.
    "oğlum ben çıkıyorum sarıyere gidicem haberleşiriz" dedim.
    "tamam abi" dedi.
    o pamukşekerciden aldığım pamukşeker elimde otoparkına indim kanyon'un.
    arabaya bindim.
    sağ koltukta pamukşeker, direksiyonda ben.
    istikamet sarıyer...
    ···
  9. 3659.
    0
    reserved
    ···
  10. 3660.
    0
    tam sarıyer meydanına gelmek üzereyken aradı samet.
    açtım telefonu.
    "abi verdim pamukşekeri" dedi.
    "bişey dedi mi lan?" diye sordum.
    "başta almadı ama almazsan abim beni döver dedim o zaman aldı" dedi.
    "ee başka bişey?" diye sordum.
    "o kadar abi" dedi.
    "iyi tamam amk" dedim kapadım telefonu.
    saat çok geç değildi. önce annemlere uğradım. biraz zaman geçirdik bizimkilerle. babam gelmeye yakın çıktım fuat abiye gittim.
    benim surat yine düşük tabii. ama adam alıştı amk artık.
    benimki de mal bi durum. eve misafir geliyosun, adamın arabasını bile alıyosun altından, akşam bi de surat 10 karış geziyosun amk.
    ama işte ben de yapamıyorum ki mutlu insan rolü. mutsuzsam mutsuzum mutluysam mutlu.
    rol yeteneğim yok amk, daha doğrusu o zamanlar yoktu.
    ···
  11. 3661.
    0
    saat 11'e yaklaşıyodu dayanamadım mesaj attım mavi'ye
    "yedin mi pamukşekerini" diye.
    tehdit falan da etmemiştim ama mesaj bu sefer çabuk geldi.
    "çöpe attım"
    hayatımda ilk ve son defa beddua ettim mavi'ye.
    "allah belanı versin" dedim içimden bağıra bağıra.
    ya ben bi adım attıukça bu koşa koşa kaçıyo benden.
    bıktım amk ya.
    anlatamam size o an pgibolojimi.
    düşünüyorum nasıl anlatayım diye ama inanın bulamıyorum. sizin de oyle anlarınız olmuştur anlayın işte.
    hani çocukken mahallede herkesin bigibleti vardır da size kimse bi tur vermez,
    hani akraba ziyaretine gidersiniz de öbür misafir çocuğa herkes bayılır ama sizi kimse giblemez,
    hani siz en güzel entarileri döşerken sırf tayfası olan, nick sonuna "abi" koymuş birisi sizden kat kat şuku alır da sizi kimse artılamaz...
    aynen öyle bi dışlanmışlık.
    çok şey hissettirdi mavi bana o zamana kadar.
    aşk, sevgi, nefret, üzüntü, heyecan, yalnızlık, vs vs... ama ilk defa bana kendimi dışlanmış hissettiriyodu.
    ve inanın bu en yalnız olduğum halimdekinden bile daha kötüydü.
    ben yalnız kaldığımda onun resmine bakarak muhabbet ederdim. kendimi onun haberi olmadan onun dünyasına dahil ederdim. ama bu sefer o beni bana haber vere vere hayatından dışlamıştı.
    ulan benim kendi hayatım yok ki. sana paralel bi hayat yaşıyorum.
    dolara endeksli japon yeni gibiyim.
    dolar varsa benim değerimi biliyo insanlar. tek başına japon yenini kim napsın? kim takip eder benim günlük paritemi?
    amk o zaman dedim ben bu dıbına kodumun istanbuluna fazlayım. ben bu dünyaya fazlayım.
    az bi zütüm yese o gece intihar ederdim heralde.
    onun yerine gitmek istedim.
    yeni bi yerde çalışıp kendime bi hayat kurabilmek istedim.
    çalışırdım lan. ben hep çalıştım ki zaten.
    gücüm kuvvetim bişeylere yettiği halde hayatımın bi döneminde oturup baba parası yedim onda da başıma gelmeyen kalmadı amk.
    kararım kesin, gidicem dıbına kodumun istanbul'undan...
    ···
  12. 3662.
    0
    nasıl yapacağımı, ne tak yiyeceğimi düşünmeden çıktım odadan.
    fuat abi daha yatmamıştı.
    girdim odaya "abi ben gidiyorum. hakkını helal et" dedim.
    şaşırdı.
    nasıl şaşırmasın amk saat olmuş gecenin bi körü nereye gidiyosun, nerden çıktı gitmek amk?
    o da aynı sorları sordu bana ama farklı gramer kuralları kullanarak.
    ben bildiğim gibi, simple tense simple tense cevaplar verdim.
    "abi bi arkadaşımda kalcam artık sana da çok zahmet verdim" dedim.
    "oğlum tamam arkadaşına git de neden şimdi gidiyosun? yat zıbar sabah gidersin. bilmeden bi yanlışım mı oldu?" dedi.
    "yav abi ne yanlışın olacak. allah razı olsun çok abilik yaptın beni hiç tanımadığın halde" dedim
    helalliğimi aldım çıktım evden.
    çıkarken üst baş da almadım. amk mavi ile buluşcam diye ne aldıysam bıraktım orada.
    üstümde olanları da çıkardım onları almadan önceki şeyleri giydim.
    ona dair, onun gözünün mavisinin değdiği, bedenim hariç her yük fazlaydı bana.
    sinpaş yakınlarında bi taksi durağı var. oraya kadar yürüyüp bi taksiye bindim.
    "abi yeniköy'e" dedim.
    mavi ile vedalaşmadan gitmek olmazdı.
    ilişkide soğuma , ilgisizleşme falan olmaz. o soğuık ve ilgisiz olan taraf aslında karşısındakinden ayrılmıştır ama bundan karşısındakinin haberi henüz yoktur. belki 1 gün, belki bi hafta, belki bi ay, belki bi sene sonra haberi olacak ama olacak. birleşmeler de böyledir.
    sen bi kızı görürsün ve seversin.
    onun haberi olmaz ama siz sevgili olmuşsunuzdur. belki bi gün belki bi hafta belki bi ay sonra haberi olacaktır ama illa ki olacaktır. ve ilişkinbin en güzel dönemleri o zaman başlayacaktır.
    bizim mavi ile ilişkimiz biraz farklıydı.
    ben onu gördüm.
    o benim sevgilim oldu ama haberi yoktu.
    bi gün bekledim, cevahire gttim yine yoktu haberi.
    bi ay bekledim onunla hastaneye gittim. yine yoktu haberi.
    bi yıl bekledim onunla iftarda buluştuk ama yine yoktu haberi.
    ve en sonunda onun adını yazdığım yerleri gösterdim. ve farkettim ki hala yoktu haberi.
    işte o yüzden onun açısından dramatik bi ayrılık olmayacaktı bu.
    ama bi de bana sor amk...
    onun haberi bile olmadan onunla sevgili olan ben, şimdi onun haberi olmadan ondan ayrılmaya gidiyordum.
    ilişki iki kişilik ya ben onun haberi yok diye iki kişilik sevmiştim onu. güzel bi duyguydu. sadece kalbim 2 kat hızlı attığı için yoruluyordum çok. ama gerisi güzeldi. sevmekten asla şikayet etmem.
    ama bu ayrılık...
    onun haberi olmadan ayrılacağıma göre ayrılığın acısını da iki kişilik çekecektim. işte bunu nasıl taşırım onu hiç bilmiyodum amk.
    velhasıl kelam; o benimle sevgili olduğunu bilmese de aslında benim, bi tek benim sevgilimdi. sadece bundan haberi olmamıştı. ve şimdi ayrılık vaktiydi. yine haberi olmayacaktı ama ben üstüme düşeni yapmalıydım.
    vakit ayrılık vakti...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 3663.
    0
    özet geççek olan varmı ne diyor bu yannan kafalı
    ···
  14. 3664.
    0
    rezervua
    ···
  15. 3665.
    0
    rezervua
    ···
  16. 3666.
    0
    28. sayfadayım rezerved
    ···
  17. 3667.
    0
    sf 53 reserved
    ···
  18. 3668.
    0
    sadece adnan abimizin entrylerini görmek isteyenler için link
    http://ccc.incisozluk.cc/...tay%C4%B1m-amk/@adnan-abi
    ···
  19. 3669.
    0
    mavi'nin evinin yakınlarında bi duvar vardı.
    ona dayadım sırtımı çömdüm amk.
    nasıl vedalaşılır mavi ile düşündüm.
    sarılsam keşke. böyle doya doya amk.
    o bana sarılmasa da olur. ben sarılsam. doya doya.
    saçlarını koklasam bi kere ona sarılırken. kaçak göçek bi iki kere kokusu burnuma değdi ama bile bile koklayamadım hiç.
    sonra baksam ona. ama utanmadan. bi beklentim olmadan. bana kal demeyeceğini bile bile. son kez baksam. o bana bakmasın. ya da baksın lan. göz göze gelelim. içim kan ağlasa da saçma salak bi espri yapsam. sırf gamzeleri belli olsun diye yapsam o gerizekalı espriyi ve o sırf bana ayıp olmasın diye gülse. görsem gamzelerini. dokunsam bi kere o iki çukura. sonra o anlamadan gitsem. yolluğum olsa bunlar benim. varacağım yere kadar değil öleceğim yere kadar.
    doya doa vedalaşsam mavim ile.
    ama böyle cama bakıp iç çekerek değil. benim istediğim gibi.
    ulan sevemedim dilediğimce bari istediğim gibi vedalaşayım amk çok mu lan bana?
    "değil amk" dedi kalbim.
    beynim ise... beynimin amk.
    benim beynim olmuş yalova kaymakamı.
    kim giber yalova kaymakdıbını?
    ···
  20. 3670.
    0
    o kalkınca vedalaşmaya karar verdim.
    orada sap sap durmak da manasız. indim sahile. yakınlarda bi tekel buldum.
    az biraz para var ya amk cepte amk ufak viski aldım.
    o zaman mide sağlam tabii içtim hepsini.
    şişe bitince hesapta yenisini alacaktım. ama köpeğini gezdiren bi karının sesine uyandığımda anladım tekele gitmediğimi.
    uyumuşum amk.
    telefonu çıkardım cepten baktım saat 10u biraz geçiyo.
    kalktım banktan karsıya geçtim. benzin istasyonunu vardı karsıda onun tuvalete gittim yuzumu yıkadım.
    sigaramı aradım cebimde bulamadım amk. bi de sigara aldım bankıma gittim geri oturdum mal gibi. yaktım bi sigara, bin sigara dah, sonra bi tane daha...
    sıçarken sigara içilir ya, e ben de hayatımın içine sıçıyodum sigarasız olmazdı.
    artık nasıl sıçıyosam ardarda yakıyodum sigaraları.
    en sonunda ağzım çamur gibi oldu da attım sigarayı. kaçıncı sigara olduğunu bilmiyodum.
    kalktım o dıbına kodumun bankından.
    mavinin iş yerine gidip orada konusmak isetdim onunla. hem burada ne konusacam nasıl o istediğim vedalasmayı yapacam?
    mesaj atsam cevap yazmz, gel desem gelmez, bilse orada olduğumu yolunu değiştirir...
    ama iş yerindeyken mecbur konusacak benimle.
    bana kıyamadığından değil, bi rezillik çıkmasın diye.
    bindim bi minibüse,
    istikamet kanyon amk...
    ···