herkes anlatıyo bi de ben anlatayım amk

panpa oha ne yedin amk

reserved

ayraç amk

bu gece anlatacığı yok bu binin beklemeyin amk boşuna

adam tuvalette uyuyakladı beyler. buraya da ayraç koyayım mk yarın artık

sürekli kitap okumam tüm dünya klagiblerini bitirmişliğim yok , ama her sene 4 - 5 roman okurum ben bu kadar sürkleyici bişey görmrdim. hafızlar elimdeki iskender pala nın kitabını attım kenara 2 gecedir okuyorum hemde vize hafatsına girerken (22. sayfadayım )
http://fizy.com/#s/1agypr

twitter da bu nu paylaşsana bence hoş olur zaten isimleride şifrelemişsin

ayraç

Burdan ayraç..

Okumuyorum artık hikayeni. Ilgi görünce şebege döndün gerçekten.

sigara içtikten sonra bizim orda durmamızın bi anlamı kalmamıstı tabii.
sözleşildi kadıköyde bi kafede buluşulacak.
biz çıktık vedat da kızları alıp gelecek. yolda da muhabbet etme fırsatı olacak falan.
biz seçille kadıköy'e gidince seçil saçma salak bi şekilde bi saatçinin önünde aval aval vitrine bakakaldıç
ne olduğunu anlamadan 3-5 adım arkamda kalan seçilin yanına gittim.
amk kızın beyni sulandı heralde dedim kendi kendime. normalde bu takılı kalmalar mango'nun, zara'nın, koton'un önünde olurdu.
"noldu niye durdun?" dedim
orda rafta duran bi saati göstererek "hiiç şu model bi saatim vardı kordonu problem yarattığından takamıyodum. ondan görünce burda ona göre kordon varmıdır diye aklıma geldi" dedi
içimden "gibicem kordonunu", dışımdan "boşver ya" diyerek 50-60 metre ileride kilise vardı onun az ilerisinde öğrencilerin takıldığı bi kafeye girdik.
tavla istedik, 2 de türk kahvesi...
gelen garsona "bugün benim doğum günüm arkadaşlarım gelince pasta falan lazım ayarlarız di mi?" dedim. evet cevabını verdi ama kendi doğum günü pastasının siparişini sevgilisi yanındayken veren benden baska birini görmemiş olacak ki mal mal baktı 3-5 saniye o eveti söylemeden önce.

"kahveler gelene kadar ben bi lavaboya gideyim" dedi seçil.
çok da giblemedim. gitsin işesin amk. hiç sevmem kız işetmeyi.

rezarvasyon

@2055 okursan amk.

taksimdeydim, otrduk arkadaslarla içtik amk. siz neyin kafasındasınız anlamıyorum ki?
bi de tafra yapıyolar ya en çok ona gülüyorum amk.
yok zütüm kalkmıs da yok bilmem neymiş...
ilgi gördü mevzusu ne la?
yolda görünce imza mı istiyolar benden neyin ilgisi amk?

ben taksimden kafa bi milyon gelip saat 4.30da buraya yazıyosam siz de bi zahmet emeğe saygı duyun la. yeter amk sanki babanızın uşağı var. farkındamısınız bilmiyorum ama benim de burasının dışında bi hayatım var amk. sabahları işe gittiğim, akşamları arkadaşlarımla buluşup bi iki bira içtiğim, bazen yorulup dinlendiğim...
diyebilirsiniz ki "zorla mı yaz dedik züt?"
tabii ki hayır ama ben de size zorla okuyun demedim
taa en başta yazdım ben bunları siz okuyun diye yazmıyorum.
sadece yazmak kafamı rahatlattığından yazıyorum.
sen okumussun öbürü suku vermiş, diğeri beğenmemiş...
zerre gibimde değil.

@2058 okuyorum amk okumuyorum dedim ama okuyorum. sonunu bile bile okuyorum.

seçilin işemesi benim dünkü sıçmam ile kapışacak cinstendi. 20 dakka gelmedi neredeyse amk.
geldiğinde "nerdesin kızım?" dedim
"geldim aşkım sıra vardı" dedi
tavla ve kahveler gelmişti.
tavla oynanırken kahveler içildi, üstüne soda bile içildi amk.
tavlada sonucu soylememe gerek var mı bilmiyorum.
kendimi övmek gibi olmasın kralının dıbına koyarım tavlada...

1-1,5 saat sonra vedat aradı.
"abi nerdesiniz?" dedi
"kız geliyo mu lan?" dedim
"tam nerdesiniz abi. söyleyin geliyoruz biz hep beraber" dedi
anladım kız yanında amk rahat konusamıyo.
tarif ettim amk.
"kadıköy minibusune binin. son durakta inince boğa heykeline doğru çıkarken kilise var solda içerde. onu 50 metre geçince solda hemen"
"tamam abi" dedi kapadı telefonu.
hemen garsonu çağırdım pasta mevzsunu hatırlattım. bize de biraz daha büyük bi masa ayarladılar arkadasların da geleceğini soyleyince.
tabi masamıza geçtik hemen.
o işi de ayarlayınca bize bunları beklemek kaldı amk.

1 saat olmadı damladı bunlar.
seçil çok çakaldı. biz bunları masada karsılamak için ayaga kalkınca ne yaptı etti bi oturma duzeni kurdu bedia ile vedat'ı karsılıklı oturttu amk.
yeni tanısan taze üniversiteli muhabbeti olan "off vizeler çok rörörö" yapılırken doğum günü pastam geldi amk.
sünnet çocukları gibi alkısladılar beni, iyi ki doğdun sarkısı bile soylediler.
secil "bi dilek tut askım" dedi ama o an tuttuğum dileği bi bilse o pastayı mumlarıyla beraber zütüme sokardı muhtemelen.

mumları üfledik garson pastayı aldı dilimleyip getirmek için. içecekleri de soyledik bunlar beni tebrik ediyolardı ki seçil kalktı ayağa çantasından bi kutu çıkardı.
sarıldı boynuma "iyi ki doğdun aşkım" dedi.
şaşırdım amk.
ne ara hediye aldı ne zaman paketletti bu onu?
açtım paketi yavastan.
saat kutusu amk.
üstünde kocaman diesel yazıyo.
saat almış bana.
millet "ooooo" çekerken ben "malmısın kıızm ne diye para verdin buna?" bakışı attım seçile.
o da bana "uff snane be slk :s" bakışı attıktan sonra gibe gibe teşekkür ettim tabii.
"taksana aşkım" dedi
oldum olası sevmem amk saat takmayı. ama hediye ya mecbur takcaz.
benim ona aldığım yuzugun rövansıydı bu.
söz saati amk.

oturduk herkes muhabbete baslayınca ben secilin kulağına "lan ne ara gidip aldın bunu? ne gerek vardı?" diye fısıldadım.
"tuvalette buldum aşkım" dedi.
meğer bu tuvalete gitcem ayağına o dışarda önünde dikildiği saatçiye gitmiş amk. kızlar sıçmaya da çantasıyla gittiğinden farketmedim bile bişey aldığını. atmış çantaya gelmiş amk.
herkes muhabbet ederken biz secille sağlı sollu bedia'ya daldık tabii.
"nerde kalıyosun?"
"aslen nerelisin?"
büyüyünce ne olcan?"
"koyunca hopluyomu?"

beyler ben sıçmaya gidiyorum bu günlük bu kadar.
iyi sabahlar

@2064 selametle

biraz daha yazsaydın be panpa neyse iyi sabahlar