0
uğur da arada uğrar muhabbet ederdik. hem o ara babası buna ehliyeti almasının şerefine bi toyota corolla almıştı. aslında kendisine almıştı da adamın ehliyeti yok, e doğal olarak da araba uğurundu. hani araba almıştı yazdık diye çocuğa zengin bini demeyin yani. o da bildiğin bizdendi. babası bi ilaç fabrikasında güvenlik olarak çalışıyodu.
kamil'in vurgun olduğu kızın adı eda idi. enka'da koşucuydu. beşiktaş lisesinde okuyodu kız o zamanlar. allahı var vucudu da guzeldi. doğal olarak bizim kamil için bu aşk ancak "unknown artist-esrarlı gözler.mp3" kalıbında yaşanıyordu. kız sanayiye çok yakın bi yerde otrduğundan okul giderken, okuldan dönerken, bakkala giderken surekli görüyorduk. zaten babası ve abisi de orada çalıştığından arada onların yanına da gelir giderdi. sanki inadına dar giyinir, inadına kalçalarını sallardı. bilirsiniz oyle kaşarları. onlardandı işte.
bi süre sonra benim de dersanenin başlaması ile arada sabahları aynı otobuse binmeye falan basladık bu kasarla. o beşiktas lisesine gidiyordu ben de beşiktaştaki bil dersanesine. haftanın 5 gününün(haftasonu tatil amk) en az 3 günü beraber gidiyorduk sarıyerden beşiktaşa. e tabi haliyle mecburi selamlasmalar oluyordu aramızda.
bi sure sonra bu benim orada babamın yanında öylesine çalıştığımı, anadolu lisesi mezunu olduğumu, sabahları dersaneye aksamları işe gittiğimi falan öğrenince o selamlaşmalar muhabbete dönmeye basladı. kasara bak amk. sanayide cırak olunca konusmaya bile değer görmüyodu simdi adam yerine koymaya basladı amk diye kızdım tabi ben içten içe. hem de kızın kamilin platoniği olması vardı. kamile oyle bi yanlış yapamazdım.
kızın evinin çok yakın olduğunu soylemiştim. bizim dukkandan rahatca gozukuyordu evlerinin balkonu. balkonda kocaman bişeydi. bunun anasının babasının aklına sokayım ki bunlar kız ders çalışsın diye balkonun yarısını oda gibi bişey yaptılar. böyle etrafına perde merde falan da koydular ama tam kızla karşı karsıya olduk. nasıl masıl diye sormayın. aynen anlattığım gibi balkonda pimapenden 2ye 3 bi oda yaptılar işte. bu kitaplarını falan dizdi oraaya aksamları hesapta ders calıscak. ben dersaneden 3-4 gibi geliyodum 7ye 7 bucuğa kadar kalıyodum dukkanda bu da o saatlerde gelip yemek yedikten sonra saat 5te bi oturuyodu ben cıkana kadar orda oturuyodu. perde yarım açık kesiyo bizim dukkanı falan. ama ben bakmıyodum. anlattığım gibi arkadasım asıktı ona. bi süre sonra dedim bu boyle olmayacak. baskasından duyar, otobuste görür biri kamile anlatır cocukla aramız yok yere bozulur, bi de sanayiide şerefsiz damgası yerim. dedim ben bu mevzuyu anlatayım kamile.
dersaneden geldim. çıktım asma kat bi yazhane vardı. ust bas değiştiriyoduk orda. çıktım iş elbiselerimi giydim. indim aşağı baktım ki kamilin işi var. bi dodge as 250nin balataları değiştiriyo. zaten dıbına kodumun sanayisine gelen arabaların hepsi abidik gubidik arabalardı. 1 bucuk sene kaldım sanayide bi kere bi bmw girdi sokağa o da aksam 7bucuktu. oralarda bi yere kız istemeye gelmişler anasını gibiyim. her neyse ben kamilin işi olduğunu görünce dedim bunun işi uzun aksam anlatırım. döndüm kendi işime. o zamanlar bütün taksiler şahin idi. onların da en buyuk dertleri kapı pimleri. açıla kapana 2 ayda 3 ayda bir kapı pimi değiştirmek gerekirdi. babam da yok. dedim ben bunu yapayım da babam gelmeden vereyim gitsin adama da iş kalmasın. hem babamı dusunuyodum hem de babam ben bi iş yapınca paranın bazen yarsısı bazen tamdıbını bana verirdi. al sen kazandın bunu diye. aksam da kamille konuscaz ya 2 bira almadan olmaz. dedim cebe de biraz para girsin amk.
akşam oldu. saat 7 suları. cebe de bi 50 lira girdi. dedim kamil napcan lan aksam? eve gitcem dedi. oyle pek gezip tozmazdı kamil. hatta hiç gezmezdi. aldğı haftalığı alır babasına verir. sonra babasına etmediği küfürü bırakmaz, işe yuruyerek gide gelir... masrafsız bi adamdı anlayacağınız. sigara bile içmezdi amk. sigara iyi bişey olsa ben onu ekmeğin arasına koyar yerdim lan derdi bana hep. lakabı da "bitik"ti zaten. bitik kamil.
Tümünü Göster