-
501.
0okuyanı gibsinler amk
-
502.
+3hoş sohbet bir akşam yemeği oldu. üstüne de keyfine doyum olmayacak cinsten bir çay keyfi. bir ara evi gezdirdi bana sevcan. evin çalışanları ile tanıştırdı.
sevcan'ın annesi üzerime çok düşüyordu. sürekli beni rahatsız eden övgü dolu bir sürü gereksiz söz. herhalde bundan olsa gerek, ki çalışanlarla tanışırken yüzlerindeki hayranlık ifadesi. sanırım tüm gün evde olan safiye hanım, çalışanlarına benim hakkımda bir şeyler söylüyordu ki bu yüz ifadelerine şahit oluyordum. bunları gördükçe daha çok mahcup olduğumu hissedip renkten renge giriyordum.
daha sonra sevcanla ikimiz bahçedeki tamamen ahşaptan yapılmış bir kamelyada devam ettik türk kahvesi eşliğinde muhabbetimize. bir ara,
- muzaffer'i çok mu seviyorsun? diye sordum.
- evet, dedi.
- her şeyi ile onu tanıdığına inanıyor ve güveniyor musun? diye sorarken sanırım biraz tedirgindim ses tonumla.
- muzaffer benim nazarımda çok iyi birisi serhan. ona her bakımdan güveniyorum. tanıma meselesine gelirsek, hala tanıma aşamasındayım. bak mesela yakın örneği silah mevzusu. çok korkuttu beni. ama her zaman da kibar, ilgili, kol kanat geren, sadık biri oldu bana. okuldaki tüm arkadaşlarımla tanıştırdım onu, bir tek sen kaldın tanıştırmadığım. ama seni de tanıştıracağım.
derken oldukça neşeliydi yüzü. ben de bunu bozmak istemediğimden,
- inşallah!..
demekle yetindim. -
503.
+1edebiyat yapmadan anlat gibecem çocuk seni yoksa
-
504.
+1Rizörv
-
505.
+1yürü be panpa. hem sen neden kitap falan yazmıyorsun? dilin çok iyi. başka biri yazasa zütümden gibseler 2 sayfa okumam ama sen çok iyi yazıyorsun. bu yüzden her gün bu başlığa takılıyorum. şuku panpa.
-
506.
0geri eve döndüğümde saat bir hayli ilerlemişti. ama kalbim, ilk önce nefessiz kalıp da sonra da serin serin soluk almış gibi bir rahatlık yaşıyordu, huzurlu huzurlu. bundan olsa gerek geç saat olmasını umursamıyordum bile. günün hafifliği geceme güneş aydınlığında yansımıştı gündüz gibi her yer. tatlı bir bahar mevsimi gibi.
içimdeki doyumsuz hazzın devinimlerini anlayamayacak olan volkan ile murat henüz yatmamışlar, beni beklemişlerdi.
- çay mı içiyorsunuz çocuklar afiyet olsun.
- abi hoşgeldin buyur otur, hemen sana da çay getiriyorum,
diyerek mutfağa doğru seyirtti murat. tatlı bir yorgunlukla koltuğa kendimi bıraktığımda hissettim ayaklarımın ağrısını. balkon kapısı açıktı ve uzaklardan bir müzik sesi geliyordu tatlı tatlı. sanırım komşulardan biri penceresi açık dinliyordu şarkıyı. dikkat kesildim hangi şarkı olduğunu anlamak için.
http://www.youtube.com/watch?v=5f1DSSI_-7k
müzeyyen senar'ın yorumu bu eserde paha biçilemezdi, unutulamazdı ama benim o uzaktan duymuş olduğum buydu.
ah sevcan ah. evet benzemiyor ki kimse sana. -
507.
+1Cinsellik olmadan hayatta nasıl tutku olucak amk
-
508.
+2çaylarımızı yudumlarken, volkan günü bize söylediği gibi yine gözlemle geçirmişti. araç kesinlikle yerinden kıpırdamıyordu ve geceleri de işyerlerinin önünde park halinde bırakılıyordu. cadde üzerindeki işyerlerinin güvenlik kameralarını da gözden geçiren volkan'ın tespitine göre araç, hiçbir güvenlik kamerasının görüş alanına girmiyordu. volkan,
- abi bir terslik olmazsa takip cihazını yarın gece yarısından sonra uygun bir zamanda yerleştireceğim. bunun için de çok harika bir plan hazırladım,
derken bıyık altından gülüyordu. muratla ikimiz bir kaç defa ısrar etmemize rağmen planının ne olduğunu söylemedi.
- seninle birlikte biz de orada olacağız, seni yalnız bırakamayız, dedim. volkan birden bire telaşlı bir yüz ifadesiyle,
- hayır hayır olmaz, planım tek kişilik. o yüzden tek başıma gerçekleştireceğim,
derken gözleri avına kilitlenmiş bir kaplan gibi çakmak çakmaktı.
- o zaman biz seni uzaktan takip edelim, herhangi bir olumsuzluğa karşı yakınlarda olmamız daha iyi. sanırım buna da karşı çıkmazsın.
- tamam abi uygundur, dedi.
murat ise o iki adam için araştırmalarını yapmıştı. adamlardan biri hazır pencere imalat, satış ve montajını yapan bir işyerinin sahibi, diğeri ise kamyonları ile kum, çakıl, hafriyat işleri yapan otuzlu yaşlarda biriydi. her ikisi de pek işyerlerinde durmuyorlar, sürekli bir yerlere gidip geliyorlardı. işyerinde bulundukları süre içerisinde de sürekli bir ziyaretçi akınına uğruyorlardı. anlaşılan zehrin dağıtım trafiği oldukça sıkı olmalıydı bu günlerde. -
509.
+1ıuup up up up up
-
510.
+1sabah erkenden iki çift meraklı göz eşliğinde hazırlıklarına başladı volkan. eski püskü bir pantolon, gömlek, ayakkabı boyası, makas, çaputlar ve bulabildiği her ne varsa ortaya döküp bir şeyler yapıyordu. murat ve ben de, gelip gidip çakırmadan göz ucuyla volkan'ı izliyorduk.
biliyordum ki sorsam cevap vermeyecekti volkan, o sebeple kendi haline bıraktım. kah mevzu ile ilgili konuşuyorduk, kah geziniyorduk evin içerisinde.
temiz hava almak için bir ara balkona çıktım. çok fazla uzağımızda olmayan çocuk parkında oynayan çocukların cıvıltısı geliyordu kulağıma, onları seyre daldım. çocuk olmak dünyanın en büyük hazinesi ama bunu ancak büyüdükten sonra anlayabiliyordunuz, çocukken değil. büyüdükçe küçülüyordu dünyanız. hayal gücünün genişliği, yaş ilerledikçe sıfıra doğru yaklaşıyordu ve tadı kaçıyordu hayatın her geçen gün.
zamanda geriye gidip te çocuk olabilmek için nelerden vazgeçmezdim ki...
kapı çalmıştı, ben kim geldi diye düşünürken birkaç saniye sonra eşref bey'in antreden balkonun bulunduğu salona geçiş yaptığını gördüm ve ben de geçtim içeri. bu ziyaretin sebebinin ne olduğunu düşünüyordum hal hatır sorarken. volkan, eşref bey'in geldiğini görünce çalışmasını devam ettirmek için diğer odaya geçti. murat çay servislerimizi yaparken eşref bey söze girdi,
- serhan, fazla uzatmadan sana neden geldiğimi açıklamak istiyorum. ankara'dan aldığım bilgiler doğrultusunda bu sabah muzaffer'in bağlantılı olduğu kişiler de aralarında olmak üzere, geniş çaplı bir operasyonla, ankara emniyet müdürlüğü'nce 12 kişi göz altına alınmış. olaysa ihalede usülsüzlük. anlayacağın muzaffer'in güvendiği dağlara kar yağmış durumda.
gözlerindeki memnuniyet dikkatimden kaçmamıştı. haksız da değildi hani. bu çok mükemmel bir haberdi hepimiz için. -
511.
+1eşref bey'in de dikkatini çekmişti volkan'ın o geldiğinde apar topar diğer odaya geçmesi.
- genç arkadaş ne yapıyordu ben geldiğimde? rahatsız etmedim inşallah?
merakı tavan yapmıştı eşref bey'in, ama çabuk yatıştırdım. şaka yollu geçiştirmek için,
- kuzenim inşaatın birinde boyacıdır, işine gitmeye hazırlanıyordu.
- ha anladım, dedi eşref bey, oldukça rahatlamıştı merakını giderdiği için.
muratla göz göze geldik o an gülümseyerek. çayları tazelemeye seyirtti murat, zor tuttuğu gülme isteğini bastırabilmek için. -
512.
+1anlat pampa dinliyok
-
513.
+4eşref bey gittikten sonra, muratla oturup uzun süre konu ile ilgili sohbet ettik. en büyük kanatlarından biri kendiliğinden kırılmıştı muzaffer'in. hem elimizdeki bilgi ve belgeler, hem de daha da toplayacağımız verilerle bu adamı yıllarca içeri tıktırabilecek donanıma sahip oluyorduk. işimiz oldukça kolaylaşmıştı. ama yine de temkinli olmakta, tedbirleri elden bırakmamakta fayda vardı.
volkansa hazırlıklarına devam ediyordu içeride. murat bakmak istedi ama rahat bırakmasını söyledim. gece hep birlikte görecektik volkan'ın ne yapacağını.
sevcan'ı aramak geldi içimden ama aramadım. dikkatimin dağılmasını istemiyordum gece için. olağan dikkatimizle geceye yoğunlaşmamızda fayda vardı. derken sevcan aradı. kalp kalbe karşı derler de inanmazdım. oradan buradan sohbet ettik. kapattı. -
514.
+2@388 silah diyene kadar muzonun yarağının metalden olduğunu sandım.
-
515.
+1up up up
-
516.
+5sonra volkan dışarı çıkacağını söyledi gerekli malzemeleri temin etmek için. bir iki saat içerisinde de geri döndü. muratsa önceden almış olduğu hamsileri hazırlayıp fırına vermişti. biraz geç te olsa kendimize leziz bir hamsi ziyafeti çektik. ardına da çay faslından sonra, bir kaç saatlik ikindi uykusu. çok tatlı geldi.
artık hareket etme zamanı gelmişti. volkan henüz odadan çıkmamıştı, onu bekliyorduk. çıktığında ise hayretler içerisindeydim. eli yüzü kapkara kirden görünmüyor. gömlek pantolon yırtık pırtık, kir pas içinde.
- volkan bu ne hal?
- abi görürsünüz, derken pis pis gülüyordu. kendinden emin hareketleri, şaşkınlığımı bir hayli giderdi.
sırt çantasına almıştı volkan araç takip cihazını.
- arkadaşım aşağıda kamyoneti ile bizi bekliyor, mekana bırakacak,
dedi volkan. alacağımız tüm malzemelerle indik aşağıya. kamyonete bindik, volkan da kasaya. başarabilecek miydik bu işi? oldukça tedirgindim araçla giderken oraya!..
allah büyük dedim içimden.
allah büyük!... -
517.
+4kimler okumakta ses verin panpalar görmem gerek okuyanları?
-
518.
0burdayız panpa yardır sen
-
519.
0up tiri tiri up
-
520.
-1başlıktan sonrasını okumadım, ciks diyorduk meme am züt?
-
yırtık pantalon videoları sarıyor la
-
her şeyi szymanskiden bekliyoruz
-
beyler sanırım yolun sonuna geldik
-
tüysüz bir oğlan girecek
-
sözlükte sövecek yazar kalmaması
-
zargana bu karıyı zütürüyor
-
31sporklubu ve ben çok içiyoruz
-
dumbki bu sefer cıddı veda edıyor
-
ayaklarım zonkluyor amq
-
şimdi aramizdan bir kac erkek bunlarla konusup
-
olm benim doğum günü iznim var la
-
moğol kürdü
-
sozlugu ne hale getirdiniz z
-
japonyada japonyalı gibi isveçte isveçli gibi
-
oğuzların zaza boyu
-
nhaxball gel inci
-
gotcapsivarmi englılerle dalga gectın
-
zarganayı denize atsan
- / 1