-
76.
+3***
- Alp, senin dıbına koyim neden haber vermedin?
Alp= Oğlum kız benim yurdun önünde beklemiş. Sigara almaya çıktığımda yanıma geldi anlattı olayları. Sen neden bana haber vermedin?
- Kardeşim zaten olayın üstünden 10 saat geçti geçmedi. 8 saattir zaten uyuyorum ne ara haber verecektim?
Alp= Neyse gibtir et biraz sohbet yapalım. Sigaran var mı?
- Ayıpsın.
Alp= Kardeşim ben üniversiteyi uzatmayı planlıyorum. Acelemiz yok sindire sindire. Gençliğimi yaşayayım.
- Aslında benim de öyle düşüncelerim var ama reise durumu nasıl açıklarım onu düşünüyorum.
Alp= Halledersin be kardeşim. Şurda 3-4 ay çalışıp yıl boyu paşalar gibi yaşarız.
- Aslında mantıklı. Asgari alsak elimize minimum 11-12 bin lira para geçer. Hele dur bi şu ayı bitirelim de. Yağmurla barışırsam bu fikir gözüme daha güzel gelebilir.
Alp= Seviyo musun lan?
- Kardeşim daha 2 gün olmadı bi dur ne sevmesi? Tamam hoşlanıyorum beni çok etkiledi. Tam aradığım gibi bir kız. Sen leyladan haber ver.
Alp= Ben sizin olayı hiç bana sormadığına şaşırıyorum. Galiba bizim durumlar da iyi.
- Olsun olsun. Yıl sonunda hala birlikteysek bi tatil yaparız artık.
Alp= Usta ben araba almak istiyorum.
- Bi dur lan daha ehliyetin yok.
Alp= O iş kolay. 40 yıllık kamyon şöförü gibi sürerim.
- iyi madem kardeşim alıcam diyosan bizim reisin durumlar düzelince benden destek çıkar.
Alp= Zaten öyle pahalı bir araba istemiyorum. Ayak yerden kesilsin be müdür.
- Ben de istemiyodum da dayı sağolsun krallar gibi yaşıyoruz. Ama çok hor kullanıyorum ya. insan çalışarak kazanmadığı şeye değer vermiyor. Bize küçükken alınan oyuncaklar gibi. Hak etmeden elimize verilirdi kırıp bir köşeye atardık umrumuzda olmazdı. Ama onu alanların yani anne babamızın umrunda olurdu. Çünkü evde gördükleri her şey alın terleriydi.
Alp= Kalkalım mı artık?
- Kalkalım. Bende mi kalıyosun yurda bırakayım mı?
Alp= ikisi de uyar. Yorgunum biraz sana gidelim. Sabah benim yurda uğrayıp kitap mitap almak sorun olmayacaksa.
- Ne sorunu ya. Alırız. -
77.
+3***
Eve gittik. Sabaha kadar Yağmur kafamı kurcalayıp durdu.
Acaba barışacak mıydık?
Büşra başka ataklar yapacak mıydı?
Bundan 1 hafta önce hiç bir sorunum yoktu.
Şimdi bin tanesiyle uğraşıyordum. Ama değecekti.
Sonuçlar efsane olacak dostlar.
Takipte kalın. -
78.
+2***
Sabah kalkıp ilk iş reisi aradım. ihmal edince iyi sövüyor.
- Baba nasılsın.
Reis= iyidir idare eder. Birazdan sana 100 lira yollamaya çıkıcam.
- Gerek yok baba takma kafana ben idare ediyorum.
Reis= izin istemedim gavurun oğlu. Sana mı soracam lan para yollayıp yollamayacağımı?
- Baba böyle yapmana gerek yok, harbiden idare ediyorum. istersen arabanın benzin göstergesini atayım yemin ediyorum ful. Dolap ağzına kadar dolu. Sıkma canını.
Reis= Bak oğlum. Durumumuz kötüye gidiyor olabilir düzelecek. Bu süre zarfında sıkışırsan yine beni ara. Cebimde olmasa bile bir yerden bulup yollarım. Anan bilezikleri bozdurur.
- Sağolasın baba. Anneme selamımı verirsin.
Reis= Veririz veririz. Hadi allaha emanet ol.
- Sen de baba.
Telefonu kapattım. Bu aralar okulu askıya alma konusunu açmaya niyetim yoktu. Zaten durumlar kötü. Eğer düzelmezse zaten okulu boşlamayacaktım.
Fakat 6 ay sonra;
Reis= Oğlum nasılsın.
- iyidir baba Yağmurla oturuyoruz selamı var sana. Sen nasılsın annem nasıl?
Reis= iyidir tarhanacı. Ver de bi kızımla konuşayım.
- Ayıpsın baba. Hoparlöre aldım.
Reis= Kızım nasılsın. Bizim oğlan seni üzmüyor değil mi?
Y= Merak etmeyin efendim. Hiç öyle bir durum yok. Kulağını çekerim.
Reis= Hiç çekinme kızım. Neyse çocuklar ikinize de güzel bir haberim var. Biliyorsunuz benim işler düşündüğümden daha iyi gidiyor. Her hafta 20 arabadan aşağı araba kiralamıyoruz. Mersin' den bir yazlık aldım. Temizliği yapıldı eşyaları yerleştirildi fakat biz pek kullanamayız iş güç var. Evin anahtarını postaya verdim. Yanında bir kağıtta adres de yazıyor. Binin arabaya gidin tatil yapın. Hem Yağmur kızıma da biraz iyi gelir.
- Düşünürüz baba.
Reis= Ne düşünücen lan gavat anahtarı gönderdik.
Y= Siz ona bakmayın. Bu günlerde biraz huysuz bulaşıklarını da yıkamıyor.
Reis= Sarp doğru mu bu?
- Olur mu reis şaka yapıyor o.
Reis= O tatile gidiyorsunuz.
- Tamam baba anahtar gelsin. 2-3 güne yola çıkarız.
Tabi bu kısımlara gelmemize daha var. Boru değil 6 ay var daha. -
79.
+1Gençler fazla yazamıyorum. Kusura bakmayın da hayat yine devam ediyor. Çalışıyorum.
-
80.
+2***
Kalkıp duşa girdim ve çıkıp üzerimi giyindim. Bugün biraz Yağmura yaklaşmayı deneyecektim. Alp'e bakmaya gittim yerinde yok. Yattığı yeri de toplamadan gitmiş gavat.
Kafama göre içeriği fakir bir kahvaltı hazırlayıp evden çıktım.
Okulun kapısının önüne parkımı yaptım ve girdim. ilk bakışta etrafta Yağmur falan göremedim. Biraz ilerleyince kantinin köşesinde bir elemanla konuşurken gördüm. Durdum izledim. Çocukla gayet samimiler, temaslı şakalaşmalar falan. En son Yağmur bunu yanağından öptü benim şalterler attı. Hiç bir fiziksel harekette bulunmuyorum ama insanlar dik dik bana bakıyordu. Birisi gelip kardeşim iyi misin diye sordu. Tam o sırada Yağmur beni gördü. Eli omzumda olan adama eyvallah kardeşim iyiyim deyip arkamı döndüm uzaklaştım.
Tam okulu gibtir etmişim arabama biniyorum arkamdan Yağmur bağırmaya başladı.
Y= Sarp bi dur.
- Bağırma gir şu arabaya.
Y= Bak hiç bir şey düşündüğün gibi değil. Şimdi beni dinlemek istemezsen sonradan pişman olursun.
- Anlat.
Y= O gördüğün çocuk benim akrabam. Ailelerimiz çok yakındır, kardeş gibiyiz. Aramızda bir şey olamaz.
- Bu kadar mı yani? Çocukla sarmaş dolaşsın, bi yiyişmediğin kaldı ve şimdi bana akrabam mı diyosun? Sana inanmam için bir sebep söyle.
Y= Çünkü senin yaptıklarından sonra benim sana bu açıklamayı yapmam bile fazla.
- Kavga etmek istemiyorum biraz sakin ol. gibtir et okulu al gel çantanı bekliyorum.
Y= Sarp olma...
- gibtir et okulu Yağmur. Bekliyorum.
Arabadan çıktı çantasını alıp geldi.
Y= Nereye gidiyoruz?
- Dağa.
Y= Ne dağı ya napıcaz?
- Kaçırıp böbreklerini alıcam dıbına koyim bi sakin ol.
Y= iyi yola bak.
Yaklaşık 20 dakikalık bir yolun ardından kuş uçmaz kervan geçmez bir yere arabayı çekmiştim.
Y= Ne yapıcaz burda?
- Konuşucaz yağmur içimizi dökücez. Ben seninle kavga etmek istemiyorum. Sürekli iyi olalım istiyorum.
Y= Ben böyle olmasını çok mu istedim sanıyosun? Aynı şeyi sana ben anlatsam ne yapardın söylesene sarp.
- Doğru haklısın yağmur haksızsın demiyorum. -
81.
+3***
- Fakat ben bu ilişkide gelecek görüyorum. Saçma bir sebepten ötürü bitsin istemiyorum.
Y= Ben de bitsin istemiyorum ama senden sadece zaman istedim.
- Artık liseli değiliz Yağmur.
Y= Doğru değiliz. Lisede istenilen zaman ergen ergen düşünmek için istenilen zamandı. Şimdi kendime gelmek için ihtiyacım var kalbini kırmak istemiyorum.
- Kırma o zaman.
Her cümlede yanına biraz daha yaklaştım sonunda belinden tutup kendime çektim ve öpmeye başladım. 5 dakika kadar süren öpüşmeden sonra;
Y= Bir daha böyle bir şey duymak istemiyorum sarp anladın mı?
- Anladım yağmurum.
Y= Hadi gidelim artık. Ben daha kahvaltı yapmadım. Yarım bıraktığımız kahvaltıya devam edelim.
- Ben yedim ama seninle de yerim.
Y= Ben yerim sen izlersin. Kilo alma.
- istersen sana bütün kuzu söyleyeyim oturup yemeni izleyeyim.
Y= Fazla abartmadan ye.
- Emrin olur.
Arabaya bindik ve eve doğru gazladım.
Arabayı park edip eve çıktıktan sonra kahvaltıya başlandı. Şu üniversiteyi asma konusunu Yağmura da anlattım o da pozitif yaklaştı fakat onun da ailesiyle ilgili sorunları olabilirmiş.
Hepsi çözülecek. -
82.
+3***
Fazla ağır gidiyoruz biraz atlamam gerekiyor. Takip edenler sonu görsün, sıkılmasınlar diye.
Aradan 2 hafta geçti, yağmurla ilişkimiz çok güzel ilerliyordu, leylayla alp de ilişkilerine devam ediyordu fakat biz onların ilişkilerine pek anlam veremiyorduk.
Sadece yatmak için birlikte oluyor gibiydiler. Bu konuyu Alp'e hiç sormadım sonuçta kendi hayatı.
Okula düzenli bir şekilde gidip geliyorduk. Not tutuyordum, öğretmenlerle iyi anlaşıyordum. Fakat Yağmur ve alp için aynı şeyler söylenemezdi. Sınıfta kalacaklarını tahmin edebiliyordum. Ailelerine okul durumlarıyla ilgili bir şey anlatmıyorlardı.
Büşradan geçen 2 haftalık sürede bir atak gelmemişti fakat ben yine de hala şüpheliydim.
Aradan 3 hafta daha geçti ve reisin işleri biraz yerine oturdu. Hafta sonu gidip okulu askıya alma olayını açmam lazımdı. Gerçekten yaşamak istiyordum çünkü. Bir cuma günü sabahtan hazırlandım ve o sırada telefon titremeye başladı. Yağmur arıyor.
Y= Bitanem hazırlandın mı?
- Hazırlandım şimdi çıkıcam.
Y= Tamam ben de hazırlandım beni de al.
- Yağmur ben bunu hiç hesaba katmamıştım. Emin misin?
Y= Emin olmasam o kadar valiz toplamazdım. Evdeyim gel al gecikme.
- iyi bakalım. Evinde termos varsa çay yap da yolda içelim.
Y= Hallederim. Biraz daha işim var lafa tutma beni.
- Tamam canım. Geliyorum.
Yola çıktım. Giderken fikret abiyle konuştum aile ziyaretine gittiğimi söyledim. Çünkü adamın haberi olmazsa babama eve gelmedi diye rapor yapabilirdi.
Yoldayken Alp'i aradım o da kendi imkanlarıyla, biraz da leylanın desteğiyle 2007 model bir fiesta almıştı. Benim gibi ailesiyle konuşmaya gidecekti.
Yağmur'un kapısının önüne geldim ve geldiğimi anlasın diye çaldırıp kapattım. Camdan dışarı bakıp el salladı. Yukarı çıkıp valizlerini taşımasına yardım ettim.
Y= Ağırdır dikkat et.
- Sanki otel görevlisine söylüyosun be kızım. Sevgilinim ben senin bir şey olmaz.
Y= Ya beline falan bir şey olacak bırak ikimiz taşıyalım.
- Olmaz bir şey merak etme. -
83.
+3***
Arabanın bagajına valizi yerleştirdikten sonra yola çıktık. Bu sefer arabayı gelirken kullandığım gibi kullanmıyordum. 180-190 görüyorduk. Tabi Yağmur susmuyordu. Yavaş gitmemi istiyordu.
Y= Aşkım lütfen biraz yavaş.
- Bir şey olmaz ya. Çok fazla endişeleniyorsun.
Y= Her şey olabilir.
- Sen bunları boşver de bize çay koysana.
Y= Rahatlığa bak ya. Çek kenara.
- Noldu ?
Y= Sen çek.
- Al çektik noldu?
Y= in arabadan ben kullanıcam.
- Yağmur arabada 1.6 motor var alışık değilsin uçurursun bizi.
Y= Bir şey olmaz ben kamyon bile kullanırım.
- iyi bakalım.
Yer değiştirdik, hafiften tırsmıyor değildim fakat biraz sonra 140-150 civarı gitmeye başladı. Gayet de iyi kullanıyordu.
- Kızım sende ehliyet vardı da neden bana söylemedin?
Y= Yok ki. Babam öğretti.
- Kudretli adammış valla iyi öğretmiş.
Y= Ben babama öğretmesi için hiç ısrar etmedim. Hep kendisi ister. Benimle ilgilenmeyi çok sever.
- Benim babam da her fırsatta küfür eder.
Y= Adamı kızdırmazsan etmez.
- Kızdırmıyorum zaten.
Y= Ya sarp bırak allah aşkına. Konuşmaları duyuyorum adamı delirtiyosun resmen.
- Ama sorun bende değil ki. Reis sinirlenmeye eğilimliyse ben ne yapayım?
Y= Sen insanları sinirlendirmeye eğilimli olmayasın? Kaç kere söyledim sana bulaşıklarını yıka diye. Hep ben yapıyorum.
- Kavga etme be kızım. Hadi yola bak. Ben de sigaramı yakıp çay içeyim.
Y= Bi sigara da bana yak. Keyifli keyifli içeyim.
- Sana sigarayı yasakladım.
Belanı giberim bakışı attı.
Y= Yürü lan günde 1 paket bitiren benim sanki
- Tamam aşkım sinirlenme. Al şu sigarayı.
Y= Sarp duyan da sanacak ki bağımlıyım. Haftada 2 tane anca içiyorum ona da bir şey söyleme istersen.
- Tamam demedim bir şey. -
84.
+3***
Arabaya benzin alalım. Biraz da mola yapalım dedik ve bir mola yerinde durduk. Önce benzini aldık sonra arabayı park edip yan tarafta bulunan ağaçlıklara doğru ilerlemeye başladık.
Büyük bir ağaç bulduk. Dalları aşağı doğru sarkıyor bir kubbe şekli oluşturuyordu. Dibine geçip oturduk.
Y= Sence fazla mutlu değil miyiz. Bir şeyler olacak hissediyorum.
- Aklından bile geçirme. Şu anı da tak etmeye kalkma. Gel kucağıma.
Y= Sarp dinlenme tesisindeyiz.
- Burdan görünmüyor bile. Gel şuraya.
Y= iyi geleyim ama burda oynaşmak yok sarp eline koluna sahip çık.
- Tüh be. Öpüşmek de mi yok şimdi?
Y= Tamam izin var.
- Biraz kalçaya dokunuş?
Y= Biraz. takunu çıkarma.
Biraz orda vakit geçirdik ve arabaya binip yola devam ettik. Vardığımızda saat öğleden sonra 2 civarıydı. Arabayı sıra sıra kullanarak rahat rahat geldik.
Kapıyı çaldık. Annem açtı.
A= Vay eşek sıpası bi haber verseydin ya. Kızımız kim?
- Anne telefonda konuşmuştunuz. Yağmur.
A= Haa hatırladım. Kapıda kaldınız geçin şöyle içeri. Kızım kusura bakmayasın. Bizim bu oğlan hiç fotoğrafını da atmadı.
Y= Hiç önemli değil teyzecim. Ben biliyorum zaten.( Bana dik dik baktı.)
- Anne daha geleli 1 dakika olmadı hemen ezdin oğlunu. Babam nerde?
A= Markete gitti bir şeyler almaya. Sen git. Marketin kapısının önünde bekle sürpriz yap babana. Ben de hanım kızımla biraz sohbet edeyim.
- iyi madem. Kızı fazla sıkma anne.
Y= Sen ne karışıyosun?
A= Yürü git şurdan benim işime karışma.
- iyi. Dayak yememek için gidiyorum. Bi yemek hazırlayın bari gidiyorum. Yağmur şu arabanın anahtarını alıp park etsene.
Y= Hallederiz. Sen git hadi.
Yavaş yavaş yürümeye başladım. Bizim market fazla büyük değildir. 3 tane kasası var. Dışardan görünüyor. Ben izlemeye başladım babam kasaya geldi ödemeyi yaptı kapıdan çıktı eve doğru gidiyor. Ben de arkasından gittim.
- Dur baba yardım edeyim.
Reis= Vay pekekent sen beni mi oynatıyosun?
- Estağfurullah baba olur mu öyle şey.
Reis= Al şunları yürü hadi. Nedir sebebi ziyaretiniz? -
85.
+3***
- Eve geçelim anlatırım.
Reis= iyi bakalım. Bi sorun yok dimi iyisin. Kızdan ayrıldım deme çarparım valla.
- Yok baba. Hatta onu da getirdim.
Reis= Oğlum baştan söylesene ya. Ben fazla bir şey almadım sen şu parayı al geriye dön ne görürsen topla getir eve.
- Baba gerek yok.
Reis= Oğlum ben sana hala öğretemedim mi böyle şeylerden hoşlanmadığımı. Yürü git asabımı bozma hadi. Ver poşetleri.
- Tamam baba ne kızıyosun ya.
Geri döndüm. Ne bulursam topladım tuvalet kağıdı bile aldım dıbına koyim.
Eve girdiğimde salonda oturmuş sohbet ediyorlardı. Herkes gülüyordu.
Reis= Gel oğlum otur şöyle komuşalım.
- Konuşalım.
Reis= Hanım kızımız bize derdinizi anlattı. Gençliğinizi yaşamak istiyormuşsunuz. Ayrıca bunu uzun süredir de düşünüyormuşsunuz.
- Doğrudur baba ama o konuyla ilgili bir kusur var.
Reis= Biliyorum evladım biliyorum. Okul önemli değil isterseniz 2 yıl uzatın ama o okul bitecek. Fakat bu 2 yıl içerisinde benden yardım almayı kabul edeceksin bu bir. Söylediğim şeylere karşı çıkmayacaksın bu iki. Hanım kızımı da üzmeyeceksin bu da üç. Bu söylediklerime uymazsan o okula devam edilecek. Arabanı da alırım altından.
- Tamam baba siz öyle diyorsanız.
Reis= Hanım akşama yemek yapma dışarda yiyoruz.
A= Boşu boşuna masraf.
Reis= Başka ailelerin bireyleri baba parası yemek için sıraya girerler siz kuruş istemiyorsunuz. Harcayın paramı ben istiyorum. itiraz etmeyin şu söylediklerime.
A= Tamam çıkalım o zaman. Sarp sen akşam burda yatarsın. Yağmur da senin odanda uyur.
- Peki annem.
Akşama kadar sohbet ettik. Dışarıya çıkıp yemeğimizi yedik. Hesap ödenirken ufak bir tartışma oldu.
- Baba bırak ben ödeyeyim.
Reis= Senin cebindeki para nerden çıkıyor acaba?
Lafımı yiyip oturduktan sonra eve geçtik. Dönerken babam zorla arabayı kullanmak istedi yıllardır kullanmıyordu. Hala da geçmemiş beyler gayet iyi sürüyor.
Akşama kadar sigara içememiştim ve insanlara agresif davranıyordum. Yağmur fark etti ve beni konuşma bahanesi ile evden çıkardı. -
86.
+5***
Başlığın ilk şarkısını atalım.
(Metal sevmeyenlere önermiyorum.)
https://m.youtube.com/watch?v=StZcUAPRRac
-Aşkım sağol ya gerçekten bunalmıştım.
Y= Önemli değil zaten benim de ihtiyacım vardı. Çok gerildim.
- Seni çok sevdiler. Annem kolay kolay insanlara ısınmaz.
Y= Ben de onları sevdim. Senin de bizimkilerle tanışman lazım. 1 aydır anneme anlatıp duruyorum. 1 hafta önce de annem babama anlatmış. Bir ziyarete gitmemiz lazım.
- Ayarlarız bebeğim. Zaten artık okul derdimiz de yok.
Y= Benim konuşmam sence de iyi olmadı mı?
- Süper oldu da. Bizim konuşmamız lazım.
Y= Ne konuda?
- Bak. Zaten haftanın 3-4 günü bende kalıyorsun. Eşyalarının bir kısmını artık benim eve taşısan da evin adı bizim evimiz olsa?
Y= Aslında ben de istiyorum fakat çok erken değil mi?
- Doğru ama artık birbirimize alıştık ve 20 yıllık evli çiftler gibi davranıyoruz.
Y= Tamam olur ama şartlarım var.
- Söyle.
Y= ilk olarak kiranın yarısını ben vericem. Su faturası senin, elektrik faturası benim. Gazı da bölüşürüz. Arabanın deposundan sadece sen değil ben de sorumluyum. O arabayı sadece sen kullanmıyorsun. Ben de kullanıyorum.
- Çok zor şeyler bunlar.
Y= Karşı çıkma lütfen. Bir kez olsun.
- iyi tamam ama eve playstation almama izin vereceksin. Seni ihmal edeceğimi düşünüyorsun fakat etmem.
Y= Kabul. Birlikte oynarız.
- Hah şöyle ya. Oynamaz mıyız.
Yolda 1 sigara daha içtim ve eve döndük. Bu yaşa gelmişsin ailen sigara içtiğini bilmiyor mu diye düşünenler olabilir. Tabiki biliyorlar. Dayılarım bile biliyor fakat mesele saygı meselesi.
Baba sigara içtiğini bilir fakat bunun hakkında konuşmaz, sadece gerektiği yerde konuşur. Örneğin bana evin önüne sigara atma üst kiracı rahatsız oluyor demişti. (Bina 3 katlı ve tamamı bizim.) -
87.
+3***
Eve girdiğimde babam koltukta uyuyor. Annem ise mutfakta telefonuyla ilgileniyordu. Yağmuru yukarı çıkarttım odamı gösterdim.
Y= Ne biçim bir ergenmişsin be. Şu posterlere bak.
- Çok komik. Hesabını sorarım.
Y= Sor. Ne yapacaksın?
- Dua et aşağıda annem ayakta. Yoksa şu yatak orda olduğuna lanet ederdi. Anlatabildim mi aşkım?
Y= Çok güzel anlattın hayvan.
- Tamam özür dilerim biraz yabani oldu.
Y= Hadi çık üzerimi değiştiricem.
- Kızım sanki daha önce görmedik ya.
Y= Kendini affettirene kadar bir daha göremezsin zaten. iyi geceler.
- Çok mu kırıldın?
Y= Kırıldım tabi sarp. Beni az önce bildiğin eşya yerine koydun. Seni şurda yatırırım hiç bir şey yapamazsın der gibi konuştun.
- Oha Yağmur ben öyle bir insan mıyım? Tamam önceden öyleydim fakat değiştim artık.
Y= Hadi git sarp.
Yavaşça yaklaşıp sarıldım. Birbirimizi sıkı sıkı kavradık ve arkamdan burun çekme sesleri gelmeye başladı. Kendimden ayırdım ve ağlıyordu.
- Ne oldu?
Y= Sarp ben bitmesini istemiyorum.
- Bitmeyecek zaten bunu nerden çıkarttın?
Y= Öyle aklıma geldi. Ben uzun zamandır bu kadar mutlu değilim.
- Söz bitmeyecek. Ne olursa olsun.
Biraz yanında yatıp sarılmamı ister misin?
Y= Güzel bir müzik aç.
- Açıyorum. ( Duman - Bal )
Yanına yattım ve arkasından sarıldım saçlarıyla oynamaya başladım. Sonra baskın yememek için dudağından bir öpücük alıp aşağı indim kafayı gömüp uyudum.
Bir gün daha kalıp pazar sabahı yola çıkacaktık.
( beyler artık sadece önemli noktaları anlatıyorum. Bu kadar ayrıntılı anlatırsam bu hikaye bitmez.) -
88.
+4***
Sabah kalktığımda mutfaktan şarkı sesi geliyordu. Gittiğimde Yağmurla annem kahvaltı hazırlıyor, bir yandan da müzik dinliyorlardı. Fakat babam ortalıkta yoktu.
Annem işi çıktığını, erkenden gittiğini söyledi. Önemli bir şey olmadığını söyleyerek de içimi rahatlatmayı unutmadı.
Kahvaltı yaptık ve annem beni arabanla gezdir diye tutturdu. Fakat benim başım ağrıyor tabi.
- Annem başım çok ağrıyor. Akşam çıkalım olmaz mı?
A= iyi madem.
Y= Sarp olur mu öyle şey. Kaç aydır annen senden bir şey istiyor hayır mı diyeceksin?
- Arabanın anahtarları senin odanda valizin üzerinde. Ruhsatı ve annemin kimliğini de alın.
Yağmura arabayı vermeyi seviyordum. Ona güvendiğimi hissettirmenin sadece küçük bir yoluydu.
Y= iyi madem geç kalmayız biz. Fakat ben yol bilmiyorum. Nereye gidilir bilmiyorum.
- Navigasyon açın. Ya da annem bilir anneme sorarsın.
Y= Tamam biz çıkalım o zaman. Fatma teyze sen hazırlan istersen.
Annem odasına üzerini değiştirmeye gitti.
- Kız. Sana pek zaman ayıramadığımı biliyorum ama bundan sonra bol bol zamanımız olacak.
Y= Sorun değil bitanem.
- Hadi sen de hazırlan çıkın ben tekrar yatıyorum. Başım çatlıyor.
Y= Tamam aşkım. Akşam görüşürüz.
Ufak bir öpüşme olayı ve anneme yakalandıktan sonra onlar evden çıktı ben de kafamı tekrar gömüp uyudum. Kalktığımda saat akşam 7 ye geliyordu. Babam evdeydi.
- Baba sabah erkenden çıkmışsın önemli bir şey yok değil mi?
Reis= Var oğlum var.
- Yapma ya. Yeni yeni düzeliyordu işler.
Reis= Düzeldi zaten eşek sıpası. iş önemli olup da illa ki kötü bir şey mi olacak? Bir şirkete 5 araba kiraladık. 2 tane de ticari sattık. Arabalardan toplam aylık 6300 lira para gelecek. Satılan araçlar da toplam 52 bin liraya elden çıktı. Üzerine 8 bin lira kâr eklendi. işler gayet iyi.
- Güzel haber baba. Ben de kötü bir şey oldu sandım.
Reis= iyidir iyi. Sen canını sıkma.
Babamın işleri iyiydi güzeldi eyvallah ama parasını yemeyi kendimi bildim bileli sevmem. -
89.
+5***
Galiba bana bu kadar para vermek istemesinin sebebi bundan kaynaklıydı. Bana bu zamana kadar fazla bir şey yapmadığını düşünüyor olabilirdi.
Aslında bu para almayı sevmeme durumum sadece babama karşı değildi. Tanıdığım herkese karşı böyleydim. Verdiğim borç parayı alırken bile içimde bir sıkıntı olurdu.
Babamla oturup biraz televizyon izledikten sonra kapı çaldı. Bizimkiler gelmişti. Ellerinde alışveriş poşetleri vardı ve sohbet ederek girmişlerdi. Seviniyordum. Yağmur yorulduğunu, duş alıp uyumak istediğini söyledi. Bizimkilere iyi geceler dedi. Sabah yola çıkacağımızı onu kaldıracağımı söyleyip yolladım.
A= Oğlum neden bu kadar çabuk gidiyorsunuz?
- Annem bana kalsa aylarca kalırım ama Yağmur'un ailesi benimle tanışmak istiyormuş. Yine yolculuk var.
A= Oğlum daha erken değil mi?
- Yani seninle tanıştığı için memnun değilsin.
A= Ne diyeceğini de iyi biliyorsun eşek sıpası seni.
Bizimkiler yatmaya giderken benim telefon çalmaya başladı. Arayan alp.
- Efendim kardeşim?
Tanımadık bir ses geldi.
1. = Neyiniz olduğunu bilmiyorum fakat Alp (soyadı) trafik kazası geçirdi şuan eskişehir- istanbul yolundayız. Ambulans istanbul Küçükçekmeceye gidiyor. Yakınlarına haber verirseniz iyi olur.
Telefonu kapattığım gibi odaya gittim Yağmur'u uyandırdım. -
90.
+3***
- Alp kaza geçirmiş.
Y= Nasıl ya? Nerde şimdi? Kim haber verdi?
- Anlatırım yolda. Kalk istanbul'a gidiyoruz. Ya da sen kal ben gidiyorum.
Y= Olur mu öyle şey ya ben de geliyorum.
içerden telaşlı telaşlı annemle babam geldi hazırlanırken durumu özet geçtim. Daha fazla sorgulamadan dikkat edin diyerek yolladılar. Bulunduğumuz ilden hangi hızla çıktığımı hatırlamıyorum fakat otobanda 190 ın altına inmediğimi hatırlıyorum. istanbul'a vardığımızda navigasyonu hastaneye ayarladım.
içeri girip etrafa bakmaya başladık. Telaşlı olduğumuzu gören bir hemşire yanımıza gelip kimi aradığımızı sordu söyledik sonra bizi ameliyathanenin önüne kadar getirdi.
Hemşireye durumu sorduk.
Giderken önüne bir tır kırmış ve bizimki de kontrolünü kaybedip sağdaki tarlaya arabayla yuvarlanmış. Her yerine camlar saplanmış, airbag olmasa şuan doktorlar uğraşıyor olmazdı dedi.
Ben koridorda yere çömdüm kara kara düşünüyorum Yağmur da aynı halde. 1,5 2 saat sonra bir doktor çıkıp korkacak bir şey olmadığını. Sol kolunun kırık, sağ bacağında zedelenme ve vücudunun bazı yerlerinde cam kegibleri olduğunu söyledi.
Bizim biraz içimiz rahatladı ve beklemeye devam ettik. Çıktığında her tarafı sargılı ve kolu alçılıydı. Normal odaya aldıklarında serum takıp bize refakatçi olarak kimin kalacağını sordular. Benim aklıma o an ailesine haber vermediğimiz, leylaya haber vermediğimiz geldi. Ben ailesini aradım. Annesi açtı ve kadın ağlayarak yola çıktıklarını söyledi.
Yağmur da leylayı aradı. Arkasından müzik ve bol bol erkek sesi geliyordu. Sarhoş falan değildi ama sesi gayet düzgündü. Alp in trafik kazası geçirdiğini söyledik ve gülmeye başladı. Neye gülüyosun demeye kalmadan telefonu yüzümüze kapattı. Bunu Alp'e anlatmayacaktık. Yani uyanır uyanmaz anlatılmazdı. Sorarsa telefonu kapalı diyecektik. -
91.
+4***
Aradan yarım saat 45 dakika kadar bir zaman geçtikten sonra uyandı. Halsizdi ve çok şaşkındı. Etrafa boş boş bakıyordu.
Alp= Sarp?
- Kardeşim sakin ol.
Alp= Ne oldu?
- Kaza geçirdin ama iyisin. Tehlikeli bir durum yok.
Alp= Anneme söyleme Sarp. Üzülür.
- Kardeşim söyledik geliyor yolda.
Gözümün önünde ağlamaya başladı. Yağmur da kendini tutamadı odadan çıktı.
- Alp kardeşim benim iyisin ya. Annen de iyi zaten sadece kadını korkuttun.
Alp= Leylaya söylediniz mi?
- Kardeşim aradık ama telefonu kapalıydı.
Alp= Ona da söylemeyin o da üzülür.
Ben bu arada tabi içimden sövüyorum. Çocuk kaza geçirmiş felaket durumda ama yine de o kızı düşünüyor.
- Tamam kardeşim söylemem. Sen biraz uyu hadi.
(Sabah görecek takipçiler için. Gün içerisinde fazla yazma şansım olmuyor. Hatta ne fazlası, hiç olmuyor. Ama akşamları kesin 10 civarı part geliyor. Takipte kalın.) -
92.
+21-2 saate part atmaya başlıyorum. Dediğim gibi fazla atma şansım olmuyor.
-
93.
+3***
Alp uykuya daldı. Ben de koridora çıkıp bir yere oturdum. Yağmur da yanıma geldi başını omzuma koydu. Arkadaşından hiç böyle bir şey beklemiyordu. Kara kara düşünmeye başladık.
Nasıl anlatırdık? Çocuk kaza geçirmiş günlerce yatacak elbet ulaşmak isteyecek ne deriz?
En doğrusu sessiz kalmak olurdu galiba. Hemşireyle konuştum durumu anlattım anlayışla karşıladı.
Alp'e telefondan uzak durması gerektiğini mikrop kaparsa enfeksiyon olabileceğini söyleyecekti.
Bu bize bir kaç gün kazandırırdı. iyileşince de uygun bir dille anlatırdık.
Hastane yemeklerini bilmeyen insan miktarı sayılıdır. Berbat yaparlar yenilmez. Biz de bu süre zarfında yemeklerimizi dışardan alacaktık.
Kardeşime hastane yemeği yedireceğime kendimi camdan atarım.
1-2 saat sonra Alp'in annesiyle babası geldi. Tanıştık bize teşekkür etti ve gitmemizi söyledi. Ben tam okulu askıya aldığımızı, gitmemize gerek olmadığını söyleyecekken Yağmur beni çekiştirdi bir dakika konuşalım dedi.
Y= Sarp onlara okulu askıya aldığımızı söyleyemezsin.
- Neden?
Y= Daha Alp onlarla bu konuyu konuşmadı. Bizim söylememiz doğru olmaz. Ayrıca ailesinin gözünde kötü bir konuma gelmeye niyetim yok. Gidelim hadi. Onlar zaten Alp'e bizden daha iyi bakarlar.
Odaya geri döndük vedalaştık. Alp'e hastane yemeklerini yedirmemelerini ve telefona yaklaştırmamalarını mikrop kapabileceğini söyledim. Yola çıktık. istikamet reis evi. Valizleri toplayıp evimize dönecektik. -
94.
+3***
Buraları fazla uzun tutmaya gerek yok. Eve gidip valizleri aldık, bizimkilere açıklama yaptıktan sonra yola koyulduk eve döndük. ilk önce bizim eve gidip valizleri boşalttık ve Yağmur'un eşyalarını leylanın evinden almaya gittik. içeri girdiğimizde üçlü bir kanepenin üzerinde sarhoş bir şekilde yatıyordu. Saat gece 3 civarıydı.
Hiç uyandırmadan, haber vermeden Yağmur'un eşyalarını topladık ve evden çıktık.
Hem benimle yaşamaya başlamış olacaktı, hem de böyle pislik bir insandan kurtulmuş olacaktı.
Hayatı bize ne verirse ona göre yaşamaya başlamıştık. Kafamız rahattı, aileler para gönderiyordu fakat daha Yağmur'un ailesinin ziyaretine gitmemiz gerekiyordu. Bu durumu her düşündüğümde geriliyordum.
Alp'in kazasının üzerinden 2 hafta geçmiş ve taburcu olmuştu. Bir süre ailesiyle kalacaktı ve tekrar bizim şehrimize dönüp kendine bir ev tutacaktı. Bu konuda babam ona yardım edecekti. Yardım etmeyi seve seve kabul etmiş ve aramaya başlamıştı.
Yine bir şeyler olacağını hissediyordum çünkü yine mutluyduk bu garipti.
Bir cumartesi günü Yağmurla birlikte sık sık içmeye gittiğimiz barın önünden geçerken ilerde yol çalışması olduğunu gördük. Girip abartmadan bir şeyler içelim sonra eve gideriz dedik ve içeri daldık.
Benim klasiğim Efes Şişe ve Yağmur un da kutu Tuborg Kırmızı idi.
Söyledik geldi, yudumlamaya başladık ve kapıdan içeriye kim girse söversiniz? Büşra. Yanında da bi eleman vardı.
Yağmur un hemen yüzü düştü.
Y= Bitanem kalkalım hadi evde içeriz.
- Yok rahatımı bozacak değilim.
Y= Bi tatsızlık çıkmasın Sarp hadi.
- Bir şey olmaz Yağmur.
Biz bu konuda tartışırken Büşra bizim masaya doğru gelmeye başladı.
Büş= içiliyor ve beni aramıyorsun öyle mi Sarp bey? Kırıldım.
- Ne var Büşra?
Büş= Eski arkadaşa böyle mi davranılır tatlım?
- Sen istisnasın. Yaylan hadi.
Büş= Bana böyle davranmak istediğine emin misin?
- Fazlasıyla.
Büş= Yağmur. Tatlım beni illa ki sarpın yanında görmüşsündür. Beni sevdiğini söyledi, sonra yatıp bir kenara attı. -
95.
+4***
Büş= Sen de aynı şeyleri yaşama diye söylüyorum.
Y= Sarp sen bu kıza sevdiğini mi söyledin?
- Evet aşkım ya söylemişimdir.
Y= Tamam. Hadi artık evimize gidelim. Burası biraz çift kaşarlı yanık tost kokuyor. Ekmeğini de şu karşıdaki masada görüyorum.
Büş= Kızım sen salak mısın seni kullanıyor bu ?
Y= Kullansın canım müsadem var.
Büş= Sen huur musun yoksa?
- Hop dedik Büşra. Sana attığım son tokadı hatırla bence haddini bil. Bulunduğumuz yer umrumda olmaz alırım ayağımın altına. Şimdi gibtir git köpeğinin yanına hadi.
Büşra bozuldu, gözleri doldu ve masasına döndü biz de biraları bitirmiş kalkarken bunun yanındaki lavuk bana doğru gelmeye başladı.
L= Bi baksana birader.
- Baktım bread. Noldu?
L= Ne biçim bir espri anlayışın var anlamadım ama kızı ağlatmaya utanmıyor musun?
- Hak etmemiş olsaydı utanırdım.
L= Sen dışarı gel ben seni utandırıcam.
- Dışarı çıkmadan halledelim çünkü kapı zütünü sevmez.
Buna yumruğu çaktım hemen arkasından kafayı gömdüm. Bana atılmaya çalışırken bacak dirseğimle suratına geçirdim yere yapıştı. Kalkmaya bile uğraşmadı.
2-3 adım arkasında Büşra bana bakıyordu ve gözleri kızarıktı. Ağlıyordu.
- Bana bak kaşarların şehzadesi. Önüne her gelenle it dalaşına girersen patini zütüne sokarlar.
Yağmuru aldım ve masaya 20 lira bırakıp mekandan çıktım. Yolda Yağmur benimle hiç komuşmadı eve girdiğimizde patlak verdi.
Y= Cidden ona sevdiğini mi söyledin?
- Tabiki söylemedim. Bana takıntı yapmış bizi ayırmak için elinden geleni yapar. Sakın kavga çıkartma.
Y= Sarp sen daha bana sevdiğini söylemedin ya o kıza söylemiş olamazsın.
- Söylemedim zaten yağmur bi kendine gel.
Y= Artık bu kızdan bir şey yapacak diye korkuyorum.
- Korkma bitanem. Gel uyuyalım artık.
Y= Arkanı dönüp uyuma sarp.
- Tamam yaparız bir şeyler.
Yattık uyuduk, gece çok güzel geçti. Hatta onunla şimdiye kadar yaşadığım en iyi ikinci gece diyebilirim. Tabiki birincisi evlilik teklifi ettiğim gece.