her şey arkadaşın kavga var demesiyle başladı

okurum ben bunu

ahaha sabah yunanca var ama gibimde değil panpa hikaye süper

-ığğhhh galabalıh olabilirsiniz.
-ney ney?! galaba mı?

reserve

yaşadığımız aşkta sorun yoktu. tama tartışmalarımız kavgalarımız hep oluyordu ama öyle bizi birbirimizden ayıracak dereceye hiç ulaşmadı. bazen ben alttan aldım güzel konuştum bazen o gönlümü almaya çalıştı.her seferinde de ortam yumuşadı normale döndük. zehranın konuşma tarzını seviyodum böyle mıy mıy eden canımlı cicimli konuşan kızlardan değildi. lafını hiç esirgemezdi karşı gelirdi bana savaşırdı bildiğiniz. karşı gelirken bile gözlerinde kendimi görebiliyodum. benim yaptığım hatalarda beni düzeltmek için uğraşırdı giyimime karışırdı her zaman güzel giyinmem için uyarıda bulunurdu. zehra sevgiliden de öte arkadaşım gibiydi. dost acı söyler ata sözünü zaman zaman söyledikleriyle bana hatırlatırdı. zehraya 1 bucuk sene boyunca cinsel anlamda tek yakınlaşmam sarılmayla öpüşmeyle olmuştu hiç yatak aklıma gelmemişti.her sevgili gibi muhabbeti açılırdı konuşurduk sadece öyle orda da kalırdı.

sınav sonuçlarım açıklanmıştı. düşük puan almama rağmen illet etmiştim ve tercih yapacaktım 2 yıllık üniversiteye gidecektim kesinlikle. ağırlıklı olarak muhasebe ve işletme iki yıllıkları tercih ettim ama ilk tercihlerde yerleşemedim herhangi bi yere.ek tercihlere de başvuracaktım artık gitmek istiyordum. planım 2 yıl boyunca sınava ara ara hazırlanıp yeniden üniversite kazanmaktı. geçen yaz marketınde çalıştığım arkadaşım aynı zamanda akrabamdı da ve 16 senedir arkadaştık. onunla sıralaması dahil olmak üzere aynı yerleri yazdık.ek tercihlerde yanlış hatırlamıyorsam 8 tercih yapılıyordu.en başlara balıkesir canakkale yazdık en sona da yer dolsun diye kütahya myo yazdık.sen git o hiç istemediğimiz kütahya çık. allahın işine karışılmaz dedik (ne alakaysa) gidelim nasılsa birlikteyiz oralarda zorluk çekmeyiz

üniversite yılları

gidiş hazırlıkları başladı…hayatımda hiç bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum. zehra ile ayrılırken gözümüzden akan yaşları toplasak çok rahat sulama kanalı projesine başlayabilirdik.zor oldu hem de çok zor.her zaman buluştuğumuz iskele bile bizimle beraber ağlıyordu.o gün zehradan zorla ayrıldım. çalışmadığım çözmediğim her soru için kendime defalarca küfür ettim. istanbulu ya da çorluyu kazanıp onunla her hafta sonunda yine görüşebilirdim ama yapamadım beceremedim. kalktım kütahyanın dağlarında bir ilçede iki yıllık meslek yüksek okulunu kazandım.bu konuda hem aileme hem zehraya ihanet etmiştim onları bırakıp gidiyordum çünkü. hayırlısı böyleymiş dedik fahri ile kütahyaya yola çıktık. fahrinin adı fahrettindi ama çok uzundu amk kısaca halk arasında fahri derdik o da alışmıştı fahrettin deyince bakmıyodu. okul kayıtları için eskişehirdeki abim geldi bize yardımcı oldu. gittiğimiz ilçede erkek öğrenciye ev vermiyolardı amk sadece kızlara vardı. tamam geldikte kalacak yerimiz yok otel desen o bile yok düşünün nasıl bir yerdeyiz. ramazan ayı bide oruçluyuz hava da sıcaktı dilim resmen susuzluktan zütüme kaçmıştı. baktık kalacak yer bulamıyoruz okulda derslerde tam başlamamış hocalardan birisi siz gidin haftaya gelin hem o zamana kadarda kalacak yer konusunu halledersiniz dedi. benim canıma minnet kaçar gibi gittik bilet aldık kütahya merkezde iftarı yaptıktan sonra istanbula döndük.

buralarda durumlar fena fırtına çatıları atacak neredeyse elektrikler gidip geliyor.

yaz panpa gidene kadar

istanbula dönmem demek zehrayı son bir defa yeniden görmek demekti. kendimizi ayrılığa hazırlamışken yeniden buluşup aynı şeyleri yaşayacak olmak bize çok zor geliyordu. bunu ikimizde bildiğimiz gitmeden önceki cuma günü cafede 2 saat buluşup konuştuk. normal her şeye alışmış bir konuşmaydı.ne kadar alışmış olsanda insana zor geliyordu. kendimizi avuttuk gittikten 2 hafta sonra dönecektim çünkü ramazan bayramıydı.ben ve fahri yeniden kütahyaya yola çıktık. kimsenin bizimle gelmesini istemedik kalacak yer konusunu kendimiz hallederiz dedik. okulun olduğu ilçeye 10dk uzaklıkta başka bir ilçe vardı planımız orada inip otelde 1 ay kalıp ardından asıl ilçede kalacak yer bulmaktı. sabah saat 6 gibiydi indik otobüsten. otel arıyoruz bi yer gördüm 4 katlı dışarıdan güzel temiz yere benziyodu hadi dedim fahri dalalım şuraya. tık camda yazı var kapı açık değilse beni arayın. aradık ümit besen sesli bi eleman çıktı bekleyin geliyorum dedi. hangi odayı vereyim size dedi. valla fark etmez ver işte birisini gidip uyuyalım yeter bize. aldık bavulları odaya çıktık kapıyı bir açtık bu ne amk.oda oda değil bilidiğin çöplük yuvası köpek bağlasan durmaz orada. yastıkları sanki tuğladan yapmışlar yorganları çarşafları hiç anlatmıyorum bile. burada değil 1 ay 1 saat bile durulmazdı. neyse deik kafaları attık uyumaya çalşıyorum ama nafile. ulan fahri dedim şu kazakları çıkartalım onları başımıza koyalım yastıklar taş gibi. kalktım ben bavulu aldım ohaa ulan bu ne kokuyo demeye kalmadan aynısını fahri dedi. bavullara otobüste turşu akmış.ve içinde ne kadar kazak pantolon varsa hepsi kuru fasulye pilava turşu niyetine meze olmuşlar. giberim otelini de kalmasınıda deik kalktık otelden çıktık. biraz daha kalsak bitlenecektik zaten. elbiseleri topladık kuru temizlemeye verdik. tüm bunlar olurken bizim zehra uyuyor tabi.

ben peşin peşin eksimi veriyimde liselilere

reserveuar

okulun olduğu ilçeye gittik fahir ile beraber. kimseye yurt sormuyoruz kiralık evleri arıyoruz sadece.bir tane evde bile kiralık yazısı yok sistem başka türlü işliyor herhalde dedik.ev sevdamızdan vazgeçtik şimdide yurt arıyoruz.bi markete girdim buralarda yurt varmı derken şans işte amk yurdun sahibide aynı marketteymiş.ben bunu sordum gülmeye başladılar amk sorduğumda komik bişey olsa bende gülecemde yok. yurdun sahibi gelin dedi size yurdu gezdireyim beğenirseniz kalırsınız. marketten dışarıya çıktık bi dilenci yaklaştı ben çıkarttım o zamanki parayla bozuk 250 lira(25 kuruş) vardı verdim. yurda gittik odaları gezdirdiler falan beğendik haliyle başka çare de yoktu zaten. tahta kurularının bitlerin olduğu otele dönemezdik. bizim oda henüz hazırlanmadığı için izmirli bir panpamızın odasında misafir olarak kaldık.biz gelmeden yurtta herkes ortdıbını kurmuş tabi. odada bekliyoruz fahri ile muhabbet ediyoruz dışarıdan gülüşmeler falan geliyor.her yere zıplayan şişman sempatik birisi kapıyı açtı hoşgeldiniz dedi gitti. sonradan adının ali olduğunu ve yurtta ne kadar adam varsa hepsine şakalar yaptığını öğrendik. sabah ders vardı ama saat kaçta vardı bilmiyorduk. aliyle ilk tanıştığımız için gidip ona sordum bana saat 9da ders var erken kalkın dedi.

zehra ile devamlı elimde telefon mesajlaşıyoruz.3 mesajın birisi özledimli cümlelerden oluşmaktaydı. harbiden de özlemiştim. sadece zehrayı değil istanbulu denizi sahili özlemiştim. okulun olduğu ilçeyi gezmeye kalksan en fazla 15 dakınanı alırdı.2 tane cafesi vardı bildiğimiz kahvehane gibiydi. ramazan ayı olduğu için iftarı sahuru ilk gün dışarıda lokantada yaptık ama ardından okulun yemek hanesinin olduğunu bır aylık kartla oradan yemek yiyeceğimizi öğrendik. yapacak bişey yok öğrenci adamız tasarruf etmeliyiz her türlü. sabah erkenden kalktık okula gittik iki tane acemi. ders kitaplarını aldık dersin olduğu sınıfı arıyoruz. panoda yazan sınıfa girdik içeride bilgisayarlar falan vay dedim amk iyimiş.biz içeriye girerken birka kişi dikildi bize baktı umursamadan en arkaya geçtik oturduk. kızın birisi döndü siz yanlış geldiniz herhalde dedi.yoo dedim burası dumlupınar üniversitesi.tam kıza liseliler gibi @2 gibişi yaptığımı düşünürken kız,siz 1.sınıfsınız burası 2.sınıfların bilgisayarlı muhasebe dersi dedi. asıl @2'yi kız bana yaptı zütümüzü kıstırarak sınıftan çıktık. sonradan anladık ki ali bizi 11de olan derse 9da yollamış ve ilk şakasını bizede yapmış oldu. anfide ders sırasında bunu söyledi orada bunu duyan kaç kişi varsa güldüler.ses etmedim bende güldüm olayı makaraya sardım nasılsa birgün acısını çıkartacaktım ondan.

bu gecelik benden bu kadar panpalar yarın devam ederim ilginize teşekkürler.

rizörv

bu hikaye devam eder..

bu hikaye devam eder..

bu hikaye devam eder..

sen hala yazıyon mu yannan