yok panpa ben kimseyi inandırmak için söylemedim, zaten satanistte değilim. benim inancımı soracak olursan ben müslüman değilim "gerçek müslüman" olarak nitelendirdiğim anadolu bilgelerinin inandıklarına inanırım. örnek: şems, mevlana, yunus emre, nesimi, hallac-ı mansur, hacı bektaş, taptuk emre, ibn-i arabi, niyazi mısri vb. bu adamların öyle ümmetçilik gibi kurban kesmek gibi garip gelenekleri yoktu. orucu ritüel olarak tutmazlardı. orucu ibadet değil, yaşam biçimi olarak benimsemişlerdi. iradelerini güçlendirmek ve nefslerine karşı koyabilmek için oruçlarını her gün sadece bir bardak su ve bir avuç içi kadar ekmekle açıp sahur yapmayan adamlar bunlar. ibadeti ritüel olarak yapmıyorlar. meditasyon gibi, zihin ve ruhlarını temizlemek için yapıyorlar. sufi meditasyonları, zikirler, namaz, rabıta, sema(semazen ve gezegen yaz google'a o yazıyı oku) ve daha birsürü teknik mevcut. tüm bu teknikleri arınıp insan-ı kamil mertebesine erişmek için yapıyorlar. insan en aciz ama en asil varlıktır diyorlar. aciz olmalarına rağmen insan-ı kamil denilen en üstün mertebeye ulaşma potansiyelleri var deniliyor. bu adamlar "panteist" ya da "panenteist." yani bende bir nevi panteist/panenteist'im. buna ise islamiyette "vahdet-i vücut ekolü" deniliyor.

"inanırsın inanmazsın" gibi saçma bir şey söylemeyeceğim. yav he he. ne inancı amk. ben inançla ilgilenmem, adı üstünde bu adamlar anadolu bilgeleri. ben bilgelikle ilgilenirim. küçüklüğümden beri de ezoterizm, okültizm, maji gibi konuları araştırırım. islamiyetin de ezoterik bir yönü vardır. sen bunlardan kime bahsedersen bahset sana kafir der. hallac-ı mansur ve nesimi'de ana-al haqq(en'el hakk, ben hakk'ım) dediğinde işkencelerle idam edilmişti. aslında yaptıkları allaha şirk koşmak değildi, söylediklei ana-al haqq cümlesi yalnızca ezoterik bir gerçekti. işte ezoterizm de bu yüzden "ketumiyet"(sessizlik) kuralı vardır. eğer bildiklerini halkın ortasında, örneğin bir camiye girip söylersen seni linç eder belanı giberler. bilgiyi halka çok fazla açmamak gerek o yüzden.

ha başlıktaki olaya gelince, bunlar bülent kısa'nın inançlarıdır. bülent kısa'nın "bilinmeyen yönleriyle satanizm" ve özellikle de dünyanın kuruluşunu dahi anlatan, insanın gerçek yaratılışını anlattığını iddia eden "gerçekler kitabı yorumu" kitabını okuyabilirsin. ben bülent kısa'ya katılmıyorum. biraz saçma geliyor öyle tanrıların savaşı falan, fantastik şeyler. ama kitaplar güzel ve ilgi çekici, ayrıca bilgi de içeriyor, okuyabilirsin. zarar gelmez. müslümanlar da okuyabilir. gerçekler kitabı yorumu fantastik roman gibi eğlenceli bir kitaptı.