Yıllar sonra aklıma geldin
Çok uzakta olsan da

Bir siyah beyaz fotoğrafım ben
Tozlu raflardayım eski albümlerde
Yağmurlu günlerde
Alçak gönüllü bir su birikintisiyim
Şehrin karanlık sokaklarında
Donu düşük çocukların yaptığı kağıttan bir gemiyim
Yüzüyorum, yüzüyor muyum
Bilmiyorum bilmiyorum
Bir gün batı mıyım güneyde
Bir akşam vaktiyim
Ucuz bir şarabın şişesiyim denizde
Yüzüyorum
Yüzüyor muyum
Biliyor musun
Bir gün bir yağmur sonrası
Siyah beyaz bir fotoğraf bulacaksın yerlerde
işte o an
Bir kıpırtıyım yüreğinde
Ve iki damla yaş olacağım güneşli gözlerinde

https://www.youtube.com/watch?v=70G4cZudpUA

sen misin seni sevdiğim o kavga
sen o kavganın güzelliği misin yoksa

yine efsane olmaya çalışan bir ton asalağın doluştuğu başka bir başlık.

Bayrdıbınız bayram olsun, bayramlarımız olsun..

her bayram bayramlaşırdık be bizim tayfa...
neredesiniz kim bilir

Yar yar yar yar vurma beni derinden.

Güzel günlerdi, ama geri gelmiyor işte.

Bu başlığı takibe aldım. Güzel insanlar var

Hayırlı Kandiller incinin değer bilinmeyen yazarları Allah dualarımızı kabul etsin hedeflerimize ulaştırsın inşallah...

Hani hatrına gün sayıp durduğum o zatı muhterem varya, hamileymiş. Allah analı babalı büyütsün. Onu öğrendim. 5 dakika bile olmadı. Bunu benden çok sizin bilmeniz gerektiğini düşündüm çünkü başınızı çok ağrıtmıştım vakti zamanında.
Hayatda böyle işte, hergün yeni bir macera, yeni insanlar, yeni yaşanılacaklar. Arkaya dönüp baktığında ufak bir tebessüm edebiliyorsan ne mutlu sana. O ufak bir tebessüm, yaşadığın anın değerini bilmenden gelir. O yüzden, ne mutlu sana, birşeyler kavrayabilmişsin, heybene birşeyler aktarabilmişsin bu duraktan. Ama hala var bi hayalimiz.. Yüce isa heykelinin önünde semaver yakmak.

.#roadtobrazil

Eski muhabbetleri etmiyor değiliz aslında ettiğimiz insanlar yok. Kalite gitmedi insanlar gitti...

içim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı, kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...

Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...

Solda görüp geld..
Uzun zaman olmuş :/

Çok doluyum şu aralar ve uzun bir sürede belki de hiç geçmeyecek Tanrıya isyan eder hale geldim artık.o kadar bezdim ki herşeyden şu gece şu Mayıs 1 gecesinin sabahına ölmüş olmak şu an isteyeceğim en çok şey. herşey üst üste geliyor ben düzeltmeye çalıştıkça daha da berbat oluyor maddi manevi diplerdeyim hayatımın hiçbir zamanını bu kadar kötü geçirdiğimi hatırlamıyorum.ve bu tak durumu unutmak için eski güzel şeyleri hatırlamaya çalışıyorum. 15-16 sözlük geldi aklıma çok güzeldi lan en azından benim için öyleydi neler neler döndü darbeyi bile burdan takip ettik .d cepnikurdu28 kardeşim geldi aklıma hiç tanışamadık ama sanki bir yakınımı kaybetmiş gibi üzülmüştüm inşallah cennette mutlusundur kardeşim benim. bana gelince benim sonum da bu gidişle pek iyi olmayacak gibime geliyor varsın olmasın da zaten talihimin bir gün yüzüme güldüğünü görmedim bu günden sonra gülmesse de pek bir şey değişmez.bu gece her şeyi her taku maddi manevi sıkıntılarımı, hastalığımı her ama her taku akışına bırakıyorum çünkü daha fazla çabalarsam komple boğulucam.Ölmez sağ kalırsam ve herşey yoluna girerse seneye tam bugün bu entryi güncellerim, olmassa da zaten kime kalmış dünya ki, bize kalsın.

vay ananı gibiyim

ali atay yalan
bergen neden dönmesin

Acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
benden savrulan parçalar kurusa da,
izleri var hala yolun kenarında. izini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın
acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun,
ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin.Ne zamandı bilmiyorum. yaşadıklarından sana
kalan tortu, seni olduğun yere çakan, olduğun
yerde fırtına koparan korku. kendi sarmalında
döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.Şimdi, acının ormanından geçiyorsun
her şey bir daha kanasa da
ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
geç meleğim, senin de şarkıların olsun
içindeki telleri titreten.

https://www.youtube.com/watch?v=z1j_UkpLP44

Gece soğuk, bitkinim
Yol uzak, yorulmuş bir ayak
Sönmüş bir lamba ve karanlık.

Bir başıma geçiyorum yoldan:
Uzak kaldı insanlar benden
Bir gölge geçti duvarın üzerinden
Hüzün katarak hüzünlerime.

Karanlık düşüncesi ve bu virane
Habersiz girdi gönlümün derinliğine
Hikâyeler anlatmak için gizlice.

Bir renk yok ki, bana:
“Biraz sabır, seher yakın” desin.
Gönülden feryat ediyorum her an:
Ah, ne kadar karanlık bu gece!

Gönlümü ferahlatacağım gülüş nerede?
Nerede denize dökeceğim damla?
Tutunacağım kaya nerede?

Nemlidir sanki gece.
Başkalarının da hüzün var gönlünde
Ama bendeki, hüzün içre bir hüzün.

Sohrab Sepehrî