-
301.
+1insan rahata çok çabuk alışıyormuş. eski yalnızlığıma dönüş çok acı bir deneyim oldu benim için. tüm değer yargılarım, yaşantımdaki olgular, varoluşlar, günlük yaşantıma ait ne varsa anldıbını yitirmişti gözümde.
adeta kış mevsimine giriyordu ruhum, o kadar soğuk, o kadar sancılı, o kadar berbat.
okulunun olmadığı haftasonlarında sevcan -kah arkadaşları ile kah yalnız- arada sırada yanıma uğruyor, birkaç saat sohbet ettikten sonra geri gidiyordu. gelemediği zamanlarda da telefon görüşmeleri öylesine. muzaffer, hala hastanede ama taburcu edilmesi yakın. hala sevcan'ın durumdan haberi yok ve dilinde ise muzaffer.
bense ruh gibi sürdürüyordum yaşantımı. zaman kavramı sanki yok olmuş gibiydi. evden işe, işten eve. işyerindeki performansım oldukça düşmüştü ve artık patronumdan uyarılar almaya başlamıştım.
sevcan, ailesi ile arasını oldukça düzeltmiş olmasına karşın, babası ile hala bir soğukluk sürmekteydi. eşref bey ile arada sırada bir araya gelip "ne yapabiliriz"in muhasebesini yapmaktaydık ama hala bende bir ruh ve beyin uyuşukluğu süregelmekteydi. -
302.
0bayandan sonrasını okumadım.
-
303.
+1yaz mevsimine giriyorduk ama bende mevsim halen kış.
sevcan'ın dönemi bitmek üzereydi. bir gün işyerimdeyken telefonum çaldı. arayan sevcan'dı. sevinçle bana muzaffer'in taburcu olduğunu, evinde bir süre daha yatacağını, daha sonra da tamamen iyileşeceğini, onunla birlikte ziyaretime geleceklerini ve beni muzaffer ile tanıştıracağını söyledi.
aman yarabbi!.. tamam her şey iyi güzel hoş ta, nereden çıktı bu tanışma olayı? benim hiç aklıma gelmemişti bu. uyuşturucu taciri biri ile bir araya gelmek. düşüncesi bile ürpermeme yetti. -
304.
0Ama çok şeydir
-
305.
0rezervuar
-
306.
0reserve
-
307.
+1eşref bey'i aradım ve görüşme talep ettim. akşam iş çıkışında da yanına gittim. sevcan'ın anlattıklarından bahsettim. rahatsızlığımı dile getirdim. eşref bey,
- serhan, kızımın gerçekleri görebilmesi için o çakalla bir süre daha arkadaşlık yapması gerekiyor unutma bunu. çünkü biz her ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim, sevcan kesinlikle dinlemeyecektir. bu sebeple, sevcan'ı gölgesi gibi takip edecek adamlarım. çok dikkatli ve kontrollü hareket etmeliyiz. eğer sana gelecek olurlarsa da, kesinlikle renk verme. kızıma bir şekilde bu serserinin ne olduğunu göstereceğiz.
diyerek konuşmasını tamamladı. ben de muzaffer'in uyuşturucu satarken çekilmiş fotoğraflarını istedim eşref bey'den ve aldım. biraz daha sohbet ettik ve ben eve döndüm. -
308.
+1devam
edit: bu arada kullandığın kelimeler, söz öbekleri gerçekten hoş roman tarzında yazmanda ayrı bi güzel olmuş -
309.
+3eve dönerken yolda sevcan aradı beni ve çaya gelmek istediğini söyledi. eve gelip ortalığı toparladım biraz. birşeyler atıştırdım mutfakta ayaküstü. çayı demledim. eşref bey'den aldığım fotoğrafları odamda güvenilir bir yere sakladım. yaklaşık bir saat sonra da kapım çaldı ve misafirim geldi.
her zamanki neşesinden pek bir şey kaybetmemişti sevcan. yine güleryüzlü, yine sevecen. benim durgunluğumun farkında kendisi evden gitti gideli ama, "neyin var?"lara verdiğim kaçamak cevaplar yüzünden asıl sebebin kendisi olduğunu bilemiyor, anlayamıyor. bir de aklı fikri muzaffer'deyken nasıl benim içimi okuyabilir ki?
ona da hak vermekle birlikte, yine de kendisine olan zaafımı çok iyi kamufle edebiliyordum kanımca. bir taraftan çaylarımızı yudumlarken, bir taraftan da sohbetimize başlamıştık. -
310.
+1rezerved
-
311.
+3 -1bütün hikayeyi okudum. eleştirilerim olacak usta fakat herşeyden önce sonu gelmeyen bi hikaye yazarsan her gördüğüm yerde eksiler her gördüğüme küfür ederim. özelden girişirim nick altı gibertmesi yaparım bilgin olsun.
üslubuna gem vurmak istiyorum ilk önce üslubunu beğenmedim. o ne lan amk liseli ağzıyla anlatma hikayeyi. betimlemelerine farklı bi bakış açısı kat. bu tarz çok sıkıcı dıbına koyim. emin ol bu nesil bu tarz betimleme ve tasvirleri beğenmiyor. bak sana bi örnek sunayım.
aklımda nedeler, aklımda sorular; zihnimde salgılanan proteinler ağır geliyordu vücuduma. yataktan kalkıp pencereyi açtım. gördüğüm sokak alaskayı andırıyordu ki soğuk tamda o anda kesti bütün hücrelerimi tenimden içeri girip. dayanamıyorum evet...
ne biliyim yani kuşlar muşlar alışkınız bunlara.
olay örgüsüne gelince çok iyi bi olay örgün var taş atanlara kulak asma. çok iyi gidiyorsun. genel manada beğendim hikayeyi ama üslup değiştirmesende okuyacağımdan emin olabilirsin. bana biraz basit geliyor böyle betimlemeler. haaa unutmadan ama bağlacını çok fazla kullanma. -
312.
+4- sevcan sana bir şey sormak istiyorum,
derken oldukça tedirgindim konuyu açıp açmamakta kararsızlıklar beynimde uçuşuyordu. aklım bir anda o gelmeden dakikalarca önce odama skladığım fotoğraflara kaydı. "getirsem, önüne bıraksam" ne olurdu acaba tepkisi çok merak ediyordum.
ama bir taraftan da "aramızı mı bozmaya çalışıyorsun?" ifadesi gelirse ben ne cevap veririm sevcan'a? hayır hayır. fotoğraf işini unut serhan. onun daha yeri ve zamanı var. sakin ol.
- sorun bakalım serhan bey,
derken sesine merak etmiyormuş havası verdiğini sezinledim. içimden bir ürperti geldi geçti. ama yine de sormaya kararlıydım. çünkü artık bir işaret fişeği ateşlemenin vakti çok gelmişti de geçiyordu bile.
- diyorum ki en yakından tanıdığın, samimi, değer verdiğin bir dostun, sevdiğin, akraban işte ne bileyim, etrafındaki bu tür insanlardan biri, hiç ummadığın bir şekilde, farklı biri çıksa, sen onu tanıdığını zannederken aslında hiç tanımamışsan, mesleği farklı çıksa, ne bileyim bekar sanılırken evli çıksa, ya da masum sanılırken azılı bir hırsız çıksa, tepkin ne olurdu, ne yapardın? -
313.
+1anlat panpa gibin sağolsun
-
314.
+2- bu nereden geldi şimdi allahaşkına serhan?
kızıp kızmadığını anlamak için yüzüne baktım. tatlı bir tebessüm ve ağzının kenarı ile yanağını oynatarak göz kırpıyordu.
bulunduğumuz salonun saatinin tiktaklarını farkettim o an. caddeden geçen bir aracın kornası uzun uzun çaldı. sanırım karşı taraf sürücü bir hata yapmıştı, diğeri de kızıp küfrediyordu korna diliyle. belli belirsiz bir bebek ağlaması geliyordu kulağıma uzaklardan. ve kentin gece uğultusu.
- işyerinden bir arkadaşım yıllardan beri tanıdığını sandığı samimi arkadaşının aslında kleptoman olduğunu öğrenmiş te bugün anlatıyordu. oradan aklıma geldi sen olsan ne yapardın bu durumda?
farkettirmemek için üstün bir çaba sarfettiğimi alnımın terlemesinden anladım. -
315.
+3- peki arkadaşın nasıl davranmış?
bunu sorarken kopya çekmeye hazırlanan yaramaz bir çocuk gibiydi. yalan söylediğimin farkına varmaması için ne söyleyeceğimi toparlamaya çalıştım kafamda. pek fazla dallanıp budaklanmamalıydı konu. bu sebeple,
- arkadaşlığını kesmiş,
dedim kestirip atarcasına. yüzünde anlam veremediğim tuhaf bir gülümsemeyle,
- ben de aynısını yapardım, aklın mantığın yolu birdir serhan,
dedi zafer kazanmış bir komutan edasıyla. ardından da gülümsemeyi bırakarak,
- babamın muzaffer'e neler yaptığını biliyorsun! ona bile mesafe koydum ben babam olmasına rağmen! babadır atsam atamam, satsam satamam, ancak tavrımı koyarım!..
- bu konuda bana kalırsa babanı yüzde yüz suçlamamalısın sevcan. belki de bir puzzle'ın parçaları tamamlanıyordur kimbilir?
derken içimden bir ses yine "getir fotoğrafları koy önüne" dedi ama çabuk toparlanarak bu fikrimden vazgeçtim. -
316.
+1devam panpi takipteyiz
-
317.
+2sevcan artık muzaffer'in evinde ziyaretine başlamıştı her ne kadar bu konu beni rahatsız etse de adam tam kalkmamıştı ayağa ve ailesinin yanında olduğu için sevcan'a herhangi bir zararı olamaz diye düşünüyordum kendimce.
yine arada sırada görüşmelerimiz devam ediyor ve konunun sürüncemede kalması canımı sıkmaktan, beni üzmekten başka hiçbir işe yaramıyordu.
bir haftasonu sabah kalkıp güzel bir kahvaltı hazırladım kendime. bu sefer ben aradım sevcan'ı kahvaltıya davet ettim. aynı eski günlerdeki gibi olsun istiyordum. kırmadı. bekledim gelmesini. güzel bir kahvaltı yaptık hoş sohbet.
iyi mevsimin başlarıydı hava günlük güneşlik ve balkonuma sorti yapan kırlangıçları farkedince elimde olmayarak gülümsedim. bu gülümseyişimin sebebini sordu sevcan.
- sen kırlangıcın hüzünlü hikayesini bilir misin?
hayır anlamında başını salladı ve her zamanki can alıcı tebessümüyle,
- ama anlatırsan dinlerim!... -
318.
+7"çok uzak kasabalardan birinde yalnız bir adam yaşarmış. ama kimse adamın kim olduğunu bilmez. kendi halinde yaşayıp giden bu adam hiçbir iş yapmaz, sabahları çıkar evinden gün boyu kasabayı dolaşıp gezer, sonra akşamüstü evine gelirmiş. kimseyle konuşmaz, kimseye karışmaz, kimseyle dost olmaz, öylece bir yaşam sürermiş.Tümünü Göster
bir gün adamın oturduğu evin karşısına bir kadın taşınmış. o da yalnız, o da tek, nereden geldiğini hiç kimse bilmiyor. bunu farkeden adam sürekli göz ucuyla gözlemlemeye başlamış kadını. her sabah evinden çıkan kadın, akşam olduğunda yine tek başına evine dönermiş.
bir sabah peşine düşmüş adam kadının. kadın otobüs durağından bir otobüse binmiş. kadını takip eden adam kadının nerede çalıştığını öğrenmiş. artık her gün adam otobüs durağına kadar kadını takip ediyor, sonra da evine dönüyor, akşama gelmesini bekliyor ve kadının ışığı sönene kadar kendisi de uyumuyormuş.
bir sabah adam kendi kendine demiş ki: 'kimim var hayatta bu kadından başka? kaybedecek hiç bir şeyim yok ama kazanacağım çok şey var!' diyerek kadın otobüs durağında beklerken usulca kadına yaklaşarak,
- afedersiniz, rahatsız etmek istemezdim. ben sizin karşı komşunuzum. uzun süreden beridir de sizi takip ediyorum. anlaşılan siz de benim gibi yalnızsınız. ilk defa böyle bir davranışta bulunuyorum. sizinle arkadaş olmak istiyorum. bu ricamı geri çevirmezseniz beni çok mutlu edersiniz.
tedirgin gözlerle adamı dinleyen kadın direk "hayır" cevabı vermiş ve gelen otobüsüne binip gitmiş. adam içerlenmiş bu duruma. ertesi gün bu sefer elinde çiçeklerle durakta kadının gelmesini beklemiş. kadın yine reddetmiş. ertesi gün bir daha gitmiş adam. bir daha, bir daha, bir daha. her seferinde geri çevrilmiş kadın tarafından.
günler bu şekilde akıp giderken bir sabah adam uyanıp ta pencereye baktığında kadının evinin boş olduğunu görmüş. hemen koşmuş karşı tarafa. geceden toparlanıp gittiğini söylemişler komşuları. ama nereye gittiğini kimse bilmez. çalıştığı yere koşturmuş adam. sormuş kadını. yine aynı cevap, bilen yok. tüm gün kasabada kadından bir iz aramış ancak bulamamış.
hayatına küsen adam artık dayanamamış neyi var neyi yok satarak alıp başını bir dağ başında bir oduncu kulübesine yerleşmiş. ve her gün içmeye başlamış adam. "tek başıma burada ölür giderim daha iyi" diye düşünüyormuş. bu şekilde iki kış mevsimi geçirmiş.
baharın ilk günlerinden birinde bir sabah adam yeni içmeye başlamışken penceresine bir kırlangıç konmuş. seslenmiş adama,
- neyin var anlat derdini bana, niye böyle içip duruyorsun, paylaş benimle.
- çekil git başımdan kırlangıç sen benim derdimi anlatsam da anlamazsın.
uçup gitmiş minik kırlangıç. ertesi sabah yine gelmiş, yine aynı konuşmalar, adam yine kovmuş kırlangıcı. haftalar haftaları kovalamış, aylar ayları. yaz sonu bir sabah kırlangıç gelmemiş. adam meraklanarak pencere kenarına gelip etrafa bakmış ama kimsecikler yok. ne gelen var ne giden. ertesi gün yok, ondan sonraki gün yok. adam çok içerlenmiş. içmeyi bırakmış. farkında olmadan alıştığını anlamış kırlangıca.
bir kez daha dağlara taşlara vurmuş kendini adam. ama bu sefer kırlangıcı bulmak için. gittiği her yerde minik kırlangıcını sormuş önüne gelene. ne bilen var, ne gören. 2 kış daha geçirmiş adam her yerde kırlangıcını sorarak.
yeni gelen bahar günlerinden birinde, bir dağ başında, yorgun argın bir ağacın dibinde uyuyakalmış adam. rüyasında minik kırlangıcını görüyormuş. o esnada ağaca konan bir kırlangıcın sesiyle uyanmış heyecanla. bakmış ki kendi kırlangıcı değil. hemen onda da sormuş adam kendi kırlangıcını görüp görmediğini. kırlangıç adamın ne zamandan beri aradığını sormuş.
- iki yılı geçti hala arıyorum bulamadım,
demiş adam hayıflanarak. kırlangıcın cevabı şu olmuş:
- sizin aradığınız kırlangıcı bilmem. tanımıyorum bile. ama bildiğim tek bir şey var. kırlangıçların ömrü altı aydır!... " -
319.
+1up up up
-
320.
+1devaaaam
-
greta huursu free kurdistan istemiş
-
allah bulunduğu konumu hak etmiyor
-
wowgirl boobs capsi için fiyat belirliyoruz
-
cccrammsteinccc nicki
-
ferreoooooooooooooooooooooooooooo
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 29 11 2024
-
koyu mavi ruhlu adam nickii
-
nereye bakıyor filminde ki hıyarlar
-
belki hata yapıyoruz
-
operasyon çocuğu nedemek
-
saçının teli bile gözüken kadın
-
çok sinirliyim baba
-
bizim derdimiz allahla
-
slavia prag fener maci
-
tarık mengüç te keçi bakanı olsun
-
tekniğin güzel ama geliştirmen lazım
-
herkes uyuduysa bende gideyim artık
-
2 adet terörist başlığımı cugulamış
-
yarı keçi yarı insanım
-
1 milyon altı 0 araba önerisi
-
melisaya bastım sonra agama pasladım
-
kapatsaniza bu siteyi oglum
-
mod şikayetlerinizi
-
erkeklerin hak ettiği anca bu
- / 1