/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +3
    ***
    Başta plan sadece dağlık bir yere gidip oturup biralarımızı yudumlamaktı. Sonra bu iş yemeğe dönüştü.
    Eve çıktık Alp'e benim şortlardan bir tane verdim. Kendim de bir tane giydim. Yanımıza ne olur ne olmaz soğuk olursa diye pantolon da aldık. Tam evden çıkıyoruz Büşra aradı.

    Büş= Sarp bey nasılsınız?
    - iyidir dağa gidiyoruz, yemeye, içmeye, içmeye. içmeyr gittiğimizi söyledim mi?
    Büş= Beni de alsanıza. Sucuk benden.
    - Bir saniye izin ver.

    Alp'le konuşmaya başladım.
    - Büşra ben de geleyim diyor.
    Alp= Ulan daha dün onun köpekleriyle dalaşmadık mı?
    - O olay farklıymış yolda anlatırım. Çağırıyorum kızı.
    Alp= iyi çağır hadi.

    Telefona geri döndüm.

    - Kız. Hazırlan üzerine kalın bir şey al. Meydandan alıcam seni. Veya konum at evinden alalım.
    Büş= Atıyorum konumu.
    - Hadi görüşürüz.

    Büşra'nın evinin önüne geldiğimizde kalın bir şey giy dememe rağmen yine ful dar giyindiğini gördüm. Arabaya bindi.

    - Ne o kızım tatile mi gidiyosun?
    Büş= Burası deniz kenarı. Ne soğuğu ya.

    Yola çıktık. Giderken markete girdik et aldık, kömür aldık, mangal demiri aldık. Büşra kendisine içki aldı. Bizim içkimiz kendimize göreydi.
    Arabayı kıvrımlı karanlık yollarda sürmeye başladım. Büşra büyük ihtimalle uzağa gideceğimizi düşünmüyordu ki zırlamaya başladı. Şurası güzel burda duralım işte falan.
    Ama benim yolda gördüğüm çok güzel bir yer vardı. Oraya zütürüyordum.

    Vardığımızda arabayı patika yola soktum ve. Biraz ilerlediğimizde bizi tahtadan bir masa ve yanında bulunan devasa bir ağaç karşıladı. Bagajdan asma lambamı çıkartıp dalların birine astım ve arabadan müzik açtım. Önce yemek yememiz lazımdı. Günlerdir geçiştiriyorduk.
    Mangal ateşini Alp'e iteledim. Ben masada oturmuş sigaramı körüklerken Büşra da fotoğraf çekmeye çalışıyordu.
    Ateş yandıktan sonra etleri demire yerleştirdik ve ateşin durulmasını bekledik. Kısa keseyim yemek yendi. Hatta biraz et kaldı. Alp evde yeriz dedi ve koca karılar gibi yanında getirdiği plastik kapların içine salata et ne varsa doldurdu.
    ···
  2. 52.
    +3
    ***
    Bu zamana kadar kendimden ve etrafımdakilerin görünümünden hiç bahsetmedim. illa ki kafasında soru işareti olanlar vardır yazayım.

    Ben = 1.81 boyunda 76 kilo esmer, uzun dalgalı saçlıyım koyu yeşil lens kullanırım.

    Alp= 1.85 boylarında (ölçmedim dıbına koyim) 80 kilo civarlarında kısa saçlı. Dışardan bakınca tam bir zengin çocuğuna benzeyen bir eleman.

    Büşra= 1.70 boylarında, en fazla 55 kilo, beyaz tenli. Siyah düz saçları beline kadar uzanan, yolda görünce dönüp 2 kere bakacağınız bir kız.

    Devam ediyorum.
    Okula girdik ve sınıfa doğru ilerlemeye başladık. Okulumuz rahat bir okuldu. Sınıfın ortasına sıçsan bir şey demeyecek şunu temizleyin derse başlayalım diyecek öğretmenler vardı.
    Derse girdik ve daha önce kendimden böyle bir performans görmemiştim.
    Lise hayatımda dersi dinleyip sınavını veren hiç katılım sağlamayan bir tiptim.
    Bu ders öyle olmamıştı. Derse katıldım, öğretmenlerle tanıştım, öğrencilerle kaynaştım. Sınıfın büyük çoğunluğu kadındı ve bu olay hoşuma gitmişti.
    Sonuçta Büşra ile hiç bir şey değildik. O gece yaşadıklarımız benim için bir şey ifade etmiyordu.
    Dersten çıktık. Bir sonraki dersimize 1,5-2 saat kadar bir zaman vardı.
    Okulumuzun önünde self servis bir mekan vardı. Oturup muhabbet etmeye başladık. Alp ile birbirimize ne kadar ısınmış olsak da birbirimiz hakkında bilmediğimiz tonla şey vardı.
    Biz sohbet ederken yanımıza 2 tane kız geldi ve.
    K1= Sarp sen misin?
    - Evet benim. Siz kimsiniz?
    K2= Bizi tanımazsın. Ama Alp tanıyor.
    Alp= Kardeşim ben bir 100 numaraya uğrayayım sen konuş.
    - iyi bakalım. Kızlar oturun isterseniz?(oturdular)
    K1= Şimdi lafı dolandırmaya gerek yok. Bizim yağmur diye bir arkadaşımız var. Kendisi seni ilk gün görmüş hoşlanmış. Dün konuşacaktı fakat sen gelmeyince Alp'i gördük onunla konuştuk. Herhalde sana söylemeyi unutmuş. Eğer cumartesi günü müsaitsen bildiğimiz bir mekan var. Gidelim, tanışalım sohbet edelim. Nasıl olur?
    - Bana uyar. isimler neydi?
    K1= Ben Leyla, arkadaşım da Deniz.
    - Numaranızı alayım.
    ···
  3. 53.
    +3
    ***
    ilk gün sabahtan kalktım ve duşumu aldım.
    iyi bir kahvaltı yaptıktan sonra üzerimi giyinip saçlarımı düzeltip evden çıktım. Arabama binip okula doğru yola çıktım.(Arabam 2014 model golf)

    Okulun önüne geldiğimde tam bir haftasonu aile mangal parkı gibi bir manzara beni karşıladı.
    Arabamı park edecek bir yer bulup büfe aramaya başladım.
    O yaz tatilinde sigara içmemiştim ama o sabah bir salaklık yapıp o paketi aldım. O gün bu gündür aklıma bir daha sigarayı bırakma fikri oturmadı.
    Sigaramı alıp okula doğru yürümeye başladım. Kantin, kafe tarzı bir yer vardı ne olduğunu hâlâ çözemedim. Oturdum bir soda aldım sigaramı yaktım ve telefonumu kurcalamaya başladım. Bu sırada önümde öğrenciler merdivenlerden heyecanla aşağı iniyor.
    Sanki ilk okula başlamışlar gibi bir manzara vardı.
    Ben dalmış gitmişken yanımdaki sandalye çekildi ve birisi oturdu kafamı çevirdim selam kardeşim ben alp dedi.
    Bu adam var ya. Okyanusun ortasında kalsak kurtulucaz bana güven dese güvenirim.
    işte o adam.
    ···
  4. 54.
    +3
    Yarın akşam yine devam. Çabucak bitirelim şu hikayeyi.
    ···
  5. 55.
    +3
    ***
    ilk dersimize girdik tanışma faslı, lanet öğretmenler derken saati 1 ettik.
    Sınıftan koşarak kaçmaya çalışan insanların aksine yavaş toplanan biriyim telefonu aldım cebe attım, kulaklığı aldım özenle sardım sınıfta bir Alp bir ben kalmışız kapıya doğru gittik. Tam kapıdan adımımı attım soldan bana bir darbe geldi. Kimden geldi? 2 ayımı gibecek olan büşra. Bana çarptı aynı anda yere düştü bir de yerden kalkmadan önüne baksana ya falan diyor. Sonra bu kafasını kaldırdı yüzüme baktı ayağa kalktı
    -pardon ya ilk gün olduğu için biraz gerginim suçlu benim
    dedi gülmeye başladı.
    - Problem değil ya bir şey oldu mu?
    - Hayır sorun yok teşekkürler.Ben Büşra. Adın ne?
    - Ben sarp, bu arkadaş da Alp.
    Dedim Alp kafa selamı verdi.
    - Ya burada herkes yeni, kimse birbirini tanımıyor. Biraz küstahça gelebilir ama bana arkadaş lazım takılalım mı?
    - Bana uyar. Alp senin işin var mı kardeşim?
    Alp= Aslında yurda tam yerleşemedim biraz işim var ama. Akşam yapabilirim nereye gidiyoruz?
    Büş= Ben okula gelirken bir kafe gördüm bi oturalım sohbet edelim tanışalım.
    ···
  6. 56.
    +3
    Olayları ayrıntılı anlatıyorum çünkü şurada anlatacağım 1 sene var. Kısa anlatıyorum bari ayrıntılı olsun. Okuyanlar varsa belli etsin de seri yazayım.
    ···
  7. 57.
    +3
    ***
    Ben başta bunun ortamlarda âlfâ icabı takılan bir eleman olduğunu sandım.
    Sonra baktım bunun eli hâlâ havada dedim bütün sene tek mi takılıcan pekekent al işte arkadaş sana. Ben de elimi uzattım sarp dedim. (adım sarp değil herkes hikayesinde anonim oluyor ben niye olmayayım?)
    Bir süre sohbet ettik kaynaştık aynı bölümde okuyormuşuz.
    Yurtta kalıyormuş ben de başta bunu benim eve kira ortağı edeyim diye düşündüm. Sıcakkanlı bir insanım. Sonra dedim ulan daha tanışalı yarım saat olmadı düşünce tarzını gibeyim. Kendi beynimi aşağıladıktan sonra sohbete devam ettik. Babası öğretmen emeklisiymiş.
    Yani anlayacağınız maddi durumu fazla iyi olmayan bir arkadaş. Düşündüm dedim ben fazla para harcarım bu bana yetişemez. O zamanlar med moyuz tabi. Şaka maka harbiden çok felaket bir kişiliğim vardı.
    Bazen kendimden bile iğrenirdim.
    ···
  8. 58.
    +3
    ***
    Sporumu yaptıktan sonra eve çıktım ve duşumu aldım. Üzerimi giyinip market alışverişine çıktım evde ne lazımsa aldım.
    Banyo eşyası, mutfak, tuvalet, ufak bir mutfak masası.
    Hatta uygun geldiği için 2 adet kış lastiği aldım. Açıkçası okullar açılmadan önce oradaki hayatım çok boş geçti. Evdeki düzeni oturtmaya çalıştım, internet bağlattım, dijitürk falan fistan işte. Ben en iyisi okulların açıldığı güne sarayım.
    ···
  9. 59.
    +3
    ***
    Eve vardığımda saat gece 1 civarıydı. Tahmin ettiğimden daha geç gelmiştim eve.
    Arabanın acemiliği olsa gerek biraz korkmuştum, hız yapamamıştım. Sabah saat 9 civarında kalktım. Kendimi bildim bileli zaten erken kalkarım, sadece bu yaz biraz değişti.
    Valizimden eşyalarımı çıkartıp dolaplara ve çekmecelere yerleştirdikten sonra spora çıkmaya karar verdim.
    Üstümü giyinip binadan çıktım ve güvenlik görevlisine en yakın parkın nerede olduğunu sordum. Eliyle işaret ederek binayı gösterdi. Ağaçların arasından dikkatlice bakınca yürüyen insanları görebildim.
    ···
  10. 60.
    +3
    ***
    Bazen 2 hafta 1 hafta belki 1 ay atlıyorum çünkü atladığım bu zaman içersinde anlatılmaya değer bir olay yaşanmamış oluyor.
    Yedik, içtik sıçtık, bunun için kavga ettik, şu dakikada işemeye gittim.
    Bunları anlatmaya gerek yok.
    Ayrıca diğer sallama hikayelerin aksine her dakika bir olay yaşayıp 2 günde bir mala vurmuyorum. iyi okumalar.
    Takipte kalın.

    Sinirden köpürüyordum. Siteden çıkarken Fikret abi seslendi hiç bakmadan bastım gittim.
    istikametimden hoşlanmayacaksınız fakat Büşra'nın evi.
    Yoldayken aradım.

    - Nerdesin?
    Büş= Oo sen beni arayıp sorar mıydın? Pub'dayım. istersen gel bir şeyler içelim, tabi sevgilin kızmazsa.
    - Hangi sevgilim.
    Büş= Gel hadi konuşalım.
    - Hiç mekanlarda sürtecek havamda değilim. Hesabını öde kapıya çık alıcam.
    Bu gece evin müsaitse sende kalıcam.
    Büş= Olmaz mı başımın üzerinde yerin var.
    - Uzatma kapıya çık 2 dakikaya ordayım.
    Büş= Tamam çıkıyorum.
    - Yanında bi eleman varsa benimle muhattap etme kafam bozuk.

    Telefonu kapattıktan sonra pub'ın önüne çektim beklemeye başladım. 5 dakika sonra çıktı geldi.

    Büş= Bu görüşmeyi neye borçluyuz? En son beni gömüp gitmiştin.
    - Demek ki güzel gömmüşüm hala aklında, hala yerin dibindesin.
    Büş= Bence misafir olacağın evin sahibine böyle davranma..
    ···
  11. 61.
    +3
    Amk önceki entryler okunmadı mı? Görenler şuku atsın okunup okunmadığımı anlayayım. Ghost takipçiler var
    ···
  12. 62.
    +3
    ***
    Bu sohbet herkese iyi gelmiş gibi görünüyordu.
    ilk günün stresini atmayı başarmıştık.
    Memleketlere kadar her şeyi konuştuktan sonra Büşra'nın da numarasını aldım ve o kafeden ayrıldım.
    Bizim Alp'le Büş iyi anlaşmış olacak ki biraz daha oturmak istediler. Ben de kalktım çıktım.
    O akşam biraz içmeye niyetim vardı.
    Dozunu kaçırmadan sadece 2-3 şişe bira.
    Ama tabi düşündüğüm gibi olmadı. Tekele girdiğim anda gözüme her şey güzel göründü ve birayı gibtir edip 2 şişe JB alıp eve doğru yola çıktım.
    Eve vardıktan sonra duşa girdim. Tam duştan çıkarken telefon çalmaya başladı.
    Baktım büşra arıyor.
    Kızdan pek haz etmiyordum. Bana biraz geniş bir kız gibi gelmişti.
    Telefonu açtım ne yaptın ne ettin konuşmasından sonra bana neredesin diye sordu.
    Evde olduğumu birazdan dış dünyayla ilişkimi kesip içmeye başlayacağımı söyledim.
    Büş= Hadi birlikte keselim o zaman.
    - Tamam istiyosan gelebilirsin, ama kendi içkini kendin al.
    Büş= Çok centilmensiniz sarp bey. Tamam alırım kendi içkimi. Saat kaçta geleyim?
    - Yarın okul var Büşra. Geç uyuyamayız, özellikle alkollüyken.
    Büş= O zaman saat 7 civarı uygun mudur canım.
    - Uygun olsun bakalım. Hadi görüşürüz.
    Büş= Görüşürüz.
    ···
  13. 63.
    +3
    ***
    O zaman okul gibimde değildi ve sabah kalkıp kendime lanet edeceğimden haberim yoktu.
    içmeye devam ederken Büşra bana her dakika daha da yakınlaşıyor ve benim de beyin devre dışı olduğunden mütevellit bu akşam gibiş var düşüncelerine kapılmıştım.
    Artık o kadar yaklaşmıştı ki ağzındaki bira kokusunu buram buram hissediyor ve bir yandan da burnundaki nefes saçlarımı oynatıyordu.
    iki parmağımla çenesini kavrayıp dudak hizama getirdim ve hafifçe öpmeye başladım. Kendisi de niyetliydi anlıyordum ve bir anda bir tokat geldi.
    - Ne yapıyon dıbına koyim?
    Büş= Bak sarp. ileri gitmek yok. Bunu sadece zevk için yapıyorum ve senin için de öyle olmasını istiyorum
    - Anlaşıldı. Bana uyar.
    Yiyişmeye devam ederken ellerim bacaklarında dolanıyordu. Onun elleri saçlarımda. Ara sıra ayrılıp viskilerimizden birer yudum alıp devam ediyorduk.
    - Biraz daha fazla zevk güzel olurdu aslında. Sadece tişörtler çıksa yeterlidir.
    Büş= Bu gelebileceğimiz son nokta. Daha fazla yok tamam mı?
    - Dokunmak serbest ama.
    Büş= Keyfin bilir.
    Tişörtlerimizi çıkardık içkilerimizi içiyoruz, sevişiyoruz, kafamız süper.
    O an üniversite hayatımda daha iyi bir an olamaz diye düşünüyordum.
    Fakat bunlar sadece başlangıçtan ibaretti.
    Sevdiğim kızla tanışacak, kafalarımızı birbirine yaslayıp hayal kuracak zamanlarım sadece bir kaç hafta uzaktaydı.
    O akşam çok güzel geçti. 4 aydır elime kadın eli değmediğini düşünürsek benim için çok iyi oldu.
    Saat 5 e gelirken içkiler bitmiş ikimiz de sarhoş bir biçimde salonumdaki üçlü koltukta sarılarak uyuya kalmıştık.
    Sabah uyandığımda (ne sabahı amk akşam olacak)Büşra üstünü giyinmiş bir biçimde tekli koltukta telefonuyla uğraşıyordu. Gidip duş aldıktan sonra üzerimi giyindim saçlarımı kuruttum ve mutfağa geçtim. Arabanın anahtarını arıyordum fakat bulamıyordum bir yerden çıkar diyerek kahvaltılıkları çıkarttım. Büşra'yı çağırdım ve gidip kahve almasını söyledim.
    Büş= Ne kadar öküz ruhlu bir insansın sarp.
    - Kızım senin bacağın var dimi? Ayağın da var?
    ···
  14. 64.
    +3
    ***
    - Alp kaza geçirmiş.
    Y= Nasıl ya? Nerde şimdi? Kim haber verdi?
    - Anlatırım yolda. Kalk istanbul'a gidiyoruz. Ya da sen kal ben gidiyorum.
    Y= Olur mu öyle şey ya ben de geliyorum.

    içerden telaşlı telaşlı annemle babam geldi hazırlanırken durumu özet geçtim. Daha fazla sorgulamadan dikkat edin diyerek yolladılar. Bulunduğumuz ilden hangi hızla çıktığımı hatırlamıyorum fakat otobanda 190 ın altına inmediğimi hatırlıyorum. istanbul'a vardığımızda navigasyonu hastaneye ayarladım.
    içeri girip etrafa bakmaya başladık. Telaşlı olduğumuzu gören bir hemşire yanımıza gelip kimi aradığımızı sordu söyledik sonra bizi ameliyathanenin önüne kadar getirdi.
    Hemşireye durumu sorduk.
    Giderken önüne bir tır kırmış ve bizimki de kontrolünü kaybedip sağdaki tarlaya arabayla yuvarlanmış. Her yerine camlar saplanmış, airbag olmasa şuan doktorlar uğraşıyor olmazdı dedi.
    Ben koridorda yere çömdüm kara kara düşünüyorum Yağmur da aynı halde. 1,5 2 saat sonra bir doktor çıkıp korkacak bir şey olmadığını. Sol kolunun kırık, sağ bacağında zedelenme ve vücudunun bazı yerlerinde cam kegibleri olduğunu söyledi.
    Bizim biraz içimiz rahatladı ve beklemeye devam ettik. Çıktığında her tarafı sargılı ve kolu alçılıydı. Normal odaya aldıklarında serum takıp bize refakatçi olarak kimin kalacağını sordular. Benim aklıma o an ailesine haber vermediğimiz, leylaya haber vermediğimiz geldi. Ben ailesini aradım. Annesi açtı ve kadın ağlayarak yola çıktıklarını söyledi.
    Yağmur da leylayı aradı. Arkasından müzik ve bol bol erkek sesi geliyordu. Sarhoş falan değildi ama sesi gayet düzgündü. Alp in trafik kazası geçirdiğini söyledik ve gülmeye başladı. Neye gülüyosun demeye kalmadan telefonu yüzümüze kapattı. Bunu Alp'e anlatmayacaktık. Yani uyanır uyanmaz anlatılmazdı. Sorarsa telefonu kapalı diyecektik.
    ···
  15. 65.
    +3
    Adam gibi şu başlığı takip edecek insanlar istiyorum gençler. Okuyup beğenip rez alıp girmeyecek adamlar değil. Burda okuyan 2 kişi olsun ben yine de anlatırım fakat o 2 kişi sürekli okuyan takip eden bir 2 kişi olsun.
    ···
  16. 66.
    +3
    ***
    Buraları fazla uzun tutmaya gerek yok. Eve gidip valizleri aldık, bizimkilere açıklama yaptıktan sonra yola koyulduk eve döndük. ilk önce bizim eve gidip valizleri boşalttık ve Yağmur'un eşyalarını leylanın evinden almaya gittik. içeri girdiğimizde üçlü bir kanepenin üzerinde sarhoş bir şekilde yatıyordu. Saat gece 3 civarıydı.
    Hiç uyandırmadan, haber vermeden Yağmur'un eşyalarını topladık ve evden çıktık.
    Hem benimle yaşamaya başlamış olacaktı, hem de böyle pislik bir insandan kurtulmuş olacaktı.
    Hayatı bize ne verirse ona göre yaşamaya başlamıştık. Kafamız rahattı, aileler para gönderiyordu fakat daha Yağmur'un ailesinin ziyaretine gitmemiz gerekiyordu. Bu durumu her düşündüğümde geriliyordum.

    Alp'in kazasının üzerinden 2 hafta geçmiş ve taburcu olmuştu. Bir süre ailesiyle kalacaktı ve tekrar bizim şehrimize dönüp kendine bir ev tutacaktı. Bu konuda babam ona yardım edecekti. Yardım etmeyi seve seve kabul etmiş ve aramaya başlamıştı.

    Yine bir şeyler olacağını hissediyordum çünkü yine mutluyduk bu garipti.
    Bir cumartesi günü Yağmurla birlikte sık sık içmeye gittiğimiz barın önünden geçerken ilerde yol çalışması olduğunu gördük. Girip abartmadan bir şeyler içelim sonra eve gideriz dedik ve içeri daldık.
    Benim klasiğim Efes Şişe ve Yağmur un da kutu Tuborg Kırmızı idi.
    Söyledik geldi, yudumlamaya başladık ve kapıdan içeriye kim girse söversiniz? Büşra. Yanında da bi eleman vardı.
    Yağmur un hemen yüzü düştü.

    Y= Bitanem kalkalım hadi evde içeriz.
    - Yok rahatımı bozacak değilim.
    Y= Bi tatsızlık çıkmasın Sarp hadi.
    - Bir şey olmaz Yağmur.

    Biz bu konuda tartışırken Büşra bizim masaya doğru gelmeye başladı.

    Büş= içiliyor ve beni aramıyorsun öyle mi Sarp bey? Kırıldım.
    - Ne var Büşra?
    Büş= Eski arkadaşa böyle mi davranılır tatlım?
    - Sen istisnasın. Yaylan hadi.
    Büş= Bana böyle davranmak istediğine emin misin?
    - Fazlasıyla.
    Büş= Yağmur. Tatlım beni illa ki sarpın yanında görmüşsündür. Beni sevdiğini söyledi, sonra yatıp bir kenara attı.
    ···
  17. 67.
    +3
    ***
    Güv= Sarp.
    - Efendim abi?
    Güv= Al arabanın anahtarları.(cebinden çıkarttı.) akşam önümde düşürdün ders olsun diye biraz korkasın diye getirmedim. Şimdiki gençler daha doğrusu gençlerden ziyade insanlar mallarının kıymetini bilmiyor. Sen onlardan olma.
    - Abi çok sağolasın ama şimdi biraz acelem var gidiyorum.
    Güv= Yolun açık olsun.
    -Eyvallah abim.

    Anahtarı kaptığım gibi arabaya koşturdum . Daha çekilecek bir Alp konuşması vardı. Alp'i aradım.

    - Nerdesin lan?
    Alp= Kanka bizim okulun 400-500 metre ilerisinde bir kafe var oraya gelebilir misin?
    - Bir şey mi oldu ne o ses?
    Alp= Sen gel.

    Telefonu suratıma kapattı ve ben de gaza biraz basmaya başladım.
    Kafenin önüne vardığımda bir peugeot 206'nın kaputuna Alp oturmuş karşısında da ayakta 3 kişi vardı.
    Arabanın arkasına park edip boş viteste gaz verdim fark etsinler diye. Arabadan indim ve yanlarına doğru ilerledim. Elemanlardan 2 si bana bakıyordu. Diğeri de Alp'e öldürecek gibi bakıyordu. Alp benimle kardeşim hoşgeldin nasılsın tarzında konuşmaya çalıştı. Ben de anladım elemanlara benim geleceğimi haber vermediğini.
    - iyidir kardeşim geçerken gördüm bir selam vereyim gideceğin bir yer varsa bırakayım dedim.

    Adamlardan birisi hemen atladı tabi.

    Eleman1(el1)(gerisini anladınız amk)
    El1= Kardeşim biraz işimiz var biz arkadaşı bırakırız gideceği yere sen devam et.
    - Neymiş işiniz? Ben de göreyim. Hem belki maaşa da bağlarsınız.
    El3= Kardeşim zorluk çıkartma bize ikile şurdan sonuç iyi olmaz.
    - Ne olacakmış dıbına koyim? Alp gel kardeşim buraya.(Yanıma geldi.)
    El1= Senin sülaleni gibmeden gibtir git şurdan.
    - Gel benden başla dıbına koduğumun torunu.

    Yumruğu çenesinin altına gömdüğüm gibi kafenin kapısına doğru yuvarlandı.
    Diğerleri bu sırada Alp'e atağa geçmişler iyi savuşturuyodu bin.
    Aralarına daldığım gibi yüzüme bi tekme yemem bir oldu. Kapıya yuvarlanan at hırsızı kalkmış.
    Kafenin içinden adamlar gelmeye başladı sorun ne falan. Bana kafenin baş garsonu gelip arkadaşını da alıp git paşa dedi.
    ···
  18. 68.
    +3
    ***
    2-3 dakika sonra Alp bey teşrif etti.
    Büfede ne varsa toplamış gelmiş.
    - Olum bu kadar şeyi kim yiyecek?
    Alp= Olsun be kardeşim bulunsun.
    - iyi bakalım öyle olsun.

    ilk başta ben Büşra olayını anlatmaya başladım. Başta inanmadı sonra çöpteki içkileri, rujlu peçeteleri falan gösterdim. Bir hagibtir çekti.
    Alp= Olum kızın içinin böyle olduğunu kestirmiştim ama bu kadar çabuk göstermesini beklemiyodum.
    - Ben de beklemiyodum ama iyi oldu be kardeşim. Benim önceki manita beni çok yıpratmıştı.

    11. Sınıftayken ezgi diye bir hatuna sevgi beslemiştim. Sonra kız 12 nin ortasına doğru ayrılık sinyallerini vermeye başlayınca baya bir çöktüm. Haftalarca kendime gelemedim sonra dedim ben napıyorum?
    O dakikadan itibaren harıl hurul ders çalıştım ve üniversiteyi tutturdum.

    Bizim Alp'in de durumu çok felaketmiş. Sevgilisi varmış fakat varlığıyla yokluğu bir. 2 kere aldatmış fakat bizim mal yine affetmiş. O günden bu güne bir yamuk yapmadı dedi ama ben yaptığına emindim. Zaten sonradan bu pisliğin devamı olduğunu da anlattı. Ama oralara gelmeme daha aylar var.
    ···
  19. 69.
    +3
    ***
    Alp uykuya daldı. Ben de koridora çıkıp bir yere oturdum. Yağmur da yanıma geldi başını omzuma koydu. Arkadaşından hiç böyle bir şey beklemiyordu. Kara kara düşünmeye başladık.
    Nasıl anlatırdık? Çocuk kaza geçirmiş günlerce yatacak elbet ulaşmak isteyecek ne deriz?
    En doğrusu sessiz kalmak olurdu galiba. Hemşireyle konuştum durumu anlattım anlayışla karşıladı.
    Alp'e telefondan uzak durması gerektiğini mikrop kaparsa enfeksiyon olabileceğini söyleyecekti.
    Bu bize bir kaç gün kazandırırdı. iyileşince de uygun bir dille anlatırdık.

    Hastane yemeklerini bilmeyen insan miktarı sayılıdır. Berbat yaparlar yenilmez. Biz de bu süre zarfında yemeklerimizi dışardan alacaktık.
    Kardeşime hastane yemeği yedireceğime kendimi camdan atarım.

    1-2 saat sonra Alp'in annesiyle babası geldi. Tanıştık bize teşekkür etti ve gitmemizi söyledi. Ben tam okulu askıya aldığımızı, gitmemize gerek olmadığını söyleyecekken Yağmur beni çekiştirdi bir dakika konuşalım dedi.

    Y= Sarp onlara okulu askıya aldığımızı söyleyemezsin.
    - Neden?
    Y= Daha Alp onlarla bu konuyu konuşmadı. Bizim söylememiz doğru olmaz. Ayrıca ailesinin gözünde kötü bir konuma gelmeye niyetim yok. Gidelim hadi. Onlar zaten Alp'e bizden daha iyi bakarlar.

    Odaya geri döndük vedalaştık. Alp'e hastane yemeklerini yedirmemelerini ve telefona yaklaştırmamalarını mikrop kapabileceğini söyledim. Yola çıktık. istikamet reis evi. Valizleri toplayıp evimize dönecektik.
    ···
  20. 70.
    +3
    ***
    Eve girdiğimde babam koltukta uyuyor. Annem ise mutfakta telefonuyla ilgileniyordu. Yağmuru yukarı çıkarttım odamı gösterdim.

    Y= Ne biçim bir ergenmişsin be. Şu posterlere bak.
    - Çok komik. Hesabını sorarım.
    Y= Sor. Ne yapacaksın?
    - Dua et aşağıda annem ayakta. Yoksa şu yatak orda olduğuna lanet ederdi. Anlatabildim mi aşkım?
    Y= Çok güzel anlattın hayvan.
    - Tamam özür dilerim biraz yabani oldu.
    Y= Hadi çık üzerimi değiştiricem.
    - Kızım sanki daha önce görmedik ya.
    Y= Kendini affettirene kadar bir daha göremezsin zaten. iyi geceler.
    - Çok mu kırıldın?
    Y= Kırıldım tabi sarp. Beni az önce bildiğin eşya yerine koydun. Seni şurda yatırırım hiç bir şey yapamazsın der gibi konuştun.
    - Oha Yağmur ben öyle bir insan mıyım? Tamam önceden öyleydim fakat değiştim artık.
    Y= Hadi git sarp.

    Yavaşça yaklaşıp sarıldım. Birbirimizi sıkı sıkı kavradık ve arkamdan burun çekme sesleri gelmeye başladı. Kendimden ayırdım ve ağlıyordu.

    - Ne oldu?
    Y= Sarp ben bitmesini istemiyorum.
    - Bitmeyecek zaten bunu nerden çıkarttın?
    Y= Öyle aklıma geldi. Ben uzun zamandır bu kadar mutlu değilim.
    - Söz bitmeyecek. Ne olursa olsun.
    Biraz yanında yatıp sarılmamı ister misin?
    Y= Güzel bir müzik aç.
    - Açıyorum. ( Duman - Bal )

    Yanına yattım ve arkasından sarıldım saçlarıyla oynamaya başladım. Sonra baskın yememek için dudağından bir öpücük alıp aşağı indim kafayı gömüp uyudum.
    Bir gün daha kalıp pazar sabahı yola çıkacaktık.

    ( beyler artık sadece önemli noktaları anlatıyorum. Bu kadar ayrıntılı anlatırsam bu hikaye bitmez.)
    ···