-
126.
+5***
Başlığın ilk şarkısını atalım.
(Metal sevmeyenlere önermiyorum.)
https://m.youtube.com/watch?v=StZcUAPRRac
-Aşkım sağol ya gerçekten bunalmıştım.
Y= Önemli değil zaten benim de ihtiyacım vardı. Çok gerildim.
- Seni çok sevdiler. Annem kolay kolay insanlara ısınmaz.
Y= Ben de onları sevdim. Senin de bizimkilerle tanışman lazım. 1 aydır anneme anlatıp duruyorum. 1 hafta önce de annem babama anlatmış. Bir ziyarete gitmemiz lazım.
- Ayarlarız bebeğim. Zaten artık okul derdimiz de yok.
Y= Benim konuşmam sence de iyi olmadı mı?
- Süper oldu da. Bizim konuşmamız lazım.
Y= Ne konuda?
- Bak. Zaten haftanın 3-4 günü bende kalıyorsun. Eşyalarının bir kısmını artık benim eve taşısan da evin adı bizim evimiz olsa?
Y= Aslında ben de istiyorum fakat çok erken değil mi?
- Doğru ama artık birbirimize alıştık ve 20 yıllık evli çiftler gibi davranıyoruz.
Y= Tamam olur ama şartlarım var.
- Söyle.
Y= ilk olarak kiranın yarısını ben vericem. Su faturası senin, elektrik faturası benim. Gazı da bölüşürüz. Arabanın deposundan sadece sen değil ben de sorumluyum. O arabayı sadece sen kullanmıyorsun. Ben de kullanıyorum.
- Çok zor şeyler bunlar.
Y= Karşı çıkma lütfen. Bir kez olsun.
- iyi tamam ama eve playstation almama izin vereceksin. Seni ihmal edeceğimi düşünüyorsun fakat etmem.
Y= Kabul. Birlikte oynarız.
- Hah şöyle ya. Oynamaz mıyız.
Yolda 1 sigara daha içtim ve eve döndük. Bu yaşa gelmişsin ailen sigara içtiğini bilmiyor mu diye düşünenler olabilir. Tabiki biliyorlar. Dayılarım bile biliyor fakat mesele saygı meselesi.
Baba sigara içtiğini bilir fakat bunun hakkında konuşmaz, sadece gerektiği yerde konuşur. Örneğin bana evin önüne sigara atma üst kiracı rahatsız oluyor demişti. (Bina 3 katlı ve tamamı bizim.) -
127.
+3***
Eve girdiğimde babam koltukta uyuyor. Annem ise mutfakta telefonuyla ilgileniyordu. Yağmuru yukarı çıkarttım odamı gösterdim.
Y= Ne biçim bir ergenmişsin be. Şu posterlere bak.
- Çok komik. Hesabını sorarım.
Y= Sor. Ne yapacaksın?
- Dua et aşağıda annem ayakta. Yoksa şu yatak orda olduğuna lanet ederdi. Anlatabildim mi aşkım?
Y= Çok güzel anlattın hayvan.
- Tamam özür dilerim biraz yabani oldu.
Y= Hadi çık üzerimi değiştiricem.
- Kızım sanki daha önce görmedik ya.
Y= Kendini affettirene kadar bir daha göremezsin zaten. iyi geceler.
- Çok mu kırıldın?
Y= Kırıldım tabi sarp. Beni az önce bildiğin eşya yerine koydun. Seni şurda yatırırım hiç bir şey yapamazsın der gibi konuştun.
- Oha Yağmur ben öyle bir insan mıyım? Tamam önceden öyleydim fakat değiştim artık.
Y= Hadi git sarp.
Yavaşça yaklaşıp sarıldım. Birbirimizi sıkı sıkı kavradık ve arkamdan burun çekme sesleri gelmeye başladı. Kendimden ayırdım ve ağlıyordu.
- Ne oldu?
Y= Sarp ben bitmesini istemiyorum.
- Bitmeyecek zaten bunu nerden çıkarttın?
Y= Öyle aklıma geldi. Ben uzun zamandır bu kadar mutlu değilim.
- Söz bitmeyecek. Ne olursa olsun.
Biraz yanında yatıp sarılmamı ister misin?
Y= Güzel bir müzik aç.
- Açıyorum. ( Duman - Bal )
Yanına yattım ve arkasından sarıldım saçlarıyla oynamaya başladım. Sonra baskın yememek için dudağından bir öpücük alıp aşağı indim kafayı gömüp uyudum.
Bir gün daha kalıp pazar sabahı yola çıkacaktık.
( beyler artık sadece önemli noktaları anlatıyorum. Bu kadar ayrıntılı anlatırsam bu hikaye bitmez.) -
128.
0Rez reis on numara gidiyo böyle devam
-
-
1.
0Eyvallah. Fazla yazamıyorum.
-
1.
-
129.
+4***
Sabah kalktığımda mutfaktan şarkı sesi geliyordu. Gittiğimde Yağmurla annem kahvaltı hazırlıyor, bir yandan da müzik dinliyorlardı. Fakat babam ortalıkta yoktu.
Annem işi çıktığını, erkenden gittiğini söyledi. Önemli bir şey olmadığını söyleyerek de içimi rahatlatmayı unutmadı.
Kahvaltı yaptık ve annem beni arabanla gezdir diye tutturdu. Fakat benim başım ağrıyor tabi.
- Annem başım çok ağrıyor. Akşam çıkalım olmaz mı?
A= iyi madem.
Y= Sarp olur mu öyle şey. Kaç aydır annen senden bir şey istiyor hayır mı diyeceksin?
- Arabanın anahtarları senin odanda valizin üzerinde. Ruhsatı ve annemin kimliğini de alın.
Yağmura arabayı vermeyi seviyordum. Ona güvendiğimi hissettirmenin sadece küçük bir yoluydu.
Y= iyi madem geç kalmayız biz. Fakat ben yol bilmiyorum. Nereye gidilir bilmiyorum.
- Navigasyon açın. Ya da annem bilir anneme sorarsın.
Y= Tamam biz çıkalım o zaman. Fatma teyze sen hazırlan istersen.
Annem odasına üzerini değiştirmeye gitti.
- Kız. Sana pek zaman ayıramadığımı biliyorum ama bundan sonra bol bol zamanımız olacak.
Y= Sorun değil bitanem.
- Hadi sen de hazırlan çıkın ben tekrar yatıyorum. Başım çatlıyor.
Y= Tamam aşkım. Akşam görüşürüz.
Ufak bir öpüşme olayı ve anneme yakalandıktan sonra onlar evden çıktı ben de kafamı tekrar gömüp uyudum. Kalktığımda saat akşam 7 ye geliyordu. Babam evdeydi.
- Baba sabah erkenden çıkmışsın önemli bir şey yok değil mi?
Reis= Var oğlum var.
- Yapma ya. Yeni yeni düzeliyordu işler.
Reis= Düzeldi zaten eşek sıpası. iş önemli olup da illa ki kötü bir şey mi olacak? Bir şirkete 5 araba kiraladık. 2 tane de ticari sattık. Arabalardan toplam aylık 6300 lira para gelecek. Satılan araçlar da toplam 52 bin liraya elden çıktı. Üzerine 8 bin lira kâr eklendi. işler gayet iyi.
- Güzel haber baba. Ben de kötü bir şey oldu sandım.
Reis= iyidir iyi. Sen canını sıkma.
Babamın işleri iyiydi güzeldi eyvallah ama parasını yemeyi kendimi bildim bileli sevmem. -
130.
+5***
Galiba bana bu kadar para vermek istemesinin sebebi bundan kaynaklıydı. Bana bu zamana kadar fazla bir şey yapmadığını düşünüyor olabilirdi.
Aslında bu para almayı sevmeme durumum sadece babama karşı değildi. Tanıdığım herkese karşı böyleydim. Verdiğim borç parayı alırken bile içimde bir sıkıntı olurdu.
Babamla oturup biraz televizyon izledikten sonra kapı çaldı. Bizimkiler gelmişti. Ellerinde alışveriş poşetleri vardı ve sohbet ederek girmişlerdi. Seviniyordum. Yağmur yorulduğunu, duş alıp uyumak istediğini söyledi. Bizimkilere iyi geceler dedi. Sabah yola çıkacağımızı onu kaldıracağımı söyleyip yolladım.
A= Oğlum neden bu kadar çabuk gidiyorsunuz?
- Annem bana kalsa aylarca kalırım ama Yağmur'un ailesi benimle tanışmak istiyormuş. Yine yolculuk var.
A= Oğlum daha erken değil mi?
- Yani seninle tanıştığı için memnun değilsin.
A= Ne diyeceğini de iyi biliyorsun eşek sıpası seni.
Bizimkiler yatmaya giderken benim telefon çalmaya başladı. Arayan alp.
- Efendim kardeşim?
Tanımadık bir ses geldi.
1. = Neyiniz olduğunu bilmiyorum fakat Alp (soyadı) trafik kazası geçirdi şuan eskişehir- istanbul yolundayız. Ambulans istanbul Küçükçekmeceye gidiyor. Yakınlarına haber verirseniz iyi olur.
Telefonu kapattığım gibi odaya gittim Yağmur'u uyandırdım. -
131.
+3***
- Alp kaza geçirmiş.
Y= Nasıl ya? Nerde şimdi? Kim haber verdi?
- Anlatırım yolda. Kalk istanbul'a gidiyoruz. Ya da sen kal ben gidiyorum.
Y= Olur mu öyle şey ya ben de geliyorum.
içerden telaşlı telaşlı annemle babam geldi hazırlanırken durumu özet geçtim. Daha fazla sorgulamadan dikkat edin diyerek yolladılar. Bulunduğumuz ilden hangi hızla çıktığımı hatırlamıyorum fakat otobanda 190 ın altına inmediğimi hatırlıyorum. istanbul'a vardığımızda navigasyonu hastaneye ayarladım.
içeri girip etrafa bakmaya başladık. Telaşlı olduğumuzu gören bir hemşire yanımıza gelip kimi aradığımızı sordu söyledik sonra bizi ameliyathanenin önüne kadar getirdi.
Hemşireye durumu sorduk.
Giderken önüne bir tır kırmış ve bizimki de kontrolünü kaybedip sağdaki tarlaya arabayla yuvarlanmış. Her yerine camlar saplanmış, airbag olmasa şuan doktorlar uğraşıyor olmazdı dedi.
Ben koridorda yere çömdüm kara kara düşünüyorum Yağmur da aynı halde. 1,5 2 saat sonra bir doktor çıkıp korkacak bir şey olmadığını. Sol kolunun kırık, sağ bacağında zedelenme ve vücudunun bazı yerlerinde cam kegibleri olduğunu söyledi.
Bizim biraz içimiz rahatladı ve beklemeye devam ettik. Çıktığında her tarafı sargılı ve kolu alçılıydı. Normal odaya aldıklarında serum takıp bize refakatçi olarak kimin kalacağını sordular. Benim aklıma o an ailesine haber vermediğimiz, leylaya haber vermediğimiz geldi. Ben ailesini aradım. Annesi açtı ve kadın ağlayarak yola çıktıklarını söyledi.
Yağmur da leylayı aradı. Arkasından müzik ve bol bol erkek sesi geliyordu. Sarhoş falan değildi ama sesi gayet düzgündü. Alp in trafik kazası geçirdiğini söyledik ve gülmeye başladı. Neye gülüyosun demeye kalmadan telefonu yüzümüze kapattı. Bunu Alp'e anlatmayacaktık. Yani uyanır uyanmaz anlatılmazdı. Sorarsa telefonu kapalı diyecektik. -
132.
+4***
Aradan yarım saat 45 dakika kadar bir zaman geçtikten sonra uyandı. Halsizdi ve çok şaşkındı. Etrafa boş boş bakıyordu.
Alp= Sarp?
- Kardeşim sakin ol.
Alp= Ne oldu?
- Kaza geçirdin ama iyisin. Tehlikeli bir durum yok.
Alp= Anneme söyleme Sarp. Üzülür.
- Kardeşim söyledik geliyor yolda.
Gözümün önünde ağlamaya başladı. Yağmur da kendini tutamadı odadan çıktı.
- Alp kardeşim benim iyisin ya. Annen de iyi zaten sadece kadını korkuttun.
Alp= Leylaya söylediniz mi?
- Kardeşim aradık ama telefonu kapalıydı.
Alp= Ona da söylemeyin o da üzülür.
Ben bu arada tabi içimden sövüyorum. Çocuk kaza geçirmiş felaket durumda ama yine de o kızı düşünüyor.
- Tamam kardeşim söylemem. Sen biraz uyu hadi.
(Sabah görecek takipçiler için. Gün içerisinde fazla yazma şansım olmuyor. Hatta ne fazlası, hiç olmuyor. Ama akşamları kesin 10 civarı part geliyor. Takipte kalın.) -
133.
0sen yazda diğer faktörleri gibtir et
-
134.
+21-2 saate part atmaya başlıyorum. Dediğim gibi fazla atma şansım olmuyor.
-
135.
+3***
Alp uykuya daldı. Ben de koridora çıkıp bir yere oturdum. Yağmur da yanıma geldi başını omzuma koydu. Arkadaşından hiç böyle bir şey beklemiyordu. Kara kara düşünmeye başladık.
Nasıl anlatırdık? Çocuk kaza geçirmiş günlerce yatacak elbet ulaşmak isteyecek ne deriz?
En doğrusu sessiz kalmak olurdu galiba. Hemşireyle konuştum durumu anlattım anlayışla karşıladı.
Alp'e telefondan uzak durması gerektiğini mikrop kaparsa enfeksiyon olabileceğini söyleyecekti.
Bu bize bir kaç gün kazandırırdı. iyileşince de uygun bir dille anlatırdık.
Hastane yemeklerini bilmeyen insan miktarı sayılıdır. Berbat yaparlar yenilmez. Biz de bu süre zarfında yemeklerimizi dışardan alacaktık.
Kardeşime hastane yemeği yedireceğime kendimi camdan atarım.
1-2 saat sonra Alp'in annesiyle babası geldi. Tanıştık bize teşekkür etti ve gitmemizi söyledi. Ben tam okulu askıya aldığımızı, gitmemize gerek olmadığını söyleyecekken Yağmur beni çekiştirdi bir dakika konuşalım dedi.
Y= Sarp onlara okulu askıya aldığımızı söyleyemezsin.
- Neden?
Y= Daha Alp onlarla bu konuyu konuşmadı. Bizim söylememiz doğru olmaz. Ayrıca ailesinin gözünde kötü bir konuma gelmeye niyetim yok. Gidelim hadi. Onlar zaten Alp'e bizden daha iyi bakarlar.
Odaya geri döndük vedalaştık. Alp'e hastane yemeklerini yedirmemelerini ve telefona yaklaştırmamalarını mikrop kapabileceğini söyledim. Yola çıktık. istikamet reis evi. Valizleri toplayıp evimize dönecektik. -
136.
+1aga cok sardi hikaye mukemmel yaziyosun eline saglik. yaz bekliyoruz
-
137.
+3***
Buraları fazla uzun tutmaya gerek yok. Eve gidip valizleri aldık, bizimkilere açıklama yaptıktan sonra yola koyulduk eve döndük. ilk önce bizim eve gidip valizleri boşalttık ve Yağmur'un eşyalarını leylanın evinden almaya gittik. içeri girdiğimizde üçlü bir kanepenin üzerinde sarhoş bir şekilde yatıyordu. Saat gece 3 civarıydı.
Hiç uyandırmadan, haber vermeden Yağmur'un eşyalarını topladık ve evden çıktık.
Hem benimle yaşamaya başlamış olacaktı, hem de böyle pislik bir insandan kurtulmuş olacaktı.
Hayatı bize ne verirse ona göre yaşamaya başlamıştık. Kafamız rahattı, aileler para gönderiyordu fakat daha Yağmur'un ailesinin ziyaretine gitmemiz gerekiyordu. Bu durumu her düşündüğümde geriliyordum.
Alp'in kazasının üzerinden 2 hafta geçmiş ve taburcu olmuştu. Bir süre ailesiyle kalacaktı ve tekrar bizim şehrimize dönüp kendine bir ev tutacaktı. Bu konuda babam ona yardım edecekti. Yardım etmeyi seve seve kabul etmiş ve aramaya başlamıştı.
Yine bir şeyler olacağını hissediyordum çünkü yine mutluyduk bu garipti.
Bir cumartesi günü Yağmurla birlikte sık sık içmeye gittiğimiz barın önünden geçerken ilerde yol çalışması olduğunu gördük. Girip abartmadan bir şeyler içelim sonra eve gideriz dedik ve içeri daldık.
Benim klasiğim Efes Şişe ve Yağmur un da kutu Tuborg Kırmızı idi.
Söyledik geldi, yudumlamaya başladık ve kapıdan içeriye kim girse söversiniz? Büşra. Yanında da bi eleman vardı.
Yağmur un hemen yüzü düştü.
Y= Bitanem kalkalım hadi evde içeriz.
- Yok rahatımı bozacak değilim.
Y= Bi tatsızlık çıkmasın Sarp hadi.
- Bir şey olmaz Yağmur.
Biz bu konuda tartışırken Büşra bizim masaya doğru gelmeye başladı.
Büş= içiliyor ve beni aramıyorsun öyle mi Sarp bey? Kırıldım.
- Ne var Büşra?
Büş= Eski arkadaşa böyle mi davranılır tatlım?
- Sen istisnasın. Yaylan hadi.
Büş= Bana böyle davranmak istediğine emin misin?
- Fazlasıyla.
Büş= Yağmur. Tatlım beni illa ki sarpın yanında görmüşsündür. Beni sevdiğini söyledi, sonra yatıp bir kenara attı. -
138.
+4***
Büş= Sen de aynı şeyleri yaşama diye söylüyorum.
Y= Sarp sen bu kıza sevdiğini mi söyledin?
- Evet aşkım ya söylemişimdir.
Y= Tamam. Hadi artık evimize gidelim. Burası biraz çift kaşarlı yanık tost kokuyor. Ekmeğini de şu karşıdaki masada görüyorum.
Büş= Kızım sen salak mısın seni kullanıyor bu ?
Y= Kullansın canım müsadem var.
Büş= Sen huur musun yoksa?
- Hop dedik Büşra. Sana attığım son tokadı hatırla bence haddini bil. Bulunduğumuz yer umrumda olmaz alırım ayağımın altına. Şimdi gibtir git köpeğinin yanına hadi.
Büşra bozuldu, gözleri doldu ve masasına döndü biz de biraları bitirmiş kalkarken bunun yanındaki lavuk bana doğru gelmeye başladı.
L= Bi baksana birader.
- Baktım bread. Noldu?
L= Ne biçim bir espri anlayışın var anlamadım ama kızı ağlatmaya utanmıyor musun?
- Hak etmemiş olsaydı utanırdım.
L= Sen dışarı gel ben seni utandırıcam.
- Dışarı çıkmadan halledelim çünkü kapı zütünü sevmez.
Buna yumruğu çaktım hemen arkasından kafayı gömdüm. Bana atılmaya çalışırken bacak dirseğimle suratına geçirdim yere yapıştı. Kalkmaya bile uğraşmadı.
2-3 adım arkasında Büşra bana bakıyordu ve gözleri kızarıktı. Ağlıyordu.
- Bana bak kaşarların şehzadesi. Önüne her gelenle it dalaşına girersen patini zütüne sokarlar.
Yağmuru aldım ve masaya 20 lira bırakıp mekandan çıktım. Yolda Yağmur benimle hiç komuşmadı eve girdiğimizde patlak verdi.
Y= Cidden ona sevdiğini mi söyledin?
- Tabiki söylemedim. Bana takıntı yapmış bizi ayırmak için elinden geleni yapar. Sakın kavga çıkartma.
Y= Sarp sen daha bana sevdiğini söylemedin ya o kıza söylemiş olamazsın.
- Söylemedim zaten yağmur bi kendine gel.
Y= Artık bu kızdan bir şey yapacak diye korkuyorum.
- Korkma bitanem. Gel uyuyalım artık.
Y= Arkanı dönüp uyuma sarp.
- Tamam yaparız bir şeyler.
Yattık uyuduk, gece çok güzel geçti. Hatta onunla şimdiye kadar yaşadığım en iyi ikinci gece diyebilirim. Tabiki birincisi evlilik teklifi ettiğim gece. -
139.
+5***
Aradan 2 hafta daha geçmiş ve Yağmur'un ailesi gelmemiz için iyice baskı yapmaya başlamıştı.
Annesiyle telefonda konuşmuştum fakat babasıyla daha önce konuşmamıştım.
Alp ailesinin evinde dinleniyordu, ara sıra görüşüyorduk. 1 aya kalmaz gelirim diyordu. Leylayla telefonda konuşmuşlar ve beklediğimiz gibi Leyla bunu terk etmiş. ilişkilerinin sadece yatakta olduğunu ve birisine aşık olduğunu söylemiş.
Bizimkine koydu tabi ama tesellisini yaptık. Okulun ilan panosuna Alp sevgilisinden ayrıldı yazsak adamı aynı gün 50 kişi arar.
Yola çıktık. Ben tabi gerim gerim geriliyorum son 50 kilometre kala ellerim titremeye başladı artık direksiyona Yağmur geçti.
Vardığımızda ormanlık bir alanda 2 katlı ahşap bir ev bizi karşılamıştı. Evin fotoğrafını görmüştüm fakat bir kaç ekleme yapışmıştı, boyanmıştı, yanına 2 arabalık bir garaj yapılmıştı.
Kapıda bizi annesi karşıladı valizlerimizi indirdim ve kapıya kadar taşıdım. Kadın bana çok pozitif bakıyordu. Gerginliğim biraz olsun azalmıştı.
Garajla evin arasından baktığımda arka bahçede odun kıran biraz uzun beyaz sakallı bir adam gördüm. Babasıydı.
Valizleri içeri taşıdıktan sonra annesiyle biraz sohbet ettik, Yağmurla özlem giderdiler.
Ben bu sırada ilk raundu atlattık sıra finale geldi diye düşünüyordum. -
140.
+1Yaz. Hb
-
141.
+2Akşama yine devam eder.
-
142.
+6*** + atın
illa ki merak edenleriniz olmuştur. Yağmurla ilişkiye girdim mi? Daha önce yapmış mı ?
Evet girdim ve daha önce yapmış fakat bunu hiç takmadım. Sonuçta ben bu zamana kadar önüme gelene çakıp geçmişim hiç bir şey umrumda olmamış. Karım olacak insandan böyle bir beklentim olamaz.
Bu gece hiç yazamadım en azından bir part atayım bu açıklamayı da yapmış olayım dedim.
Aradan 5 dakika geçmeden babası da geldi adı Haluk. Beklediğimin aksine güler yüzlü sıcak bir insandı. Durumlarının iyi olduğunu zaten yaşadıkları evden kestirmişsinizdir.
H= Hoşgeldiniz. Sarp ben Haluk. Daha önce konuşma fırsatımız olmadı mâlum iş güç yakamızı bırakmıyor.
- Memnun oldum efendim. Zaten işinizin olduğunu kestirebiliyordum.
H= Biraz oturalım konuşalım. Kızım sen bi çay yap bize. Biraz hasret giderelim.
Y= Tamam.
H= Ee Sarp. Hangi bölümde okuyorsun? Gelecek planların neler anlat bakalım.
- Efendim mütercim tercümanlık okuyorum. Planımı da zaten tahmin etmek zor değil. Tercümanlık.
H= Güzel meslek. Bu yıllarda dil çok önemli.
- Öyle. Fakat okul konusunda Yağmur ile bir konuda sizinle konuşmamız gerekiyor.
H= Kötü bir şey yok inşallah?
- Hayır merak etmeyin. Yağmur da gelsin konuşalım.
Yağmur çayı koymuş geldi oturduk konuşmaya başladık.
Y= Babacım bu yıl benim derslerim açıkçası pek iyi değil. Sarp beyin yine maşaallahı var ama biz bir karar aldık. Okulumuzu bir yıl askıya almak istiyoruz. Bunca yıl okuduktan sonra biraz tatil yapmak istiyoruz. Eğer sizin için de uygunsa.
H= Kızım hayat sizin hayatınız. Bizim annenle görevimiz senin mutlu olmanı sağlamak. Eğer mutlu olacaksan tabiki bir şey diyemeyiz. Oğlum sen ne düşünüyosun bu konu hakkında?
- Aslında ben bu yılı gayet rahat geçerim fakat ben de uzatmak istiyorum. Aileme de danıştım bunun bizim hakkımız olduğunu söylediler.
H= Doğru söylemişler. Uygun bir vakit tanışmak isteriz onlarla da.
- Baş üstüne efendim. iletirim. -
143.
+4***
Şuan yanımda uyuya kalmış bir adet Yağmur var. (cidden şuan)
Ama bu durum farklı olabilirdi. Bir pislik olmaya devam edip Büşra ile taktan bir hayat sürebilirdim. Geleceğimiz daha parlak olurdu, hiç bir şekilde maddi sıkıntı çekmezdik, istediğim her şey elimde olabilirdi ve taş gibi bir karım olurdu.
Fakat mutlu olmazdım. Bazen insan maddiyattan, ciksten çok duygu ister. Yağmur'la buluşmamız benim bu nadir anlarımdan birine denk gelmişti.
O zamana kadar hiç yapamadığım şeyi yapmıştım ve sevmiştim.
Tabi bu ilişkinin geleceği belli değil. Şuanlık mutluyuz. Fakat parmağımızdaki yüzüklerin bir gün bu parmaklardan ayrılmayacağından emin değilim.
Devam ediyorum takipte kalın.
Mümkünse arkadaşlarınızla paylaşın. Ne kadar ilgi o kadar fazla part demek. -
144.
+4***
Akşama doğru annesi yataklarımızı açmıştı. Uyumadan önce kapının önünde bi sigara içeyim diye dışarı çıktım. Tam sigarayı yaktım ilk fırtı aldım, sağımdan babasının sesi geldi.
H= Afiyet olsun delikanlı. Çekinme. Bizim hanım zevke içilmesine bile kızıyor. Bir tane de bana ver bakalım. Ama bu birlikte içeceğimiz ilk ve son sigaradır.
Paketimden bir tane çıkartıp verdim yaktı derin derin çekmeye başladı.
H= Kaç yıldır içiyorsun bakalım?
- 2, 3 sene kadar oldu.
H= Aslında istesen bırakırsın.
- Bırakıcam zaten. Onun da bir tarihi var.
Şu üniversiteyi bitireyim de.
Biraz sohbet ettik, ormanlık alan olduğu için akşamları soğuk oluyordu fazla durmadan sigaraları bitirip içeri geçtik. Sabah kalktığımda kahvaltı çoktan hazırlanmıştı.
Uzun tutmadan kahvaltı yaptık ve akşam aldığımız bir mangal kararı vardı. Onu akşam yapmaya karar verdik. Sabahtan çıkıp saat 3 e kadar şehirde dolandık.
Ayıp olmasın diye Yağmura dönelim dedim fakat o pek istemedi. Tabi ben Kayınpederin gözüne girmeye çalışıyorum. Batmayayım diye arabayı wv yoluna çevirdim.
Geldiğimde Haluk amca dün yarım bıraktığı odunları kırıyordu. Yağmuru içeri gönderip yanına gittim.
- Ben kırayım isterseniz.
H= Olur mu evladım. Sen geç içeri ben hallediyorum.
- Olmaz öyle şey. Ben kırarım.
Elim böyle şeylere yatkındır aldım elime keseri, baltayı kırmaya başladım.
Kan ter içinde başımı kaldırdığımda adamın bana gülerek baktığını gördüm.
Bu davranışım hoşuna gitmiş olmalıydı.
Evde sohbet ederek. Ailemizden, işlerden, okuldan, hayattan, siyasetten bahsederek saati 7 ettik. Ben ayağa kalktım.
- Ben garajdan arabayı çıkartayım.
H= Bir işin mi var oğlum?
- Mangala gitmeyecek miydik.
H= Yaparız dedik de. Bizim arka bahçe ne güne duruyor? Malzemeler hazırlandı bile. Sen ateş yakmaya giriş ben üzerimi değiştirip geliyorum.
Arka bahçeye çıktım. El yapımı bir mangal yeri vardı. Yanında tel falan.
Gidip ateşi yakmaya uğraştım fakat sanki lodos rüzgarları esiyordu. Zor bela yaktım etler dizildi. -
145.
0Pnp çok az part atıyosun en azından günde 6 7 part olsa iyi olurdu
-
-
1.
+1Bro çalışıyorum. Sadece akşam eve gelince yazma şansım oluyor. Yazdığımda da yorgun halde yazıyorum.
-
1.