-
76.
0***
Sabah kalktığımda mutfaktan şarkı sesi geliyordu. Gittiğimde Yağmurla annem kahvaltı hazırlıyor, bir yandan da müzik dinliyorlardı. Fakat babam ortalıkta yoktu.
Annem işi çıktığını, erkenden gittiğini söyledi. Önemli bir şey olmadığını söyleyerek de içimi rahatlatmayı unutmadı.
Kahvaltı yaptık ve annem beni arabanla gezdir diye tutturdu. Fakat benim başım ağrıyor tabi.
- Annem başım çok ağrıyor. Akşam çıkalım olmaz mı?
A= iyi madem.
Y= Sarp olur mu öyle şey. Kaç aydır annen senden bir şey istiyor hayır mı diyeceksin?
- Arabanın anahtarları senin odanda valizin üzerinde. Ruhsatı ve annemin kimliğini de alın.
Yağmura arabayı vermeyi seviyordum. Ona güvendiğimi hissettirmenin sadece küçük bir yoluydu.
Y= iyi madem geç kalmayız biz. Fakat ben yol bilmiyorum. Nereye gidilir bilmiyorum.
- Navigasyon açın. Ya da annem bilir anneme sorarsın.
Y= Tamam biz çıkalım o zaman. Fatma teyze sen hazırlan istersen.
Annem odasına üzerini değiştirmeye gitti.
- Kız. Sana pek zaman ayıramadığımı biliyorum ama bundan sonra bol bol zamanımız olacak.
Y= Sorun değil bitanem.
- Hadi sen de hazırlan çıkın ben tekrar yatıyorum. Başım çatlıyor.
Y= Tamam aşkım. Akşam görüşürüz.
Ufak bir öpüşme olayı ve anneme yakalandıktan sonra onlar evden çıktı ben de kafamı tekrar gömüp uyudum. Kalktığımda saat akşam 7 ye geliyordu. Babam evdeydi.
- Baba sabah erkenden çıkmışsın önemli bir şey yok değil mi?
Reis= Var oğlum var.
- Yapma ya. Yeni yeni düzeliyordu işler.
Reis= Düzeldi zaten eşek sıpası. iş önemli olup da illa ki kötü bir şey mi olacak? Bir şirkete 5 araba kiraladık. 2 tane de ticari sattık. Arabalardan toplam aylık 6300 lira para gelecek. Satılan araçlar da toplam 52 bin liraya elden çıktı. Üzerine 8 bin lira kâr eklendi. işler gayet iyi.
- Güzel haber baba. Ben de kötü bir şey oldu sandım.
Reis= iyidir iyi. Sen canını sıkma.
Babamın işleri iyiydi güzeldi eyvallah ama parasını yemeyi kendimi bildim bileli sevmem. -
77.
0***
Galiba bana bu kadar para vermek istemesinin sebebi bundan kaynaklıydı. Bana bu zamana kadar fazla bir şey yapmadığını düşünüyor olabilirdi.
Aslında bu para almayı sevmeme durumum sadece babama karşı değildi. Tanıdığım herkese karşı böyleydim. Verdiğim borç parayı alırken bile içimde bir sıkıntı olurdu.
Babamla oturup biraz televizyon izledikten sonra kapı çaldı. Bizimkiler gelmişti. Ellerinde alışveriş poşetleri vardı ve sohbet ederek girmişlerdi. Seviniyordum. Yağmur yorulduğunu, duş alıp uyumak istediğini söyledi. Bizimkilere iyi geceler dedi. Sabah yola çıkacağımızı onu kaldıracağımı söyleyip yolladım.
A= Oğlum neden bu kadar çabuk gidiyorsunuz?
- Annem bana kalsa aylarca kalırım ama Yağmur'un ailesi benimle tanışmak istiyormuş. Yine yolculuk var.
A= Oğlum daha erken değil mi?
- Yani seninle tanıştığı için memnun değilsin.
A= Ne diyeceğini de iyi biliyorsun eşek sıpası seni.
Bizimkiler yatmaya giderken benim telefon çalmaya başladı. Arayan alp.
- Efendim kardeşim?
Tanımadık bir ses geldi.
1.
= Neyiniz olduğunu bilmiyorum fakat Alp (soyadı) trafik kazası geçirdi şuan eskişehir- istanbul yolundayız. Ambulans istanbul Küçükçekmeceye gidiyor. Yakınlarına haber verirseniz iyi olur.
Telefonu kapattığım gibi odaya gittim Yağmur'u uyandırdım. -
78.
0***
- Alp kaza geçirmiş.
Y= Nasıl ya? Nerde şimdi? Kim haber verdi?
- Anlatırım yolda. Kalk istanbul'a gidiyoruz. Ya da sen kal ben gidiyorum.
Y= Olur mu öyle şey ya ben de geliyorum.
içerden telaşlı telaşlı annemle babam geldi hazırlanırken durumu özet geçtim. Daha fazla sorgulamadan dikkat edin diyerek yolladılar. Bulunduğumuz ilden hangi hızla çıktığımı hatırlamıyorum fakat otobanda 190 ın altına inmediğimi hatırlıyorum. istanbul'a vardığımızda navigasyonu hastaneye ayarladım.
içeri girip etrafa bakmaya başladık. Telaşlı olduğumuzu gören bir hemşire yanımıza gelip kimi aradığımızı sordu söyledik sonra bizi ameliyathanenin önüne kadar getirdi.
Hemşireye durumu sorduk.
Giderken önüne bir tır kırmış ve bizimki de kontrolünü kaybedip sağdaki tarlaya arabayla yuvarlanmış. Her yerine camlar saplanmış, airbag olmasa şuan doktorlar uğraşıyor olmazdı dedi.
Ben koridorda yere çömdüm kara kara düşünüyorum Yağmur da aynı halde. 1,5 2 saat sonra bir doktor çıkıp korkacak bir şey olmadığını. Sol kolunun kırık, sağ bacağında zedelenme ve vücudunun bazı yerlerinde cam kegibleri olduğunu söyledi.
Bizim biraz içimiz rahatladı ve beklemeye devam ettik. Çıktığında her tarafı sargılı ve kolu alçılıydı. Normal odaya aldıklarında serum takıp bize refakatçi olarak kimin kalacağını sordular. Benim aklıma o an ailesine haber vermediğimiz, leylaya haber vermediğimiz geldi. Ben ailesini aradım. Annesi açtı ve kadın ağlayarak yola çıktıklarını söyledi.
Yağmur da leylayı aradı. Arkasından müzik ve bol bol erkek sesi geliyordu. Sarhoş falan değildi ama sesi gayet düzgündü. Alp in trafik kazası geçirdiğini söyledik ve gülmeye başladı. Neye gülüyosun demeye kalmadan telefonu yüzümüze kapattı. Bunu Alp'e anlatmayacaktık. Yani uyanır uyanmaz anlatılmazdı. Sorarsa telefonu kapalı diyecektik. -
79.
0***
Aradan yarım saat 45 dakika kadar bir zaman geçtikten sonra uyandı. Halsizdi ve çok şaşkındı. Etrafa boş boş bakıyordu.
Alp= Sarp?
- Kardeşim sakin ol.
Alp= Ne oldu?
- Kaza geçirdin ama iyisin. Tehlikeli bir durum yok.
Alp= Anneme söyleme Sarp. Üzülür.
- Kardeşim söyledik geliyor yolda.
Gözümün önünde ağlamaya başladı. Yağmur da kendini tutamadı odadan çıktı.
- Alp kardeşim benim iyisin ya. Annen de iyi zaten sadece kadını korkuttun.
Alp= Leylaya söylediniz mi?
- Kardeşim aradık ama telefonu kapalıydı.
Alp= Ona da söylemeyin o da üzülür.
Ben bu arada tabi içimden sövüyorum. Çocuk kaza geçirmiş felaket durumda ama yine de o kızı düşünüyor.
- Tamam kardeşim söylemem. Sen biraz uyu hadi. -
80.
0***
Alp uykuya daldı. Ben de koridora çıkıp bir yere oturdum. Yağmur da yanıma geldi başını omzuma koydu. Arkadaşından hiç böyle bir şey beklemiyordu. Kara kara düşünmeye başladık.
Nasıl anlatırdık? Çocuk kaza geçirmiş günlerce yatacak elbet ulaşmak isteyecek ne deriz?
En doğrusu sessiz kalmak olurdu galiba. Hemşireyle konuştum durumu anlattım anlayışla karşıladı.
Alp'e telefondan uzak durması gerektiğini mikrop kaparsa enfeksiyon olabileceğini söyleyecekti.
Bu bize bir kaç gün kazandırırdı. iyileşince de uygun bir dille anlatırdık.
Hastane yemeklerini bilmeyen insan miktarı sayılıdır. Berbat yaparlar yenilmez. Biz de bu süre zarfında yemeklerimizi dışardan alacaktık.
Kardeşime hastane yemeği yedireceğime kendimi camdan atarım.
1-2 saat sonra Alp'in annesiyle babası geldi. Tanıştık bize teşekkür etti ve gitmemizi söyledi. Ben tam okulu askıya aldığımızı, gitmemize gerek olmadığını söyleyecekken Yağmur beni çekiştirdi bir dakika konuşalım dedi.
Y= Sarp onlara okulu askıya aldığımızı söyleyemezsin.
- Neden?
Y= Daha Alp onlarla bu konuyu konuşmadı. Bizim söylememiz doğru olmaz. Ayrıca ailesinin gözünde kötü bir konuma gelmeye niyetim yok. Gidelim hadi. Onlar zaten Alp'e bizden daha iyi bakarlar.
Odaya geri döndük vedalaştık. Alp'e hastane yemeklerini yedirmemelerini ve telefona yaklaştırmamalarını mikrop kapabileceğini söyledim. Yola çıktık. istikamet reis evi. Valizleri toplayıp evimize dönecektik. -
81.
0***
Buraları fazla uzun tutmaya gerek yok. Eve gidip valizleri aldık, bizimkilere açıklama yaptıktan sonra yola koyulduk eve döndük. ilk önce bizim eve gidip valizleri boşalttık ve Yağmur'un eşyalarını leylanın evinden almaya gittik. içeri girdiğimizde üçlü bir kanepenin üzerinde sarhoş bir şekilde yatıyordu. Saat gece 3 civarıydı.
Hiç uyandırmadan, haber vermeden Yağmur'un eşyalarını topladık ve evden çıktık.
Hem benimle yaşamaya başlamış olacaktı, hem de böyle pislik bir insandan kurtulmuş olacaktı.
Hayatı bize ne verirse ona göre yaşamaya başlamıştık. Kafamız rahattı, aileler para gönderiyordu fakat daha Yağmur'un ailesinin ziyaretine gitmemiz gerekiyordu. Bu durumu her düşündüğümde geriliyordum.
Alp'in kazasının üzerinden 2 hafta geçmiş ve taburcu olmuştu. Bir süre ailesiyle kalacaktı ve tekrar bizim şehrimize dönüp kendine bir ev tutacaktı. Bu konuda babam ona yardım edecekti. Yardım etmeyi seve seve kabul etmiş ve aramaya başlamıştı.
Yine bir şeyler olacağını hissediyordum çünkü yine mutluyduk bu garipti.
Bir cumartesi günü Yağmurla birlikte sık sık içmeye gittiğimiz barın önünden geçerken ilerde yol çalışması olduğunu gördük. Girip abartmadan bir şeyler içelim sonra eve gideriz dedik ve içeri daldık.
Benim klasiğim Efes Şişe ve Yağmur un da kutu Tuborg Kırmızı idi.
Söyledik geldi, yudumlamaya başladık ve kapıdan içeriye kim girse söversiniz? Büşra. Yanında da bi eleman vardı.
Yağmur un hemen yüzü düştü.
Y= Bitanem kalkalım hadi evde içeriz.
- Yok rahatımı bozacak değilim.
Y= Bi tatsızlık çıkmasın Sarp hadi.
- Bir şey olmaz Yağmur.
Biz bu konuda tartışırken Büşra bizim masaya doğru gelmeye başladı.
Büş= içiliyor ve beni aramıyorsun öyle mi Sarp bey? Kırıldım.
- Ne var Büşra?
Büş= Eski arkadaşa böyle mi davranılır tatlım?
- Sen istisnasın. Yaylan hadi.
Büş= Bana böyle davranmak istediğine emin misin?
- Fazlasıyla.
Büş= Yağmur. Tatlım beni illa ki sarpın yanında görmüşsündür. Beni sevdiğini söyledi, sonra yatıp bir kenara attı. -
82.
0***
Büş= Sen de aynı şeyleri yaşama diye söylüyorum.
Y= Sarp sen bu kıza sevdiğini mi söyledin?
- Evet aşkım ya söylemişimdir.
Y= Tamam. Hadi artık evimize gidelim. Burası biraz çift kaşarlı yanık tost kokuyor. Ekmeğini de şu karşıdaki masada görüyorum.
Büş= Kızım sen salak mısın seni kullanıyor bu ?
Y= Kullansın canım müsadem var.
Büş= Sen huur musun yoksa?
- Hop dedik Büşra. Sana attığım son tokadı hatırla bence haddini bil. Bulunduğumuz yer umrumda olmaz alırım ayağımın altına. Şimdi gibtir git köpeğinin yanına hadi.
Büşra bozuldu, gözleri doldu ve masasına döndü biz de biraları bitirmiş kalkarken bunun yanındaki lavuk bana doğru gelmeye başladı.
L= Bi baksana birader.
- Baktım bread. Noldu?
L= Ne biçim bir espri anlayışın var anlamadım ama kızı ağlatmaya utanmıyor musun?
- Hak etmemiş olsaydı utanırdım.
L= Sen dışarı gel ben seni utandırıcam.
- Dışarı çıkmadan halledelim çünkü kapı zütünü sevmez.
Buna yumruğu çaktım hemen arkasından kafayı gömdüm. Bana atılmaya çalışırken bacak dirseğimle suratına geçirdim yere yapıştı. Kalkmaya bile uğraşmadı.
2-3 adım arkasında Büşra bana bakıyordu ve gözleri kızarıktı. Ağlıyordu.
- Bana bak kaşarların şehzadesi. Önüne her gelenle it dalaşına girersen patini zütüne sokarlar.
Yağmuru aldım ve masaya 20 lira bırakıp mekandan çıktım. Yolda Yağmur benimle hiç komuşmadı eve girdiğimizde patlak verdi.
Y= Cidden ona sevdiğini mi söyledin?
- Tabiki söylemedim. Bana takıntı yapmış bizi ayırmak için elinden geleni yapar. Sakın kavga çıkartma.
Y= Sarp sen daha bana sevdiğini söylemedin ya o kıza söylemiş olamazsın.
- Söylemedim zaten yağmur bi kendine gel.
Y= Artık bu kızdan bir şey yapacak diye korkuyorum.
- Korkma bitanem. Gel uyuyalım artık.
Y= Arkanı dönüp uyuma sarp.
- Tamam yaparız bir şeyler.
Yattık uyuduk, gece çok güzel geçti. Hatta onunla şimdiye kadar yaşadığım en iyi ikinci gece diyebilirim. Tabiki birincisi evlilik teklifi ettiğim gece. -
83.
0***
Aradan 2 hafta daha geçmiş ve Yağmur'un ailesi gelmemiz için iyice baskı yapmaya başlamıştı.
Annesiyle telefonda konuşmuştum fakat babasıyla daha önce konuşmamıştım.
Alp ailesinin evinde dinleniyordu, ara sıra görüşüyorduk. 1 aya kalmaz gelirim diyordu. Leylayla telefonda konuşmuşlar ve beklediğimiz gibi Leyla bunu terk etmiş. ilişkilerinin sadece yatakta olduğunu ve birisine aşık olduğunu söylemiş.
Bizimkine koydu tabi ama tesellisini yaptık. Okulun ilan panosuna Alp sevgilisinden ayrıldı yazsak adamı aynı gün 50 kişi arar.
Yola çıktık. Ben tabi gerim gerim geriliyorum son 50 kilometre kala ellerim titremeye başladı artık direksiyona Yağmur geçti.
Vardığımızda ormanlık bir alanda 2 katlı ahşap bir ev bizi karşılamıştı. Evin fotoğrafını görmüştüm fakat bir kaç ekleme yapışmıştı, boyanmıştı, yanına 2 arabalık bir garaj yapılmıştı.
Kapıda bizi annesi karşıladı valizlerimizi indirdim ve kapıya kadar taşıdım. Kadın bana çok pozitif bakıyordu. Gerginliğim biraz olsun azalmıştı.
Garajla evin arasından baktığımda arka bahçede odun kıran biraz uzun beyaz sakallı bir adam gördüm. Babasıydı.
Valizleri içeri taşıdıktan sonra annesiyle biraz sohbet ettik, Yağmurla özlem giderdiler.
Ben bu sırada ilk raundu atlattık sıra finale geldi diye düşünüyordum. -
84.
0*** + atın
illa ki merak edenleriniz olmuştur. Yağmurla ilişkiye girdim mi? Daha önce yapmış mı ?
Evet girdim ve daha önce yapmış fakat bunu hiç takmadım. Sonuçta ben bu zamana kadar önüme gelene çakıp geçmişim hiç bir şey umrumda olmamış. Karım olacak insandan böyle bir beklentim olamaz.
Bu gece hiç yazamadım en azından bir part atayım bu açıklamayı da yapmış olayım dedim.
Aradan 5 dakika geçmeden babası da geldi adı Haluk. Beklediğimin aksine güler yüzlü sıcak bir insandı. Durumlarının iyi olduğunu zaten yaşadıkları evden kestirmişsinizdir.
H= Hoşgeldiniz. Sarp ben Haluk. Daha önce konuşma fırsatımız olmadı mâlum iş güç yakamızı bırakmıyor.
- Memnun oldum efendim. Zaten işinizin olduğunu kestirebiliyordum.
H= Biraz oturalım konuşalım. Kızım sen bi çay yap bize. Biraz hasret giderelim.
Y= Tamam.
H= Ee Sarp. Hangi bölümde okuyorsun? Gelecek planların neler anlat bakalım.
- Efendim mütercim tercümanlık okuyorum. Planımı da zaten tahmin etmek zor değil. Tercümanlık.
H= Güzel meslek. Bu yıllarda dil çok önemli.
- Öyle. Fakat okul konusunda Yağmur ile bir konuda sizinle konuşmamız gerekiyor.
H= Kötü bir şey yok inşallah?
- Hayır merak etmeyin. Yağmur da gelsin konuşalım.
Yağmur çayı koymuş geldi oturduk konuşmaya başladık.
Y= Babacım bu yıl benim derslerim açıkçası pek iyi değil. Sarp beyin yine maşaallahı var ama biz bir karar aldık. Okulumuzu bir yıl askıya almak istiyoruz. Bunca yıl okuduktan sonra biraz tatil yapmak istiyoruz. Eğer sizin için de uygunsa.
H= Kızım hayat sizin hayatınız. Bizim annenle görevimiz senin mutlu olmanı sağlamak. Eğer mutlu olacaksan tabiki bir şey diyemeyiz. Oğlum sen ne düşünüyosun bu konu hakkında?
- Aslında ben bu yılı gayet rahat geçerim fakat ben de uzatmak istiyorum. Aileme de danıştım bunun bizim hakkımız olduğunu söylediler.
H= Doğru söylemişler. Uygun bir vakit tanışmak isteriz onlarla da.
- Baş üstüne efendim. iletirim. -
85.
0***
Şuan yanımda uyuya kalmış bir adet Yağmur var. (cidden şuan)
Ama bu durum farklı olabilirdi. Bir pislik olmaya devam edip Büşra ile taktan bir hayat sürebilirdim. Geleceğimiz daha parlak olurdu, hiç bir şekilde maddi sıkıntı çekmezdik, istediğim her şey elimde olabilirdi ve taş gibi bir karım olurdu.
Fakat mutlu olmazdım. Bazen insan maddiyattan, ciksten çok duygu ister. Yağmur'la buluşmamız benim bu nadir anlarımdan birine denk gelmişti.
O zamana kadar hiç yapamadığım şeyi yapmıştım ve sevmiştim.
Tabi bu ilişkinin geleceği belli değil. Şuanlık mutluyuz. Fakat parmağımızdaki yüzüklerin bir gün bu parmaklardan ayrılmayacağından emin değilim.
Devam ediyorum takipte kalın.
Mümkünse arkadaşlarınızla paylaşın. Ne kadar ilgi o kadar fazla part demek. -
86.
0***
Akşama doğru annesi yataklarımızı açmıştı. Uyumadan önce kapının önünde bi sigara içeyim diye dışarı çıktım. Tam sigarayı yaktım ilk fırtı aldım, sağımdan babasının sesi geldi.
H= Afiyet olsun delikanlı. Çekinme. Bizim hanım zevke içilmesine bile kızıyor. Bir tane de bana ver bakalım. Ama bu birlikte içeceğimiz ilk ve son sigaradır.
Paketimden bir tane çıkartıp verdim yaktı derin derin çekmeye başladı.
H= Kaç yıldır içiyorsun bakalım?
- 2, 3 sene kadar oldu.
H= Aslında istesen bırakırsın.
- Bırakıcam zaten. Onun da bir tarihi var.
Şu üniversiteyi bitireyim de.
Biraz sohbet ettik, ormanlık alan olduğu için akşamları soğuk oluyordu fazla durmadan sigaraları bitirip içeri geçtik. Sabah kalktığımda kahvaltı çoktan hazırlanmıştı.
Uzun tutmadan kahvaltı yaptık ve akşam aldığımız bir mangal kararı vardı. Onu akşam yapmaya karar verdik. Sabahtan çıkıp saat 3 e kadar şehirde dolandık.
Ayıp olmasın diye Yağmura dönelim dedim fakat o pek istemedi. Tabi ben Kayınpederin gözüne girmeye çalışıyorum. Batmayayım diye arabayı wv yoluna çevirdim.
Geldiğimde Haluk amca dün yarım bıraktığı odunları kırıyordu. Yağmuru içeri gönderip yanına gittim.
- Ben kırayım isterseniz.
H= Olur mu evladım. Sen geç içeri ben hallediyorum.
- Olmaz öyle şey. Ben kırarım.
Elim böyle şeylere yatkındır aldım elime keseri, baltayı kırmaya başladım.
Kan ter içinde başımı kaldırdığımda adamın bana gülerek baktığını gördüm.
Bu davranışım hoşuna gitmiş olmalıydı.
Evde sohbet ederek. Ailemizden, işlerden, okuldan, hayattan, siyasetten bahsederek saati 7 ettik. Ben ayağa kalktım.
- Ben garajdan arabayı çıkartayım.
H= Bir işin mi var oğlum?
- Mangala gitmeyecek miydik.
H= Yaparız dedik de. Bizim arka bahçe ne güne duruyor? Malzemeler hazırlandı bile. Sen ateş yakmaya giriş ben üzerimi değiştirip geliyorum.
Arka bahçeye çıktım. El yapımı bir mangal yeri vardı. Yanında tel falan.
Gidip ateşi yakmaya uğraştım fakat sanki lodos rüzgarları esiyordu. Zor bela yaktım etler dizildi. -
87.
+1***
Herkes toplandı ve biz de Haluk amca ile sohbete başladık. Yılın transferlerinden girdik siyasetten çıkış yapacaktık ki Yağmur elinde 3 şişe birayla geldi.
Açıkçası biraz şaşırdım çünkü Harun amcada hiç ayyaş tipi yoktu. Ben de sordum.
- içecek miyiz?
H= O gördüğün kadar, başka yok. Yani var da kafa kırmaya gerek yok yarın yola gideceksiniz.
- Tamam ben de bu yüzden çekiniyordum zaten.
Biraları içerken sohbete devam ettik, Yağmur arada arkasına bakıp bana gülüyordu. Babasıyla aramızın bu kadar iyi durumda olmasına sevinmişti.
Yemeğe geçtik. Gerçekten harika olmuştu. Eti ben yapmak istemiştim fakat Harun amca buna izin vermedi.
Yemeğe oturduktan sonra da zaten kendim yapmadığıma sevindim. Adam gerçekten işini biliyordu.
Yemek yendi masa toparlandı. Harun amca duşa girdikten sonra uyudu sonra ben girdim. Çıkıcam ama havlu yok dıbına koyim.
El mecbur kapıyı açtım Yağmura seslendim.
Y= Efendim aşkım?
- Kız burda havlu yok.
Y= Nasıl yok ya dur ben bakayım.
Direk içeri daldı. Resmen karı koca gibiydik dıbına koyim. Hiç çekinmek falan yok.
Dolabın alt kısmındaymış ben çektim ama kilitli falan sanmıştım biraz zorlamak gerekiyormuş.
Yağmur çıktı odama gittim giyindim tam kafamı yastığa koydum yine Yağmur geldi.
- Valla bu akşam benden bir şey beklemeyin hanfendi. Yorgunum.
Y= Tamam sadece sarılsam, saçlarını okşasam?
- O olur bak. Annen uyudu mu?
Y= Uyumamış olsa benim senin yanında ne işim olur?
- Doğru. Gel hadi şuraya üşüyeceksin.
1-2 saat sohbet ettikten sonra odasına yolladım ve kendim de uyudum.
Sabahın köründe zaten yola çıktık. Yağmur bana bizim evden hareket etmeden önce gidince fazla kalmayalım. Bir bahane uydur demişti.
Ben de arkadaşımızın trafik kazası geçirdiğini. Evini yerleştirirken yardıma ihtiyacı olacağını söyledim. Anlayışla karşıladılar, yola çıktık. Keyfim gayet güzeldi, o konuşmaya kadar.
Y= Büşra aradı mı?
Aramamıştı fakat bi test yapayım dedim.
- Aradı. Açtım yine her zamanki zırvalıklar özlemiş falan. -
88.
+1***
Y= Sen neden onun telefonlarını açıyosun? Açmaman için kaç kere söylemem lazım?
- Zaten açmayacaktım ama ısrarla aradı. Ben de açtım ne yapayım?
Y= Ne bu tavırlar? Neden bana böyle ters davranıyosun?
- Çünkü sinirliyim Yağmur ailenin yanından neden böyle hemen ayrılmak istedin? Sırf telefonun çekmiyor diye mi? internet yok diye mi?
Y= Ne alakası var sarp? Ailemi seviyorum fakat o ortam bana sıkıcı geliyor ben özgür yaşamayı seviyorum. Sana karşı istediğim gibi davranabilmek istiyorum.
- 2 gün duramadın mı Yağmur? Aynı günün akşamı sıkıştırıyosun beni gidelim diye.
Y= Tamam dönelim hadi. Kalalım benimle kavga etme.
- Ya bi sus yağmur. insanlara zaten yalan söyledik. Eve gidiyoruz.
Y= Ben eve gitmek istemiyorum?
- Ne istiyosun ?
Y= Tatile gidelim.
- Ne tatili Yağmur? Havaların farkında mısın sen?
Y= Artık bana sert davranma sarp ağzının üstüne çarparım çekinmem.
- Sen de adamı sinirlendirme yağmur.
Y= Bir kaç ay sonra gidelim. Deniz sezonu açılınca mesela?
- Susacaksan tamam yağmur zaten başım ağrıyor. -
89.
+1***
Saat 1 e gelirken eve varmıştık. Hızlı bir kahvaltı yaptık.
Y= Ben arada okula gitmeyi planlıyorum.
- Boş olduğumuz zamanlarda git tabi hayatım.
Y= Haftada 2 veya 3 gün gidicem.
- Tamam.
Ben biraz uyudum kalktığımızda sigaralarımızı yakıp biraz sohbet ettikten sonra çıkıp deniz kenarı bir kafede kahve içmeye çıktık. Eve gelip direk uyuduk.
1-2 hafta Yağmur ara sıra okula gitti sonra 1 hafta boyunca aralıksız gitmeye başladı.
Ben pek takmıyordum sonuçta hayatımızda bir aksiyon yoktu. içimizden bir etkinlik yapmak gelmiyordu.
Yoldan döndükten yaklaşık 1 ay sonra Yağmur arabayı sabah almamıştı ben de çıkışta habersiz onu almaya gittim.
Okulun kapısına park edip beklemeye başladım.
Bu sırada kapıdan yanında 2 erkekle çıktı. Başta arkadaşıdır, zararı dokunmaz dedim sonra baktım erkek bunun omzuna kolunu falan atıyor arada yanağından öpüyor. Akrabası falan da değildi.
Arabadan çıkıp müdahale edecekken bu durumun Yağmur'un hoşuna gittiğini gördüm. Hiç tepki göstermeden eve döndüm.
Ben döndükten 15 dakika sonra da o eve girdi.
Y= Hayatım ben geldim.
- Gel şuraya biraz konuşalım.
Y= Bir şey mi oldu?
- Ben gidiyorum Yağmur. Artık bu evde yalnız yaşıyorsun. Başkasını alır mısın bilemem. Valizlerimi hazırladım şuan odada senin gelmeni bekledim.
Y= Bu ne demek şimdi aşkım sen iyi misin?
- Aşkım falan deme bana. Ben salak değilim bugün okul çıkışında seni gördüm. Çok mutluydun.
Y= Sarp lütfen yapma. Ben onunla birlikte değilim kendi kafasında bir şeyler kuruyor. Üzülmesin diye yanında oldum.
- Gayet mutlu görünüyodun özür dilerim yanlış anlamışım.
Y= Dalga geçme sarp ciddiyim.
- Hadi diyelim anlattıkların doğru. Bunlar neden bana anlatılmadı?
Y=...
- Cevap ver neden?
Y= Git sarp.
- Bu mu yani? Açıklama bu mu ?
Y= Sen bana güvenmiyosun.
- Bırak bu ayakları.
Ayağa kalkıp iki valizimi sırtlandığım gibi evden çıktım. Çıkarken bana bakarak ayakta ağlıyordu. Benden valizleri bırakıp ona sarılmamı bekliyordu.
Hiç bir şey söylemeden kapıyı çarpıp çıktım. -
90.
+1***
Bazen 2 hafta 1 hafta belki 1 ay atlıyorum çünkü atladığım bu zaman içersinde anlatılmaya değer bir olay yaşanmamış oluyor.
Yedik, içtik sıçtık, bunun için kavga ettik, şu dakikada işemeye gittim.
Bunları anlatmaya gerek yok.
Ayrıca diğer sallama hikayelerin aksine her dakika bir olay yaşayıp 2 günde bir mala vurmuyorum. iyi okumalar.
Takipte kalın.
Sinirden köpürüyordum. Siteden çıkarken Fikret abi seslendi hiç bakmadan bastım gittim.
istikametimden hoşlanmayacaksınız fakat Büşra'nın evi.
Yoldayken aradım.
- Nerdesin?
Büş= Oo sen beni arayıp sorar mıydın? Pub'dayım. istersen gel bir şeyler içelim, tabi sevgilin kızmazsa.
- Hangi sevgilim.
Büş= Gel hadi konuşalım.
- Hiç mekanlarda sürtecek havamda değilim. Hesabını öde kapıya çık alıcam.
Bu gece evin müsaitse sende kalıcam.
Büş= Olmaz mı başımın üzerinde yerin var.
- Uzatma kapıya çık 2 dakikaya ordayım.
Büş= Tamam çıkıyorum.
- Yanında bi eleman varsa benimle muhattap etme kafam bozuk.
Telefonu kapattıktan sonra pub'ın önüne çektim beklemeye başladım. 5 dakika sonra çıktı geldi.
Büş= Bu görüşmeyi neye borçluyuz? En son beni gömüp gitmiştin.
- Demek ki güzel gömmüşüm hala aklında, hala yerin dibindesin.
Büş= Bence misafir olacağın evin sahibine böyle davranma.. -
91.
0GENÇLER ÖNCEKi BAŞLIK iLGiSiZLiKTEN DOLAYI KAPANDI. EĞER Ki HER GÜN 15-20 PART GELMESi HOŞUNUZA GiDiYORSA PAYLAŞIN, BÖYLE DEVAM ETSiN.
-
92.
+1***
- istersen otelde kalayım?
Büş= Beni eve bırakman lazım. Sırf senin için kalktım bak ordan.
- iyi bırakırız.
Evine 1 saat içinde varmıştık kapıda sohbet etmeye başladık.
Büş= Tamam makara faslını geçelim. Neden aradın?
- Evden ayrıldım. Yağmur beni aldatıyomuş.
Büş= Kız harbiden salakmış. Seni mi aldattı? Seni?
- Tamam Büşra.
Büş= Sen iyi misin peki?
- iyi gibi mi duruyorum? Vites değiştirirken debriyaj acı çekiyor.
Büş= Tamam soru yerinde değildi.
- Hadi çık evine ben de gidiyorum.
Büş= Gitme.
- Biraz daha sohbet etmek istersen edelim ama bu konudan değil.
Büş= Sen bi tekele sür. Eve geçer eşofmanları çekeriz konuşuruz.
Büşra'yı anlayamıyordum. Bir yandan pislik bir insan. Bir yandan da kafan bozuk olduğunda oturup dertleşmek için ideal bir arkadaştı. Sürdüm tekele. Ben alıcam sen bekle dedi içeri girdi. Pek de gibimde olmadı açıkçası.
2 dakika sonra arabaya döndü adamın içki vermediğini söyledi. Saat 10'u geçtiği için yasakmış.
Ben alırım sen bekle dedim içeri girdim.
- Meraba dayı.
T= Hoşgeldin yeğenim. Ne vereyim?
- Valla tekele biraz uzanayım diyorum işten yeni çıktım bu akşam bi keyif yapayım diyorum. Bi güzellik yap be
T= Yeğenim saat 10'u geçti. Yapacak bir şey yok.
- Hadi be abim. Yarım saattir arıyorum satmıyorlar.
T= Sen şu dolaba geç istediğini al. Kimseye bahsetme normalde öz kardeşim gelse satmam ama senin durum belli. Biraz da çökmüş gibisin.
- Öyle be dayı.
Dolaba geçtim 50lik rakı, 30 luk viski, 6 tane de bira aldım. Çıktım. Büşra şaşırdı.
Büş= Nasıl aldın?
- O kadar temiz bi insan değilim. Yalan söyledim bir şeyler salladım işte.
Büş= Ben de seni iyi aile çocuğu sanırdım. Yürüt bakalım arabayı.
Sürdüm eve geri döndük. ilk önce üzerimizi değiştirdik bir şeyler atıştırdık.
Valizleri görünce gözleri büyüdü.
Ayrıldığımızdan artık emin olmuştu. -
93.
+1***
Büşrayla konuşmalarımız içtikçe daha samimi oldu fakat kafamın güzel olmasına rağmen bana yaklaşmaya çalışmadı.
Bütün bu olaylar olmasaydı Büşradan iyi arkadaş olurdu.
Büş= Sarp ben bir karar aldım.
- Ha?
Büş= Sana yaptıklarım yanlıştı. Daha doğrusu yapmaya çalışıp beceremediğim şeyler. Seni seviyorum fakat artık elde etmeye uğraşmayacağım.
Yağmur la mutlu oluyorsun, mutlu kal.
- Yağmur bitti artık Büşra.
Büş= Onu seviyosun. Önemli olan bu. Elbet barışırsınız. Bu olanların geçerli bir sebebi vardır.
- Büşra ne olduğu belli. Biz normalde okulu askıya almıştık. Yağmur bana haftada 1-2 gün okula gitmek istediğini söyledi ben de tamam dedim.
Son zamanlarda taku çıkmıştı sürekli gidiyordu hiç sormadım okuluna gittim.
Karşılaştığım manzarayı da biliyorsun zaten. -
94.
+1***
Büş= Olay seni aldatmış olması değil. Aslında öyle ama bunu aş. Onu seviyosun.
- Nasıl aşayım Büşra gavat mıyım ben? Aldattı.
Büş= Onu gerçekten seviyor musun? Bundan şüphe ediyorum çünkü senin bana söylediğin o kadar kırıcı sözden sonra ben hala sana mal gibi aşığım.
- Seviyorum tabiki.
Büş= O zaman git konuş be adam. Düşündüklerin gerçekten doğruysa bir daha sana asla geri dönmeni söylemem.
- Ne anlamı var ki?
Büş= Bak yeniden başa döndük. Diyorum ki git konuş, eğer gerçekten yapmışsa heaabını sor.
- Tamam ama şimdi yapamam.
Büş= Şimdi yapma zaten saate baksana.
- iyi yarın konuşurum.
Büş= Bu konuyu kapatalım şimdi. Biraz mutlu ol. Rakı mutluluğa da içilir.
Bardakları tokuşturup diktik.
Büşranın bu konuşmalarına, beni Yağmura döndürmeye çalışmasına gerçekten şaşırmıştım. Yaşadığımız o kadar şeyden sonra bana yine de yakın geliyordu.
içeceklerimizi içtik ve gece konuşulan ultra mantıklı konular bana sabah saçma geliyordu. Sabah evden çıkıp yakınlarda bir otele gittim. Büşra hala uyuyordu yoldayken mesaj yazıp teşekkür ettim.
1-2 hafta kadar otelde kaldım.
Aldığım alkol miktarının hesabı olamazdı.
Odama temizliğe gelen kadın çöpteki şişelere, sigara paketlerine ve bana iğrenerek bakıyordu.
Gerçekten acınacak durumdaydım.
O gün akşam eve gittim. Kapıyı çaldım açıldı. Karşımda alp.
A= Kardeşim hoşgeldin.
- Hoşbulduk da sen burda napıyosun be oğlum?
A= Böyle mi özlendik yani.
- Ulan duygusala bağlama şimdi. Hasreti bu akşam gideririz merak yapma. Yağmur nerde?
A= Odada uyuyor. Sen gittikten sonra beni aradı 1 hafta önce geldim o zamandan beri burda kalıyorum. Biraz toparladı kendini.
- Konuşmam lazım.
A= Kendi evine girmek için benden mi izin alıyosun dıbına koyim? Geç.
içeri geçtik 1 saat falan sohbet ettik. 10 gün kadar önce bir eve yerleştiğini söyledi fakat eşya sıkıntısı varmış. Oraya da gelicem.
Sohbet ederken Yağmur geldi.
- Nasılsın?
Y= Güzel. Sen nasılsın?
- Ben konuşmaya geldim. Bir arkadaşın tavsiyesiyle.
A= Aldatıyon mu lan beni puşt? -
95.
+2***
- Alp bi gibtirsene. Büfeden çerez falan bir şeyler al. Arabanın anahtarı mutfak masasının üzerinde. Para lazımsa benim monttan al.
A= o kadar da gariban değilim lan. Para var. Kaçtım ben.
Evden çıktı gitti kaldık yağmurla baş başa.
Y= Sarp ben özür dilerim.
- Bütün olayı anlat bana.
Y= Lütfen ön yargılı yaklaşma bana, pişmanım.
- Konuş Yağmur.
Y= Okula gitmeye başladığımda karşıma çıktı. Başlarda arkadaş gibiydik fakat sonradan niyetini anladım uzak durmaya gayret gösterdim. Hiç istemeden ben de ona iyi davranmaya başladım. Belki daha iyi arkadaş olabiliriz diye. Senin geldiğin gün sürekli bana yakın olmaya çalıştı ben de geri çevirmedim özür dilerim.
Yemin ederim ki onunla aramda hiç bir şey olmadı, seni seviyorum ben sarp bu değişemez.
Son kelimesini söyledikten sonra sessiz kaldık. Bi sigara yaktım yere oturup boş boş bakmaya başladım.
Kararsızdım yaptığı yanlışlar vardı fakat bir yandan da çok seviyordum.
O an onu geri çevirirsem sonradan pişmanlık duyup geri döneceğimden emindim.
- Adı ne?
Büş= Tayfun. Bir şey yapma.
- Yapmam merak etme. Gel yanıma.
Yanıma geldi, belinden tutup kendime çektim alnından öptüm kafasını boynum ve omzumun arasına koydum.
- Bir daha o gavata temas ettiğini görürsem, duyarsam okuldan atılacak olsam bile gider onu hastanelik ederim.
Sana onunla son bir konuşma şansı tanıyorum, konuşmak istemediğini söyle. Çok lazım olursa tehditlerimi ilet.
Y= Sarp lütfen ama. Bir şey yapma.
- Sana bağlı yağmur.
Bir süre özlem giderdik Alp geldi oturduk mobilya olaylarını konuştuk. Evde fazladan 1 yatağımız vardı kullanmıyorduk onu verdik. Misafir gelirse de koltukta yatsın dıbına koyim kardeşimden önemli mi?
Banyoda az dolu olan ikinci dolabı verdik. internetten buzdolabı aldık. Kullanmadığımız halılardan verdik falan.
Ne taksa topladık bunun evini.