hepsi damımızın olmamasından dolayı

nerdesin amk hadi

reserved panpa

ertesi gün yine aynı tak kafayla uyandım ama bu sefer biraz daha farklıydı. gibişmişim, hem de çok iyi gibişmişim gibi bir duygu vardı üzerimde. mutluydum amk. geceleyin iyi şamata yapmıştım. mutfağa gidip, sucuklu yumurta yaptım, dün ki bayat ekmekle bir güzel yedim onu. ağzım kokacakmış, akşam karı düşecekmiş, takmadım kafaya, hepsi fasa fiso amk. saim'i arayayım mı diye düşündüm önce ama vazgeçtim. zırt diye samimi olamıyorum kimseyle. hatta baya bayaa bi odunum bu konuda. mesela bi eğlenceye, bir yere grup halinde gidince hep arkadan yürürüm. sarkacağım hoşlandığım bi hatun varsa da yanında put gibi dururum, hiç gülmem. hıyarın tekiyim işte. her gün yaptığım gibi atladım kanepeye, bastım müge'ye.

akşama doğru, alkol damarım zütünden gibilmiş eşşek gibi tepmeye başladı. yine kuduruyordum, aldım elime telefonu, çevirdim radarı saim'e doğru. eleman erkenden kızılaya inmiş zaten. evde çok kalamıyorum demişti zaten bana. gel dostum yüzyıla doğru, evde takılalım biraz dedim, önce biraz huysuzlandı ama ısrar edince, tamam dedi dolu geliyorum, hazır ol.

sardı lan anlat panpa

100 yılda fazla malınız olursa görün bizi de panpa çoluk çocuk açız yıllardır

saim eve gelince, sanki aile evine girmiş gibiydi. hani misafirliğe gidersin de ulan bir şey devirmeyeyim, kirletmeyeyim diye kasarsın ya aynen öyleydi. rahat ol dostum dedim, iki senedir evin anasını dikkatli bir şekilde gibiyorum zaten dedim. koştum, biraları cipsleri aburu cuburu aldım üçgen çarşıdan. geldiğimde saim, elinde bir sanat eseri gibi duran sigarasıyla beni bekliyordu. inceden başladık hatunu soymaya. dün ne yaptın aga dedim benden sonra. saim yine dertlendi. meğer eve gitmiş, sessizce yatak odasına geçince, söylediği hatunun yatakta onu beklediğini görmüş. kız tabi akıllı, ona göre saim eve sarhoş gelecek, kızın bekaretini bozacak, sonra da otomatikman evlenecekler. saim yememiş bu numarayı, almış yastığı, geçmiş salona, vurmuş kafayı uyumuş.

devam et panpa iyi gidiyorsun.

"bi uyandım, ufak yiğenim oklavayla gibime vuruyor, dıbınakoyim bütün ev benim gibimle meşgul" dedi. bi gülmeye başladım, sanki asırlardır gülmüyormuşum gibi güldüm. saim de gülmeye başladı, ulan ne biçim iş seninki aga ya, dedim. olm evde pederle yemek yerken, al sen bunu ye, ileride deli gücüyle gibişirsin diyor lan, dedi. artık saim rahatlamıştı. aramızdaki o yabancılık bitmişti, iyi insandı saim, samimi ve dürüsttü. vakit ilerledikçe, bizim kafalar yeryüzüne yavaş bir iniş gerçekleştirdi. "ne yapalım lan bu gece" dedik.

neden bilmiyorum ama okuyorum

edit: hazır o kalabalık varken neden barı basmadınız panpa ?

lan dıbınıgibim paso eve biri geliyor ya. biraz bekleyeceksiniz panpalar, kusurma bakmayın.

hızlı ayzsana at gibi

reserved

birazdan bir kaç şey daha yazarım beyler.

insan ne kadar yalnız ise karşısındaki kalabalık o kadar büyür, derler. saim'le beraber damsız girilebilen mekanlara zaten içeride dam olmadığı için girmedik. dam isteyen mekanlar zaten bizi almıyorlardı. bir kaç sene evvel tunalı'da oturduğum için, bestekar sokakta, manavın yanındaki otoparkta milletin içtiğini biliyordum. saim'le ellerimizde biralar, tunus caddesinde duvardaki afişlere baka baka yürüyorduk. "ne güzel karı lan" dedi saim, "biz bi şöylesini bulamadık". bulmaya gidiyoruz saim dedim, tunalıda ne karılar var sen biliyor musun? ulan eğer varsa harbi taşşaklarını yalarım dedi saim. her yalanan taşşak, iyi bir dostluğun göstergesidir. biz iyi birer dosttuk saim'le.

bestekar gürültülü, bestekar içiyor, bestekar karı kaynıyor ama neden bestekar'da motorcular var? evet gençler, çok yaklaşmıştık kadınlara, bu sefer gerçekten yapacaktık ama olmadı. tek eksiğimiz birer motordu. uzun saçları, deri ceketi, dövmeleriyle motoruna yaslanmış, öyle mi yaa ahahahah diye gülen bir adam vardı karşımızda. biz saimle kasabın önüne çökmüş, karşımızdaki manzarayı izliyorduk. "birader illa bir şeyimiz ekgib olacak di mi dıbınakoyim" dedi saim. " bir yere gidersin, yanında kadın yok mu der, başka bir yere gidersin senin araban yok, motorun yok der. adaletini gibiyim dünya!" boş boş oturuyorduk ve zaman geçtikçe birbirimizle bile konuşmamaya başladık. sanki bir tiyatro gösterisi gibi karşımızdaki motorları ve motorların üzerindeki dövmeli, saçlı elemanları izliyorduk. kadınlarsa ellerindeki telefonlarla fotoğraf çekiliyorlardı. yine yalnızdık ve kalabalık gitgide büyüyordu.

neyse gece devam ederim, arada kaynamasın hikaye.

en sonunda saimle gibişirseniz hıdıbınıza korum

sardı lan devam panpa

yalan gibi geliyo ama bide demişin ya bizim neyimiz ekgib diye düşün bakalım senin neyin tam şu hikayeye göre ? herşey para değilde işsiz güçsüzün tekisin + incin düzensizin tekisin bu ne kadar önemli olmasada önemli yinede + karılarla konuşmayı dahi bilmiyom diyosun hıyar gibi yanımda dikiliyorum diyosun önce bi durda düşün bakalım neyim ekgib değilde bi kız benim neyimden hoşlanır ki de