sabah rüzgar'a mesaj attım.
görüşelim dedim.
okuldayım dedi.
hayır çık okuldan kadıköy'e gel dedim.

bizim üsküdar'dan otobüse atlayıp kadıköy'e moda sahiline gittim.
oradaki cafelerden birine gittik.

cevapları öğrenmeliydim. onun gerçekten ne yaptığını bilmeliydim.

+mert'e ne yaptın rüzgar?
-onu mu koruyorsun?
+evet onu koruyorum yaptığı doğru değildi ama nasıl özür diledi benden.
-ne önemi var yanlışını düzeltti. olgun bir erkek gibi davrandı.
+rüzgar söylersin ya da kalkar giderim.
-tehdit ettim diyelim.
+neyle tehdit ettin rüzgar. sıradan bir döverim kavga ederiz tehdidi bu derece değiştirmez. neyle tehdit ettin?

bir süre kafasını çevirip denize baktı. kahvesini yudumladı.
sonra bana dönüp tamam git dedi.

iyi yetistim ayraç // 328

+nasıl tamam git yaa. noldu... niye söylemiyorsun neyle tehdit ettiğini.
kimsin sen rüzgar. insanları neyle tehdit ediyorsun.bu hakkı kendinde nerden buluyorsun.
ben mert yanlış biri diye ayrıldım rüzgar. beni sevdiğini biliyordum.
onunla iyi kötü anılarımız var.bir anlık sinirle bir şey yaptı.
orada bana vurabilirdi de vurmadı.
şimdi ondan sen özür dileyeceksin!! dedim...

o an bana yaşattığı kötü anı unutamam inci.

sandalyeden kalktı kasaya gidip üstünü bile beklemediği parayı verip.
kolumdan tutup çıkardı.

rüzgar noluyor gözlerindeki kini ilk defa o zaman gördüm. neye sinirlendin

kafeden çıkarıp beni duvara doğru yapıştırdı. sert itti. çok canım acıdı.
hayatımda ilk defa böylesini yaşadım. şoktaydım gözlerim doldu

ellerini kafamın sağ ve sol yanından duvara yapıştırdı. burnundan soluyordu.
''mert'ten özür dileyeceğim öyle mi
bana sen kimsin mi dedin
haddini aşma şimdi defol git'' bu cümlerleri söyledikten sonra;

ellerini indirip arkasını dönüp tekrar cafeye girdi. yarım kahvesini içmeye devam etti camdan gördüğüm kadarıyla.

elim ayağım titriyordu. ağlayamadım bile. boğazım düğümlendi.
bu rüzgar o muydu.
korkmuştum ve onun her gün başka bir tarafını tanıyordum.

adımlarımla uzaklaştıkça ağlamaya başladım.
tekrar otobüse binip eve doğru yol aldığımda kendimi tutamadım hıçkıra hıçkıra ağladım.
elimdeki selpakla ağzımı bastırıyorum.
yaşlı teyzeler bana bakıyor.
insanlar merak ediyor ama soramıyor.
kabustu.

Haklısın bunların dediklerini takma seviyorsan herseye değer bence.

https://youtu.be/t-YwfC408mc?t=3m30s

Evet panpalar @329da gordugunuz uzere seven gibilir , giben sevilir ruzgar binide bu huura bunu uyguluyor. Bu huur anlatmicak ama ruzgar bunu amuda kaldirip gibmisdir.

otobüs tıngır mıngır gidiyor ben de düğümlenmiş boğazımla camdan dışarı bakıyorum.
bizim durakta indirdi beni.
eve doğru bir 200 metre kadar var.

omuzlarım düşük başım önde ayağıma gelen irili ufaklı taşlara vurarak yürüyordum.
evin kapısına geldiğimde ilk defa çok sinirlendim.

rüzgar'ın arabasıydı. benden önce gelmişti.
hala ne istiyordu benden. defol git diyen o değil miydi.

aynadan beni görünce arabadan inip yanıma geldi.

+niye geldin rüzgar?
-özür dilerim.
+dileme.bu yaptığını unutmayacağım dedim gözlerimi silip.
-atla hadi.
+rüzgar şaka mı bu.gelmiyorum seninle bir yere.
-geliyorsun.
+neden
-çünkü özür diledim sık yapmam.
+iyi peki gir eve.ben de buradayım. gitmiyorum.
-şaka mı bu.
+mizah anlayışım o kadar basit değil.

apartman kapısından girip eve çıktım.
aşağıya baktım girmemişti. giderdi heralde birazdan...

elimi yüzümü yıkadım.
ojelerim sökülmeye başlıyordu onarı çıkardım.
mutfağa gidip bir su içtim.
camdan baktım arabası orada kendi yoktu.

derken zil çaldı. (hagibtir susamlı hagibtir) dedim.
-kapının deliğinden bakıp emin oldum.
rüzgar'sa açmayacaktım.
hafta içi ev boştu ama yine de büyük riskti.
hem doğru olmazdı hem konuşmak istemiyordum.

görünürde kimse yoktu. aşağıdaydı.
+otomatiğe basmadım.
-derken tüm apartmanın zilleri teker teker çalıyordu.(kafayı yedim herkese koşup açmayın diyesim geldi)

-derken fuat abi denyosu bakmadan açtı. çünkü açtıktan sonra kapıya çıkıp merdivenlere doğru kim ooo diye bağıran bir denyoydu.

bizim kata kadar çıktı.
tekrar kapının deliğinden baktığımda tam karşımdaydı.
yok kafayı yedirtecekti bana bu.

+rüzgar git buradan (kapıyı açmadan)
-kapıyı aç susamlı.

mecburen açtım artık. içeri almamayı planlıyordum.
derken içeri girdi.
-rüzgar ayakkabılar...
+ha pardon.

o sırada abim ve babama mesaj atıp. akşam şunu bunu istiyorum bahanesiyle nerde olduklarını öğrendim.
yok cidden beni vurduktacaktı...

hadi artık yaz bitir şu ergen hayal dünyanının ürününü. 3 gündür bu ne be?

dıbına çaktımın pünönükü seni okumıycaksan gibtir

gibtirtme çabuk yaz

sanane lan güzel insan küfür orucundayım zorlama beni.

Devam et

+eviniz burası demek.
-yok biz illuminati'yiz burayı kamufile olmak adına kullanıyoruz.
+özürü mü kabul edecek misin? (o sırada duvardaki nazar boncuğunu yerinden çıkardı yandaki tabloyla yerini değiştirdi rahatlığa bak ulan)

-rüzgar çıksan diyorum artık bizimkiler gelirse büyük sorun çıkar.
derken kapısı açık olan ve benim olduğu belli olan odama girdi.

rüzgar ne yapıyorsun arıza mısın

yatağıma laak diye uzanıp ellerini başının arkasına koydu.
tavana doğru bakıyor o sırada. rahatmış ayrıca özürü mü kabul ettin mi

karşı koyması zor biriydi. küfürlerinizi hazırlayın yelkenleri suya indirdim.
+tamam ama bu son olsun dedim gülümseyerek.

-neden pembe susamlı. (yatak örtümü kast ediyor uzandığı yerden) ben de ayakta dikiliyorum.

+belki kız olduğum içindir sayın zeka küpü.

ani şekilde kalktı. sana güzel bir takım bakalım çok cafcaflı bunlar dedi.
+karışmadığın bir yatak örtü takımım kalmıştı!!

hadi yemek yapalım dedi. (yok bildiğin şaka ortalama bir türk ailesinde evde bir erkekle kızını bulmak ne demek haberi yok)

-gazete de okumuyorsun anlaşılan. rüzgar babam gelmeden çık üçüncü sayfaya haber olmayalım.

gülümsedi tekrar.

pekala dedi. kapıyı açtı. ayakkabılarını giyinmedi.
döndü çekecek var mı
-yok rüzgar eğil ölmezsin.

gider ayak tutup kendisine çekti dur napıyorsun apartman burası dememe kalmadan

dudağımla yanağımın birleştiği yerden öpüp gitti.
kapıyı kapattıktan sonra. yine aynı heyecanı yaşadım.

bu nasıl kalp ulan kızıldereli kabilelerindeki vurmalı çalgılar gibi sürekli.

Sonra hemen kapiyi acip ruzgara yetistim arayabaya atla dedim

arabayi kullanip kuytu bir koseye cektim sonra yapistim ruzgarin dudaklarina

kasli vucudunu operken bu cikardi dildo soktu bana megersem gibi yokmus buda boyle bi animdir

deli gideli gibi atıyordu kalbim öleceğim sandım.
cama koştum hemen arabasına bindi
onu izliyordum
hayaller kuruyordum
yola çıktı
karşıdan bir kamyon hızlıca geliyordu
ne oluyor anlamadan rüzgarı arabanın altına aldı .
bende açtı televizyonu
koydum kahvemi keyfime baktım.

huur rüzgarı öyle bi betimliyo öyle bi anlatiyo ki kafamda direk beybladedeki kai reyiz canlandı

akşam bizim tüm aile geldi tabi.
ablama koştum hemen odaya çektim.

olan bitenin hepsini anlattım.
o sırada annemin içerden sesi geldi susamlıı niye değiştirdin bu tabloyla nazar boncuğun yerini

+böyle daha güzel annee... (içimden gülüp fear of the rüzgar'ı yaşadım)

abim odasına giderken konuşmamızın bir kısmını duymuş.(sıçtık valla sıçtık)

ablama sen çık dedi.

+çocuğun adını duydum rüzgar... bu yazlıktaki pislik mı? (neyse ki bize geldiğini duymamış)

-evet abi.
+susamlı numarasını ver onun.
-abi saçmalama.
-kızım uzatma ver. o heriften uzak dur.ben tanıdım onu 10 dakikada sen nasıl tanıyamadın.
(mert'ten ayrıldın bir şey demedim.iyi çocuktu akşamları arayıp ne yaptınız ne ettiniz diye soruyordum anlatıyordu)

+abi olmaz veremem.
-bak susamlı genç kızsın erkek arkadaşın olması birini sevmen normal ama düzeyli şekilde
adam gibi. böyle herifleri bilirim ben. üzüleceksin.üzülmeden bırak konuşayım.
+olmaz abi lütfen.
+iyilikten anlamıyorsun sen, deyip telefonu aldı elimden...