uzun uzun düşündüm. herkesi dinledim. kıyıda kenarda kalmış tanıdıklarımla muhabbet ettim. herkesin dediği şu "valla tvden değil de radyodan dinlesek, konuşanın hdpli olduğunu bilmesek deriz ki adam çok doğru şeyler söylüyor"

gerçekten de selahattin demirtaş'ın dillendirdiklerinin, parti propagandasının içinde "şurası da yanlış" denilebilecek bir şey yok. vicdan sahibi, aklı başında herkes bunu söyler. chp seçmenisinizdir, gider chp'ye verirsiniz bu doğru. aynı şekilde mhpliyseniz gidip rahatlıkla mhpye basarsınız. ancak eğer benim gibi chp mhp ekseninde değilseniz ve akpnin de karşısındaysanız yönelmeniz gereken rota hdp olmalıdır. benim sebeplerim şöyle;

• akpnin 2002 ile başlayıp 2008e kadar devam eden süreçteki kucaklayıcı söylemlerini üstlenen başka bir parti yok. akp 2008den sonra kin ve nefret pompalarken chp ve mhpyi de sürekli karşısına alarak kendi kitlelerinin partisi haline getirdi. zaten ne chp ne de mhp şu günkü eylem ve söylemleriyle tüm ülkenin partisi olamayacak durumda. chp belki bir iki dönem sonra, eski neslin aradan çekilip daha özgürlükçü bir genç neslin seçmen olmasıyla bu özelliğe aday olabilir ama şu an öyle değil.

• az evvel de belirttiğim gibi chp ve mhp ancak kendi kitlesine hitap edebilecek durumda. laik kesimin chpsi ile bölünmeden çekinen milliyetçi seçmenin mhpsi ülkede belli bölgelere sıkışmış durumda. şu günkü konjonktürde de bunu kırması zor gözüküyor.

• akp, özellikle de erdoğan, daha şimdiden nasıl bir başkan olmak istediğini az çok belli etti. nihai sondan kendini kurtarabilmek adına tüm gücünü çatlak sesleri sindirmeye adayacak olduğu gün gibi ortada. bir kez daha seçimden güçlü çıkacak akp hepimizin zütüne kazığı çakar, burası çok net. zaten demokrat olmadıkları, laikliğe ve cumhuriyete de karşı oldukları gayet net anlaşıldı. demokrat olduğuna inansanız bile istediği başkanlığı ona vermemeliyiz. bakunin reyizin de dediği gibi "en ateşli devrimciye sınırsız yetki verin, bir süre sonra çardan beter olacaktır"

• şu kertede akpnin güç kaybetmesinin yegane yolu barajı kesin olarak aşacak olan chp ve mhpyi desteklemek değildir. hdpnin barajı geçememesi halinde oyların önemli kısmının akpye gideceği belli. daha da kötüsü hüdaparlı vekillerin meclise girme tehlikesi ki ben hüdapardan ise hpdyi elli kere tercih ederim.

• benim gibi olan hemen herkesin tek çekincesi pkk-hdp ilişkisi. ancak hdp zaten tek başına iktidara gelecek durumda değil. şu anki söylemleri en azından meclise girmeyi hak ediyor. bizim, bu söylemleri ödüllendirip en azından bir dönem hdpnin üreteceği politikaları, yapacağı muhalefeti ve sözünün eri olup olmadığına bakmamız gerekiyor. başka türlü bu soru işaretini silmenin imkanı yok.

• birileri sürekli "akpnin alternatifi mi var?" diyor. alternatifin gökten zembille inmesini beklerseniz evet, yok. ancak, alternatif kendi kendisini yaratır. 2000 öncesinde akp mi vardı? akpnin güç kaybetmesinden doğacak kaos alternatifi üretecektir. bu kaosu da hdpnin meclise girmesi ve akpnin kan kaybetmesiyle sağlayabiliriz.

• ülkenin her yerinde demokratik hak arama talebiyle propaganda yapan bir hdpyi herkesin desteklemesi lazım. bu, uzun vadede pkk tehlikesinin bitmesi anldıbına geliyor benim için. devletin, kendi geçmişiyle yüzleşmesi ve bazı sorunlarını halledebilmesi için bu şart. yıllarca, gelin meşru yoldan siyaset yapın, devletimiz size bu hakkı veriyor dediğimiz adamları bugün, "siz teröristsiniz" diyerek ötekileştirmenin mantığı yok. dağa çıkma, siyaset yapma ee ne yapacaklar?

• mizaha saygı gösteren, din ve vicdan hürriyetine önem veren, farklı kimlik ve cinsel yönelimlere, kadın ve insan haklarına önem veren, eşitlikçi ve batılı söylemler geliştiren bir partiye oy vermemek için ancak diğer iki muhalefet partisinin seçmeni olmanız lazım. olanlar gitsin chpye mhpye versin ama benim gibi 0,x oy alacak fraksiyonlara oy verip asla temsil edilemeyecek grupların oy vermesi gereken parti hdpdir.

• verirsiniz oyunuzu, bakarsınız. başı zütü oynayan bir siyaset geliştirirlerse sonraki seçimde zaten vermezsiniz, siyaset sahnesinden silinir giderler. ama bugün, başkan yaptırmayacağız, bölmeyeceğiz, ittifak yapmayacağız diyen bu insanlara da güvenmekten başka seçeneğimiz yok. bir tarafta ne yapacağı gayet belli olan bir iktidardansa en azından güzel işler yapma ihtimali çok daha belirgin olan bir partiye güvenmemiz gerekiyor.

• max weber'in karizmatik lider figürü bizim topluma çok uygun. erdoğan da bunun ekmeğini yedi ve hala yiyor. kılıçdaroğlu ve bahçelinin halka güven vermemesinin nedeni de bu zaten. oysa, demirtaş hem karizmatik bir lider figürü olma derdi taşımıyor hem de hdp eş başkanlık, eş başbakanlık gibi kavramlarla bu tek adamlı siyaset algısını kıracak bir tutum sergiliyor. adaylarının içerisinde değişik kesimlerden insanlar, en önemlisi de kadınlar barındıran bir partiyi her halde sırtını iktidara dayamış kan emici müteahhitlere, tüccarlara tercih etmekte sakınca olmamalı.

• akpnin yaratmakta olduğu nesil biraz daha büyürse ülkenin 30-40 senesi güme gidecektir. bilimsel eğitime, hür düşünceye önem verecek, çok sesliliğe inanmış bir partiye oyumu veririm ben.

daha başka sebepler de sunabilirim hiç şüphesiz ama benim en önemli sebebim oğlum. 2 yaşında bir evlat sahibiyim. çocuğuma düzgün bir ülke bırakmak istiyorum. dilediği gibi inanıp yaşayabileceği, bilimsel bir eğitim alabileceği, kardeş kavgasının olmadığı, çağdaş, müreffeh bir ülke bırakmak istiyorum. akp yeniden iktidar olursa korkarım ben de oğlumu sırtıma alıp günü geldiğinde bir ülkenin kapısında mülteci olmak durumunda kalabilirim. benim başka memleketim yok. bu memleketi akpnin çılgın politikaları için peşkeş çekemem. çocuğumun göz yaşını görmeye dayanamam.

bu yüzden;