-
4.
0Anlıyorum seni...
-
3.
0Devamı yakında
-
2.
0Tamam panpa
-
1.
0GIlgamIs destanI, Babillilerin ulusal destanIdIr. DestanIn buTümünü Göster
nitelemeye hak kazanmasInIn nedeni, ulusun her bireyine
seslenmesinden; destan kahramanInIn, halkIn erkeklik ulkusunu en ozlu
bicimde canlandIrmasIndan ve insan yasamI sorununun destanda buyuk
bir
yer tutmasIndan ileri gelmektedir. Babilliler bu destanla,
YunanlIlarIn ulusal destanlarI ilyada'yI olusturmasIndan cok once,
eski kavimlerde gorulmeyen bir yapIt yaratmIslardIr. MIsIrlIlar da,
Etiler de GIlgamIs ayarInda bir destan yaratamamIslardIr.
israilogullarInIn dunya tarihinde bIraktIklarI etkiye karsIn, buyuk
oykulerinde, bu destanlarda gorulen gorkem ve deyis yoktur. Onasya'da
Babillilerden baska destan teknigini gelistiren biricik kavim
Fenikelilerdir. Fakat bunlarIn destanlarI da, yuksek bir sanat yapItI
izlenimi vermedigi gibi, Babillilerin destanlarIndaki derinlik ve
guzellikten de yoksundur. Babillilerin bu farklI sanat gucunu
gosterebilmeleri, kendilerine miras kalan dusunceyi verimli bir
bicimde kullanabilmis olmalarIndandIr. Sumer duslemi, gorkemli
mitolojik bicimler yaratmIstI. Bunlar, zengin duslemlerini isletip
gerceklestirerek buyuk destan bicimini yaratmIslardI.
II.
Bu siirin guzelligine, derinligine girebilmek bizce cok zordur. Bunu
yapmak istersek, o zaman busbutun yabancI bir kavrayIsa, bambaska bir
evrene dalmak zorunda kalIrIz. Bundan baska destan elimize kIrIk bir
yontu gibi gecmistir. DestanIn en onemli bolumleri ekgibtir. Sonra,
saglam kalan bolumlerde de dizelerin ya baslarI ya da sonlarI yoktur.
Akatca dilbilgisinin, sozluk bilgisinin arastIrIlmasInda bugune dek elde edilen ilerlemelere karsIn, kimi parcalarIn asIl anlamlarI hâlâ
bilinemiyor. Cevirmen gib gib metin onarImI ve duzeltmeler yapmak
zorunlugunu duymustur. Her yerde yaptIgI bu onarIm ve duzeltmelerin
nerelerde oldugunu da gosterememistir. Onun icin, yapIlan ceviride
metnin aslI bazan silik kalmIstIr. DestanIn basIndan sonuna, okurun
anlamasIna engel olan noktalarI saymIs oldugumuza ve yapItI anlamak
konusunda caba gostermesini ayrIca kendisinden diledigimize gore,
siirin sanat ve dusunce bakImIndan gosterecegi degeri, okurun anlayIp
begeneceginden kuskumuz yoktur Biz, bu siirsel metnin isa'dan once
asagI yukarI 1250 yIllarIna baglanan en son yazmasInI temel aldIk.
Siirin son ozgun yazmasIyla ilgili elimize gecmeyen ekgib
parcalarInI,
eski metne ve Hititce yazmasIna gore onardIk. GIlgamIs destanInIn
olusumunda uc gelisme evresi vardIr:
1. Sumerce yazma. Bunun tarihi, isa'dan once 2000 yIllarIdIr. Bu
Sumerce yazma elimize ekgib olarak gecmistir. AnlasIlmasI da guctur.
Konu, butunluk gosteren bir destan bicimine sokulmamIstIr.
GIlgamIs'In basIndan gecen bircok sey anlatIlmaktadIr. Bu destansal
oykulerin
kimileri, bize GIlgamIs'In, bir zamanlar Guney Babil sInIrlarI icinde
olan eski kentlerden Uruk'un beyi oldugunu, Kuzey Babil kentlerinden
Kis kralI Agga'ya karsI savastIgInI anlatmaktadIr. Bu yazmada,
GIlgamIs'In tarihsel bir kisilik olarak gosterilmesi olgusuna, son
yazmalarda raslanmaz. Bununla birlikte, kahramanIn Uruk'a gibI gibIya
baglI kaldIgI, sonraki yazmalarda da belirtilir. GIlgamIs, Uruk
surunun kurucusu olarak tanInmaktadIr. En son yazmanIn ozanI, okurunu
sanat yapItI olan bu suru gozden gecirmeye cagIrIr; surun uzerinde
GIlgamIs'In yazItInI okutmakla da bu yigitin gercekten yasadIgInI
kanItlamak ister. Eski yazmalardaysa, GIlgamIs tumuyle bir
soylenceler dunyasInda yasar. GIlgamIs'la ilgili oykulerin kokenleri Sumerce yazmada da gorulur. Ornegin, gokyuzunun bogasIyla olan savasI, dev
yapIlI Huvava'yI oldurmesi gibi. Yine Sumerce yazmada, Engidu,
GIlgamIs'In hep yanIndadIr; ama sonraki yazmalarIn tersine, onun esit
bir yoldasI, arkadasI olmayIp, sadIk bir kolesidir. Sumerce yazIlan
GIlgamIs destanInIn buyuk bir bolumu, yeni yazmada gorulemez.
Ornegin,
GIlgamIs'In kendi ecesi tanrIca istar icin yaptIrmak istedigi goz
kamastIrIcI tahtIn kerestesini saglamak amacIyla korkunc cinlerin
korudugu cins bir agacI nasIl kestigini, yeraltI dunyasI tanrIcasInIn
bunu kIskanIp kesilen agacI yeraltIndan yeryuzune actIgI bir yarIktan
cehenneme nasIl dusurdugunu, GIlgamIs'In kolesi Engidu'nun bir
hileyle
bunlarI nasIl yeniden yeryuzune cIkardIgInI anlatan oyku, son yazmada
bulunmaz. YalnIzca bu oykunun icerdigi yeraltI dunyasInIn sasIrtIcI
gelenekleriyle, kurallarIyla ilgili bilgi, yapItI yazIya gecireni
oylesine ilgilendirmistir ki, destanIn butun dunya bilgilerini
icermesi gerektigini dusunerek Engidu'nun yeraltI dumyasIna gidisini,
oykunun butununden ayIrIp, sozcugu sozcugune yapIlmIs bir ceviri
olarak destana eklenmistir. iste bu basarI, destanIn 12'nci tabletini
ortaya cIkarmIstIr. OkurlarImIz bu 12'nci tableti gozden gecirmekle
eski Sumerlerin, GIlgamIs'In yigitlikleriyle, unuyle ilgili ne
dusunduklerini, ne duslemlediklerini anlamIs olacaklardIr. 2. Eski
Babil yazmasI. Bu yazma, Hamurabi zamanInda (M.O. 1800 yIllarInda)
yazIlmIstIr. Elimize uc tableti ekgib olarak gecmistir. Bununla
birlikte, soylencenin tarihsel evrelerini acIkca gostermeye yeter.
Ozan, Sumer yazmasIndan, halkIn dilinde dolasan masallardan
yararlanarak, tumuyle serbest bir yontemle, GIlgamIs'In sonsuz yasamI
arama destanInI yaratmIstIr. GIlgamIs destanI da, ozanIn elinde,
bizim
Faust'a benzer dedigimiz siirin ozelligini, yani 'sorunsal siiri'
ozelligini kazanmIstIr. Destan, insan yasamInIn butun yorgunluk ve gucluklerinden dogan sorunlarInI yanItlamak icin yazIlmIstIr. YanIt,
son derece kotumserdir; butun emekler bosunadIr. insan yasamInIn
butun
karIgiblIgI icinde parlayan tek sey, dostluktur. Bu deger, kadIn
askIna karsI derin bir nefretin tersi oluyor. Ne yazIk ki bu deger de
olumludur. Cunku tanrIlarIn yonettigi, ama sonsuz duzene baglI olan
alIn yazIsInIn gucu, en parlak dostlugu bile yIkar, bitirir. Olumun
de ortadan kaldIramadIgI dostluk, hep insanI bos yere ugrastIran alIn
yazIsIna olan inanc, bu bulanIk destan havasInda tek olumlu noktayI
olusturmaktadIr. Bu dusuncenin derinligi, ozanIn ortaya koydugu
konunun bicimiyle tam bir karsItlIk durumundadIr. Siir, en basit bir
halk siiri deyisine sokulmustur. Ozan dizelerinde "bahri recez" (1)
kullanmIstIr. DestanIn yapIsI cok acIktIr. OlaylarIn akIsI, dramatik
birtakIm kurallara baglanmIstIr. Kahramanlar, guclerinin her olcunun
sInIrInI astIgI sIrada, yazgIlarInIn birdenbire degistigini gorurler.
Bu dusus, gokyuzu bogasInIn oldurulmesinden sonra olur. Bunu
Engidu'nun olumu ve GIlgamIs'In bos yere sonsuz yasamI aramasI izler.
Destanda egemen olan ana dusunceyi, bunun kalIba sokulusunu, oykunun
akIsIna katIlan kisilerin secimini, degigib kisiliklerin tasIdIklarI
ozellikleri, kisilerin oynadIklarI karsIlIklI oyun bicimini, bu eski
Babilli ozan bulmustur. 3. DestanIn son bolumunun olustugu tarihi
kesin olarak soyleyemeyiz. Bu tarihi 1250 olarak kabul edersek, o
zaman kilise orneksemesine [canonisation analojisine] uymus oluruz;
cunku 1250 tarihinde Babillerin bilimleri, yazInlarI doruk
noktasInda,
kesin bicimini almIs durumdadIr. GIlgamIs destanInIn en son ozanI,
Kassitler cagInda yasamIs olan Sin-lekke-unnini adInda bir
sanatcIdIr.
Bu ozan, yapItI, bilerek basitlestirilmis olan biciminden kurtarIp,
cok sanatlI bir kalIba koymustur. YapItIn cagdaslastIrIlmasI her
bakImdan eski ozanIn amaclarIna baglI kalInarak yapIlmIs; ama konu, her bakImdan zenginlesmis, incelmistir. Bu son sanatcInIn yapIta
yepyeni orgeler [motifler] ekleyip eklemedigi, bugun icin belli
degildir. Belki yapIta, 11'inci tabletin icerdigi tufan oykusunu
karIstIrmIstIr. Ozan bu konuyu, eski Babillilerin baska bir
destanIndan, yani 'Atarharis' destanIndan almIs olabilir. Tufan
oykusu
ve Nuh'un (2) tufandan kurtulduktan sonra olumsuzlugu elde etmesi
dusuncesi, tumuyle Sumerlerin malIdIr.
başlık yok! burası bom boş!