+9
-25
öncelikle dini bir kenara bırakıp konuya yaklaşalım. yemek kültürü. adı üstünde kültür. hiç bi birey nasıl besleneceğine kendi karar vermiyor. ailemiz bizi ne ile besliyorsa o şekilde besleniyoruz hayatımızın geri kalanında.
geçtiğimiz aylarda yulin köpek yeme festivali düzenlenmişti. ayaklanmıştık. peki neden? her gün milyarlarca inek kesiliyor. neden inek kesilip yenilebiliyor ve buna onay veriliyorda köpek kesilince ayaklanıyoruz? başka insanlara görede inekler kutsal. onlarda bizim inek yememize aynı köpek yiyenlere baktığımız gibi bakıyorlar.
en küçük karıncadan insana kadar hayvanların ortak olan bir noktası vardır, hayatta kalma isteği. bir hayvana iğne batırdığınız zaman hemen kendisini geriye çeker aynı bizler gibi. peki bizden daha güçlü ve gelişmiş bir ırk gelip bizle beslense? nasıl karşılarız? nasılsa hayvan işte kes ye dediğimiz canlıların bizlerden ne farkı var? başka bir canlının yaşam hakkını sırf güçlüyüz diye kontrol ediyoruz.
süt. memeli sütü. her anne sütünü doğurduğu yavrusu için salgılar, bi başkası için değil. bir inek yavrusu için süt verir senin için değil. bugün bir fabrika kurulsa anne sütü imal etse 2. günde etik değil diye kapatılır. neye göre etik değil peki? inek sütü içiyoruz ama. o sütü bizim için değil yavrusu için yapıyor.
üstelik insanlar hayvan ve hayvan ürünleri olmadanda pek tabi hayatlarını kaliteli bir şekilde idare edebiliyorlar. ve tüm dünya vegan olsaydı eğer hiç kimse aç kalmayacak, hayvan nesli tükenmeyecekti (araştırmalara göre)
üstelik fabrika çiftçiliği o kadar içler acısı bir durumda ki demeye gerek yok. erkek civcivlerin çuval çuval çöplere atılması, eziyetler, acılı öldürme. eminim hiç bir insan bu görüntülere bakmaya dayanamaz çünkü her canlıda olduğu gibi bizde merhametliyiz. bugün nerdeyse çoğu insan tavuk kesemeyecek derecede merhametliyken marketlere gelmiş şık ambalajlı et ürünleri alıp yemesi sadece ikiyüzlülüktür.