hayatını değiştirmen için fırsat sunuyorum

bu başlık kimlerin işine yarar ?

- çekingen olanların
- asosyal olanların
- kızlar karşısında iki kelimeyi yan yana getiremeyenlerin
- hayattan bir beklentisi olmayanların
- sıkıntıdan patlamak üzere olup da hayatına renk katmak isteyenlerin

kısacası tüm inci sözlüğün işine yarayacak bir başlık olacak ve dev bir arşiv olacak sizler için gençler, hayatınızı değiştirmeniz için sizlere bu başlık altında bir o kadar eğlenceli ve de faydalı tavsiyeler vereceğim.

ilk bölümün konusu : "yalnızlık" olacak.

yerlerinizi almaya başlayın arkadaşlar, eğer takipte kalırsanız beğeneceğinize eminim.

3... 2... 1... go!

yalnızca benim entrylerimi okumak isteyenler: http://inci.sozlukspot.co...-sunuyorum/@demon%20falls

edit: ilginize teşekkürler arkadaşlar, çığ gibi büyüyoruz, faydalı da oluyor ha.

up

up up up

chapter one : "yalnızlık"

yazıma başlamadan önce şu başlığa bir göz atın birkaç sayfa girilen entrylere baksanız yeterli arkadaşlar, yalnızlığın ne olduğu hakkında bir fikriniz olsun yeter, çok fazla kurcalamanıza gerek yok..

"insanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar." - isaac newton.

http://inci.sozlukspot.co...-ciddi-ciddi-cevap-verin/

evet, başlayalım isterseniz. yalnızlık sizin veya herhangi birinin suçu değil arkadaşlar, yalnızlığın sebebi yok özünde. aslında yalnızlık diye bir şey de yok, kimse yalnız değildir. öncelikle eğer yalnız olduğunuzu düşünüyorsanız, bu düşünceyi alın zütünüze sokun arkadaşlar çünkü yalnız değilsiniz. yalnız olduğunuzu düşünüyorsunuz.

yalnız olduğunuzu düşünmek, sizi yalnız yapar arkadaşlar. pgibolojinizi feci şekilde etkiler ve siz kendi kendinizi sosyal hayattan, arkadaşlarınızdan soyutlamaya başlarsınız. bugünden itibaren, ben yalnızım demeyi bırakın. etkilerini göreceksiniz. yalnızım demeyeceksiniz, düşünmeyeceksiniz yalnız olduğunuzu.

nasıl mı olacak?...

@14 yok öyle şeyler demeyeceğim.

@13 gibtir git bu başlıktan lütfen

part ii

sizlere bir ödev veriyorum arkadaşlar, deneyenleriniz olursa faydasını görecektir. hemen şu an, bu yazıyı okuyorken yapacaksınız bu ödevinizi: "telefonunuzu açın ve görüşmek isteyip de görüşemediğiniz tüm arkadaşlarınıza merhaba olarak mesaj atacaksınız" kontorünüz vs. yoksa facebook'unuz da mı yok canlarım? oradan mesaj atın?

gayet basit. peki bu ne mi işe yarayacak? hemen açıklayayım.

yalnız olmadığınızı gösterecek, yalnız olsaydınız mesaj atacak bir numaranız olmazdı arkadaşlar. hepinizin eminim rehberinde en az yirmi arkadaşı kayıtlıdır. bu sayı sizler için az gelebilir ama birazdan yazacaklarımla ne kadar haklı olduğumu anlayacak ve de yalnız olduğunuzu yavaş yavaş düşünmemeye başlayacaksınız.

evet, bu ödevi tamamladıktan sonra başlık altında tepkilerinizi bekliyorum, hadi kırın zincirlerinizi ve arkadaşlarınızla ufak bir sohbete hazır olun, onları mutlu edin ve karşılığında siz de mutlu olun. unutmayın ki sizler yalnız değilsiniz. unutmayın ki bu hayatta kimse yalnız değildir arkadaşlar!

@32 facebook hesabın da mı yok arkadaşım

@38 yazdıklarım senin için de geçerli kardeşim, lütfen baştan sona kadar oku.
@39 gülmek iyidir gül

part iii

evet yalnızlık konulu bölümün son partında sizlerle biraz detaya inelim arkadaşlar. ve kendimize şu soruyu soralım? "neden yalnız diyorum kendime?"

arkadaşınız mı yok? kimseyle görüşmüyor musunuz? inci sözlük hariç herhangi bir hayatınız yok mu?

bunlar neden değil arkadaşlar, eğer durum böyleyse bunun böyle olmasını siz istemişsinizdir. kimse sizi bilgisayarın başına zorla oturtmadı ya da arkadaşlarınızdan zorla uzaklaştırmadı, siz tercihinizi bu yönde yapmışsınız, hala farkında değilsiniz ve de buraya gelip yalnızım diyorsunuz.

yalnız olmayı siz istiyorsunuz demek ki. artık istemeyi bırakın. tekrar tekrar söylüyorum "sizler yalnız değilsiniz beyler". yalnızlık diye bir şey yok, atın bunu kafanızdan. sanal aleme kendinizi hapsetmeyi bırakın, hayatınızı bilgisayarların, televizyonların önünde geçirmeyi bırakın.

sizler yalnız olduğunuzu düşündüğünüz için böyle yapmıyorsunuz, böyle yaptığınız için yalnız olduğunuzu düşünüyorsunuz. bunların ikisi farklı şeyler, ayırt edin.

kendinize gelin beyler.

- end of chapter one -

@42 seni dışarı alalım lütfen

chapter two: "arkadaşlık"

part i

arkadaşlık, tüm canlılığın temel ihtiyaçlarından biridir. hiçbir canlı arkadaşlık etmeden yaşdıbını sürdüremez. en çok da insanlar. arkadaşlık insanlığın kaynağıdır beyler.

şu ana kadar size öğretilmiş olan veya öğrenmiş olduğunuz arkadaş kavrdıbını unutun ve arkadaş listenizde yepyeni bir sayfa açın. size arkadaş kavrdıbını en baştan öğreteceğim çünkü.

nedir bu arkadaş dediğimiz şey?

arkadaş, tanıdık kişi anldıbına gelmez, gelmemeli. siz her tanıdığınız kişiye arkadaşım dememelisiniz. arkadaş dediğiniz kişinin hayatınızda bir yeri olmalı, bir önemi olmalı. ona güvenebilesiniz, sırlarını anlatabilesiniz, dertlerinizi paylaşabilesiniz ki bir arkadaşınız olsun. şimdi arkadaş dediğiniz insanları bir gözden geçirin.

kaçı yukarıda yazdığım türden bir insan? kaçına güveniyorsunuz?

bunu tespit etmek biraz zor olabilir, o yüzden işleri biraz kolaylaştıralım ne dersiniz...

ödev:

facebook hesaplarınıza girin, arkadaş listenizi açın ve teker teker herkesi inceleyin.

şimdi, söyleyeceklerim biraz cesaret istiyor. o kadar cesaretiniz varsa, dediklerimi yapın. yoksa gibtir edin ve yazıyı okumaya devam edin. ama şunu söyleyebilirim ki eğer cesaretinizi toplayabilirseniz çok büyük bir ilerleme kaydetmiş olacaksınız, sözüm söz. faydasını göremezseniz istediğinizi deme hakkınız var.

evet, yapacağınız şey tam olarak şu sayın insanlar:

arkadaş listenizdeki herkesi inceleyin, ve part i'de belirttiğim gibi olmayan "arkadaş"larınızı listeden silin. facebook'tan silmenin herhangi bir anlamı olmayabilir gibi düşünebilirsiniz ama, facebook sadece sembolik. silerken defterden adını karalıyormuş gibi düşünün, daha çok moral verecektir.

evet, güvenmediğiniz, sevmediğiniz, bir şeyler paylaşmadığınız, sohbet bile etmediğiniz kişileri, silin gitsin. çıkarın onları hayatınızdan ve yolumuza devam edelim.

@48, gelecem olm az sabret, hepsinin sırası var.

up up up

part ii

ödevinizi yaptıysanız, ne mutlu size, büyük bir aşama kaydetmiş bulunmaktasınız. yapmadıysanız da merak etmeyin daha upuzun bir yolumuz var, sizler de vadettiğim gibi hayatınızı değiştireceksiniz.

evet, devam edelim. sizlere şöyle bir anımı paylayaşayım arkadaşlar, tamamen yaşanmış bir hikayedir.

küçükken bir yan komşumuz vardı, zuhal hanım. kırklı yaşlarında dul bir kadındı, annesi ve babasıyla aynı evde kalıyor ve de emekli maaşı ile onlara bakıyordu. apartmana taşınalı daha iki veya üç hafta olmadan neredeyse herkesi tanıyordu apartmandaki ve herkesle, biz on yıldır o apartmanda olmamıza rağmen daha iyi anlaşıyordu. neden biliyor musunuz?

çünkü çekingen birisi değildi arkadaşlar. istediği gibi hareket edebiliyordu, özgürce ve kimseyi umutsamadan. işte bu yüzden kazanıyordu sürekli. düşünsene bi eşek herif. başka bir şehre taşınmışsın, taşınalı daha 2 hafta bile olmamış ama apartmandaki herkesle can ciğer kuzu sarması olmuşsun bile. ne kadar zor bir olay değil mi?

o başardı.

nasıl yaptı bunu biliyor musunuz? ben biliyorum, takipte kalın...

part iii

zuhal hanım'ın apartmandaki ilk günü...

eşyaları taşıma işlemi bittikten sonra kapısının önünü temizledi, paspasını koydu, kapısını süsledi. daha sonra hemen mutfağa girdi ve iki tepsi kek yaptı. parçalara ayırdı ve apartmandaki herkesin kapısını tek tek çalarak, kekleri dağıttı ve bu apartmana yeni taşındığını ve bizlerle tanışmak istediğini söyledi.

cesurca değil mi? hanginiz bunu yapabilirdi ki? hiçbiriniz. "yalnız"sınız lan çünkü siz. çekingensiniz. korkaksınız. başkalarının ne düşündüğü o kadar umrunuzda ki hayatınızın kontrolünü kaptırmışsınız çoktan. kekleri de taktandı bu arada ehehehehe! neyse konumuz o değil.

ardından akşdıbına da bütün kocakarıların dışarı çıkıp oturdukları kapı önüne çıktı ve onları dinlemeye başladı sadece. hiçbir lafa karışmadı ve sadece dinledi. kendisine soru sorulana kadar sabırlı davrandı. zaten yarım saat geçmeden de onlardan biri oluvermişti bile...

şimdi, bu kadar şeyi yazdın da ne anlamı ne mantığı vardı huur çocuğu diyenler olabilir.

part 4'te de o konu hakkında konuşalım biraz, olmaz mı?

@58 eyvallah

part iv

arkadaşlar, eğer sosyalleşmek istiyorsanız, siz de bir zuhal hanım olmalısınız. arkadaş ortamlarında sevilen ve aranan birisi olmak istiyorsanız, bunu kendiniz yapmak zorundasınız, kendinizi sevdirtmek ve onlara ne kadar iyi birisi olduğunuzu göstermeniz lazım. kişiliğinizi seven insanlar zaten sizleri her zaman yanlarında isteyeceklerdir.

zuhal hanım ne yaptı ? daha ilk günden insanları tanımaya başladı. tanıdıkça tanıdı, sohbet etti, çekinmedi konuştu. zamanla görüşmeyi kestikleri oldu, sevmedikleri oldu, onlara yol verdi. geride kalanlarla ise şu an bile süren dostlukları var.

demem o ki arkadaşlar, yeni birileriyle tanışmaktan çekinmeyin, onlar da sizler gibi insanlar. onlar da yalnız olduklarını düşünüyorlar. hatta şöyle bir öneride bulunabilirim, çekingenseniz, arkadaş ortamlarında bulunmaktan çekiniyorsanız, size göre olmadığını düşünüyorsanız, bir eziklik korkusu varsa üzerinizde, eğer onlardan çekiniyorsanız bunun size faydası çok olacaktır. bu korkuları üzerinizden atmanıza yardımcı olacak ve sizi artık "daha az yalnız" seviyesine ulaştıracaktır.

yeni bir ödev... hazırlanın arkadaşlar. bu seferki çok kolay olacak söyliyim...

ödev:

aynanın karşısına oturun. gördüğünüz kişi, bu entryleri okumadan önceki siz olsun. ona konuşuyormuş gibi davranın. ve de kendinizi benim yerime koyun ve aynadaki size benim verdiğim tavsiyeleri vermeye başlayın. ikna edici olun çünkü inanmayabilir, limitleri zorlayın. kabul ettirin o sefil yaratığa. yalnız olmadığını, dışarıdaki bir milyon insandan farkı olmadığını kabul ettirin. ne yaparsanız yapın ama kabul ettirin. ona bir zuhal hanım olması gerektiğini söyleyin, korkacağı veya çekineceği hiçbir şey olmadığını söyleyin, arkadaşlarının olduğunu, arkadaşlarının olabileceğini söyleyin.

sonra da aynanın karşısından kalkın ve entryleri okumaya devam edin.

not: ev doluysa yüksek sesle konuşmayın soluğu pgibiyatristte alabilirsiniz, eheheheh!