/i/Felsefe

filozofiya'ya inananların kafalarını açtıkları uhrevi altincidir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +98 -8
    Senden saklanan gerçekleri?
    Hala okuyorsan doğru yerdesin...
    Süleymanın ilmine göz diktin
    ama unutma
    yüzük kimdeyse Süleyman o'dur.
    ···
  2. 2.
    +25
    21. Yüzyılın modern bilimi evrenin bir hologram olduğunu söylemeye başladı. Süper sicim teorisiyle de madde\'nin aslının dalgalar (enerji) olduğunu... veya Big Bang teorisi ile bir noktadan patlayarak (fışkırararak) evrenin var olduğu...

    evet bilimimiz gerçeğe yavaşta olsa yaklaşıyor ancak şu bir gerçek ki bundan binlerce yıl önceden beri biz evrenin bu özelliklerini hatta evrenin dışını/üstünü dahi biliyorduk...

    Biz kim miyiz?
    daha sonra

    https://www.youtube.com/watch?v=ddQdc25KL6k
    ···
  3. 3.
    +23 -1
    Big Bang" teorisi ilk olarak 1922 yılında Alexander Friedmann tarafından ortaya atıldı.

    şimdi ise 14.yüzyılda yaşamış kabalist Rabbi Isaac Luria ne demiş ona bakalım...

    “Tüm eserlerini, Adlarını ve Sıfatlarını var etmek üzere alemleri yaratmak ve tüm tezahürlerini harekete geçirmek istediğinde O, kendi merkezine, orta noktaya doğru çekildi ve sonra Kendini bu merkez noktadan çevreye doğru uzaklaştırdı. Sınırsız Işığını yanlara doğru çekti ve böylece merkez nokta ile Sınırsız Işığın etrafında bir boş yer oluştu"

    ---
    Ne yazik ki, kimseye Matrix’in ne olduğu anlatılamaz. Kendin görmelisin. Bu, son firsatın. Buradan sonra dönüş yok.
    Mavi hapi alırsan hikaye biter. Yatağında uyanır ve istediğin şeye inanırsın.
    Kırmızı hapı alırsan Mucize Ülkesi’nde kalırsın ve sana tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu gösteririm.
    Unutma… Sana gerçeği vaad ediyorum, daha fazlasını değil. (Morpheus)
    ···
    1. 1.
      +9
      Yine bir liseli matrix izlemiş..
      ···
    2. 2.
      +3
      O küçücük tavşanın kocaman deliğimi var dıbına kodumun zoofilisi
      ···
  4. 4.
    +18
    Hint dini metinlerine upanişad denir. Şimdi bilinen en eski upanişad olan "brihadaranyaka"'da bakalım neler yazıyor...

    "her şey, başlangıçta ayrışmamış bir bütünlüktü….sonra ayrışmayla isim ve görüntü formları gibi göründü. o, ‘ben yaratılışın kendisiyim çünkü bütün bu evreni içimden yansıttım” diye düşündü ve her şey oldu….o ayrışmamış potansiyel, kendisini kendisine bilinir kılmak için hiç değişmeden, maya sayesinde, her bir görüntü ve form haline geldi böylece çok olarak algılandı…..zaten her şeyi algılayan da yine o`ydu” ( 1:4:5, 7, 10 – 2:5:19)
    ···
  5. 5.
    +16 -1
    Torah (Tevrat) 'dan Tekvin (Yaradılış) mitlerine (Ayetlerine) göz atalım.

    Başlangıçta Elohim (Tanrı) Cennetleri (Üst boyutlar) ve Dünyayı Yarattı… (Bereshit (Başlangıçta) 1:1)

    Dünya Şekilsiz ve Boştu… engin karanlıklarla kaplıydı. Ve Elohim’in (Tanrının) Ruhu Suların Yüzü Üzerinde Hareket Ediyordu… (Bereshit (Başlangıçta) 1:2)

    Torah’ın Yaratılış bölümünde bahsedilen; “..ve Elohim’in Ruhu Suların Yüzü Üzerinde Hareket Ediyordu.” deyişindeki “Elohim’in Ruhu” (Tanrının Ruhu) kavramı, Canlılığın sudan başladığını işaret eder.
    ···
    1. 1.
      +6 -1
      he amk he , hemen metinleri eğip bükün istediğiniz yöne yok canlılık sudan çıkmışmış ,
      direk kaldırma kuvvetinin formülünü çıkarsaydın . masallarınız bilimle uyuşmuyor
      ···
      1. 1.
        +3
        Nick entry
        ···
      2. 2.
        0
        vay amk cidden nick entry hahgaghaha
        ···
    2. 2.
      +2 -2
      Felsefeci seni bir giberim 1 ay kendine gelemezsin bu ara gözüme çok batıyorsun amın evladı . Üye olalı şurada 3 gün olmuş şu tavırlara bak kodumun yavşağı, gören de 1.nesil sanacak. inanmıyorsan vakit kaybetme yorum da yazma yannanım seni kim tutuyor . Millet eğip büküyorsa beğenmiyorsan kapatıp geç amcık . Yok masalmışmış çok entelsin dıbına kodumun aveli . Şu sözlüğe engelleme gelse de rahatlasak hangi başlığa girsem senin yorumun , hangi sayfaya gelsem senin başlığın, baya çok şey biliyorsun çok havalısın hadi gibtir ol şimdi
      ···
  6. 6.
    +29 -1
    gibtirin gidin karı kız fotolarını trende sokun anlatmıyorum amk
    ···
    1. 1.
      +6
      ağlama lan girdin işte trende devam et
      ···
  7. 7.
    +14
    Bu açıklanamaz, ama hissedersin. Hayatın boyunca dünyayla ilgili bazı şeylerin yanlış olduğunu hissetmişsindir. Ne olduğunu bilmezsin, ama o ordadır; beynine saplanmış bir kıymık parçası gibi… Seni deli eder.” The Matrix
    ···
  8. 8.
    +19 -1
    Yine bir Hint Metni: brihadaranyaka upanişad

    \"o korku duydu, çünkü yalnızlık korku yaratır. eğer benden başka hiçbir şey mevcut değilse niçin korkayım ki? diye düşündü. o zaman korkusu geçti, korkacak hiçbir şey yoktu; çünkü korku ikinci bir varlık olduğu zaman gelir.\" (1.4.2)

    Ve bir hadis:

    \"Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim (bilinmeye muhabbet ettim) ve kâinatı yarattım.\" (Acluni, Keşfü\'l-Hafa, II/132) Bir Hadis

    ---

    Zaman-mekan
    Başlangıç-son
    ve madde

    kavranamayan adı dahi konulamayan yüce Yaratıcı, sınırsız derecede soyuttan (Ain) sınırsız derecede somut (Ain Soph) seviyesine tezahür etti
    Yani “Mutlak Hiçlikten Mutlak Varlığa tezahür etti
    Böylece Hiçlikten varlık meydana geldi.
    Mutlak Varlık (Ain Soph) seviyesini izleyen sonraki aşama Sınırsız Işıkdır. Ancak dikkat edelim, burada bahsedilen ışık asla bildiğimiz ışık değildir. Sadece bir sembol
    Sınırlı insan aklının sınırsızı anlaması mümkün olamayacağından Kabala bu tür benzetmelere pek çok kez başvurur.
    Işığın var ediliş nedeni ise Mutlak Varlığın o muazzam gücüne ve şiddetine, sonraki aşamada yaratılacak sistemin (Yaratılış) dayanmasının henüz mümkün olmamasıdır.
    Mutlak Varlık’tan tezahür eden ve ona göre bir kademe daha somutlaşan bu tanrısal ışık tüm Varoluş’u sarmalar, fiziksel ve ruhsal yaratılışımızın başlangıç noktasını oluşturur.

    “..ve Elohim’in Ruhu Suların Yüzü Üzerinde Hareket Ediyordu.” deyişindeki “Elohim’in Ruhu” kavramı, O’nun yavaş yavaş Varoluş’a yaşam vermeye başlayan Sınırsız Işığına atfedilir.
    ···
    1. 1.
      -4
      tabi kesin öyledir , bir iki masalda kabaladan sallada inanalım , şimdi kuru kuru yazman olmamış .
      bilim daha bulamadı bunları de
      ···
      1. 1.
        0
        abicim yüzeysel materyalist felsefen kimsenin ilgisini çekmiyor diye neden ağlıyorsun ki? hayır bi kere yorumunu girmişsin yetmemiş daha ne aranıyorsun. mistik masallarlardan ötede materyal hakikatini yaşasana sen hadi belki felsefenin başlangıç ilkeleri (temel ilkeler seneye) falan okursun. he?
        ···
    2. 2.
      0
      O hadis sahih değil
      ···
  9. 9.
    +10
    Hiç Olan (Ain), Sınırsız Olan (Ain Soph) ve Sınırsız Işık (Ain Soph Aur) kavramlarına bakıp onları birbirlerinden ayrı ve bağımsız tanrılar sanmayın sakın. Bir ve Tek olan Yaratıcı’nın birinden diğerine kademeli tezahürüdür.

    edit: Ancak, Mutlak Varlık’tan tezahür eden Sınırsız Işık -başlangıcına oranla oldukça somut bir hal almış olmakla birlikte- fiziksel alemlerin var olabilmesi için hala muazzam derecede kuvvetli, muazzam derecede soyuttur ve somut bir Yaratılış’ın oluşmasına henüz olanak vermemektedir. işte Yaratıcı bu amaçla, tezahürün bu aşamasında, Sınırsız Işığını tek bir merkeze yoğunlaştırır ve fiziksel bir yaratılışa olanak sağlamak üzere ruhsal ve fiziksel alemlerin ilk aşamasını oluşturmaya başlar.

    Sınırsız Işığın tek bir noktaya yoğunlaşmasıyla artık bizim de içinde bulunduğumuz tüm ruhsal ve fiziksel evrenleri yaratacak maddesel bir varoluş için gereken başlangıç hazırdır. O idrakimize sığmayacak kadar yüce ve muazzam gücün Sınırsız Işığının tek bir noktaya yoğunlaştığını düşünün. inanılmaz, akla hayale sığmaz, tasavvur dahi edilemez bir enerjinin(!) tek ve sınırsız derecede küçük bir noktada(!) yoğunlaştığını hayal edin. işte bundan sonrası Kabalada (Lurianik Kabala), muazzam bir patlama ya da fışkırma ile tüm ruhsal ve fiziksel evrenlerin, alemlerin vücuda getirilmesi eylemiyle ifade edilir. Yabancı gelmedi değil mi? Günümüz bilimi nihayet yüzyılın başında bu açılmayı öngörebildi ve adına da Big-Bang (Büyük Patlama) dedi. Halbuki bu kavram binlerce yıldır başta Kabala olmak üzere pek çok ezoterik öğretinin bilgisi dahilindeydi.
    ···
  10. 10.
    +8
    incil: Yuhanna 1
    "Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı\'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi."

    YASiN Suresi 82. ayet:
    "Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir."

    Dünyanın Özü enerjidir. Kütleyi oluşturan enerjidir.
    Enerji Düşüncedir.
    Düşünce sese ,
    ses eyleme dönüşür ve oluşum başlar...

    Yani soyutdan-somuda doğrudur yaratım.
    Görünmeyenden-görünene
    Maneviyattan-Maddiyata
    Enerjiden-Maddeye doğru kademe kademe...
    ···
    1. 1.
      0
      Kanka Heisenberg ve modern fizikçilere göre maddeler zaten enerjidir ve her bjrj birbiriyle etkileşim içerisindedir , buna ne diyorsun ? Merak ettim sadece
      ···
    2. 2.
      0
      doğru zaten yalnız modern bilim bu sonuca varalı çok olmuyor, biz binlerce yıldır biliyorduk.
      ···
  11. 11.
    +10
    idrakin ötesinde olan Sınırsız Yaratıcı, hiçlikten varlığa doğru kademeli olarak tezahür eder ve sınırsız derecede soyut varlığını her kademede biraz daha sınırlandırmak ve somutlaştırmak suretiyle sınırlı varlıkların idrak edeceği seviyelere indirir. Dolayısıyla bizler (ruhsal gelişim derecemiz oranında) Yaratıcı’nın Özü’nü değil ancak, Onun belirli bir seviyeye kadar tezahür etmiş fikrini idrak edebiliriz.
    ···
  12. 12.
    +7
    Sicim teorisi bugün bize gösteriyorki. 10 boyutlu bir evrende yaşıyoruz.
    Kabala da ise bu 10 sefirottur. sefirot tanrının "yansıma şekli" veya "tanrının katmanları" olarak geçer.

    ve sizlere tanıdık gelecek aşağıdaki resimle sembolize edilir.

    http://factsanddetails.co...x-TreeOfLife%20ss.svg.png
    ···
  13. 13.
    +8
    Şimdi gelelim sümer metinlerinden tutunda islamiyete kadarki tüm kutsal metinlerde geçen ademin cennetten kovuluşu hikayesine...
    müslümanların zannettiğinin aksine böyle bir hikaye gerçekte yaşanmamıştır.
    ateistlerin zannettiğinin aksine bu hikaye bir masal değildir.

    olay tamamen semboliktir. Hikayeye göre Adem ilk önce cennettedir yani tanrının ilk düşünceleri dolayısıyla yaratıma dolayısıylada tanrıya en yakın olan yerdedir. ama yukarıda anlattığım gibi bu düşünce giderek maddeleşmeye başlar ve en sonunda bizim dünyamız haline gelir... Ademde maddeleşmiştir ve dünyada insan bedeninde bedenlenmiştir. ancak hala tanrıdan bir parça (tin-ruh) taşır. çünkü adem tanrının maddesel tezahürüdür. kendini maddesel şekilde yansıtış biçimidir...
    Hatta şeytanın allahtan başka kimseye secde etmem diyerek ademe secde etmeyi reddedip cezalandırılmasının sebebi budur.

    Ademin cennetten kovulma sebebi yasak elmayı yemesidir. Bu onu tanrı katından binlerce kat uzağa cehennem olan dünyamıza atar. çünkü şeytan ademde elmayı yeme arzusu ve duygusu uyandırmıştır. adem cennette (maneviyatta) idi ancak elmanın sembolü Madde\'dir. Adem \"kendisi için almaya\" ve \"maddeye\"arzu duydu bu maddiyat hırsı duygusu egodur. maddesel hayat hayvansal seviyedir. duygular hayvan özelliğidir. bu yüzden hikayeye göre adem(insanlık) bu dünyada maddeye hapsolmuştur.

    hikayede geçen dünyaya düşünce cinsel uzvu belirir kısmı. hayvan olduğunu belirtmek içindir. etrafınıza bakın yiyip içip sıçıp sevişiyorsunuz.

    özetle o elmayı yediniz beyler o yüzden burdasınız. bu hayatta tek kişi yaşadı tek kişi ölecek, çoğaltmaya gerek yok. şimdi tekrar şeytanı bulup bu sefer elmayı yemeyi reddetmeniz gerekiyor.
    ···
    1. 1.
      0
      Pampa sana bir sorum var madem bizim dünyamız cehennem biz cehenneme gelecek ne yaptık ve nerede yaptık
      ···
    2. 2.
      0
      bunu birazdan anlatacağım konu açıklayacak
      ···
    3. 3.
      0
      Adem ne yapıyorsun kardeşim ya niye yiyiorsun elma tabi ki demiyecegim. Diyenler gelmeden okuyalım.
      ···
    4. 4.
      0
      kovulmalarının sebibi ciks değil mi üstad.
      yanıtla kısmına girersen sevinirim
      ···
    5. diğerleri 2
  14. 14.
    +8 -1
    5 duyu organımızla bu Zamansal ve mekansal 3 boyutlu (gerçekliği) algılıyoruz.
    ancak 6. bir duyumuzu geliştirirsek daha üst realiteleri kavrayabiliriz
    ademoğlunun Üst-insan (Adam Kadmon)a giden yoludur bu.
    insanın Tanrıya en yakın olan gerçeklik seviyesidir Adam Kadmon.
    Adam insan demektir. Amaç ademoğlunun insan olabilmesidir.

    http://www.kabala.info.tr.../Ders1-Cizim2-200x300.jpg
    ···
    1. 1.
      0
      demek maddi değil manevi düşünmek gerek. o zaman ben adam kadmon olmalıyım. evet evet. adam kadmonum ben. bazen insanları hayal ürünüm olarak görüyorum. arada bir vücudumdan çıkıp kendimle konuşuyorum. ve ve en önemlisi penisim yokmuş bir vücut halinde hissediyorum. evet evet. böyle hissediyorum. tanrıyı kavrama seviyesine ulaşamadım yalnız. nasıl ulaşırım taktik versene. aslında taktik vermek de maddi bir düşünce yapısı. o halde manevi boyutla ilgili aydınlanmamı sağlayacak öğretiler yansıt ruhuma. hadi bekliyorum.
      ···
    2. 2.
      0
      düşünmek değil düşünceyi at bir kenara... hissiyatla olur üst realitelerin kavranışı
      ···
    3. 3.
      0
      hissiyat hayvansal özellik değilmi
      ···
    4. 4.
      0
      bahsettiğim hissiyat hayvanların edinemeyeceği bir olgu.
      ···
    5. diğerleri 2
  15. 15.
    +6
    bu günlük bu kadar yeter beyler yarın devam ederim... sorularınız varsa yazarsınız

    Yarın yaratıcının düşüncesini ve yaratımın amacını anlatıcam
    ···
    1. 1.
      0
      yanlış, sembollerin kendisine inanmışssın bunlar hikaye ama olay altında yatan sırları
      ···
  16. 16.
    +7
    Bir yazar düşün mesela william shakespeare . william shakespeare bir kitap yazmış. içinde onlarca karakter, senaryo ve olaylar var... kitaptaki her karakter diğer karakterlerden ayrılacak şekilde farklı olmalıdır. yani hepsinin karakter özellikleri farklıdır... örneğin birisi sinirli diğeri merhametli diğeri ise şefkatli vs.

    Kitaptaki tüm karakterler william shakespeare'in zihninin/Düşüncesinin ürünüdür. dolayısıyla william shakespeare'in iç dünyasının Kitaba yansıtılmış halidir. Kitaptaki herhangi bir karakter william shakespeare'e ait olmayan bir özellik taşıyamaz çünkü kaynak william shakespeare'dir.

    Bu durumda bir karakter alalım adı ahmet olsun.
    Ahmet Ben william shakespeare'im diyebilir mi? william shakespeare'in kendisi olmadığı için hayır...
    Ben william shakespeare'in iç dünyasıyım/zihniyim diyebilir mi? iç dünyasının tamdıbını kapsamadığı için hayır...
    Ben william shakespeare'in iç dünyasının/zihninin bir bölümüyüm diyebilir mi. Karakter william shakespeare'in zihni olmadığı için yine hayır.
    Ahmet karakteri william shakespeare'in iç dünyasının (zihninin) sadece bir bölümünün "yansımasıyım" diyebilir.

    işte biz ve evrendeki herşey tanrının zihninin bir bölümünün "yansımasıyız"
    Tanrının direkt yansıması da değiliz, zihninde ki bir düşünce/hayaliz, zihni de bizim gibi hayal ancak bizden daha gerçek.
    dolayısıyla Bu hayalin içinde hayal, rüyanın içinde rüyada olduğumuzu gösterir

    Hayat bir uykudur. Ölünce uyanır insan, Sen erken davran Ölmeden önce uyan. Mevlana

    Dünya, rüya içinde rüyadır.
    Hint Atasözü
    ···
    1. 1.
      +1
      dinle . https://vocaroo.com/i/s1XsOMizCm1I
      ···
      1. 1.
        +1
        bence bir şeyi düşünerek istemek önemli ama bunun içinde çabalamak gerekli. Zaten düşünmek bulmaca çözer gibi sorunları çözmemize yardımcı oluyor öteyandan eğer istediğimiz bir şey için çabalamazsak kazanmım elde edemeyiz bu konuda bir derviş hikayesi vardır yarım yamalak hatırlıyorum ama yazayım yinede. Bir derviş dağ başında tek başına yaşarken yemeği tükenmiş o da kendi kendine demiş ki eğer zikir eder ve tefekkür edersem rızığım çıkar belki demiş bizim derviş başlamış dualar etmeye zikir çekmeye ama nafile 1 hafta geçmiş derviş açlıktan ölecekken hani rivayet odur ki bir kuş gelip yanına konmuş ve demiş ki rızkına aramadıktan sonra ne yapsan boşadır.
        ···
      2. 2.
        0
        dedin ya hayal ettiğim olay gerkeleşti diye gerçekleşen şey neydi?
        ···
    2. 2.
      0
      düşünceyle yaratım mümkündür, ancak bazı ruhsal aşamalara gelmek gerekir. bunun için ilk önce dünya hayatını terk etmek gerekir ileriki konularımız bunlara gelicem
      ···
  17. 17.
    +2
    Yaratımın amacı, Tanrının kendisini bilmek istemesi idi.
    Ama gözlemlemek için "gözlemci ve gözlemlenen" olması gerekir.
    Bu sebeple bazı yasaları kullanarak evrenimizi(varlığı) var etti, evrenin yasalarına değineceğim...
    O her zaman "Bir"di ve hala olduğu gibi
    Sonra kendisini deneyimleyebilmek için Kendini sanal olarak böldü.
    Bu şuna benzer, Bilgisayarınızda bir tane harddisk vardır ama bilgisayarı açıp onu ikiye bölersiniz C/ ve D/ diye. Harddisk hala bir bütündür ancak sanal olarak ikiye bölünmüştür.
    Tanrıda böyle yaptı.
    Evrendeki herşey tek bir şeyin kendini farklı şekillerde Gösterişi/Tezahür edişidir.
    Bu tabiki bir yansımadır, Hologramdır. asl olan gerçek değildir. asl olanın bir yansımasıdır sadece
    bir küp düşün bir a4 kağıdının üstünde tutuyorsun elinde ona farklı açılardan ışık verirsen a4 kağıdının farklı yerlerinde farklı şekillerde belirecektir. küp hala bir tanedir ancak 2 boyutlu düzlemde farklı şekilde ve birden fazla yerde gözükür. Bunun gibi
    ···
  18. 18.
    +5
    Evrim, doğanın en hakiki gerçeğidir, tanrı önce taştı, sonra bitki ve evrimleşerek hayvan ve sonunda insan... burada bilincin evrimine tanık oluyoruz. çünkü skala ilerledikçe bir bilinçlilik hali söz konusu, taş ile insan veya bitki ile hayvan arasındaki bilinç farkına bakın etrafı algılamadaki beceri konusunda.ve insanda tanrı bilinçli form haline geldi. ancak tam bilinç/üst bilinç evrimin bir sonraki aşaması olan Üst-insan/insan-ı Kamil/Adam Kadmon denilen türde olacak ve tanrı kendisini daha fazla deneyimleyebilecek(gözlemleyebilecek). Bu evrimsle olarak milyonlarca yıl gerektirse de. insanın bazı uygulamalarla bunu kendi ömrüne sığdırması mümkündür. Çünkü Bilincin evi beynimiz doğduğumuzdan ölene kadar sürekli kimyasal ve fiziksel olarak değişen ve değiştirilmesi mümkün olan bir organdır. Parmağınızın yapısı ile beyninizin yapısı fiziksel olarak çok farklıdır.

    Üst insan dediğim model aslında tam olarak "insan" modeli. Çünkü şuanda hayvansal seviyede yaşıyorsun, yiyip içip sevişip ölüyorsun... hayvansal duyuların kadar gerçeği algılıyorsun. bu hayvani günümüz insanına "ademoğlu" denir. Aydınlanmış kişiye ise "insan" yani ibranicede Adam denir. hatta "adam ol" "adam gibi davran" gibi sözler buradan gelir.

    Tanrı, taşta uyur, bitkide düş görür; hayvanda kımıldanır, ve insanda uyanır.
    ibn Arabi.

    insanlar ölümlü tanrılar, tanrılar ölümsüz insanlardır.
    insan başlı başına bir mucizedir, ama bilge insan (üst-insan) bir keramettir.
    Hermes
    ···
  19. 19.
    +3
    https://www.youtube.com/w...sZJw&feature=youtu.be
    Türkçe altyazı vardır.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
  20. 20.
    +5
    "The Matrix" filmi sanattan çok daha ötesidir, içerisinde sanat kaygısı dışında bir amaç bulundurur, ezoterik bilgileri ifşalar.

    ”Ya o uykudan hiç uyanmasaydın rüya olduğunu nasıl anlayacaktın? “
    The Matrix
    ···