Hocaya güvenim sıfırdı zaten ne yaptığı da belli değil bir ilerleme bile kaydedememiştik daha beni nereye sürüklediği de belli değildi zaten adamın bir şey istemediler arapça konuştu galiba tam anlayamadım ne yazık ki dedim bana bakarak benden ne saklıyorsun söyle dedi. Adam aklımı okuyordu zaten bir şey sakladığımı anladı ve bana bakarak bana güvenmiyor musun sen dedi .Aman hocam nereden çıkardınız dedim beni gece bir başıma orada uçsuz bucaksız yerde bırakmasından korktum iyi bakalım atla dedi arabaya bindik adam arabayı kullanırken homurtular çıkarmaya başladı tam da annemle babamın olduğu eve az kalmışken kendi kendine bağırmaya başladı sanki dua etmeye çalışıyor da ağzını birisi kapatıyor adamın gibi hocam iyi misiniz dedim bana döndü ve sana ne lan diye bir bağırdı hocam sakin olun ne oluyor dedim .Bana bir yumruk patlattı ve boğazımı sıkmaya başladı. Arabanın direksiyonunu bıraktı boğulacaktım neredeyse araba çok hızlı değildi galiba ağaca çarpmıştık hoca bir sarsıldı haliyle bende kafamı ön cama vurdum ve kafamdan ıslak bir şeylerin aktığını hissettim babam sesleri duydu ki koşarak gelmiş hocanın kafasına sopayla vurup bayıltmış ve bağlamış hocayı uyandığımda kafam sarılıydı annem sarmış kafamı

Hikaye bitmiştir beyler takip ettiğiniz için teşekkür ederim herkes bir şuku bırakabilir mi iyi geceler

Annem yatakları hazırlamıştı hemen yatın yorgunsunuzdur dedi babam annen haklı hadi Oğlum dedi ben küçük bi odada tek yatacaktım Hoca da yandaki odada gözlerimi yumdum hemen uyumuşum arkamdan varlıklar koşuyordu siyah Uzun boylu ve çok hızlı durmadan da gülüyorlardı Bende ter içinde kalmış vaziyette konuşuyodum sanki ensemdelerdi nefeslerini hissedebiliyordum aynı ormana varmıştım aynı ağaç ama bu sefer ağacın kökü sanki kararmıştı Beni buraya çeken birşey vardı siyah varlıklardan birisi omzuma dokununca uyandım ağlıyordum terlemiştim evde garip sesler vardı odaların birinden sesler geliyordu. Kapıyı sessizce açtım dışarı çıktım

Arkadaşlar çalışıyorum bu yüzden vakit buldukça yazıyorum kolay gelsin

Bunu nasıl yaptın diye soramadım ne yapmam lazım dedim .Abdullah hoca bana bakarak eğer seni gönderseydim seni bugün öldüreceklerdi onlar buraya giremez yani şuanda gidebileceğin tek yer burası fakat kapıdan çıktığın an her şey seni bekliyor olacak. Bana çay gibi bir şey yaptı tadı o kadar değişikti ki kavanozlar vardı raflarda teker teker hepsinden bir tane koydu içine ısıttı. Bana bakarak birazdan seninle onlarla iletişime geçeciğim dedi.ilk başta kocaman bir kazanın altını yaktı içine bezlere sardığı gözlerden attı kuru otlardan ve pis kokan bir kaç şeyden içine kattı bağıra bağıra bir şeyler söylüyordu kulağıma anlamsız geliyordu hani filmlerde olur ya büyücü kadınlar bağırır bu adamda öyleydi.Ev her kelimesinde sarsılmaya başladı.Ve arkadamda inanılmaz bir sıcaklık oldu böyle bir sıcaklık olamazdı resmen sırtım kavruldu. Sakın arkana bakma dedi ve konuşmaya başladı arapça olması lazımdı.O konuştukça arkamdan kalın bir ses ile cevap gelmekteydi

Bir eve vardık iki katlı dışında 2 tane inek vardı ve bir kadın inekleri sağıyordu.Bu saatte mi diye söylendim Hoca da gariptir biraz dedi merak etme ve sakın yanında korkma dedi yanına yaklaştık bahçenin tahta kapısını açtık içeri girdik ve Hoca ineği sağan kadının yanına geldik dedi şu işi bitirelim. Göz göze geldiler getirdin değil mi çocuğu dedi Hoca evet söylediğin gibi diyerek beni içeri aldılar ve uzan dediler bende hipnoz olmuş gibi onlara uyuyordum tabi uzandım yere üstüme bir çarşaf serdiler ve kadın dualar okumaya başladı kadının yüzünü tasvir edeyim biraz. Kırışıklık dolu dışarıdan bakılınca 80-90 yaşlarında siyah gözlü gri kaşlı beyaz saçları olan göz altları torba torba mor mor olmuştu kadının. Neyse onlar okudukça çarşaf sanki ağırlaşıyordu bende yerin dibine çöküyordum. Hoca ALLAH BiSMiLLAH diye bir bağırdı bu sanki korkudan söylenmiş kelimelermiş gibi geldi kulağıma hemen çarşafın altından çıkmaya çalıştım debelendim en sonunda çıktım fakat ortalıkta kimse yoktu ne Hoca ne de o yaşlı kadın. Titrek sesle hocam neredesiniz dedim ve birden evin dış kapısı açıldı içeri bir gölge girdi

beyler şukuları esirgemeyin elimden geldiğince hızlı yazıyorum kolay gelsin

Korkudan yol boyunca gözlerimi açamadım o gözler sanki her saniye Beni takip ediyordu. Babamın geldik sözüyle gözlerimi açmam bir oldu tek katlı bir eve geldik duvarları dökülüyordu sanki bir de evin yanında baraka gibi bir şey vardı. Evde Değişik gelen birşeyler vardı ki buda Beni haliyle korkutuyordu Hoca korkma evladım burası senin için Şuanda En güvenli yer merak etme dedi. Evin kırık penceresinden içeri bakarak abdullah BEY diye seslendi ardından kapı açıldı ve girin dedi herkes birbirine baktı korkar adımlarla içeri girdim sanki ayaklarımın bana isyanı vardı girme diye

Ağır ağır yaklaştı artık aramızda engel yok dedi bana arapça konuşuyor ama sanki ben onu anlıyorum bu nasıl bir şeydi ya.Ne oluyor bile diyemedim hocaaaam diye bir bağırdım ki ortalığı inlettim. Bana sus dedi sadece seninle konuşacağız zarar vermeyeceğim hocan dışarıda bekliyor şuanda bayılmış durumada. Sonradan aklım başıma geldi ki bu gölge o yaşlı kadındı sen o sun dedim evet dedi bana beni tanıyor musun. Hayır der gibi kafamı salladım öğreneceksin her şey büyük babanın mezarında oraya gitmeni istiyorum bu hoca da yanımda kalacak fakat dediğimi yapmazsan eğer o zaman işler senin için kötüleşir.Bu sefer konuşma sırası bendeydi.Ben sana ne yaptım büyük babamın yaptığını ben mi ödeyeceğim beni rahat bırakın diye bağırdım ve bir çığlık sesi patladı bayılmam lazımdı ki uyandığımda hoca evlat kalk evlat dedi.O na bakarak beni neden buraya getirdin dedim bilerek mi getirdin yoksa beni öldürtecek misin be adam evime zütür beni çabuk diye bağırdım yaşlı kadının evinde de değildik arabanın yanındaydık sanki omzumda bir acı vardı açıp kolumu baktım ve kolumda bir şekil vardı bu o siyah kağıtta ki şekillerle aynıydı hocaya bakarak bu ne demek der gibi baktım seni mühürlemişler sana bir şey mi söylediler ne istediler senden dedi

Gidip bi su içeyim en iyisi dedim. Kalktım gittim su içerken aklıma geldi ki acaba bu Abdullah hoca nın cesedi nerede ya dedim. Nasıl kayboldu ortadan kim zütürdü acaba dedim. Ulan gece gece deli dürtmüş gibi montumu alıp çaktırmadan çıktım evden. Babamın arabasıda kapıdaydı ne zaman getirdi bilmiyorum. Arabayı aldım gitmeye başladım dayımın yanan evine doğru birkaç saat sonra orada oldum her yeri yanmıştı evin. Buradan ne bulabilirim ki dedim şöyle bir göz gezdirdiğimde defter gibi bir şey gözüme çarptı hemen koşarak gidip elime aldım defterde ne hikmetse zarar yoktu.Ya başkası sonradan düşürmüştü ya da yanmadan önce buradaydı peki defter Süleyman Hoca da değil miydi ?
Böyle bir şeyi nasıl düşürür acaba kaçarken mi düşürdü diye düşünürken hemen defteri açtım ve sayfalarına tek tek baktım içlerinden yırtık bir sayfa vardı aklımda kalan ve orada olmayan bir sayfa birisi bu sayfayı yırtmıştı peki bu kişi kimdi. Taşın üstüne oturmuş geri kalan şeyleri okurken bir kıpırtı fark ettim

beyler kimseyle aynı hikayeyi anlatmıyorum başımdan geçen bir hikaye diyorum adam gelmiş bana diyor ki aynı şeyi yazıyorsun daha ne deyim ben sana.Bu arada elimden geldiği kadara hızlı yazıyorum rez alın beyler

Devam edeyim beyler madem okuyan var

okuyanlar belli etsin kendini beyler lütfen

Bizimkilerin söylemiyle evden çıktım dua ederk tuvalete vardım kapıyı hemen kilitleyip suyu açtım ve elimi yüzümü yıkamaya başladım on anda kapının Açık olduğunu farkettim fakat kapıyı kapatmıştım nasıl olurdu kapıyı hafif araladım ve dışarı baktım yaklaşık 20metre uzağımda bir varlık vardı boyu 2metreyi bulan birisi bana doğru gelince kaçmaya başladım eve gidemedim çünkü varlığın hemen arkasındaydı ev Nereye gittiğimi bilmeden koştum En sonunda bir ağacın arkasında durakladım sırtımı yaslayıp yere kadar indim ve dua etmeye başladım o anda etrafımdaki gözler çoğalmaya başladı sanki binlerce kişi vardı konuşma sesleri geliyordu gürültüsü şiddetle artıyordu kulaklarımdan kan gelmeye başladığını farkettim ne yapacağımı bilemiyordum Bismillah diye bağırmaya başladım ve Abdullah bey Hoca ardından babamı gördüm bana doğru Koşarak geliyorlardı babam geldi bana sarıldı ağlayarak baba artık kurtulmak istiyorum lütfen dedim Hocanın çaresiz bakışı ne kadar ümitsiz oldugunun farkına vardırtıyordu

Evin yanmasını izledikten sonra arabaya bindik.Bu arada kadınlar ortadan kaybolmuştu. Hoca direksiyona babam yanına annem ve bende yan koltuğa oturduk babam neler oldu Hoca Bey anlat dedi. Hoca her şeyi anlattı ben o gün Süleyman Hocadan ayrıldığımda not defterini oraya bırakmıştım. Ardından Hoca sayfalar göz gezdirirken büyük babamın bana yazdığı bu sayfayı bulmuş. Büyük babamda onlardan birini bu sayede öldürmüş zaten. Yani hocanın okuduğu bu ayet bizim onlara karşı en büyük silahımızda annem ve babam garibim olayların hep dışındaydılar şaşırmış gibi yaptıysakta artık bize çok normal geliyordu bu tür şeyler. Hoca nın evine gittik. Hoca'nın hanımı çay yapmış.Ne olduysa böyle bir rahatlık üstümüze çökmüştü bizi. Daha az önce canımızı kurtarmaya çalışırken şimdi bu türden bir rahatlık garip geldi. Hocanın evinde televizyon gibi şeyler yoktu aklıma nereden geldiyse hocam canınız hiç sıkılmıyor mu yav sizin diye bir soru sordum .Bana camiden namazdan kur an dan başka can sıkıntımı alan yok ki be oğlum dedi. Hocanın eşiyle annem yatakları yaptı herkes uyuyordu. Gözüme ne kadar dönsemde uyku bir türlü girmedi

Babam iyi misin oğlum dedi annem ağlıyordu oğlum ne oluyor sana kuzum dedi bu işler başına nereden geldi.Bu sırada gözüm hocaya çarpmıştı hoca sanki morarmıştı gözlerini açtı ve o iç gıcıklatıcı kahkahayı patlattı bana bakarak dediğimizi ne zaman yapacaksın dedi ardından seni gidip geldi sanki hoca kendi içinde mücadele verecekti. Hoca kendi sesiyle dinlemeyin sakın onu dedi sizi öldürtecek sakın dinlemeyin. Sonra sesi gitti ve bir kahkaha daha patlattı ve bana bakarak bu hocaya güvenme kurtulamazsın bu olayı kendin tek başına çözeceksin yada öleceksin dedi araya kimseyi sokma. Babama döndü bizi yalnız bırakın dedi ve babamla annem sanki itiat eder gibi hemen odadan çıktı .Hoca ayağa kalktı ve iplerin adeta içinden geçerek kurtuldu bunlar beni tutamaz. Beni bu şekilde zapt edemezsin dedi.Git dediğimi yap ve mezara gittiğinde sakın ha bulduğun şeyi açma direkt bana getir hadi çabuk ol dedi saat 5.30 civarıydı ulan ben bu saatte nereye giderim ne yaparım mezarı nasıl bulurum. Bekleme diye bağırdı annen babanda yanımda çabuk ol.Koşarak çıktım evden annem babam dışarda kapı eşiğinde yere uzanmış uyuyorlardı hemen yola çıktım koştum koştum. Araba geçiyordu oradan şansa otostop çektim adam durdu sakallı sert bi adamdı bana bakarak nereye genç dedi abi merkez mezarlığına dedim adam bana bakarak ne yapacaksın la mezarda dedi evimiz orada abi dedim .Tamam aslan dedi daha fazla soru sormadan devam etti yola .Geldiğimizde saatler geçmişti sabah olmuştu yağmur yağıyordu koşa koşa büyük babamın mezarını buldum

Eminim tabiki de hocam bu ağaç ya dedim. Galiba her şey yavaş yavaş çözülüyor daha önce buraya geldin mi hiç bu olaylar başına gelmeden önce dedi hayır gelmedim yani aklımda öyle bir şey yoktu geldiğimi hatırlamıyorum dedim. Burada bu varlıkların akrabalarından birisi öldürülmüş bir insan tarafından galiba bu varlığı öldürende büyük baban evladım dedi nasıl yani büyük babam bu işlerden o kadar uzaktı ki camiden namazdan zaten vakit bulamazdı. Bunları evde konuşalım hadi başlayalım burada bir ipucu olacak dedi kazmayı vurmasıyla ağaçtan siyah bir kuş fırladı hemen ikimizde ürktük.10Dakikalık uğraştan sonra iki kişi sonunda bir poşet bulduk aslında tam poşet değildi bezdendi kahverengi bir bez hoca burada açamayız dedi eve gidelim .Hemen hızlı adımlarla kazma küreği bırakarak yürümeye başladık.Eve vardık. Hoca kapıyı kilitlememiş girdik içeri kapıyı sıkıca kapattı ve bana bakarak hadi bismillah dedi. içinden çıkanlar küçük bir not defteri gibi bir şey ve kaybolan muskalardı

Sabah uyandım direkt soluğu babamın yanında aldım ve bunu gösterdim babam hocanın yanına gidip Süleyman bey kağıt sizde mi? Dedi Evet Bende buyrun bakın.
Babam Oğlum kağıtın aynısından bir daha bulmuş dedi Hoca bunu görünce şaşırdı hemen boynumdaki muskayı sordu elimi boynuma atınca muskayı bulamadım Süleyman Hoca hemen bir tane daha yazmamız lazım dedi bu arada Abdullah Hoca nın yanına gideceğiz dedi muskayı yazdıktan sonra babamın arabasına atladık ve dünkü sırayla oturduk hava aydınlıktı bu sefer gözleri görmedim Eve vardık bu sefer gözüme garip gelen şey ise barakanın orada olmasaydı nasıl olur dün gece esrarengiz bir şekilde kaybolmuştu Bundan Kimseye bahsetmedim Abdullah Hoca kapıda bizi bekliyormuş zaten buyrun dedi ve eve girerken gece bir rüya gördün mü dedi

kafama vuruldu sersemledim defter yere düştü bende düşünce hoca hemen defteri aldı bu arada varlıklar üstüme üstüme geliyordu annem ve babama baktım ki sanki hipnotize olmuşlarda böyle boşboş bakıyorlardı. Hareketsizlerdi onlarda ne yapacağım der gibi baktım ve aklıma hemen kağıdın cebimde olduğu dank etti.Onu oradan binbir güçlükle çıkarabilirdim dikkat dağıtmam lazımdı ama nasıl yapacaktım bunu o an içimden ne olacaksa olsun artık diye bir his geçti zaten hayatımız mahvolmuş ayağa kalktım hocayla göz göze geldik.Ve o an ki enerji patlaması ile kağıdı birden çıkardım bu seferde yazıları okuyamıyordum. Arapça yazılmıştı ben arapça bilmiyordum ki.Ne yapmam lazımdı bu sırada kağıdı çıkarmamla birlikte bütün varlıkların korkması ve çığlıkları bir oldu o kağıt normal bir kağıt değil di büyük babam bana bunu bu yüzden bırakmıştı ve hemen kullanmam lazımdı bu şansımı ama nasıl.Bu arapçayı bir kere anlayıp konuştum bu varlıklarla bu seferde okurum dedim kendimi sanki teslim edercesine okumaya başladım okudukça gerisi geliyordu sanki büyük babam bana yardım ediyordu adam mezardan kalkmışta gelmiş gibi.Ben okudukça bütün varlıklar çığlıkları bağrış çağrış küfürleri bir oluyordu.Son kelimeye geldiğim de ise geriye hiçbir şey kalmamıştı inanılmazdı nasıl okuyabilirdim ki böyle bir şeyi

ellerimle köşeden kazmaya başladım .Çok geçmeden kutu gibi bir şey çıktı içinden kilitli değildi fakat kilidi vardı kutuyu açacaktım ama korkudan açamadım bana açma demişti. Fakat başıma ne geldiyse sözlere uyduğumdan geldi ulan açsam ne olacak açmasam ne olacak zaten sonumuz belli değil diyerekten kendimi gaza getirerek açtım kutuyu kutudan çıkan kara bir defter idi sadece bu ve yanında mum vardı siyah bir mum açtım defteri okudum büyük babam bunları bana yazmıştı oğlum sakın onlardan korkma seni hataya sürüklemek istiyorlar ailemizin süregelen baş belalarını sen bitireceksin ben çok uğraştım bunun için fakat biliyorum ki beni de öldürecekler yapman gereken bu defteri onlara vermemek ve bu mumu yakıp yırtık sayfadaki boş bir odada tamamen odaklanmış bir şekilde okumak ailene sahip çık. Bunları görünce ulan bu ne saçma bir şey kanlımız mı bunlar bizim büyük babam neden bunlarla husumetli veya ailemizin bunlarla sorunu ne? Eve gidemezdim ne yapmam gerektiğini bilmiyordum eve gidemezdim fakat annem ve babam oradaydı aklıma Süleyman hoca geldi onun adresini biliyordum hemen durağa koştum ve otobüse binip 1 saatlik yolculuğun ardından vardım. Adamın kapısını çaldım ve kapımı açtı bana değişik abuk sabuk baktı ne oldu şeytan mı gördün dedim beni içeri aldı ve kolumdan tutarak aynaya zütürdü ve boynuma dikkat çekti. Omzumda ki mühürün aynısıydı