1. 148.
    0
    loading... #12916509 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916534 edit sil ?

    tmm devam etde ben bu binin gideceğini sanmıorum
    (CaMPeR, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916531 * :o :( /msj ?

    devam devam hadı 2 saatr okuyoruz yapma yarın falan ıbneleşmeye luzum yok hadı beklıyoruz reyiz
    (rafiz, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916548 * :o :( /msj ?

    hikayeci giben team

    hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu. cahil liseli binlerin dandik seviye yüseltme çabalarına tepkidir.

    onursal üyeler:
    küçük prens
    raskolnikov
    gregor panteleyevic
    jonathan livingston
    edgar allen poe
    gregor samsa
    şapka
    franz kafka

    kurucu üyeler:
    pusko (başkan)
    prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
    marlboro special edition
    imansiz
    tayler
    iroh
    aza parlatan aza (teşkilatı mahsusa ajanı, kod adı parlak yakup)
    alexsander gib salllandir
    gib kafalı japon
    naturelenjeksiyon
    bilkentli kız aranıyor

    ---
    ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
    tebrik ederim kardeşim.
    (bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye)
    1. zirayet mottosu : hikayeye ve hikayeli başlıklara son vermezseniz (bkz: hikayeci giben team) olarak başlığınızı hikayenizi konunuzu giberiz (prozac)
    ---
    (ogibisokama, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916560 * :o :( /msj ?

    @521
    sen anlattıkça hikayeci giben team ağzını kapatıp gibecek seni.
    anlatma demiyoruz.
    gibileceksin diyoruz.
    (pusko, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916588 * :o :( /msj ?

    manisalıyla artık beraber olmustuk. kızlıgını bana vermişti icimde garip bir duygu vardı ne yapacagımı sasırmıstm ilk defa gercekten bır kadına soguk da olsa sahip olmustum. ne yapacagımı sasırmıstım galiba oda sasırdı ve aglamaya basladı.
    (zor kadini giben adam, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916624 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916641 edit sil ?

    sigara paketleri üzerindeki resimlerde inanılmaz (10) ...
    · benim için 11111 entry giriyoruz (138) ...
    · bakire kızla dalga geçtik (22) ...
    · simone simons dünyanın en güzel kadınıdır (37) ...
    · beyler ben kakamı yaptıktan sonra (2) ...
    · çok sıcak lannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn (2) ...
    · kafanızın içinde çalan şarkılar (4) ...
    · üçüküncü nesil sazandır (15) ...
    · son 1 2 3 saattır burda olanlar (16) ...
    · beniiiiiii taklit etmeynnnnnnn huurlarrrrrrrr (21) ...
    · inciiiiiiiiii bu ne yaaa öyyykkk kusucammmmm (29) ...
    · hamdi sopayi getir hangi kural (11) ...
    · yapabildiğiniz en iyi şey ne binler (27) ...
    · gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye (499) ...
    · züt ...
    · incide takılan bir kız olarak loading... #12916509 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916534 edit sil ?

    tmm devam etde ben bu binin gideceğini sanmıorum
    (CaMPeR, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916531 * :o :( /msj ?

    devam devam hadı 2 saatr okuyoruz yapma yarın falan ıbneleşmeye luzum yok hadı beklıyoruz reyiz
    (rafiz, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916548 * :o :( /msj ?

    hikayeci giben team

    hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu. cahil liseli binlerin dandik seviye yüseltme çabalarına tepkidir.

    onursal üyeler:
    küçük prens
    raskolnikov
    gregor panteleyevic
    jonathan livingston
    edgar allen poe
    gregor samsa
    şapka
    franz kafka

    kurucu üyeler:
    pusko (başkan)
    prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
    marlboro special edition
    imansiz
    tayler
    iroh
    aza parlatan aza (teşkilatı mahsusa ajanı, kod adı parlak yakup)
    alexsander gib salllandir
    gib kafalı japon
    naturelenjeksiyon
    bilkentli kız aranıyor

    ---
    ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
    tebrik ederim kardeşim.
    (bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye)
    1. zirayet mottosu : hikayeye ve hikayeli başlıklara son vermezseniz (bkz: hikayeci giben team) olarak başlığınızı hikayenizi konunuzu giberiz (prozac)
    ---
    (ogibisokama, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916560 * :o :( /msj ?

    @521
    sen anlattıkça hikayeci giben team ağzını kapatıp gibecek seni.
    anlatma demiyoruz.
    gibileceksin diyoruz.
    (pusko, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916588 * :o :( /msj ?

    manisalıyla artık beraber olmustuk. kızlıgını bana vermişti icimde garip bir duygu vardı ne yapacagımı sasırmıstm ilk defa gercekten bır kadına soguk da olsa sahip olmustum. ne yapacagımı sasırmıstım galiba oda sasırdı ve aglamaya basladı.
    (zor kadini giben adam, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916624 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916641 edit sil ?

    sigara paketleri üzerindeki resimlerde inanılmaz (10) ...
    · benim için 11111 entry giriyoruz (138) ...
    · bakire kızla dalga geçtik (22) ...
    · simone simons dünyanın en güzel kadınıdır (37) ...
    · beyler ben kakamı yaptıktan sonra (2) ...
    · çok sıcak lannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn (2) ...
    · kafanızın içinde çalan şarkılar (4) ...
    · üçüküncü nesil sazandır (15) ...
    · son 1 2 3 saattır burda olanlar (16) ...
    · beniiiiiii taklit etmeynnnnnnn huurlarrrrrrrr (21) ...
    · inciiiiiiiiii bu ne yaaa öyyykkk kusucammmmm (29) ...
    · hamdi sopayi getir hangi kural (11) ...
    · yapabildiğiniz en iyi şey ne binler (27) ...
    · gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye (499) ...
    · züt ...
    · incide takılan bir kız olarak
    Tümünü Göster
    ···
  2. 147.
    -2
    dükkana girdiğimde diğer 2 eleman seni camide göremedik dedi ben ise başka camiye gittiğimi söyledim ve konu kapandı. o karıyı bir daha görmedim dükkana gelmedi evine ise gitmeye çekiniorum. görümcesini aradım bana yeni sevgilim beni tatmin edio ama korkma bişey anlatmıcam dedi.
    THE END
    ···
  3. 146.
    0
    loading... #12916509 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916534 edit sil ?

    tmm devam etde ben bu binin gideceğini sanmıorum
    (CaMPeR, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916531 * :o :( /msj ?

    devam devam hadı 2 saatr okuyoruz yapma yarın falan ıbneleşmeye luzum yok hadı beklıyoruz reyiz
    (rafiz, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916548 * :o :( /msj ?

    hikayeci giben team

    hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu. cahil liseli binlerin dandik seviye yüseltme çabalarına tepkidir.

    onursal üyeler:
    küçük prens
    raskolnikov
    gregor panteleyevic
    jonathan livingston
    edgar allen poe
    gregor samsa
    şapka
    franz kafka

    kurucu üyeler:
    pusko (başkan)
    prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
    marlboro special edition
    imansiz
    tayler
    iroh
    aza parlatan aza (teşkilatı mahsusa ajanı, kod adı parlak yakup)
    alexsander gib salllandir
    gib kafalı japon
    naturelenjeksiyon
    bilkentli kız aranıyor

    ---
    ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
    tebrik ederim kardeşim.
    (bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye)
    1. zirayet mottosu : hikayeye ve hikayeli başlıklara son vermezseniz (bkz: hikayeci giben team) olarak başlığınızı hikayenizi konunuzu giberiz (prozac)
    ---
    (ogibisokama, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916560 * :o :( /msj ?

    @521
    sen anlattıkça hikayeci giben team ağzını kapatıp gibecek seni.
    anlatma demiyoruz.
    gibileceksin diyoruz.
    (pusko, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916588 * :o :( /msj ?

    manisalıyla artık beraber olmustuk. kızlıgını bana vermişti icimde garip bir duygu vardı ne yapacagımı sasırmıstm ilk defa gercekten bır kadına soguk da olsa sahip olmustum. ne yapacagımı sasırmıstım galiba oda sasırdı ve aglamaya basladı.
    (zor kadini giben adam, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916624 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916641 edit sil ?

    sigara paketleri üzerindeki resimlerde inanılmaz (10) ...
    · benim için 11111 entry giriyoruz (138) ...
    · bakire kızla dalga geçtik (22) ...
    · simone simons dünyanın en güzel kadınıdır (37) ...
    · beyler ben kakamı yaptıktan sonra (2) ...
    · çok sıcak lannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn (2) ...
    · kafanızın içinde çalan şarkılar (4) ...
    · üçüküncü nesil sazandır (15) ...
    · son 1 2 3 saattır burda olanlar (16) ...
    · beniiiiiii taklit etmeynnnnnnn huurlarrrrrrrr (21) ...
    · inciiiiiiiiii bu ne yaaa öyyykkk kusucammmmm (29) ...
    · hamdi sopayi getir hangi kural (11) ...
    · yapabildiğiniz en iyi şey ne binler (27) ...
    · gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye (499) ...
    · züt ...
    · incide takılan bir kız olarak loading... #12916509 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916534 edit sil ?

    tmm devam etde ben bu binin gideceğini sanmıorum
    (CaMPeR, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916531 * :o :( /msj ?

    devam devam hadı 2 saatr okuyoruz yapma yarın falan ıbneleşmeye luzum yok hadı beklıyoruz reyiz
    (rafiz, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916548 * :o :( /msj ?

    hikayeci giben team

    hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu. cahil liseli binlerin dandik seviye yüseltme çabalarına tepkidir.

    onursal üyeler:
    küçük prens
    raskolnikov
    gregor panteleyevic
    jonathan livingston
    edgar allen poe
    gregor samsa
    şapka
    franz kafka

    kurucu üyeler:
    pusko (başkan)
    prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
    marlboro special edition
    imansiz
    tayler
    iroh
    aza parlatan aza (teşkilatı mahsusa ajanı, kod adı parlak yakup)
    alexsander gib salllandir
    gib kafalı japon
    naturelenjeksiyon
    bilkentli kız aranıyor

    ---
    ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
    tebrik ederim kardeşim.
    (bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye)
    1. zirayet mottosu : hikayeye ve hikayeli başlıklara son vermezseniz (bkz: hikayeci giben team) olarak başlığınızı hikayenizi konunuzu giberiz (prozac)
    ---
    (ogibisokama, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916560 * :o :( /msj ?

    @521
    sen anlattıkça hikayeci giben team ağzını kapatıp gibecek seni.
    anlatma demiyoruz.
    gibileceksin diyoruz.
    (pusko, 31.07.2010 04:29)
    loading... #12916588 * :o :( /msj ?

    manisalıyla artık beraber olmustuk. kızlıgını bana vermişti icimde garip bir duygu vardı ne yapacagımı sasırmıstm ilk defa gercekten bır kadına soguk da olsa sahip olmustum. ne yapacagımı sasırmıstım galiba oda sasırdı ve aglamaya basladı.
    (zor kadini giben adam, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916624 * :o :( /msj ?

    zor kadini giben adam
    ikinci nesil inci sözlük yazarı
    ---(offline)

    Bugün: 64
    Bu hafta: 185
    toplam entry: 5096
    toplam başlık: 0
    (prozac, 31.07.2010 04:30)
    loading... #12916641 edit sil ?

    sigara paketleri üzerindeki resimlerde inanılmaz (10) ...
    · benim için 11111 entry giriyoruz (138) ...
    · bakire kızla dalga geçtik (22) ...
    · simone simons dünyanın en güzel kadınıdır (37) ...
    · beyler ben kakamı yaptıktan sonra (2) ...
    · çok sıcak lannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn (2) ...
    · kafanızın içinde çalan şarkılar (4) ...
    · üçüküncü nesil sazandır (15) ...
    · son 1 2 3 saattır burda olanlar (16) ...
    · beniiiiiii taklit etmeynnnnnnn huurlarrrrrrrr (21) ...
    · inciiiiiiiiii bu ne yaaa öyyykkk kusucammmmm (29) ...
    · hamdi sopayi getir hangi kural (11) ...
    · yapabildiğiniz en iyi şey ne binler (27) ...
    · gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye (499) ...
    · züt ...
    · incide takılan bir kız olarak
    Tümünü Göster
    ···
  4. 145.
    0
    @146 haaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
    ···
  5. 144.
    0
    sonra bi uyandın don ıpıslak...
    ···
  6. 143.
    0
    @axl guns

    kanka sen charles dickens'e bile bin basarsın.
    ···
  7. 142.
    0
    “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim
    Tümünü Göster
    ···
  8. 141.
    0
    buna inananın beynini gibim
    ···
  9. 140.
    -1
    kendimi bir an ferre yıldızı gibi hissettim kadın teşekkür etti kıyafetlerim kurumuştu ama leke vardı neyse diip giydim. kadın bekle dedi ve bir kağıda görümcesinin cep numarasını yazıp bana verdi kağıdın arasında ise 100 tl vardı ayriyetten. parayı geri verdim olmaz bu senin hakkın dedi bende iii tmmm deip aldım çıkarken kadın bana haaaa sakın görümcemi aramayı unutma dedi bende tamam ararım dedim ve gittim.
    ···
  10. 139.
    0
    http://imgim.com/20107293467.jpg
    ···
  11. 138.
    0
    e görümce ne oldu
    ···
  12. 137.
    0
    @3 gibtir git lan heryere aynı resimi koyuyorsun
    ···
  13. 136.
    0
    “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    Tümünü Göster
    ···
  14. 135.
    -1
    ingiltere (ingilizce: England), Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletten en büyük ve merkezi olanı. Avrupa'nın batısında, Büyük Britanya adasında bulunur.

    ingiltere adı, 5. yüzyıl'da Saksonlar'la birlikte adayı istila eden Cermen halkı Anglus'lardan (ingilizce: kaynaklanır. Angleland (Anglus Diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla England şekline dönüşmüştür.

    ingiltere adı günümüzde yaygın olarak uluslararası medyada ve zaman zaman da resmi düzeyde Birleşik Krallık yerine kullanılır.[3]
    ingiltere Bayrağı'nın Farklı Logosu
    Konu başlıkları
    [gizle]

    • 1 ingiltere'nin coğrafyası
    • 2 Tarih
    • 3 Siyasi durum
    • 4 iktisat
    • 5 Spor
    • 6 ilgili Kaynaklar
    • 7 Kaynakça

    ingiltere'nin coğrafyası [değiştir]

    ingiltere, Büyük Britanya adasının merkezi ve güney üçte ikisini, ayrıca çevredeki adaları (en büyükleri Wight Adası) kaplar. Kuzeyde iskoçya, Batıda Galler ile komşudur. Britanya takımadalarında kıta Avrupası'na en yakın olan ülkedir: Fransa'dan sadece 52 km uzunluğundaki Manş Denizi ile ayrılır. Manş Tüneli, ülkeyi kıta Avrupası'na bağlar. Fransa-ingiltere sınırı, kanalın tam ortasından geçer.

    ingiltere'nin iklimi değişken bir yapıya sahiptir ve kışlar yumuşak yazlar serin geçer. Golf stream sıcak su akıntısı iklim üzerinde etkilidir. ingiltere'nin büyük kısmı alçak tepelerle kaplıdır. Ancak kuzeye doğru biraz daha dağlık bir görünüm alır, Pennine Dağları ülkeyi kuzeyden güneye doğru ikiye ayırır. Buna karşın dağlar fazla yükselmez. En yüksek nokta, 978 m. irtifadaki Scafell Pike zirvesidir.[4] Tepelik bölgeyle dağlık bölge arasındaki sınırı Tees-Exe hattının oluşturduğu kabul edilir. Doğuda düz bir bataklık bölge olan the Fens yer alır. Bataklığın büyük kısmı tarım amacıyla kurutulmuştur. ingiltere'nin en büyük kentlerinin hangileri olduğu tartışmalı bir konudur. Sıralama "kent" kelimesinin farklı tanımlanmasıyla değişmektedir, oturdukları şehrin önemini yüksek göstermek isteyenler kendilerine uygun tanımı seçmektedir. Ancak hangi tanım esas alınırsa alınsın, Londra ingiltere'nin en büyük kenti olduğu gibi dünyanın da önemli kentleri arasındadır. Özellikle merkezi ve kuzey ingiltere'deki bazı kentler nüfus ve faaliyetler açısından önem taşır: Manchester, Birmingham, Leeds, Liverpool, Newcastle, Sheffield, Bristol, Coventry, Leicester, Nottingham ve Hull gibi.

    ingiltere'nin en büyük doğal limanı merkezi güney kıyıda yer alan Poole'dür. Bu limanın, Avusturalya'daki Sydney'den sonra, dünyanın en büyük ikinci doğal limanı olduğu iddia edilir.[5]
    Tarih [değiştir]

    Bu bölümde ingiltere tarihi konu edilmiştir. Birleşik Krallığın tümünün genel tarihi için bkz. Birleşik Krallık tarihi

    ingiltere'nin bilinen ilk yerlileri Keltlerdir. Romalılar, Batı Avrupayı istila ederken ingiltere'yi de fethedip (MS 1. yy) adaya "Britania" adını verdiler. Roma egemenliğinin dört yüzyıl sürmesine karşın ülke bu durumdan fazla etkilenmedi. 5. yy'dan itibaren Anglus ve Sakson halklarının karışımından oluşmuş Anglosakson akınları, Keltleri kuzeydeki (iskoçya) ve batıdaki (Galler) dağlık yörelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu göçler sonrasında ingiltere büyük ölçüde Anglosakson kültürü etkisine girdi.

    Anglosaksonlar 6 ve 7. yüzyıllarda birbirine rakip küçük krallıklar kurdular. Sekizinci yüzyılda Roma imparatorluğu ve irlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul ettiler. 795’te başlayan iskandinav istilası 11. yüzyılın başına kadar birkaç defa tekrarlandı. Danimarkalı Büyük Knud, Büyük Britanya adasını tamamen fethetti. Anglosakson hanedanından Edward (1042-1066) ingiltere'nin bağımsızlığını sağladı. Onun ölümü üzerine tahta geçen Harold’u tanımayan Normandiya Dükü I. William (Fatih William diye de bilinir), taht üzerinde hak iddia etti ve ülkeye beş yıl süren savaşlar sonucunda egemen oldu. Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou’lu hükümdarlar Fransa’da geniş ve zengin topraklara sahiptiler. ingiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vadisinden Pirene Dağları'na kadar uzanan büyük bir mülkün uzantısı gibi yaşadı. Norman işgalinin önemli bir sonucu, Anglosakson kültürüyle Fransa'dan gelen Norman kültürünün birbirine karışması oldu. ingilizce dili de bu kültür karışımından önemli ölçüde etkilendi.

    Avrupa ile ilişkiler ingiltere Krallığı ile Fransa Krallığını uzun savaşlara sürükledi. Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır.

    Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında irlanda’da “Pale” sömürgeleri kuruldu. Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti. Etkisini iskoçya’ya kabul ettirmeyi denedi. Daha sonra 14 ve 15. yüzyıllarda ingiltere Krallığı birtakım sosyal, dini, siyasi karışıklıklara sahne oldu.

    Tudor Hanedanı'ndan 7. Henry ve 8. Henry (1458-1541), parlamentoyu kullanarak ülkede düzen ve birliği sağlamlaştırdılar, krallık otoritesinin halkın kabullenmesini sağladılar. 8. Henry kilisede de reform yaptı ve ingiliz deniz gücünü kurdu. 1. Elizabeth (1558-1603) Anglikanizmi ingiltere'nin resmi dini olarak kabul edip Katolik direnişini kırdı; yenilmez ispanyol armadası'nı bozguna uğratarak, irlanda'yı ingiltere topraklarına kattı. Saltanatı döneminde edebiyat ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı.

    1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.

    1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.

    18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda ingiltere, sömürgelerden gelen hammadeleri işleme ve bunlara pazar bulma ihtiyacı sayesinde büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen bir ülkeydi. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’daki bazı gelişmemiş, güçsüz; fakat hammedesi bol devletlerle, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.

    Birleşik Krallık, I. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıktı. Savaş sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Ancak sömürgeler yavaş yavaş elden çıkıyordu. 1922 yılında bir ayaklanmayla irlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949’da irlanda Cumhûriyeti kuruldu. irlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı. 1936'da Mısır bağımsız oldu. Sudan'da ingiliz-Mısır ortak yönetimi kuruldu.

    1929-1930 dünya ekonomik buhranı büyük ölçüde ingiltere’yi de etkisi altına aldı. Ülke, 2. Dünya Savaşı'ndan da zaferle çıktıysa da batı dünyasının liderliğini Amerika Birleşik Devletleri'ne bırakmak zorunda kaldı.

    Hindistan, Pakistan, irlanda ve Afrika'da birçok sömürge bağımsızlıklarına kavuştu. Savaş sonrası seçimleri işçi Partisi kazandı. 1951'de Muhafazakârlar yeniden iktidara geldilerse de bazı iç ve dış güçlüklerle karşılaştılar. 1952'de Kraliçe II. Elizabeth tahta çıktı. 1951-1964 arasında iktidarda bulunan, Muhafazakâr Parti (Churchill, Eden, Macmillan, Douglas-Home hükümetleri) sosyal ve ekonomik güçlükleri yenmede başarılı olamadı. işçi Partisi iktidarı döneminde (1964-1970), sterlin devalüe edildiyse de ekonomik bunalım tam olarak giderilemedi. Kuzey Denizi'nde petrol bulunması ülke ekonomisini bir ölçüde rahatlattı.

    1979'da iktidara gelen Muhafazakâr Parti lideri Margaret Thatcher yönetimindeki yeni hükümet sıkı para politikası ve ücretlerin dondurulması siyaseti ve enflasyonu yenmeye, ülkeye eski istikrarlı ekonomik gücünü kazandırmaya çalıştı. Ancak irlanda'daki Katolik tehdiş hareketleri ve içerde yabancılara karşı başlayan düşmanlık Thatcher Hükümeti'ni uğraştıran önemli sorunlar oldu. Thatcher'in 1990 yılının sonlarında istifa etmesi üzerine yerine John Major başbakan oldu.
    Siyasi durum [değiştir]

    ingiltere, Birleşik Krallığı oluşturan 4 ülkeden en geniş ve en kalabalık olandır. 60 milyondan fazla olan Birleşik Krallık nüfusunun %85'i (yaklaşık 50 milyon kişi) ingiltere'de yaşamaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 134.
    0
    @1 hadi koçum direnme
    ···
  16. 133.
    -2
    http://imgim.com/i6wc3q.jpg
    ···
  17. 132.
    0
    ingiltere (ingilizce: England), Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletten en büyük ve merkezi olanı. Avrupa'nın batısında, Büyük Britanya adasında bulunur.

    ingiltere adı, 5. yüzyıl'da Saksonlar'la birlikte adayı istila eden Cermen halkı Anglus'lardan (ingilizce: kaynaklanır. Angleland (Anglus Diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla England şekline dönüşmüştür.

    ingiltere adı günümüzde yaygın olarak uluslararası medyada ve zaman zaman da resmi düzeyde Birleşik Krallık yerine kullanılır.[3]
    ingiltere Bayrağı'nın Farklı Logosu
    Konu başlıkları
    [gizle]

    • 1 ingiltere'nin coğrafyası
    • 2 Tarih
    • 3 Siyasi durum
    • 4 iktisat
    • 5 Spor
    • 6 ilgili Kaynaklar
    • 7 Kaynakça

    ingiltere'nin coğrafyası [değiştir]

    ingiltere, Büyük Britanya adasının merkezi ve güney üçte ikisini, ayrıca çevredeki adaları (en büyükleri Wight Adası) kaplar. Kuzeyde iskoçya, Batıda Galler ile komşudur. Britanya takımadalarında kıta Avrupası'na en yakın olan ülkedir: Fransa'dan sadece 52 km uzunluğundaki Manş Denizi ile ayrılır. Manş Tüneli, ülkeyi kıta Avrupası'na bağlar. Fransa-ingiltere sınırı, kanalın tam ortasından geçer.

    ingiltere'nin iklimi değişken bir yapıya sahiptir ve kışlar yumuşak yazlar serin geçer. Golf stream sıcak su akıntısı iklim üzerinde etkilidir. ingiltere'nin büyük kısmı alçak tepelerle kaplıdır. Ancak kuzeye doğru biraz daha dağlık bir görünüm alır, Pennine Dağları ülkeyi kuzeyden güneye doğru ikiye ayırır. Buna karşın dağlar fazla yükselmez. En yüksek nokta, 978 m. irtifadaki Scafell Pike zirvesidir.[4] Tepelik bölgeyle dağlık bölge arasındaki sınırı Tees-Exe hattının oluşturduğu kabul edilir. Doğuda düz bir bataklık bölge olan the Fens yer alır. Bataklığın büyük kısmı tarım amacıyla kurutulmuştur. ingiltere'nin en büyük kentlerinin hangileri olduğu tartışmalı bir konudur. Sıralama "kent" kelimesinin farklı tanımlanmasıyla değişmektedir, oturdukları şehrin önemini yüksek göstermek isteyenler kendilerine uygun tanımı seçmektedir. Ancak hangi tanım esas alınırsa alınsın, Londra ingiltere'nin en büyük kenti olduğu gibi dünyanın da önemli kentleri arasındadır. Özellikle merkezi ve kuzey ingiltere'deki bazı kentler nüfus ve faaliyetler açısından önem taşır: Manchester, Birmingham, Leeds, Liverpool, Newcastle, Sheffield, Bristol, Coventry, Leicester, Nottingham ve Hull gibi.

    ingiltere'nin en büyük doğal limanı merkezi güney kıyıda yer alan Poole'dür. Bu limanın, Avusturalya'daki Sydney'den sonra, dünyanın en büyük ikinci doğal limanı olduğu iddia edilir.[5]
    Tarih [değiştir]

    Bu bölümde ingiltere tarihi konu edilmiştir. Birleşik Krallığın tümünün genel tarihi için bkz. Birleşik Krallık tarihi

    ingiltere'nin bilinen ilk yerlileri Keltlerdir. Romalılar, Batı Avrupayı istila ederken ingiltere'yi de fethedip (MS 1. yy) adaya "Britania" adını verdiler. Roma egemenliğinin dört yüzyıl sürmesine karşın ülke bu durumdan fazla etkilenmedi. 5. yy'dan itibaren Anglus ve Sakson halklarının karışımından oluşmuş Anglosakson akınları, Keltleri kuzeydeki (iskoçya) ve batıdaki (Galler) dağlık yörelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu göçler sonrasında ingiltere büyük ölçüde Anglosakson kültürü etkisine girdi.

    Anglosaksonlar 6 ve 7. yüzyıllarda birbirine rakip küçük krallıklar kurdular. Sekizinci yüzyılda Roma imparatorluğu ve irlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul ettiler. 795’te başlayan iskandinav istilası 11. yüzyılın başına kadar birkaç defa tekrarlandı. Danimarkalı Büyük Knud, Büyük Britanya adasını tamamen fethetti. Anglosakson hanedanından Edward (1042-1066) ingiltere'nin bağımsızlığını sağladı. Onun ölümü üzerine tahta geçen Harold’u tanımayan Normandiya Dükü I. William (Fatih William diye de bilinir), taht üzerinde hak iddia etti ve ülkeye beş yıl süren savaşlar sonucunda egemen oldu. Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou’lu hükümdarlar Fransa’da geniş ve zengin topraklara sahiptiler. ingiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vadisinden Pirene Dağları'na kadar uzanan büyük bir mülkün uzantısı gibi yaşadı. Norman işgalinin önemli bir sonucu, Anglosakson kültürüyle Fransa'dan gelen Norman kültürünün birbirine karışması oldu. ingilizce dili de bu kültür karışımından önemli ölçüde etkilendi.

    Avrupa ile ilişkiler ingiltere Krallığı ile Fransa Krallığını uzun savaşlara sürükledi. Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır.

    Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında irlanda’da “Pale” sömürgeleri kuruldu. Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti. Etkisini iskoçya’ya kabul ettirmeyi denedi. Daha sonra 14 ve 15. yüzyıllarda ingiltere Krallığı birtakım sosyal, dini, siyasi karışıklıklara sahne oldu.

    Tudor Hanedanı'ndan 7. Henry ve 8. Henry (1458-1541), parlamentoyu kullanarak ülkede düzen ve birliği sağlamlaştırdılar, krallık otoritesinin halkın kabullenmesini sağladılar. 8. Henry kilisede de reform yaptı ve ingiliz deniz gücünü kurdu. 1. Elizabeth (1558-1603) Anglikanizmi ingiltere'nin resmi dini olarak kabul edip Katolik direnişini kırdı; yenilmez ispanyol armadası'nı bozguna uğratarak, irlanda'yı ingiltere topraklarına kattı. Saltanatı döneminde edebiyat ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı.

    1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.

    1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.

    18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda ingiltere, sömürgelerden gelen hammadeleri işleme ve bunlara pazar bulma ihtiyacı sayesinde büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen bir ülkeydi. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’daki bazı gelişmemiş, güçsüz; fakat hammedesi bol devletlerle, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.

    Birleşik Krallık, I. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıktı. Savaş sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Ancak sömürgeler yavaş yavaş elden çıkıyordu. 1922 yılında bir ayaklanmayla irlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949’da irlanda Cumhûriyeti kuruldu. irlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı. 1936'da Mısır bağımsız oldu. Sudan'da ingiliz-Mısır ortak yönetimi kuruldu.

    1929-1930 dünya ekonomik buhranı büyük ölçüde ingiltere’yi de etkisi altına aldı. Ülke, 2. Dünya Savaşı'ndan da zaferle çıktıysa da batı dünyasının liderliğini Amerika Birleşik Devletleri'ne bırakmak zorunda kaldı.

    Hindistan, Pakistan, irlanda ve Afrika'da birçok sömürge bağımsızlıklarına kavuştu. Savaş sonrası seçimleri işçi Partisi kazandı. 1951'de Muhafazakârlar yeniden iktidara geldilerse de bazı iç ve dış güçlüklerle karşılaştılar. 1952'de Kraliçe II. Elizabeth tahta çıktı. 1951-1964 arasında iktidarda bulunan, Muhafazakâr Parti (Churchill, Eden, Macmillan, Douglas-Home hükümetleri) sosyal ve ekonomik güçlükleri yenmede başarılı olamadı. işçi Partisi iktidarı döneminde (1964-1970), sterlin devalüe edildiyse de ekonomik bunalım tam olarak giderilemedi. Kuzey Denizi'nde petrol bulunması ülke ekonomisini bir ölçüde rahatlattı.

    1979'da iktidara gelen Muhafazakâr Parti lideri Margaret Thatcher yönetimindeki yeni hükümet sıkı para politikası ve ücretlerin dondurulması siyaseti ve enflasyonu yenmeye, ülkeye eski istikrarlı ekonomik gücünü kazandırmaya çalıştı. Ancak irlanda'daki Katolik tehdiş hareketleri ve içerde yabancılara karşı başlayan düşmanlık Thatcher Hükümeti'ni uğraştıran önemli sorunlar oldu. Thatcher'in 1990 yılının sonlarında istifa etmesi üzerine yerine John Major başbakan oldu.
    Siyasi durum [değiştir]

    ingiltere, Birleşik Krallığı oluşturan 4 ülkeden en geniş ve en kalabalık olandır. 60 milyondan fazla olan Birleşik Krallık nüfusunun %85'i (yaklaşık 50 milyon kişi) ingiltere'de yaşamaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 131.
    0
    ilk kez bu kadar heyecanlıydım çünkü ilk kez am gibiodum. önce misyoner pozisyonu yaptık daha sonra doggstyle yaptık bu ardından boşaldı ben de boşalmak üzereydim 2 dk sonra da ben boşaldım.
    ···
  19. 130.
    0
    ingiltere (ingilizce: England), Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletten en büyük ve merkezi olanı. Avrupa'nın batısında, Büyük Britanya adasında bulunur.

    ingiltere adı, 5. yüzyıl'da Saksonlar'la birlikte adayı istila eden Cermen halkı Anglus'lardan (ingilizce: kaynaklanır. Angleland (Anglus Diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla England şekline dönüşmüştür.

    ingiltere adı günümüzde yaygın olarak uluslararası medyada ve zaman zaman da resmi düzeyde Birleşik Krallık yerine kullanılır.[3]
    ingiltere Bayrağı'nın Farklı Logosu
    Konu başlıkları
    [gizle]

    • 1 ingiltere'nin coğrafyası
    • 2 Tarih
    • 3 Siyasi durum
    • 4 iktisat
    • 5 Spor
    • 6 ilgili Kaynaklar
    • 7 Kaynakça

    ingiltere'nin coğrafyası [değiştir]

    ingiltere, Büyük Britanya adasının merkezi ve güney üçte ikisini, ayrıca çevredeki adaları (en büyükleri Wight Adası) kaplar. Kuzeyde iskoçya, Batıda Galler ile komşudur. Britanya takımadalarında kıta Avrupası'na en yakın olan ülkedir: Fransa'dan sadece 52 km uzunluğundaki Manş Denizi ile ayrılır. Manş Tüneli, ülkeyi kıta Avrupası'na bağlar. Fransa-ingiltere sınırı, kanalın tam ortasından geçer.

    ingiltere'nin iklimi değişken bir yapıya sahiptir ve kışlar yumuşak yazlar serin geçer. Golf stream sıcak su akıntısı iklim üzerinde etkilidir. ingiltere'nin büyük kısmı alçak tepelerle kaplıdır. Ancak kuzeye doğru biraz daha dağlık bir görünüm alır, Pennine Dağları ülkeyi kuzeyden güneye doğru ikiye ayırır. Buna karşın dağlar fazla yükselmez. En yüksek nokta, 978 m. irtifadaki Scafell Pike zirvesidir.[4] Tepelik bölgeyle dağlık bölge arasındaki sınırı Tees-Exe hattının oluşturduğu kabul edilir. Doğuda düz bir bataklık bölge olan the Fens yer alır. Bataklığın büyük kısmı tarım amacıyla kurutulmuştur. ingiltere'nin en büyük kentlerinin hangileri olduğu tartışmalı bir konudur. Sıralama "kent" kelimesinin farklı tanımlanmasıyla değişmektedir, oturdukları şehrin önemini yüksek göstermek isteyenler kendilerine uygun tanımı seçmektedir. Ancak hangi tanım esas alınırsa alınsın, Londra ingiltere'nin en büyük kenti olduğu gibi dünyanın da önemli kentleri arasındadır. Özellikle merkezi ve kuzey ingiltere'deki bazı kentler nüfus ve faaliyetler açısından önem taşır: Manchester, Birmingham, Leeds, Liverpool, Newcastle, Sheffield, Bristol, Coventry, Leicester, Nottingham ve Hull gibi.

    ingiltere'nin en büyük doğal limanı merkezi güney kıyıda yer alan Poole'dür. Bu limanın, Avusturalya'daki Sydney'den sonra, dünyanın en büyük ikinci doğal limanı olduğu iddia edilir.[5]
    Tarih [değiştir]

    Bu bölümde ingiltere tarihi konu edilmiştir. Birleşik Krallığın tümünün genel tarihi için bkz. Birleşik Krallık tarihi

    ingiltere'nin bilinen ilk yerlileri Keltlerdir. Romalılar, Batı Avrupayı istila ederken ingiltere'yi de fethedip (MS 1. yy) adaya "Britania" adını verdiler. Roma egemenliğinin dört yüzyıl sürmesine karşın ülke bu durumdan fazla etkilenmedi. 5. yy'dan itibaren Anglus ve Sakson halklarının karışımından oluşmuş Anglosakson akınları, Keltleri kuzeydeki (iskoçya) ve batıdaki (Galler) dağlık yörelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu göçler sonrasında ingiltere büyük ölçüde Anglosakson kültürü etkisine girdi.

    Anglosaksonlar 6 ve 7. yüzyıllarda birbirine rakip küçük krallıklar kurdular. Sekizinci yüzyılda Roma imparatorluğu ve irlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul ettiler. 795’te başlayan iskandinav istilası 11. yüzyılın başına kadar birkaç defa tekrarlandı. Danimarkalı Büyük Knud, Büyük Britanya adasını tamamen fethetti. Anglosakson hanedanından Edward (1042-1066) ingiltere'nin bağımsızlığını sağladı. Onun ölümü üzerine tahta geçen Harold’u tanımayan Normandiya Dükü I. William (Fatih William diye de bilinir), taht üzerinde hak iddia etti ve ülkeye beş yıl süren savaşlar sonucunda egemen oldu. Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou’lu hükümdarlar Fransa’da geniş ve zengin topraklara sahiptiler. ingiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vadisinden Pirene Dağları'na kadar uzanan büyük bir mülkün uzantısı gibi yaşadı. Norman işgalinin önemli bir sonucu, Anglosakson kültürüyle Fransa'dan gelen Norman kültürünün birbirine karışması oldu. ingilizce dili de bu kültür karışımından önemli ölçüde etkilendi.

    Avrupa ile ilişkiler ingiltere Krallığı ile Fransa Krallığını uzun savaşlara sürükledi. Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır.

    Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında irlanda’da “Pale” sömürgeleri kuruldu. Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti. Etkisini iskoçya’ya kabul ettirmeyi denedi. Daha sonra 14 ve 15. yüzyıllarda ingiltere Krallığı birtakım sosyal, dini, siyasi karışıklıklara sahne oldu.

    Tudor Hanedanı'ndan 7. Henry ve 8. Henry (1458-1541), parlamentoyu kullanarak ülkede düzen ve birliği sağlamlaştırdılar, krallık otoritesinin halkın kabullenmesini sağladılar. 8. Henry kilisede de reform yaptı ve ingiliz deniz gücünü kurdu. 1. Elizabeth (1558-1603) Anglikanizmi ingiltere'nin resmi dini olarak kabul edip Katolik direnişini kırdı; yenilmez ispanyol armadası'nı bozguna uğratarak, irlanda'yı ingiltere topraklarına kattı. Saltanatı döneminde edebiyat ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı.

    1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.

    1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.

    18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda ingiltere, sömürgelerden gelen hammadeleri işleme ve bunlara pazar bulma ihtiyacı sayesinde büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen bir ülkeydi. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’daki bazı gelişmemiş, güçsüz; fakat hammedesi bol devletlerle, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.

    Birleşik Krallık, I. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıktı. Savaş sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Ancak sömürgeler yavaş yavaş elden çıkıyordu. 1922 yılında bir ayaklanmayla irlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949’da irlanda Cumhûriyeti kuruldu. irlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı. 1936'da Mısır bağımsız oldu. Sudan'da ingiliz-Mısır ortak yönetimi kuruldu.

    1929-1930 dünya ekonomik buhranı büyük ölçüde ingiltere’yi de etkisi altına aldı. Ülke, 2. Dünya Savaşı'ndan da zaferle çıktıysa da batı dünyasının liderliğini Amerika Birleşik Devletleri'ne bırakmak zorunda kaldı.

    Hindistan, Pakistan, irlanda ve Afrika'da birçok sömürge bağımsızlıklarına kavuştu. Savaş sonrası seçimleri işçi Partisi kazandı. 1951'de Muhafazakârlar yeniden iktidara geldilerse de bazı iç ve dış güçlüklerle karşılaştılar. 1952'de Kraliçe II. Elizabeth tahta çıktı. 1951-1964 arasında iktidarda bulunan, Muhafazakâr Parti (Churchill, Eden, Macmillan, Douglas-Home hükümetleri) sosyal ve ekonomik güçlükleri yenmede başarılı olamadı. işçi Partisi iktidarı döneminde (1964-1970), sterlin devalüe edildiyse de ekonomik bunalım tam olarak giderilemedi. Kuzey Denizi'nde petrol bulunması ülke ekonomisini bir ölçüde rahatlattı.

    1979'da iktidara gelen Muhafazakâr Parti lideri Margaret Thatcher yönetimindeki yeni hükümet sıkı para politikası ve ücretlerin dondurulması siyaseti ve enflasyonu yenmeye, ülkeye eski istikrarlı ekonomik gücünü kazandırmaya çalıştı. Ancak irlanda'daki Katolik tehdiş hareketleri ve içerde yabancılara karşı başlayan düşmanlık Thatcher Hükümeti'ni uğraştıran önemli sorunlar oldu. Thatcher'in 1990 yılının sonlarında istifa etmesi üzerine yerine John Major başbakan oldu.
    Siyasi durum [değiştir]

    ingiltere, Birleşik Krallığı oluşturan 4 ülkeden en geniş ve en kalabalık olandır. 60 milyondan fazla olan Birleşik Krallık nüfusunun %85'i (yaklaşık 50 milyon kişi) ingiltere'de yaşamaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 129.
    0
    ilk ciks yaptığım gündü.
    ···