akşam fenerin maçı var unutmuşum, şimdi yardırayım o zaman
antrenman yaptığım akşam yine belim isyan etmişti. sağ bacağın üstüne basmaya çalışsam bütün kas lisflerim dayanın, sıkı durun diye bağırıyo gibi geliyordu.ilk parolumu o akşam içtim. Nasıl dr house vicodin bağımlısıysa ben de ileride parol bağımlısı olacaktım. sıcak su torbası hazırlamştı annem. Kaynar su doldurmuş içine iyi gelir diye. belime koyup üzerine yatınca sıcaktan sanki buhar olacak gibi hissetmiştim. Terlemem için üzerime yorgan da örtmüştü annem iyi gelir diye.O karanlık odada boncuk boncuk terlerken leylayı düşündüm yine. Keşke yanımda olsaydı şu an,kalkar halay çekerdim ben. Canberkten ayrılmıştı ama mutlaka geri dönecekti çünkü daha yeniydi ilişkileri, canım cicim ayları ayrıca leyla ben ne kadar kabul eymek istemesem de her kız gibi duygusaldı işte. Kimin ayrılmak istediğini bilmiyordum ilişkileriyle ilgilenmek istemiyordum, benim için sadece leyla vardı..
Normalde erkekler bu durumda eski sevgilisini arar, içip içip eski sevgiliyi arama klişeleri işte, biraz duygusallaşınca eki sevgiliye geri dönme istekleri. Fakat bende öyle değildi sanki cemre yerine leyla eski sevgilimmiş gibi davranıyordum...

nerdesin olm

bu gecelik bu kadar. yarın devam edicem

mart ayının üçüncü haftası.O hafta ilk defa smackdown programından tanıdığım triple h in yuoutubedaki videolarını izliyorum ve antrenman programlarına bakıyorum.Vay anasını adam beline 30 kilo plak bağlayıp barfiks çekiyo, günde altı öğün yemek yiyo. birkaç google araştırmasında görüyorum ki adam protein tozu reklamlarında rol oynamış. işte diyorki bu ürün sayesinde uçtum, kaçtım ayıboğan gibi oldum. standart supplement firmalarının aldatmacaları. tabi o zamanlar bunların hile olduğunu o devasa boyutlara insanların anabolik hormonlarla ulaştığımı bilmiyorum kaldı ki protein tozuna doping muamelesi yapıyorum ve almaya korkuyorum. PROTEiN TOZU DOPiNG DEĞiLDiR PiÇLER ÖYLE MUCiZEVi BiRŞEY DE DEĞiLDiR VE iÇTiĞiNiZ KOLADAN DAHA AZ ZARARLIDIR. BUNU TIP OKUYAN BiRi OLARAK SÖYLÜYORUM iSTEYEN VARSA KULLANSIN...
ertesi gün okulda zaman geçmek bilmiyor bir türlü. çok heyecanlıyım çünkü ilk defa hep yüzmek için gittiğim spor salonuna bu sefer barfiks çekmek, ağırlık kaldırmak için gidiceğim,bir ayda sixpackleri dizerim diye düşünüyorum o zamanlar :D 14 yaşındayım lan gülmeyin...
o akşam 1 saat yüzdükten sonra salona adımımı atıyorum ilk defa. Salonun hocasından çekiniyorum, sanki beni kapı dışarı edecekmiş gibi bir his var içimde. Hani ilk defa yabancı bir ortamda bulunurkenki o güvensizlik hissi. barfix çubuğuna tutunuyorum da kendimi çekemiyorum ki amk, 10 -15 saniye sonra pes ediyorum çünkü bileklerim acıyo. ellerime bakıyorum kızarmışlar,su toplayacaklar akşama biliyorum.Bir iki denemeden sonra vazgeçiyorum kendime küfrede küfrede. alıyorum bir dumbell elime ve başlıyorum indirip kaldırmaya.o zamanlar dumbella sadece kol geliştirilir zannediyordum.git hocaya sor sana program falan yazsın değil mi?tabi nerde o kafa o zamanlar.bir 20 dakika saçma sapan hareketlerden sonra duşumu alıp evin yolunu tutuyorum, taksideyken hayatın ne kadar da zor olduğunu,ne kadar az şey bildiğimi düşünüp kollarıma bakıyorum.E hani büyümüyolar, rocky balboa filminde adam iki antrenman yapıp forma giriyodu. HAYAT FiLMLERDEKi GiBi DEĞiL DEMELiYDi OZAMANLAR BiRi BANA

beyler,arkadaşın biri eleştiri yapmış bunlar da sorun mu diye.o zamanlar 14 yaşındayım ve ergenliğe yeni yeni adım atmışım ve uzun süre ayakta duramıyorum,oturamıyorum ,futbol ve basketbol gibi her erkeğin o yaşlarda hunharca yaptığı şeylerden mahrumum böyle düşünün biraz da ...
neyse konumuza dönelim.O hafta mecbur yine okulumda kalmıştım.o aralar okula da adapte olamıyodum tabi bir ayrılacağım bir kalacağım derken.o hafta sırt üstü yüzerken hep tavana bakıp geleceğim konusunda kendimle münazara yapıyordum.iyidir böyle yüzerken başka şeyler düşünürken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız tavsiye ederim hem rahatlarsınız da bir nevi.belki de herşeyi ben kafaya takıyordum,düzelirdi su akar yolunu bulur diye düşündüm...
martın ikinci cuması gibi facebooktan canberkle leylanın ayrıldığını öğrendim.Bir an içimi sevinç kapladı.işin doğrusu uzun zamandır buna ihtiyacım da vardı.Bir şişko,dedikocu kız canberkin ilişkisi yok durumunun altına noldu ya çok şaşırdım ne güzeldi her şey yazmış.sanane amk sen şu fazla kilolarını versene önce amuha goduğumunun diye yazasım gelmişti bir an :D o haftam yine nakil işlerini düşünmekle geçmişti.hafta sonu dersaneye gitmedim ve o sıkıcı cumartesi pazar akşamlarında sarı duvarıma bakıp kendimle tartıştım bu konuyu enine boyuna.Rehber hocası dediklerinde haklıydı.sanırım duygusal kararlar almıştım,hem belim de o aralar iyileşir gibi olmuştu.Simdi okuldana yrıl yeni düzen kur zor işler neyler zor,o aralar bir da soğuk çocugum yeni arkadaşlar edinmem,yeni sınıfımda kabul görmem uzun zaman alırdı...
bu düşündüklerimi aileme açtım.annem bu kararıma sevindi ama babam AYRIL OĞLOOOM AYRIIIIL diye yırtındı.Dinlemedim,keşke dinleseydim onu şu an bile o zamana gidip babamın nasihatlerini kulağıma küpe edesim gelir.iLERDE KARŞILAŞACAĞIM HER SORUNUN TEMELiNDE O SENE OKULDAN AYRILMAMAM YATAR.BU BiRAZ DA PiÇ MÜDÜR YARDIMCISINDAN KAYNAKLANDI.ADAMA BAK LAN HAYATIMI DEĞiŞTiRDi DEVLETÇi pekekent NEYMiŞ MESAi SAATi GEÇELi 10 DAKiKA OLMUŞMUŞ
http://www.capsverlan.tr....kime-gore-erken-1013.html
edit;link veremedim amk :d şu erken boşalan adamın neye göre erken kime göre erken karikatürünü yayımlamak istemiştim.
evet millet uzaya çıkıyor ben link veremiyorum aynen liseli pampam aynen

ben leylanın arkasından bakarken müdür yardımcısı ve babam biraz daha yüksek sesle konuşmaya başlamıştı. Bahçede kalan birkaç erkek çocuğun aha bin *** dalacak şimdi hocaya diye fısıldaşıyordu.Çocuklara baktım ters ters, benim uçasım gelmişti onlara ayrıca leyla niye kikirdeyip ne konuşucaz be demişti ki hem soruyor hem de cevabını merak etmiyordu. nasıl bir gariplik la bu?
o düşüncelerden sıyrılıp babamın yanına gittim ve babamın kolundan tutup çektim. Babamın şakaklarındaki damarlar belirginleşmişti, sinirlenince öyle olurdu hep. Daha sonra okuldaki öğrenciler geldi ve ortalığı yatıştırdılar. Birkaç dakika sonra babam ve bin adam daha sakin bir ses tonuyla konuşup olayı tatlıya bağlamış gibi yaptılar. binle haftaya gelmemiz konusunda anlaşmıştık, tabi okulda boş kontenjan kalırsa bu hafta nakil gelen öğrenci olmadıysa...
o akşam moralim bozuktu binler gittim yaş pasta aldım ve dram filmleri izledim bir pelinsu gibi...

okulun giriş merdivenleri çıkarken müdür yardımcısı kapıdan çıkıyordu acele acele. Babam da nakil için geldiklerini söyleyince amk adamı bu gün mesai bitti artık haftaya gelin demişti sert bir ses tonuyla. Mahsus yapıyordu muallaknin evladı zira geçen yaz okul ziyaretinden tanıyordu bizi ve o zaman son derece hoşgörülü ve yardımsever davranmıştı. tabi ben ikinci yerleştirmede orayı tercih etmeyince belki de işler değişmiş... dayı köprüyü geçmeyince dayı olmuştu bir nevi. beyler adam seni nerden hatırlar diye sormayın bana puanımız yüksekti bayağı amk
babam birkaç kez ısrar edince tartışma çıkacak gibi oldu aralarında.ben bir an iyne TRiPLE H olmayı düşündüm yine.amk addıbını merdivenlerden aşagı yuvarlamak vardı şimdi. babam ve bin müdür yardımcısı ben de devlet memuruyum ben de devlet memuruyum diye birbrilerine bürokrasi işlerini öğretirken bir anda onu gördüm bahçede..
vay amk ayarlasan olmaz. Leyla garip garip bana baktı ve dedi ki:
--ne işin var be senin burda(biraz alaycı, biraz meraklı bir tonda)
--konuşuruz sonra ya önemli birşey değil
--ne konuşucağız ya?(o sırada yanina gelen arkadaşı gıcık gıcık kikirdemeye başlamıştı ve uzaklaştılar. uzaklaşırlarken kendi aralarında birşeyler fısıldaşıyor ve gülüyolardı.)
leylanın yanındaki kızı tanıyalım zira ilerde hikayemizde kendine yer bulacak. kızın adı irem,160 boylarında, yamuk burunlu, şıkık çeneli, hafif şaşı standart türk kızı işte. Leylanın yancısı olarak çıkacak ilerde karşımıza hep.

mart ayının ikinci pazartesi günü yine ben babamla beraber okulun yolunu tutmuştum.Bu sefer kararlıydım ayrılacaktım işte okuldan. isterse müdür konuşsun yine beni yolumdan çeviremezdi. Kaldı ki o gün müdür beni odasına çağırmıştı ve bir iki kelam etmişti benle. Düşünün lan okulda kimseyle ilgilenmeyen müdür benle sohbet etmiş, neskafe falan vermişti bana. bizim okul müdürü sert biriydi, kimsenin gözünün yaşına bakmazdı en ufak bir kavga olayında basardı uzaklaştırma cezasını. tüm okul müdürden korkardı, bizim için o harry potter kitaplarındaki sihir bakanı gibiydi.O bile beni kararımdan çevirememişti...
fakat o gün babam bir türlü okuldan gerekli evrakları alamamıştı. bence Müdür halimize acımış olmalı ki ayrılmasınlar diye herşeyi yavaş halledin diye talimat vermişti bundan emindim. üç buçuk gibi babam evrakları tamamladı,ben son derse girmedim ve o anadolu lisesisinin leylanın okulunun yolunu tuttuk. Fakat bir sorun vardı bizim okul deyip yerindeyse tepe başındaydı ve etrafta çok taksi yoktu.4 gibi bir taksi bulduk sonunda ve tam gaz o okula yol aldık.4:30 sularında okulun bahçesindeydik.vay amk nerden nereye...

rez bro

rez gelirse devam edicem beyler. ben hikayemi zaten biliyorum, kendi kendime anlatmamın manası yok

o hafta sonu dersanede Aliye açabildim bu konuyu bir tek.Önce kanka ^^^^ lisesinin kızları daha güzel oraya geç geçeceksen dedi fakat gülmedğini görünce ciddi bir tavıra bürünüp ayrılman bence daha doğru olur çünkü sizin okulda kız yok bro dedi.yav amk biraz beyninle düşün diye aklımdan geçirdiğimi duymuş olmalı ki yani bro şimdi o okulda sosyal hayat falan sıfır. dört seneni heba edersin bak sşimdilerde önemli gelmiyo olabilir ama ÜNiVERSiTEDE ÇOK ÜZÜLÜRSÜN LiSEDE GÜZEL BiR ANIN OLMADIĞI iÇiN diye düzgünce bir açıklama yaptı bana...
Berk'e açmayı düşündüm ama o o aralar çok mutlu ve meşguldü, tadını kaçırmak istemedim daha doğrusu onu kendime hep bir rakip olarak gördüğüm için dara düştüğümde yardım almak istemedim. adama yaz boyu hava atmıştım nasıl kazandım ama fen lisesini neyse sen de üzülme sağlık olsun diye :D
berkecana mı neden sormadım? neden sorayım o yavşağa işi güccü karı kız, yanına gitsem anlatmaya başlasam leyladan bi mesaj gelse adam arazi olur benim de bozuk olan moralim iyice bozulurdu, hiç gerek yoktu.
Ogün dersane çıkışı şehir merkezinde dolandım biraz tek başıma. Cafeler yine insan akynıyordu. Cemreyle nargile içtiğimiz cafenin önünden geçmemek için ara sokaklardan birine daldım. Sümüklü bir çocuk mendil satıp okul harçlığını çıkarmaya çalışıyrodu. Belki de az kazandığı için akşam babası dövecekti ki ,sokak boyu yapıştı bana mendil al mendil al diye.En sonunda abi çok zo durumdayım, Allah düşümresin deyince cebimden çıkarıp 10 tl verdim mendil de almadım.Çocuğun gözlerinin içi gülmüştü. iNSANLARI MUTLU ETMEK NE KADAR DA KOLAYI

o gün babam gittikten sonra hava tekrar bozmuştu hatta öğleden sonra yağmur bile yağdı.
ve yine sanki etrafta ruh emiciler varmış gibi olmuştum.amk patronus yapsam triple h reyiz falan olurdu heralde o zamanlar ona kafayı takmışım çünkü :D
akşam babam eve dönerken bayırı ineceği sırada köpekler kovalamış. ayrıl oğlum bu okuldan ayrıl senin düşündüğün doğru,onu bunu dinleme YARIN HERKES ÇEKER GiDER YiNE DERT TASALAR SANA KALIR. DEDi O AKŞAM BANA. keşke o lafını gereğinden daha fazla ciddiye alsaymışım, BELKi ŞUAN ÇOK MUTLU BiR HAYATIM OLURDU.
o hafta okul işini düşünmemle geçti.bir derste dengesiz edebiyatçının persie oğlum okuldan ayrılıyormuşsun hayırdır noldu?hı hı? demesiyle sanki küçüldükçe küçüldüm.bir anda herkes bana bakar gibi olmuştu. Hatta cemre bile bana doğru dönmüştü.Y-y-yok hocam tam kesin bişey değil babamın tayini var da acaba diye düşündük diyerek kestirim attım. Kadın yalan söylediğimi ve paniklediğimi anlamış olmalı ki konunun üstüne çok gitmedi...
tenefüste uygar ben sarı ahmet, ismail ve şahin(bizim tayfa işte ilerde hep bbizim tayfa diyeceğim) derin derin konuştuk bu konuyu. Uygar kaç amk kaç,ben de yanlış tercih yaptım geldim zaten sarı ahmet amk ayrılıp napacaksın ki derken diğerleri pek fazla konuşmamıştı. ismail sadecde hayırlı olsun ne olursa deyip ayrıldı yanımızdan bir süre sonra. Okulda bolta attık bütün tenefüs mahkumlar gibi ki bence mahkumlardan pek de bir farkımız yoktu.ÖĞRENCiLiK FENA HALDE MAHKUMLUĞA BENZiYORDU VE EN AZ 8 SENE DAHA YATACAKTIM.KEŞKE 8 SENEYLE KALSAYDI...

odasından kaçarcasına çıktığımda tenefüs olmuştu bile. Cemre pompacısına doğru merdivenleri ikişer üçer çıkarken ben de babama doğru koşuyordum. babam bahçede bir köşeye oturmuş öğrencileri izliyordu. Beni görmemiş olmalı ki dürtünce bana doğru döndü.Efendim oğlumdedi
--Baba duygusal kararlar veriyormuşum,bir kaç gün daha düşünelim
--oğlum sen onun bunun dediğine bakma, mutlu değilsen ayrıl okuldan, puanını falan düşünme onlar geçen senede kaldı artık
geçen senede kaldı, geçen seneye ait olan her şey, leyla geçen senede kaldı.o hırslı ve mutlu halim geçen senede kaldı.Off diye iç çekip bulutlara baktım. inadımıza bugün hava günlük güneşlikti. Belki de babamın sevgii etraftaki ruh emicileri kovalamıştı.
--oğlum bak herkes ne kadar mutlu.sen de burda kalacaksan mutlu olmaya bak,yok eğer kalmayacaksan ki bence AYRIL BURADAN gitiğin yerde mutlu ol,senin hayatın oğlum ne yaşadıklarını en iyi sen biliyosun...
--biraz daha düşünelim baba haftaya kesin akrar veririm. beni kimse de fikrimden çevirmez o zaman
--peki oğlum ben gidiyorum artık.
Vedalaşıp ayrıldık.ben de sınıfın yolunu tuttum bezgin bezgin.Amk tenefüs zili çalmasan olmaz mıydı babamı okul kapısına kadar uğurlasaydım...

kapıyı tıklattım sakin görünmeye çalışarak. içeri huzursuzca adımımı attım. pgibologlarda olan o deri koltuklardan vardı.Off fake agent fantezisi geldi bir an aklıma :Dkadına baktım şöyle bi:40 lı yaşlarının ortalarında, kızıl, orta boylu, patates suratlı biriydi işte. Sanki emekli olsam da chp kadın kollarına yazılsam gibi bir hava vardı üzerinde. Koltuklara oturdum. sağ tarafımdan vuran ufo ısıtıcısı hem ortamı daha da geriyor hem de yüzümün sol yanını kızartıyordu...
Kadın başladı tahmin ettiğim gibi ıvır zıvıra. Burası türkiyenin en iyi okulu, rahatsızmışsın belinden sıkıntın varmış, umarım iyileşirsin şurda okulun kapanmasına iki ay kaldı, yazın fizik tedavini alır iyileşirsin hem her birinci sınıf öğrenisi zaman zaman zorlanır ve ayrılmayı düşünür ama kimse ayrılmaz bu hep böyledir. servis sorunu da seneye hallolacak. bizim okulun eğitim kalitesini hiçbir yerde bulamazsın oğlum DUYGUSAL KARARLAR VERME...
ne demek duygusal kararlar verme.o günden sonra vereceğim her kararda o kadının son sözü aklıma geldi. Polatın aslan amcayla tartışırken i 'BENiM DUYGUM MUYGUM YOK LANdediği gibi bağırasım geliyordu ama yutkundum. Boş boş kadının kırmızı kazağına bakmakla yetindim.peki ben biraz daha düşüneyim o zaman'' deyip müsade istedim. kadın zorla beni tuttu ve rahatlamam için adaçayı verdi.o adaçayı kokusu bende hep kötü duygular uyandırmıştır o günden beri

rehber hocasının odasının önündeydim. Mavi ceketimi taşıyamayacak gibi hissediyordum. niye çağırmıştı ki bu kadın şimdi beni? Okuldan ayrılmak istediğimi öğrenmiş olmalıydı ki bana sakın ayrılma çünkü ıvır zıvır bla bla diye nasihatlerde bulunacaktı. Sanane amk sana mı sorcam diye geçirdim içimden. bunalıyordum beyler hayatta hiç olmadığı kadar bunalıyordu. Yerdeki kare şeklindeki laminantlar sanki bir anda çökecek de yerin dibine geçecekmişim gibi hissediordum.O anı nasıl bir etki bıraktıysa üzerimde bir daha bir yerden ayrılacağım zaman asla o gün ayrılacağım yerde bulunmadım.her işi annem ve babam halletmişti. ufak bir spoilerdan sonra dönelim tekrar o ana...

lise birinci sınıfın mart ayı.Ne kadar da sancılı geçen bir ay olacaktı.o gün her zamanki gibi hazırlandım, kahvaltımı yaptım okula gitmek için ama bu sefer babam da benimle gelecekti. Dolmuştayken oğlum her sabah bu yolu nasıl çekiyosun sen diye sormuştu bana. çekiyorum baba her gün çekiyorum :D bu da bişey mi tek katlandığım yol olsa keşke diye düşünmüştüm içimden.o bayırı çıkarken babam nefes nefese kalmıştı,bir sigara yakıp kaldırıp taşına çöktü.o an ilk defa sigara içmek istemiştim. Geçen sene sınıfta sigara içen bir çocuk vardı onla nasıl da dalga geçiyodum oysaki... babam bakışlarımdan anlamış olacak ki sakın sigaraya falan özenme oğlum 40 yaşına geldiğinde kalırsın böly damperli kamyonlar gibi en ufak bi yokuşta deyip sırıttı sarı dişleriyle.O iğrenç tütün kokusu üstüne sinmişti adamın. benim için baba demek o yeşil memur ceketine sinen tütün kokusu demekti o zamanlar. nefes nefese okula geldik. Herkes bize bakıyormuş gibi gelmişti. Hayattaki en kötü duygulardan biridir bu bence.ben derse babam da müdür yardımcısının odasına doğru yol alırken arkasından bakmıştım adamın. Nelerle uğraşıyorduk amk?
ikinci dersin ortalarında nöbetçi öğrenci sınıfa girdi ve beni rehber hocasının çağırdığını söyledi. Bayan çene ingilizce hocası gönlü olmasa da bana izin verdi.Ben rehber hocasının odasına doğru ilerlerken sınıftan ought to should kalıbıyla aynıdır bakın burası önemli nidaları yükseliyordu...

saat 22:30 hikayemizin bugünkü kısmı başlıyor

geldim bende

yaz la yaz

Leyla gibi hatunları iyi bilirim, hiçbir şey yapmadan sizi etkilerler, sonra da çeker giderler.Siz de burda bu sıcak yaz gününde hikayemi yazayım da birileri okusun kendine ders çıkarsın diye yırtınırsız ama kimse sizi giblemez.Çünkü onlar kuzenimi nasıl gibtim başlığını uplamaktadırlar sevgili insan kardeşlerim