hayatımı sken platonik aşk hikayemi anlatıyorm

yerimden kalktım. canın odasının kapısından baktığımda yaşar uyuyan hilal'in yanına kıvrılıyordu. kan beynime sıçradı. gidip yaşarın kulağına çabuk kalk gibtir git yoksa senin dıbını yorddıbını giberim diyecektim. evet o an aklıma en mantıklı bu gelmişti. pek de mantıklı değilmiş neyse. içeriye ilk adımı attığımda hilal'in sesini duydum durdum. hilal bi şey söyledi yaşara, yaşar da ona bi şey söyledi. konuşuyolardı yani. kulak kabarttım baya ama anlayamadım ne dediklerini. sonra dedim ki hilal uyanıksa, yaşarın da yanına yatmasına o bi şey demiyosa sen ne diyebilirsin? sıfatın ne senin? kalk ordan dersen de hilal sana noluyo sen kimsin ki dese ne cevap vereceksin. sabahtan beri yüz veren de o değil mi. aklımdan bunlar geçti. ikinizin de soyunu sopunu gibeyim dedim kendi kendime. gittim yer yatağına oturdum sinirden yumruk filan atıyorum kendime yerlere allahım nasıl bir mallıksa. sonra 5 dk geçti geçmedi ayak sesleri duydum. uzandım hemen yatağa. yaşarla hilal girdi odaya. hilal biz uyuyamadık alana gitcez kahvalyı yapcaz güneş filan da doğdu dedi. sen de gel dedi. ben de siz gidin gelmiyorum ben dedim. hilal ısrar etti. ben de o anki sinirle biraz sesli şekilde 'ya gelmiyorum allah allah zorlamı gidin ne yiyosanız yiyin' dedim. çağrıyı uyandırdım. yaşar bunun yanına gitti ya kusura bakma uyandırdık mı dedi. o sırada hilal bana bi gelsene canın odasında konuşalım dedi. gittik oraya. ya beni bunla yalnız bırakma dedi. nasıl yani dedim. ya gece geldi yanıma yattı. kulağıma ben senin sevgilin olmak istiyorum filan dedi. ben de reddettim benim sevgilim var istanbulda dedim dedi. ayrıldığın sevgilin yani dedim. yok biz barıştık onla filan dedi. işte o an sinirlendim. 'sence yaşar kendi kendine mi gelin güvey oluyo? sabahtan beri çocuğa kuyruk sallayan sen değil misin? yüz buldu, sevgili olalım der tabi, hatta başkası olsa başka şeyler de yapardı. kusura bakma yaşara en ufak kusur bulamam. bana da biri öyle yüz verseydi ben de aynısını yapardım' dedim. bu tepkiyi beklemiyodu. bozuldu biraz. 'ya tamam haklısın. benim salaklığım benim mallığım. kabul ediyorum. yaptığım şey doğru da demiyorum. bana hak vermeni de istemiyorum. hata yaptığımın farkındayım senden bana destek olmanı istiyorum. lütfen beni yalnız bırakma' dedi. evet beyler gavatım. evet beyler malım. gittim onlarla beraber..

hala burda olan var mı? yoksa ben de yatabilirim.

@62 okuyom ben ya

yaz lan dıbına koydurtma, elim ayağım titredi sinirden amk

yürürken hilal yaşar'a hiç yüz vermedi. konuşmadı onunla. benim koluma girdi. alana gidince de kendine ve bana kahvaltılık alıp kulaklığı ve battaniyeyi kapıp kendini ve beni dünyadan soyutladı. yaşar da bunu farkedip uzaklaştı. biraz normale döner gibi olmuştu. hilal'in yanından ayrılıp halit'e gidip sence hilal nasıl bir kız dedim. çünkü halit tanıdığım en lafını esirgemeyen, olanı biteni kendi düşüncesini şak diye söyleyen adamdı. abi biz o kızı hiç sevmiyoruz sırf sen hoşlanıyosun diye katlanıyoruz dedi. siz? ne demek siz? siz nerden biliyosunuz olm benim hilal'den hoşlandığımı, cemil mi söyledi lan? dedim. abi birinin söylemesine gerek mi var. kızla konuşurken hiç kendini gördün mü? resmen eriyosun. başka bi tarafa bakamıyosun. kız bi erkek arkadaşım diyo suratını asıp oturuyosun. burda herkes farkında ama seni sevdiğimizden bi şey demiyoruz. hilal'i bana soracak olursan o kız çok meşrep, herkese yakın davranıyo. hani seni tanıyorum onu tanıyorum. o kızın senin sevgilin olduğunu düşünemiyorum bile. sen çok temizsin, bence uzak dur ondan' dedi. dediğim gibi açık sözlüymüş di mi.

aynı günün akşamı evimde kalayım dedim. cemil'le eve yürürken cemil bana abi ben senin bir daha hilal'le görüşmeni istemiyorum dedi. ??? ne alaka amk dedim. onun hakkında hiç iyi şeyler duymadım ben dedi. ne duydun abi dedim. boşver sen uzak dur dedi. cemil dedim ya yarım saat ısrar etcem öyle söylicen ya da direk söylicen. uğraştırma beni söyle işte dedim. 'siz o gün çadırda yatarken can çadırın fermuarını açmış yaşarla hilal'i öpüşürken görmüş' dedi...

bunun üzerine tek kelime etmedim. ne zaman, nasıl, emin miymiş? filan yok. hiç bi şey yok. tek kelime etmedim. eve gittik. oturdum yatağıma. sabaha kadar ağladım. düşündüm ağladım. hayatta dedim ilk defa birine aşık oldum, ilk defa kendimi başka biri olarak göstermeye çalışmadım neysem o oldum, hiç bi şey saklamadım. neden o da beni sevmedi, hadi sevmedi de, bu yaşananların hangisini hak ettim abi ben dedim kendi kendime. ağladıkça ağladım. gözlerim kızardı. sonra cemili uyandırmadan paketini aldım ve şuan müptelası olduğum sigaranın ilkini o gece güneşin doğuşunu izlerken yaktım.

bi tepki verin lan duygulandım yine kendi kendime acımı paylaşıyo musunuz onu bileyim de rahatlayım biraz amk.

okuyorum la ben.

hızlı yaz amk

anlat kusum sen ben dınlıyorum

okuyorum. o kızdan hiç hayır gelmez gelmeyecek de.

sonra gitmedim alana 3 gün filan. hilal aradı bi kaç kez açmadım. sonra çağrının doğum günü var alana gel kutlicaz dediler. gittim. hilal koştu sarıldı. nerdesin sen kaç gündür gel bi şey konuşcam senle dedi. yine ailevi bi şeyler anlattı ağladı filan baya. ben de duygulandım ama tabi onun sorunlarıyla alakası yok. o alakası var sandı ama. sonra geri döndük çadırın oraya. bizimkiler dedi burası direniş alanı doğum günü kutlama filan olmaz. çağrı evde uyuyo gidip orda kutlayalım dediler. o sırada canın yanına gittim. abi sana bi şey sorcam dedim. ben senin ne sorcağını biliyom evde konuşuruz dedi. tam toparlandık kalkıyoruz. hilal durduk yere sarıldı bana. sen gelmiyo musun dedim. yoo geliyorum dedi. e niye durduk yere sarıldın dedim. içimden geldi dedi. mını gibicem zaten zor tutuyorum orda kendimi illa ağlatcak beni kevaşe. ben şimdi tekrar düşünüyorum da kötülük yapıyomuş bana. neyse hiç bozmicam. şu anki kafama göre yazarsam çok farklı yazarım. o an ne hissediyosam ona göre yazıyorum olayları. gittik çağrılara. kutlama filan. canı çektim. dedim abi ben sana hilal ve yaşarla ilgili bi şey sorcam. evet var onların arasında bi şey dedi. yok abi onu sormicam sen bunları öpüşürken görmüşsün dedim. saçmalama lan. ben aralarında bi şey var mı diye sorcan sandım. ben öyle bi şey görmedim dedi. bu konuşma geçerken cemil arkada bizi duyuyordu. ben cemil arkasına dönsün nasıl lan sen bana gördüm diye anlatmadın mı desin istedim. o yüzden daha sesli konuştum. nasıl yani sen onları öpüşürken görmedin mi abi? dedim. yok abi ben görmedim dedi. cemil dönmedi. eyvallah abi dedim cemilin yanına gittim. canla konuştum demin, senin dediğin şeyi o görmemiş dedim. aa nasıl ya bana öyle demişti ben mi öyle anladım yoksa filan ağzının içinde lafları geveleyerek konuştu. sonra anladım ki hilal'i hiç sevmiyomuş cemil, ben üzülmeyim diye hilal'den soğuyim diye yapmış. dedim ki sen hiç aşık olmamışsın. bu yaptığın benim sadece kalbimi kırdı, sadece hayatımdan 3 gün zütürdü, sevgimi filan azaltmadı. cemille biraz aramız bozuldu.

ben mal olduğum için hilal'e tekrar çok temiz gözüyle bakmaya başladım. olm birine aşık olduğunuz zaman. beyniniz onun kötü yönlerini görmüyor. görse bile kılıf uyduruyor. onun sorunları var, o ilgi istiyor, ailesinde bulamadığını bu şekilde buluyor. bu bir süreç, o hep böyle olmicak. o aslında iyi. bi tek sen görüyorsun bunu kimse anlamıyor. aklımdan o sıra sadece bunlar geçiyor. hilal'in iyi biri olduğunu tek ben görüyorum sanıyorum. bu yüzden toz kondurmuyorum. ve evet ben malım. tüm benliğimle kabul ediyorum.

ben internet cafede oturken hilal yazdı. vereceğim numaraya bi mesaj atar mısın dedi. atarım dedim. 'bebeğim ben yurttayım kaçta buluşuyoruz?' mesaj bu. iletilmedi dedim. dur aşağı iniyorum dedi. geldi arayabilir miyim dedi. avea'ysa ara dedim. avea dedi aradı. açık, saçık giyinmişti. 'hah. benim hilal. nerdesin. kanatlı mı. tamam 10 dk'ya ordayım.' dedi kapattı. o kim dedim. yeni sevgilim dedi.

bu saatte çok zor okunmaz amk

sıkıcıdan sonrasını okumadım

ben okuyorum ya la !

oğulcandan ayrılmadın mı sen dedim. istanbul'daki? ayrılma aşamasındayız, neyse acelem var benim çok sağ ol dedi. gitti. elimde telefon orda kaldım. birader süren bitti, ekleyim mi 5 dk daha dedi adam. ekle abi lol atcam bu sefer dedim. penta aldım lol'de...

sonraki gün polis müdahale etti. çadırlar yıkıldı. direnişe gittik. maskeler, deniz gözlükleri filan. müdahale etmedi polis. iki bağırdı su sıktı gitti. yaşar geldi yanıma. selim bu gece bende kalır mısın dedi. ne alaka dedim. senle bi şey konuşmam lazım dedi. konuş dedim. hilal'le ilgili dedi. dedim ben ne alakayım? niye bana anlatıyon. hilal'in nesi oluyorum ben dedim. abi, biliyorum ben, herkes biliyo, kendini hiç dışardan görmemişsin. gel konuşalım biraz. senin iyiliğine olacak gerçekten dedi. tamam dedim.

vay amk.

yaşar bana bir sürü şey anlattı. resim öğretmenliğinde okuyo ya bu. hilalden yardım istemiş bi tabloyu bitirmek için. hilal de yardıma gitmiş. sonra aralarında bi yakınlaşma olur gibi olunca yaşar buna ben takılmaca filan istemiyorum hilal, sevgilim ol demiş. hilal de buna benim istanbulda sevgilim var pişman olacağım bi şey yapmak istemiyorum deyip gitmiş evinden. akşam olunca yaşar alana gittiğinde hilal'i yeni yaptığı sevgilisinin kucağında dudak dudağa öpüşürken görmüş. hilal yaşarı görmesine rağmen hiç rahatını bozmamış. yaşar bunları bana niye anlatıyosun dedim. abi dedi, ben bu kızdan hoşlandım, bi şeyler olur gibi oldu ama sonra olmadı. benim hayatımda kötü bi anı olarak kalır gider. ama senin durumun farklı, sen abayı yakmışsın. bi an önce uyanman lazım, yoksa bu senin kalbini daha çok kıracak, bunun için sana anlattım. o kafanda kurduğun gibi bi kız değil. uzak dur ondan. iyi bir insan değil o dedi. yaşar'a hak verdim. sonra uyudum. rüyamda hilal beni bıçaklayıp öldürdü.