hayatımı siken hikayeme başliyorum

çoğunuzun tahmin edeceği üzere gerçek hesabım bu değil. çoğunuzun tanıdığı biriyim. zamanında hesabım silindi pek te girmiyorum artık sözlüğe ancak bugün konuşasım var. belli bir kişi toplandıktan sonra başlıyorum.

bu hayatımı giben hikayede bir insanın nasıl değiştiği,bi insanın hayatının ne kadar bir karı yüzünden hayatının nereden nereye geldiğini anlatıcam. birazdan başlıyorum.

her şey üç sene önce başladı. üniversite sınavına hazırlanıyordum. önce biraz kendimi anlatmam gerek sanırım. özel bi lisede bu gibimsonik üniversiteye hazırlanıyodum. cebimde iyi param vardı. yaşıtlarıma göre bazı insanların özenebileceği bir hayat yaşıyordum. herkesin hayattan beklediği farklıdır ben mutluydum. istediğimde yanımda kız bulurdum eğlenmek, dertleşmek istesem de ölümüne kadar benimle gelicek dostlarım vardı. yani hayat kötü gitmiyordu.az çok derslere de kafam basıyordu bi önceki seneden. herşey o anasını gibtimin temmuzunda başladı.

çok az insan var 2.sayfaya gelince girişicem.

@14 olmaz mı ?

dediğim gibi herşey o anasını gibtimin temmuzunda başladı. facebookun en aktif kullanıldığı zamanlar.. nası olduysa karı kıza bakıyorum önüme geleni ekliyorum kimi kabul ediyo kimi reddediyo öyle takılıyorum.ne de olsa çekincem yok abaza gibi önüne geleni ekle dıbına koyim. ekle ekle derken bi kız geldi. böyle taksim veya kadıköy kızı diye bir şey var ya o zamanlar öyle tanımlamıştım. böyle kısacık, kızıl saçlı, kocaman o rimel sürülen güzel gözlerden var. profili kitli değildi huurnun baktım fotoğraflarına güzel de bi fiziği var kızıl saçlılara hep tav olmuşumdur zaten ama bunda beni çeken farklı bir şey vardı. hemen abandım add as a friend düğmesine.

dıbına koyim sabah uyandığımda en az 20 karıyı eklemişimdir akşam oldu aklımda sadece taksim kızı dediğim bu huur var hala orda isteğim duruyordu ne kabul edilmiş ne reddedilmiş.o sıralarda 1 aylık bir ilişkiden çıkmıştım kız işlerine tam tekrardan dönmeyi düşündüğüm zamanlardı işte.o yüzden boyuna ekliyodum gacıları. artık geç oldu kimi kabul etti kimi reddetti ama orda duran bi istek vardı, dokunulmamış.kafamda görmemiştir diyerek kendimi avutuyordum. gece 1 oldu 2 oldu tık yok.o zaman incide en aktif olduğum zamanlar, sabah akşam taşak yapıyorum.ama o gece yapamadım kafamda bir şey takılıydı. çok güzel olduğundan değildi, muhabbetini merak ediyordum. baktım bir değişiklik yok.son sigarayı yaktım bütün sekmeleri kapıyorum derken bir mesaj

-tanışıyor muyuz ?

herhalde aynı mesajı sadece o gün içerisinde bile 7 veya 8 kere almıştım. hepsiyle bir şekilde muhabbeti yürütmüştüm.ama bu sefer bu karının verdiği soruya cevabım yoktu. sabahı mı bekliyim hemen cevap veriyim mi derken beynimden bağımsızca parmaklarım

+bilmiyorum. dedi

anasını gibiyim o nasıl bi cevaptı kızı kaçırmıştım. öyle cevap mı verilirdi kıza. çıldırıyodum yatacağım varken uyuyamadım. bana hiç bir şey yazmadı o gece.ben de aslıyla konuşmaya karar verdim.o da isteğimi yeni kabul eden kızlardandı. bana aynı soruyu yöneltmişti ama o zaman kolayca içinden çıkıp muhabbeti kurmuştum. aslıyla bütün gece konuştum ama çok sinirliydim o yazdığım şey için. neyse o kadar da gibimde değil dedim kendi kendime aslıyla muhabbeti ilerlettim. karı çok zengindi şuan istanbulun en pahalı gece klüplerinden birinin ortağıydı babası. hoşuma gitmişti ne de olsa oraya bugüne kadar girmek için züt vermediğim kalmıştı. aslı benden bir yaş küçüktü biraz şişmandı ama "gibilirim ben" diye bi izlenim yarattı kafamda.o kadar kolaydı ki 3 saat içinde ciks muhabbetine girdim. baktım taksim kızının yazıcağı yok.31 çekip uyudum. sabah 2 gibi

-pardon uyumuşum ya :D bilmiyorum ne demek o zaman niye ekledin ?

diye bir mesajla uyandım. kalbim pat küt atıyordu.

beynimden ayrı hareket eden parmaklarım yine

+bilmiyorum.

yazdı. kafayı yemiştim. içime cin girdi zanendiyordum. nasıl yani nasıl olabilir niye aynı şeyi yazmıştım anasını gibiyim ? bu sefer pat diye cevap gelmişti

-sen de neyi biliyorsun ?
diye bu sefer cesaretimi toplayıp

+senle tanışmak istediğimi.

diyebilmiştim.bir anda toparlamıştım sanki her şeyi.en azından öyle yaptığımı zannediyordum.

çok zaman geçmeden bir mesaj daha.

-tanışalım o zaman.

daha ne istiyebilirdim. bunu yazıp arkadaşlık isteğimi kabul etmişti.o zamanlar bbm vardı. hemen bulup ekledim bütün gün konuştuk. sürekli benimle dalga geçiyodu.ben de kendimi beğenmişlik yapıyordum. ortaköyde oturuyordu kız.o da benden bir yaş küçüktü ancak ben lisenin başında ingilizce hazırlık okumuştum o yüzden ikimiz de son sınıfa başlıcaktık. muhabbet iyice sardı. sonra bu arkadaşlarıyla dışarı çıktı sarjı bitti.o süre zarfında yatağımdan kalkmamıştım bile. istediğime ulaşmıştım. işte hayatımı giben karıyla, sude huursuyla böyle tanışmıştım.

keyfim yerindeydi bi yandan da aslıyla hararetli konuşmama devam etmiştim. onla havadan sudan konuşmuyordum. onla ciks geçmişini konuşuyorduk.tek yaptığı beni sapıklaştırmaktı. kafayı bozdum aslıyla buluşmaya karar verdim. şirinlerin ilk filmi vizyondaydı bahsettiğim anda teklifi kendisi yaptı.bi anda kendimizi sinemada bulduk.

gerçekten de korktuğum gibi şişmandı. boyuda 160-165 arasında birşeydi.ama o kadar marka giyinmişti ki zütümü satın alabilirdi. yine de biletleri ben aldım. biraz sarılıp öpüştükten sonra ağzına verdim. daha ilk yarı yeni başlamıştı. şişman olmasına rağmen hayatımda daha iyi kimse sakso yapmamıştı kocaman da memeleri vardı. mola verildi. benim kafam tekrar sudedeydi. acaba şarj etmişmiydi telefonunu. ikinci yarıya girmeye tenezzül bile etmedim.bi kaç yalan uydurup mahalleye kaçtım. sonradan bu yaptığım küçük binliğin başıma ne gibi belalar açıcağını bilmeden eve gelmiştim bile. mahallede bizim çocuklarla iki çay içip, dışarı çıktığım gibi sudeyi aradım. konuşmak istiyordum.

telefonu kapalı diye korkarken birden çalar çalmaz cennetten bir melek telefonu açtı ses tonunu hala tarif edemem ciksi falan değildi. melek gibiydi. masal okumaya başlasa sokakta yerde uyuyabilirdim. gerçekten hala tarif etmekte güçlük çektiğim bu derece tatlı bir ses tonu vardı. biraz güldürdükten sonra kapamaya karar verdim. kendine dikkat et diyip kapadım. işler yolundaydı eve gidince bana hemen yazdı.her şey istediğim gibiydi aslıda yaptığım binliğe pek aldırış etmemiş gibiydi. hayatımda ilk defa ismi sude olan bir kızla tanışmıştım. çok düzgündü, çok açık fotoğrafları yoktu. benden çok arkadaşı vardı facebookta biraz buna bozulmuştum. tiyatro eğitimi ve diksyon dersleri almış, çok iyi konuşuyordu, çok etkileyiciydi. bidaha ki gün buluşmayı teklif ettim. beklemediğim bir şekilde kabul etti. tamam 3 gibi beşiktaş'ta buluşalım dedi.

ne de olsa tatildeydik gece bizimkilerle biraz içtim. baktım aynı kıza bizim yiğit muallakside yazıyo hatta kızla konuşmayı daha da ilerletmiş. kızdan o kadar hoşlanmıyordum ama hala anlıyamadığım şekilde tuvalete gidip ağladım. sinirim bozulmuştu. kendime gelip tekrar masaya gittim. yarın o kızla buluşcam kanka ben bu arada dedim. kolay gelsin kanka ben de yazıyorum sorun yok di mi dedi.ne olcak dıbına koyim sanki kızı tanıyoruz diyip konuyu hemen değiştirdim

sabah 11 de uyanıp hemen beşiktaşa gittim. bilen bilir orda adeks diye bir internet kafe var. zaman birden geçti saat 2:45 olmuş hemen beşiktaş meydana koştum. kızı bekledim. saat 3 buçuğa kadar ses çıkarmadım. baktım geliceği yok arıyım dedim telefonu kapalı hay anasını gibiyim diyip giderken bi anda karşımda sude belirdi.

taş gibi hatun değildi. boyu nerden baksan 160 falandı maximum. saçları uzun esmerdi.ama fiziği iyiydi boyuna göre.en çokta gözleri güzeldi. simsiyah faltaşı gibi gözleri vardı, huur o gözlere makyajını yapmayı da biliyordu daha etkili olmuştu. gülüyordu bana bakıyordu.oda beni tanımıştı. bugüne kadar bana hiç iltifat etmemişti. uzunmuşsun dedi.ilk cümlesi buydu (bu arada boyum o zaman 180 falandı) hoşuma gitti. napalım dedim. tavla oynıyalım dedi. dıbına koyim ben özel okul çocoğuydum. hayatımda hiç tavla oynamamıştım,o güne kadar bilmiyordum oynamayı. söylemeye de utanıyordum.ıh mıh ettim yok kararlı oynamakta..

+bilmiyorum ben oynamayı dedim.

güldü biraz. sonra bi şekilde öğretti. çabuk kavradım.o mu izin verdi ben mi şanslıydım bilmiyorum. bütün maçları ben aldım. sonra hesabı ödedim kalktık. sarılmaya çalıştım kalktığımızda esiyordu temmuz olmasına rağmen. çok bozuldu triplere girdi.ben daha çok bozuldum dıbına koyim. neyse bununla ortaköye yürüdüm. muhabbet ettik. ortaköyün biraz içine girdikten sonra ben burdan giderim teşekkür ederim dedi. gibtirolup gitti.

3 gün hiç yazmadı.

ben de madem yazmıyor ben de yazmıyorum dıbına koyim mantığıyla tekrar aslıyla buluştum.bu sefer nişantaşındaydık yine sinemaya gittik yine ağzına verdim.31 çekmekten iyi diye düşünüyordum.bi yandan da haklıydım da.öpüşürken ne kadar iğrensem de sonunda keyif alıyordum.bu sefer sinemanın sonuna kadar dayanabildim. sinemadan çıktık. yemek yemek istedi beraber.o kadar da değildi,o kadar çekemezdim aslıyı yine def olup kaçtım mahalleme bir kaç yalan uydurup aslıyı da atlattım ama zeki bir kızdı. anlıyordu onla ne amaçla buluştuğumu ama gibinde değil diye düşünüyordum. başıma bu karı yüzünden binlerce bela gelceğini bilmiyordum.

aradan biraz süre geçti sudeyi aradım. sarıldığım için özür diledim.o da aradığıma mutlu olmuş gibiydi. buluşmak istedim kabul etmedi. benim aslıyı atlatırken kullandığım replikleri bana karşı kullanıyordu kaşar. istanbulda da değildi arkadaşının yazlığındaydı. çok fazla diretmedim ben de.konuşmayı kesmedik ama gece gündüz mesajlaşıyorduk. işin garibi bu sıradan kız benim için çok farklıydı. maddi durumu kötü değildi ama benim kadar iyi de değildi. sandığımdan çok daha kültürlüydü. bana bilmediğim şeyler öğretiyor aynı zamanda çok eğleniyorduk. şirinler hala vizyondaydı sudeyi nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde şirinlere gitmeye ikna etmiştim.

dıbına koyim kimse yok. eğer okuyan yoksa gibtir olup yatıcam yarın devam edicem.

buluştuk yine. geçen seferki gibi salaş giyinmemişti. geçen sefer ispanyol paça bol yırtık pırtık bi kot göbeği açık bi t-shirt gibi birşeyi vardı.bu sefer sinemaya gidiceğimizi bildiği için daha farklı giyinmişti. anasını gibtimin nasıl temmuzuysa hava soğuktu. ikimizde de mont vardı. önce yemek yedik. genelde çok akıcı konuşamayan ben. sudenin yanındayken çok rahattım kendimi daha iyi ifade ediyordum. arkadaş gibiydik. yemeği yiyip sinemaya gittik. naneli sakız aldım yol üzerindeyken biraz bozulsa da çok çaktırmadı. sinemaya girdik. aynı filmi üçüncüye izliyordum. tabi ki bunu bilmiyordu. benim 1 yıldır sevgilim olmadığını ve şuan konuştuğum tek kızın o olduğunu zannediyordu.ilk yarı bütün çabalarım sonuçsuzdu bırak öpmeyi elini bile tutamamıştım. ikinci yarının başlarında birden bana yaslandı ben de sarıldım filmin sonuna doğru öpüştük. çok şehvetli değildi ama güzeldi. çok mutlu olmuştum desem yalan olurdu amacımda çok daha fazlası vardı üstelik biraz da hevesim kaçmıştı. taksiye bindirdim evine gitti.bi süre hiç yazmadım.

bi daha ki gün o yazdı

-neden yazmadın diye
+bilmiyorum dedi beynimden bağımsız ellerim.

aramız biraz bozulmuştu.ben soğuk davranıyordum. bidahaki günün akşamı incide bir başlık gördüm. kıza çıkma teklifi gibi bir şey :
kinder süpriz yumartanın içine not bırakıyosun onu tekrar sarıp falan kıza veriyosun. çok özendim dıbına koyim ben de yapmalıyım bunu dedim. yaptım da.bidaha ki gün sudeyi arayıp taksime çağırdım. artık aramız daha iyiydi ikiletmeden geldi. yeni öğrendiğim numarayı yapmıştım. çıkma teklifimi kabul etti. hayatımın işte o 15 haziran gününden sonra anası gibildi.

çıkıyorduk.ama pek anlaşamıyorduk.o sıralar o bizim yiğitle konuşmaya devam ediyordu. onun yanında bir sürü daha erkek vardı.pek giblemiyordum evlenmicektim ya.yine de bozuluyordum. arada tartışmalarımız oluyordu küçük küçük. öpüşmelerimiz bi seviye ilerlemişti.ama hala elleme olayına çok uzaktım. merak ediyordum o sakladığı vucudu. artık aslıya cevap vermiyordum. sevgilim olduğunu söylemiştim.o da ağlayıp küfür edip telefonu kapamıştı tabi ki gram gibimde olmamıştı. aklımdaki tek şey sudeyle daha ileri gitmekti.bir gün birbirimize facebook şifrelerimizi vermeyi kabul ettik. erkeğim ya hiç bişeyi silmedim dıbına koyim.bu kız sadece kız arkadaşlarıyla mesajları bırakmış. benim orda am züt ne arasan bulunuyo. kaç senelik facebookum dıbına koyim. ordan ne kızlara yürüdük. bunları görünce senden iğreniyorum midemi bulandırıyosun bilmemne diyip benden ayrıldı.1 hafta konuşmadık.

bi şekilde barışırım umuduyla ben de yazmıyordum. sudenin facebook şifreside hala bendeydi değiştirmemişti.

bi anda yiğit buna naber bebeğim yazdı

+senin ananı giberim huur çocuğu yiğit dedim.
-sen misin ? dedi sadece ben olduğumu anlamıştı.
+benim bu kıza bi daha yazarsan senin ananı giberim dedim.

bir şey yazmadı. sonra yiğitin annesinin cenazesinde bana sarıldığını hatırladım. yine de çok geçti özür dilemek için. sude yiğitin annesinin öldüğünü öğrenince bana iyice kızdı. bütün kardeşim dediğim adamlarla aramın bozulmasını başlatan yanlışım buydu.

sudeyle barışmıştım. tekrar buluşmaya başlamıştık aradan bir süre geçmişti. dünyanın en rahat erkeği ben yavaş yavaş kıskanç bir erkek olmaya başlıyordum. sude çok rahat bir kızdı. çok erkek arkadaşı vardı. bazıları eskiden sevgilileriydi başta giblemediğim erkekler yüzünden geceleri uyuyamıyordum. fazla da karışmak istemiyordum gezip çıkmasına karışan bir erkek olmaktan korkuyordum. benden sıkılmasından gerçekten korkuyordum.o yüzden çoğu kıskançlığımı içime atıyordum. hayatimda ilk defa bir kızı gerçekten kıskanıyordum. konuştuğu benden yakışıklı erkeklerde vardı. iyice asabım bozuluyordu.ne zaman açsam konuyu bozuluyordu. tartışıyorduk saatlerce.

ben de kendime anlam veremiyordum nerdeyse 1 ay olmuştu çıkalı. artık iyice değişmiştim çok yavşayan erkekler görünce arayıp kızıyordum. sude de biraz daha anlayışlı olmuştu.3 4 çocukla konuşmayı bırakmıştı.ben sude dışında hiç bir kızla konuşmuyordum. ihtiyaç duymuyordum. ciks ihtiyacımı karşılamak içinse brazzers üyeliği almıştım. beni idare ediyordu. sudeyle daha sık buluşmaya başladık. artık dört gözle beklediğim elleşmeler de oluyordu memesini elliyordum.o katiyen bana dokunmuyordu.ama öpüşmemizde değişmişti her gün daha çok keyif alıyordum.

o da fenerliydi.bir gün maça zütürmeye karar verdim. daha önce hiç bir kız için kavga etmemiştim. hatta nerdeyse kavga etmemiştim. yine de sözüm geçerdi çoğu yerde. beşiktaşta buluştuk kadıköye gidiyorduk.iki tane apaçi kılıklı sudeye laf etti önden yürürken o duymadı ya da duydu duymamızlıktan mı geldi hala bugün bile blmiyorum yürümeye devam etti. üst kata çıktık ben de duymamazlıktan geldim. yukarı çıktım içim içimi yemiyordu benim sudeme laf etmişti amk kırosu.ben tuvalete gidicem bahenesiyle aşağı indim çocukların olduğu yere. biri kısa ve inceydi diğeride uzun ve şişkoydu. hiç konuşmadan şişkoya yumruk attım. hayatımın oturan ilk yumruğuydu. zayıfa dalana kadar sude bile gelmişti vapurun üst katından. şişko yere düştü. sıska olan sacece küfür ve tehdit etmekle yetindi.ben de vurduktan sonra zaten korkmuştum daha uzatmadım. beni yukarı çıkardılar sarılıp gittik.o gün de anasını gibiyim kadıköyde hazırlık maçında yenildik.

çok farklı bi adam olmaya başlamıştım. biraz da özgüven vermişti bu olay. artık sudeye yazan erkeklere ben cevap veriyodum. gerekirse küfrediyordum. benden izin alıp konuştuğu 3 4 erkek kalmıştı. gerisi yazmayı bırakmıştı. hala mutsuzdum onlardan da rahatsızdım. zaman geçtikçe birbirimize daha çok bağlanıp daha ileri gidiyorduk.bu arada sudenin bakire olduğunu öğrendim.bir yandan mutlu olurken bir yandan mutsuz oldum. artık bizim eve gelmeye başlamıştı daha ileri gidiyorduk.ve o gün bir hata yaptım. sude bizim eve geldi takıldık biraz akşamında çok sevdiğim incide bir başlık açtım

ne olduğunu hatırlamıyorum

sevgilim bana niye vermiyor gibisinden bir şey komikti baya 10 20 sayfa eğlendik ettik.

tabi kızın her detayını yaptığımız her taku yazmıştım. başka bir gün evime geldiğinde ben içerde film izlerken tuvalete giricem bahenesiyle bilgisayarımı açtı.ben o sırada ferreları görücek diye korkarken elinden hemen aldım bilgisayarı.iki üç bağırış çağırıştan sonra yine sevişerek barıştık. akşamında hayatım değişti.bir şekilde heralde girdiğinde inci nickimi görüp o başlığı okuduğunu söyledi. donup kaldım
özür bile diliyemedim. ayrıldık.bitmiştim. harap olmuştum.
hadi ben neyse her şeyden çok güvendiği sevgilisi onun bütün özelini abazalık yapıp burda paylaşmıştı.
inciyi işte bu yüzden 2 yıl bırakmıştım.o günden sonra iki yıl boyunca bir kere bile girmedim.

sıçmıştım. bitmiştim.her gün sudenin arkadaşları beni arayıp ana avrat küfür ediyolardı. artık dersaneler başlamıştı. ikimizde dersaneye depresyona girip kaydolmamıştık. hiç bir şekilde ulaşamıyordum. telefonunu değiştirmişti. hayatım gibe sarmıştı. daha ne kadar kötü olabilir derken aslıyı gördüm.

+sudeden ayrılmışsın diyip güldü
-gibtir git aslı uğraşamam senle diyip gittim evime

o da bozuldu gitti yanımdan. dışarda aylak aylak gezip napcağımı düşünürken bi telefon çaldı sude zannedip hemen açtım bilmediğim bi numaraydı. kızın biri açtı telefonu nerdesin dedi.

sudenin arkadaşları diye düşünüp hemen söyledim maçka parkındayım diye. tamam diyip kapadı.ben parkın ucuna gidene kadar siyah bi vito geldi. içinden 4 adam çıkıp beni sorguya çektiler. aslının babasının adamlarıymış. sude diye düşünürken.4 adamdan dayak yedim. hiç karşılık vermedim belki daha az vururlar diye. daha çok hırslandı huur çocukları daha çok vurdular sonra da gibtirip gittiler.

biraz çimlerde yatıp telefonda oyun oynadıktan sonra gidip bi tuvalet bulmaya karar verdim. kaşım açılmıştı. hastaneye gittim.eve gidemezdim bu halde 3 gün arkadaşımda kaldım. intikam almayı düşünmüyordum gizemden belki suçu bile yoktu çünkü gelen kel herifler sadece babasının emirlerinden ona ters gidenlere yaptıklarından bahsediyolardı. arkadaşlarım hep anlatırdı dayak yerken iyi kapan diye.iyi kapanmıştım ama pek işime yaramamıştı. annemler eninde sonunda dayak yediğimi öğrendi.bi kaç yalanla ayalardım o işleri. benim tek korkum sudenin kulağına gitmesiydi. hayatım en kötü günlerinden birini yaşamıştım eve gidip uyudum.