dün gece yazmıştım, beklediğim ilgi geç saatte gelmiş, başlık düştüğü için yeniden açma gereği duydum.

"bilen bilir, daha önceleri hayatımı nasıl mahvettiğimi anlatmış, inci sözlük kardeşliğinin yaşandığı bi başlık altında sizlerin de fikirleriyle birlikte hikayemi(hayatımı) bi sonuca bağlamış ve hayatımı duygusal bir karanlığa nasıl soktuğumu anlatmıştım.

okumayanlar ve okumak isteyenler için; http://www.incisozluk.com...nlat%C4%B1yorum/sahibi/1/

şimdi ise, o duygusal karanlıktan nasıl çıktığımı ve sonraki gelişmeleri anlatmayı düşünüyorum. eğer ilgi olursa, yine samimi bi ortamın oluştuğu bi başlık oluşturmak istiyorum..

panpa diğer hikayeyi okumadım ama özet geç diyenler varsa, başlamadan önce özet geçerim.

15-20 dkya geliyorum. ilgi olursa başlarım.. "

bu gece uzun bi gece olacaksa geciktirmeden başlayalım beyler. herkese iyi akşamlar şimdiden..

dün gece düştüğüm hataya düşmeden anlatmaya başlayacağım. gelen oldukça uplasın hikayeyi, bir iki kişiye anlatmadığımızı bilelim. amacım gündem olmak, şuku kasmak değil. uzun süredir sözlüğe girmiyordum zaten entrylerime bakan görebilir. amacım, zamanında derdime ortak olanların, mutluluğumu da benimle paylaşması. kendini dipte hissedenlerin, gülebileceğini bilmesi.

bu yüzden anlatıyorum. gelen uplasın lütfen.

o dönem boşlukta olduğum için kısa bi ara Eylül ile tekrar konuştum. şu an tam hatırlamasam da, yanlış bi karar olduğuna karar verip kısa tuttum ve hayatımdan şutladım.

yılbaşı yaklaşıyordu. size daha önce hikayede bu isimlerden bahsettim mi bilmiyorum ancak, memleketimdeki yakın arkadaşlarımla paslaşmaya devam ediyordum. bana yılbaşı için plan yapalım diyen Mert vardı. olur dedim, yapalım. yaşadığım şehire geleceklerdi..

beyler okumaya devam edenler bu entryi şukulayabilir mi? kaç kişiye hitap ettiğimi bileyim, merak eden takip eden yoksa yazmayayım..

Mert ile Esra bu şekilde devam etti, Mert ilerleyen günlerde geri döndü ve ben de yaklaşan vizelere odaklandım. sınavlardan sonra memlekete döndüm ve Mert ile buluştuk. ona Esra'dan bahsetmemi istedi. ben de "kanka ben benimle fuckbuddy olduğu dönemden sonra tanımaya başladım, benden sonra eski sevgilisiyle barıştı, ayrıldı, barıştı, ayrıldı. bu ayrıldığı dönemlerde hayatına ufak çaplı insanlar aldı ama dikiş tutturamadı, bu hayattan sıkıldığı için ciddi bi ilişki istiyo ve seni çok önemsiyo bu yüzden" dedim. güvenebilir miyim dedi, güven dedim.

aynı gece Esra da Mert'ten dert yanıyordu. güvenmediğinden, sürekli sıktığından, oysa her şeyi haber ettiğinden falan bahsediyordu. ben de ona Mert'in eski ilişkilerindeki yalan söyleyen kızlardan bahsettim. bu yüzden bi süre sıkabilir ama zamanla alışacaktır temkinli yaklaşmasının sebebi bu, dayan dedim.

amacım ikisinin de mutlu olmasını sağlamaktı.

o dönem bana, daha önce c2'den zarfladığım bi kız yazdı instagramdan. aynı bölümdeydik. sınıftan bi çocuğa platonik olduğunu, yardımcı olup olmayacağımı sordu. hafif sitem ederek tarif etmesini istedim. mavi kulaklığı vardı, sigara içerken görmüş arkadaşlarım,ben dikkat çekmemek için bakmıyordum, falan dedi. sınıfta tanıdığım bir kaç elemanın instagrdıbını attım, bunlar değil dedi. o sıra bana takip isteği attı, kabul ettim. sensin işte dedi, ne benim dedim, o sensin dedi, e benim mavi kulaklığım yok ve sigara içmiyorum dedim. yanındakilerindir, sen olduğundan eminim ya falan dedi. bu şekilde konuşmaya başladık..

beyler kimse var mı? okuyan yoksa son partım. ben yazarken ne şuku geliyor, ne yorum. yazmayı bırakınca upluyorsunuz.

bir süre ne olacağını konuştuk, o günün akşamında Mert eşyalarını almaya gitti, sonra bizde kaldı. ertesi gün de döndü kendi okuluna. daha sonra tartışırken, Esra'nın kendini çok temizmiş gibi aksettirmesine dayanamayan Mert benimle yaşadıklarını bildiğini itiraf etmiş. hal böyle olunca oklar bana döndü. Esra bana yazmadı bir kaç gün, okulda karşılaştık..

- bu konuyu Mert'e söylediğini bilmiyordum, hadi Mert'e söyledin, gelip bana da söyleseydin ya Mert'in bildiğini.. kaç aydır yalan söyledim yalancı durumuna düştüm senin yüzünden..
+ Esra ben bunu Mert'e ilk sene biz bunları yaşarken anlatmıştım, yıllar sonra sizin tanışacağınızı, tanışıp sevgili olacağınızı ben nerden bileyim? Mert seni daha tanımadan önce biliyordu bizim bi şeyler yaşadığımızı. yıllar sonra gelip tam sevgili olacağınız zaman sana Mert biliyor mu deseydim?
- tamam charly ama güvenimi sarstın bil.
+ burda güvenilmeyecek bi şey yok, açık açık söyleseydin bu çocuk zaten bunları bilerek sevgili oldu seninle. o onu göze almış yani.
- neyse..

dedi ve ufak çaplı tartışmamız burda son buldu. sinirlenip Mert'e yazdım.

- bak kanka, bana zamanında anlat dedin, anlattım. yalansız, olduğu gibi. ama en ufak kavganızda ne anlattıysam delil gibi öne süreceksen ortada bi yanlış var demektir. ben ikinizin de mutlu olması için çabaladım, zamanında umursamadan başladın bu ilişkiye şimdi önünüze engel koyma
+ charly, sonra konuşalım bu konuyu bildiğin gibi değil..
- tamam..

önceki hikayemi özet geçerek başlayayım, insanlar neyin nerden geldiğini bilmeden okumaya başlamasınlar..

lise döneminden anlatmaya başlamış, oluşturduğum arkadaş grubundan ve o arkadaş grubumun içindeki bir kızla yaşadığım duygusal anlardan bahsetmiştim. yıllar sonra üniversiteye geçtik ve üniversitenin ilk senesinde güzel arkadaşlıklar da, duygusal bağlantılar da koptu. tekrar birleşmeye yaklaştığımda ise yaptığım yanlışlar karşıma çıktı ve hayatımın doğru kişisi olarak tanımladığım kızın avcumun içinden kayıp gidişini izlemek zorunda kaldım. ne kadar çabaladıysam da olmadı.

sonraları hayatına başka birini aldığını öğrendiğimde tamamen pes ettim ve hikayemi noktaladım.

şimdi, noktaladığım andan itibaren hayatımı anlatmaya başlayacağım. bugünlere gelene kadar..

21.35'e kadar bir kaç up daha gelirse anlatmaya başlarım. teşekkürler..

merhaba beyler. bu gece devam etmemi isteyen varsa yazabilir mi? ona göre sonlandıracağım hikayeyi.

en son, onun başka biri ile, hem de tanıdığım biri ile beraber olduğunu öğrendiğimde aslında hiçbi zaman tam anlamıyla, tümüyle benim hayatımın "doğru kişisi" olmadığını görmüştüm birden. çünkü benim hayatımın doğru kişisi, bana tak attığı mevzunun aynısını kendi yapmamalıydı.

o ise, hayatına tanıdığım birini alarak bi nevi beni de kendinden uzaklaştırmış oldu.

bir süre bu hataları gelecekte tekrardan yapmamak için kendimle tartıştım. neyim yanlış, insanlara neler yapmamalıyım gibi soruları sorarak yanlışlarımdan uzaklaşmaya karar verdim. ve birine körü körüne bağlanmak da benim en büyük yanlışlarım arasındaydı.

o yıla kadar her arkadaş ortamında, birine dostluktan örnek verecek olsam hep o an hayatımda olmayan ama geçmişimde yatan efsanevi lise ortamından, arkadaşlıklarından bahsederdim. birine karakterden örnek vereceksem hep ondan bahsederdim. vazgeçtim. yıllardır özledim, iyi andım, barışmak için çabaladım, gururumu hiçe saydım ama, o gün o an hepsinden vazgeçtim.

o günden sonra bi daha asla ne onu, ne de eski arkadaşlıklarımı arayacak, anacaktım..

devam ediyorum.

Mert ve ev arkadaşı, ben ve ev arkadaşımla 4 erkek beraber takılalım istemiyordu. kanka kızlar da olsun beraber takılırız, ortam olur erkek erkeğe cluba bile giremeyiz demişti. mantıklı buldum.

diğer hikayede anlatmış mıydım tam hatırlamıyorum, ana karakter Gizem olduğu için onun üzerinden anlatmıştım, ayrıntılara çok takılmadım. anlattıysam da yine hatırlatmış olayım. üniversiteye gittiğim ilk yıl, Gizem ve lise arkadaşlarımla küstüğüm dönemde sınıfta bi kız vardı.

sınıf 30-40kişilikti, hiç kimse birbirini tanımıyordu. yavaş yavaş ortam yapmaya başlayınca, herkesin duyacağı bir kaç ince esprilerle insanlarla kaynaşmaya başlamıştım. sağ arka çaprazımda Çağrı ve sevgilisi Çiğdem, onların sol arka çaprazında ise Esra oturuyordu. yani Esra benim 2 sıra arkamda oturuyordu.

bir gün yanımdaki arkadaş derse mi gelmemişti, gitmek zorunda mı kalmıştı tam hatırlamıyorum, hoca kitabı yanında olmadığı için Esra'yı benim yanıma oturttu ve konuşmaya başladık..

beyler az kişiyiz, sizin hatrınıza bir iki entry daha gireceğim tutmazsa çabalamaya gerek yok.

bir kaç gün sonra Eylül'ün ona yazdığını, benim hala onu sevdiğimi söylediğini gösteren bir kaç ss almış, bana attı. spordan dönüyordum, sana Eylül'ün ne kadar zararlı bi insan olduğunu anlatmıştım, umursama, yalan söyleyip kafanı bulandırıyor işte dedim. tamam dedi.

ertesi gün tekrar Eylül'ün yazdığını, kafasının karıştığını, eğer konuşuyorsam söylememi bi daha rahatsız etmeyeceğini falan söyledi. Eylül'ün yalan söylediğini, aramda bi bağlantı olmadığını, uğraşmaması gerektiğini söyledim.

ertesi gün tekrar aynı durum yaşanınca Eylül ile irem'i whatsapptan gruba aldım.

"bak kızım, her gün her gün bu kıza yazıp duruyosun, ben seni hayatımdan çıkartalı çok oldu, hayatıma giren her kıza yazmayı bırak, bana zarar vermeye çabalamaktan, beni takip etmekten vazgeç. gibimde değilsin. gibtir git" dedim Eylül'e, bunu görem irem gaza geldi "midemi bulandırıyosun, kusucam şimdi üstüne aq şizofreni" falan yazdı, "irem sen de gaza gelme yalandan, gibimde olduğun için değil her gün her gün bana yazmandan bıktığım için aldım sizi gruba ikiniz de gibtirin gidin şimdi" yazdım. çıktım gruptan.

3 gün boyunca sadece evde takıldık, duş, yemek, sevişme üçgeninde geçen bir 3 gün oldu ve mutlu bir şekilde tekrar üniversitemin olduğu şehre doğru döndüm. evet 1 kez daha, tamamen bitti dediğim Eylül'ü hayatıma almıştım. son kez şans vermiştim, hem de herkesi karşıma alıp, sözlerimi bir kez daha yutup..

ama tabii ki o da 1 ay sürdü. 1 ay boyunca nereye çıkmak istesem tartışma, neyi yapma desem inadına yapma, saygını yitirme dedikçe kötü sözler.. en sonunda tak dedi, bitirdim. ama bu sefer gerçekten içimdeki duyguları da alıp zütürmüştü, çünkü ilk defa her şeyiyle istediği şekilde gitmiştim ona.

geriye güzel bir kaç anı, bir dolu pişmanlık kalmıştı.

Esra ile Mert de ilişkilerine düzgün şekilde devam ediyorlardı.

size ufak bir ayrıntı vereyim beyler kızlarla ilgili..

kızlara güven verirseniz eğer, istediğinizi elde etmeniz daha kolay olur. bi kız, sevmediğinizi bilse bile güvendiği takdirde bir çok şey yapabilir, bir kız sizi sevmese bile güvendiği için bir çok şey yapabilir. bu yüzden öncelikle karşınızdakine güven vermeye bakın daima. çünkü kızlar her zaman kendilerini güvende hissedecek birilerine ihtiyaç duyarlar.

ben de o dönemlerde c2'den olsun, farklı mecralardan olsun tanıştığım kızlarla sohbeti kurduktan sonra hep fotoğraf alırdım. fotoğraf dediğim, bildiğiniz çıplak fotoğraf. sevgili olmak şart değil, onun senden, senin ondan hoşlanman şart değil. doğru şekilde muhabbeti ilerletmeyi bildiğin sürece bir sorun olmuyor. tarafımdan defalarca onaylanmıştır.

Esra da bu olayları biliyordu. ya snapchatten, ya whatsapptan, ya skypetan görüşüyordum kızlarla.. yakın arkadaşım olduğu dönemde de bunun bilincindeydi..

o da yaptığının hata olduğunu kabul etti. bir dönem pek bir şey yaşamadık, o dönem diğer kızla takılıyordum, çok sorun olmamıştı benim için.

bir gün Teoman konserine gittik arkadaş grubu ile birlikte. burda Esra eski sevgilisiyle karşılaştı ve öpüştü karşımda. Gece ise aynı odada farklı koltuklarda yattık arkadaş grubumuz bilmediği için, ama gece ufak bi sevişme yaşadık.

ilerleyen dönemlerde diğer kız, Esra'nın arkadaş grubundan bi kıza itiraf etmiş. Esra'da öğrendi doğal olarak mevzuyu. önce gitti o kızın ağzına sıçtı, sonra gelip bana nasıl yaparsın böyle bi şey falan dedi..

kızlar hakkında ufak bir tüyo vereyim, karşısında bir rakip olduğunu hissederlerse eğer, size kendilerini kanıtlamak için extra çabalarlar. ancak o rakibi tercih ettiğinizi düşünürlerse, sizi yok sayarlar.

ben de, diğer kızı tercih etmiş gibi göründüğüm için, Esra ile aramdaki bağlantılar o sıra koptu, arkadaşlığımız dahi. ancak sadece benimle ilgileniyo diye Esra'ya söyleseydim, eminim Esra kendini kanıtlamak için daha istekli sevişecekti benimle.

her neyse..

ben de güvenimi boşa çıkarttığı için diğer kıza biraz ağır konuştum ve şutladım hayatımdan.

o dönem, liseden yeni mezun olduğum için, lise alışkanlıklarım da devam ediyordu. sorulan her soruya "sex" cevabını vermek de bu ergenliklerimden biriydi.

- napıyosun
+ sex

veya

- nereye gidiyoruz
+ sex

gibi. kitapta da konu Pandorra'nın kutusu idi. hoca bu paragrafı okuyun, sorularını cevaplayın falan demişti, ingilizce. paragrafta Pandorra'nın kutusundan dünyaya tüm kötülükler dağılmış falan bunu anlatıyo ütopik biraz. Esra da dönüp "kutudan ne çıkmış" diye sormuştu. ben de o an "sex" diye cevap verdim. güldük..

zamanla Esra ile kaynaştık ve iyi sayılabilir bi arkadaşlığımız oldu. yanımda oturan eleman gelmediği zaman yanımda oturuyordu, en arkada tek başına oturuyordu ben gidiyordum falan. bir gün yan sıradaki kızlardan biri burçlarla ilgili bir kitap getirmiş. aldım elime kendi burcumla ilgili bütün her şeyi okudum, ne özellikleri olduğunu, uğurlu taşım, sayım vs hepsini okudum..

o sıra ara bitti. Esra geldi. Esra dedim söyle bakalım burcun ne? akrep dedi gerine gerine. ve okumaya başladım akrep burcunun özelliklerini..

o gece irem "benimle bi kez sex yapar mısın, ilk ve son. içimde kaldı yapmak istiyorum" yazdı, Eylül'le bana oyun yapıyorlar sandım, istemiyorum dedim. o sıra Eylül de bana yazıyordu. "seni çok özledim, seni hala sevdiğim için yaptım" vs vs.. onu da reddedip telefonu kenara bıraktım. "bari uyuyana kadar konuş benimle, korkuyorum, senden sonra başıma çok kötü şeyler geldi adını söyletme" dedi..

ne oldu dedim, rahatsız ediyorlar beni dedi, kim dedim, onlar dedi..

ilk olarak arkadaşının evindeyken, yan odadaki arkadaşı Eylül'ü aramış, ses vermemiş. Eylül de içeri gidip neden aradığını sormuş, aramadım ki demiş, telefon cidden de orda değilmiş, başka bir odada çıkmış. daha sonra rüyasında arapça kelimeler duymuş ve bir gece tanımadığı biri tarafından bi şeyler yaşarken görmüş kendisini, kan geliyormuş her yerden. korkuyorum dedi.

ben de Mert'e anlattım durumu. bir hoca var kanka, geçen arkadaş aradı üzerimizdeki kazağın rengine, arkadaşın konuştuğu kıza kadar hepsini bildi dedi, ona bi sorduralım istersen dedi. aradık, isimleri doğum tarihlerini falan verdik. Eylül'de bu tür rahatsızlıklar olduğunu, benim de bir süredir korktuğum için rahatsız hissettiğimi söyledi. size muska yazayım dedi, tamam dediysem de Eylül kabul etmedi. tanımadığım biri ne yazacağı belli değil falan..

daha sonra Eylül 3 günlüğüne beni memlekete çağırdı. arkadaşının evi boşmuş, gel, barışalım her şeyi konuşalım dedi..

bi heyecan, bindim arabaya..

ve irem Numan'ın anlattığı gibi ailesi hakkında garip hikayeler anlatmıştı bana. bu da Numan'ın anlattıklarını doğrular gibiydi.

ilerleyen günlerde irem geldi, bir şeyler yaşadık ve yine konuşmaya devam ettik. sevgili gibiydik ama tam olarak adı da yoktu aramızdakinin. her şeyini benle paylaşıyor, planlar yapıyor, hayaller kuruyordu. ben yine temkinli yaklaşsam da, sık sık ilişkimizden bahsediyordu.

bir gün Galatasaray-Beşiktaş maçında Esra ve ev arkadaşı bana gelmek istemişti, irem bu duruma çok büyük tepkiler verince yerini ve haddini bilmesi gerektiğini söyledim. biraz tartıştık. daha sonra özür diledi. işin içine kıskançlık da girdi, irem'in beni sevgilisi olarak gördüğünü anlamıştım. bozmadım.

1. ayımız dolarken, irem bu güne özel plan yapmıştı. akşam şarap alıp bana gelecekti, ona yemek hazırlayacaktım. güzel bir akşam geçirecek, daha sonra sex yapacaktık. bu güne hazırlanıyordu resmen. ben alkol tüketmeyi pek sevmem, kırmızı mı içelim, beyaz mı, ne giymemi istersin, nasıl bi yemek yapacaksın vs vs..

her şey tamamken, o gece skypeta ertesi günden bahsediyorduk. o sıra Esra aradı, açtım.
"yarın sabah 8'de annemleri 2 saatlik bi yere zütürcem, dönerken tek olucam annem de hava yağmurlu olur kaza falan yaparsın dedi tek dönmemi istemiyo, benimle gelir misin?" dedi. gelirim demek zorunda kaldım. sabah 8e kadar uyumayıp onunla gittim. geldiğimde de uyudum. uykuyu biraz abartmışım. akşam 5 gibi uyandım. irem aradı. uyku sersemi cevapladım, evin yolunu tarif etmemi istiyordu. evin önünden otobüs geçmiyor, taksiye bin ben öderim dedim, yok yürücem dedi, irem üşürsün hava soğuk bin taksiye dedim, yürücem dedi. öff ne tak yersen ye dedim kapattım.

ulan dedim hayata bak.. noldu dedi, sana birini soracaktım ama git-gel yaşıyordum. hayat seni karşıma çıkardı dedim.

- kim kanka sor hayırdır sıkıntı mı var?
+ yok yok sıkıntı değil de garip bi hikaye, irem'i tanıyo musun?
- irem, irem x mi? evet o..
+ haydaaa, bekle Taygun tuvalette gelsin öyle konuşalım..
+ kanka ne muhabbetin var senin bu irem ile?
- ya böyle böyle flört ediyoruz gibi, sizin bi münakaşanız olmuş teyit etmek istedim
+ kanka bu kız çok büyük huur, aynı zamanda manyak. deli deli hikayeleri var ailesiyle ilgili. bana geldi biz seviştik, sonra benle sevgili olmak istedi, ben de ben seni üzerim dedim sevgili olmak istemedim. benden bir ay sonra da Taygun gibti.
T- gibtim kanka, ev kiraladık orda gömdüm hatta öyle büyük bi huur işte
+ kanka gibeceksen gib ama sevgili olmayı falan düşünme sakın, çok büyük hata yaparsın
- eyvallah beyler

deyip ayrıldım yanlarından. irem'den bu durumu gizledim ama konuşmaya devam ettim. irem bana huurymuş gibi hissettirmiyordu, ama bi yandan çabalamadan bir şeyler yaşayabilecek olmak da cazip gelmişti. bağlantıyı koparmayayım, geldiğinde bir şeyler yaşar, daha sonra da bi şekilde hayatımdan çıkartırım diye düşündüm.

Esra ile konuşmuştuk, aramızdakini sınıftan kimse bilmeyecekti. aramızda hiçbi zaman sevgili olmak gibi bir konu geçmeyecekti. zaten onun o dönemler yeni ayrıldığı biri vardı. ben de Eylül'le her şeyi bitirip gelmiştim üniverisiteye.(ne kadar bittiyse 4 sene daha dönem dönem girdi hayatıma)

bu şekilde devam ediyordu her şey. daha sonra Esra, kız arkadaş grubuna bu durumu açıklamış.
onlardan bir tanesi benimle o günden sonra daha fazla ilgilenmeye başlamıştı. sınıfta en yakın hissettiği erkeğin ben olduğumu, bana güvendiğini, iyi biri olduğumu falan söylüyordu sürekli. eskiden sigara içmeye çıkardı aralarda, zamanla sınıfta oturmaya başlamıştı benimle sohbet etmek için. sadece 1 kere esrar içtiğini, Polonya'da arkadaşıyla iddiaya girdiği için bi kızla öpüştüğünü falan anlatıyordu.. ben de zarfladım, o da çok çabuk teslim oldu. ve Esra varken aynı zamanda onunla da bir şeyler yaşamaya başladık.

Esra da o dönem benden duygusal bir şeyler bekliyordu. sürekli giydiğim tshirtün ne kadar güzel olduğundan, tipimden falan övgüyle bahsediyordu. sınıfta Nesli diye bi kız vardı, bunun detayına girmeyeceğim bir şey yaşamadım çünkü ama Nesli'den kıskanmaya falan başlamıştı.

bir gece bir şeyler yaşadıktan sonra Esra'yı aldım karşıma ve seninle duygusal şeyler yaşamayacağımızı en başında konuşmuştum. lütfen aramızı bozma, devam edelim tarzı konuşmalar yaptım..

yaklaşık 1 sene kadar Esra ile hiç konuşmadık, arkadaş ortamımız aynı olduğu için aynı mekanda bulunduğumuz falan olmuştu ancak göz göze bile gelmedik.

fazla detaya inmeyeyim, bir süre sonra Esra ile bir şekilde barıştık.

tekrar çok yakın arkadaş olduk, geride bıraktığımız senede neler yaptığımızı anlattık. okula inerken Esra'yı alıp öyle iniyordum. dersten sonra beraber bir şeyler içip oturuyorduk, onun evine gidip oyun falan oynuyorduk, hafta sonları o, ben, ev arkadaşlarımız falan dışarı çıkıyorduk..

velhasıl kelam Esra tekrardan çok yakın arkadaşım olmuştu ve akıllarda bir soru canlanmaya başlamıştı. tekrar eskisi gibi mi olacağız?

bu konuşmayı yapmak için bir akşam Esra'ya gittim ve mevzuyu ona da açtım..

Ben- ben bizim eskisinden daha yakın olduğumuzu düşünüyorum ve biz yakın olmaya başladığımızda genelde tehlikeli oluyoruz, ne düşünüyosun?
Esra+ yakın olduğumuzun farkındayım ama böyle düşünmemiştim hiç, sen ne düşünüyosun, ne istiyosun?
- benim için şu an ortada durum, sen ne istiyorsun önemli olan bu. fuckbuddy olalım dersen eğer, okeyim, arkadaş kalalım dersen buna da okeyim, senden bir beklentim yok. ama benden bir beklentin olursa karşılarım yani..
+ ben arkadaş kalma taraftarıyım, seninleyken eğleniyorum, gülüyorum, geziyorum, güveniyorum sana yani bence bunu bozmayalım
- tamam olur, daha iyi olur hatta..

diyerek arkadaş kalmaya karar vermiştik ve o dönemden sonra Esra çok daha yakın arkadaşım olmuştu.

Mert de erkek erkeğe takılmayalım dediğinde aklıma Esra ve kız arkadaşı gelmişti..

ikimiz de vizeler bittiği için memleketlerimize dönmüştük. daha önce memleketimden iki çocukla bi meselesi olmuş, bu yüzden ilk yazdığımda bana güvenememiş, farklı bi amaçla yazdığımı düşünmüş ve reddetmiş. ancak okulda beğendiği kişiyi bulmasında yardımcı olabileceğimi düşünmüş. ben çıkınca garipsemiş ve bu yüzden diğer çocuklarla yaşadığı olayı bana anlattı..

irem daha önce, benim de seldıbını sabahını aldığım bir arkadaşım(Numan) ile konuşmuş. ev arkadaşlarım var, oyun falan oynarız diye eve davet etmiş irem'i, gitmişler. Sohbet muhabbet sonrası iremle Numan odaya geçmiş, Numan soyunmaya başlamış. irem de bu şekilde bi şey yaşayacak kız değilim, istemiyorum demiş. Numan da benden duygusal bir şeyler bekleme, ben seni üzerim. kabul etmiyorsan, zorlamıcam demiş. sevişmeden çıkmışlar odadan. Numan duşa girmiş. o sırada ev arkadaşı Taygun da "kanka sen daha yeni duşa girmedin mi ya?" deyip dalga geçmiş. irem'i gibtim havası yaratmış anlayacağınız..

bu yüzden senin de beni gibmek amacıyla yazdığını düşündüm, reddettim dedi. biz yaklaşık 1 ay kadar konuştuk irem ile. benden hoşlandığını biliyordum. çekici bir kızdı ancak bu entrikalar benim pek sevmediğim şeyler olduğu için uzak durmaya çabalıyordum.

okula geri döndük, irem bir süre daha memleketinde kalacaktı.
bir gün eve giderken birinin arkamdan naber charly diye seslendiğini duydum. dönüp arkama baktığımda bu kişinin Numan olduğunu farkettim...

onların da arkadaşı gelecekmiş ve bana yılbaşı için bir planım olup olmadığını soracaklarmış, denk geldi ve bir plan yapmaya karar verdik.

Mertler geldiğinde Esralarda toplanıp yemek yiyecek, oyun oynayacak, böylece kaynaşıp ortamdaki soğuk havayı yok edecektik. Yılbaşında cluba gider, ordan da gece evlere dağılırız diye düşündük.

bulunduğum şehirde Mert'in görüştüğü bir kız daha vardı. belki o da plana dahil olur diye düşündük. Ev arkadaşımın da arkadaşı gelecekti. toplamda 5 kız, 4 erkek cluba gittik yılbaşında..

her ne kadar ortamdaki soğuk havayı yok ettik diye düşünsek de, clubta dans ederken ister istemez çekindi herkes. ben de ortamı ısıtmak için herkese yanaşıp iki dans edip devam ediyorum.. alkol aldıkça gevşedi herkes, Mert görüştüğü kızla, ev arkadaşım kendi arkadaşı ile, ben de ara ara Esra'larla dans ediyordum. hemen arkamda bir kız vardı, ara ara göz göze geliyor, gülümsüyor, dans etmeye devam ediyorduk..

bir ara kız Tarkan'ın Öp şarkısının "öp öp öp doyamadım" kısmında beni işaret ederek göz kırptı. ben de gazı alıp elinden tutarak yanına indim..

herkes sınıfa girmeye başladı, sırasına oturan da beni dinliyor. ne okuyor bu diye..

akrep burcu kadını. güçlü bir kadındır. sinsidir ama çevresindekine yansıtmaz bu sinsiliğini, çevresi için güvenilirdir. kimi nasıl alt etmesi gerektiğini bilir..

ben böyle anlattıkça Esra tabii memnun oluyor.

iyi niyetlidir ama ona düşman olmak istemezsiniz, eğer düşman olursanız sizi hayattan soğutabilir.. falan filan aşağı doğru indim okuyarak, herkes beni dinliyordu. ilişkilerinde cinselliğe çok önem verir, partnerini çok memnun eder, akrep burcunu bırakan herkes mutlaka geri arar falan filan..

Esra kıpkırmızı oldu, tüm sınıf yerlerde..

sonra yanıma oturdu o derste de.. özür falan diledim ama gerçekten onlar yazıyordu.

ilerleyen günlerde Esra arka sıralarda otururken hoca derse ara vermişti. o sıra Esra çubuk yiyordu. bana da ver dedim, ağzındakini uzattı. ver dedim, al dedi tekrar ağzındakini işaret ederek, alırım bak dedim, alamazsın dedi, yaklaştım. napıyosun insanlar var dedi, insanlar olmasa sorun yok yani dedim.. sustu..

daha sonra ders çıkışında yurda gittim. akşam olduğunda Esra'ya mesaj attım, çubuk yiyelim mi?