Herkes birbirini sildi, feysbuktan, tivitırdan, instagramdan..

Erkekler erkeklerle, kızlar kızlarla devam etti arkadaşlığına.. Yolda gördük, sanki birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi gözlerimize bakmadan devam ettik..

Bir gün bizim ekipten Furkan yazdı bana, Berat bizim kızlardan Aslı'yı takip etmiş twitterdan diye.. Nerden öğrendin dedim, çocuğun telefonuna bildirim gelmiş aq.

"şu, şu ve Berat, Aslı'yı takip etti!" diye.

Allah Allah dedik, dur bakalım var bi iş.

Gece gruba yazdım.

- Berat sen Aslı ile barıştın mı?
+ evet kanka da şey..
- ney?
+ ya öyle dün gece içkiliydim.
- ee?
+ sarhoşken aradım işte..
- bize niye söylemedin?
+ kanka pek önemli bulmadım ya..
- önemli bulmadığın Aslı'yla barışman mı yoksa bizim arkadaşlığımız mı? biz bu işi ekip olarak yapalım dedik, birlikte karar verdik, kaldı ki senin sert yorumun sonrasında ortalık kızıştı ve yıllardır devam eden arkadaşlığımızı bitirdik.. ne demek önemsiz.
+ ya kanka..

bıdı bıdı etti ve gruptan ayrıldı, özelden yazdı, aynı tepkiyi özelden de gösterdim ve Berat'la o günden sonra hiç konuşmadık.

Daha sonradan Berkay ile bağlarını koparmayan Furkan'dan öğreniyoruz ki işin aslı başkaymış.

Berat Aslı ile barışmamış, aramış, özür dilemiş. Fakat Aslı bunun özrünü kabul etmeyip terslemiş. Daha sonra da Berat Aslı'yı takip etmiş..

Çift taraflı postayı koyup paketledik Berat'ı anlayacağınız.

Aradan uzun bir zaman daha geçti, benim gibi geçmişine önem verenlere arkadaşlığımızın özlemi ağır gelmeye başladı, yolda görüp gözünü kaçırmak.. Ve bir tatilde ben okula gidip yıllıkları aldım.

Yıllığımda yazılanları okudukça gözlerim doldu, gözlerim doldukça da özledim.

Ama hiçbir şey yapamamak, hem de Berat ve Berkay'ın fire vermesine rağmen.. Canımı yakmıştı. O gece gruba yazdım..

"beyler ben geçen gün yıllığımı aldım. kızlara yazacağım, fakat özür dilemek, barışmak amacıyla değil. sadece onlara karşı düşman olmadığımı, arkadaşlığımız bitmiş olsa da onlara kötü niyet beslemediğimi açıklayacağım. Berat ve Berkay gibi yaptıktan sonra değil, yapmadan önce haber vereyim dedim. Eğer ki bir taneniz itiraz ederse, charly bu bana yanlış geliyo derse yapmam, yeter ki söyleyin"

herkes dilediğini yapabilirsin dedi ve önceden haber verdiğim için teşekkür etti.

ve kızları gruba alıp yazdım.

"ben yıllığımı alıp okuduğumda sizin hayatımda ne kadar büyük bir yeri kapladığınızı gördüm. size düşman olmadığımı, hiçbirinize kötü niyet beslemediğimi söylemek için yazdım.."

gibi şeyler yazarak cevap bekledim. Tüm kızlar adına Nesli cevap verdi.

"bizim hayatımızda ne kadar büyük bir yer kapladığınızı anlamamız için yıllığı alıp okumamıza gerek yoktu. siz bizi basit bi olay yüzünden hayatınızdan çıkarttınız şimdi yaptığınızın yanlış olduğunun farkına vardınız.."

falan filan.. ben de özür dilemek ya da barışmak amacıyla yazmadığımı belirttim, yine orada tartışma ortamı oldu gibi, tartışmak istemediğimi söyledim ve bu sırada Gizem gruptan çıktı. Ben de bak değer vermeyip çıkanlar var dedim, öyle geçti gitti ve konuşma bitti.

Gizem'e daha çok sinirlenmiştim. Aslında bu olaydan haberdar olduğum dönemde bana sık sık yazmıştı ve kısa cevaplarla muhabbeti olabildiğince hızlı bi şekilde bitirmiştim ben, ama benim için yaptıkları hataydı..

Şimdi burada hikayemize bir virgül koyup okuyan arkadaşlarımdan yorum istiyorum.
Kızların yaptıkları doğru muydu, bu olay yüzünden arkadaşlığımızı bitirmek doğru muydu ve benim şu gruba yazmam doğru muydu?

Devam edelim.

Yorumlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar.

Daha sonra aradan uzun zaman geçti. Herkes neredeyse alıştı bu duruma. Küslüğe, arkadaşlığın bitmiş olmasına.. ve bi gün gruptan Mert ile Aslı'nın fotoğrafına rastladım instagramda..

yine yazdım gruba barışıp barışmadıklarını sordum, fakat artık bize haber vermeden bunu yapmış olmasına tepki gösterecek isteğim bile kalmamıştı.

barışmışlar evet..

artık küslüğün de bir önemi kalmamıştı. çünkü belki de bu grubun dağılmasının sebebi olanlar bile barışmıştı.

Neredeyse 1 yıl olacaktı, güzelim arkadaşlıkların bitmesi..

Bu arada bizim erkeklerden Emre benim şehrimde üni kazanmıştı. Çok sevinmiştim. Emre'den bahsedeyim beyler. Gizemlerde kalmıştım ya ben, Gizemlerden önce 3 gün Emrelerde kaldık. Çok çok yakın değildik çünkü bana uzak oturuyodu yoksa çok iyi niyetli bi insan.. 5 seneyi beraber geçireceğimizi konuşurduk hep.

iyi geceler panpalarım. Uyumayan arkadaşlar bu entrye şuku versin, ona göre devam edeyim.. Herkes uyuyorsa yarın devam ederim ben de..

2 arkadaşımız kalmış.. Onlar için 2 part atıp bu gecelik sonlandırayım.. Yarın devam ederiz.

Daha sonra okul başladı.. Emre geldi, 1 hafta kadar bende kaldı henüz yurt işlerinin halledemediğimiz için..

Her gece sohbet ettik, geçmişten, onun hayatından, benim hayatımdan, Gizem'den..

Çünkü Gizemle çocukluk arkadaşıydı ve onu en iyi tanıyanlardan biriydi. Aynı zamanda Emre konunun tamamen dışında olduğu için sadece Gizemle küsmemişti, diğerleriyle de zaten hiçbi zaman çok yakın olmadığı için küsmesi bir şey değiştirmemişti.

Bir gece Emre ile bir cafeye oturup sohbetimize devam ettik.

Konu Gizem'den, benim onlarda kaldığım günlerden, sonrasından, grubun küslüğüne kadar geldi. O an Gizem mesaj attı. Napıyosun tarzı, o da charlyle oturuyoruz falan dedi, konuşma geçti, gitti.

Emre'nin de bu arada hoşlandığı biri vardı, o da bizimle aynı şehirde. Adı Selin.. Selin de bizim memleketten, Emrelerin ordan.. Çocukluktan beri seviyomuş yani anlayacağınız.

Belki de onun için yazdı bu şehri, bilinmez..

Aynı gece, Emre ilerde bir gün Selin ile buluşacağını söyledi. Bu arada Selin de tıpkı Gizem'in Berat'ı kabul etmediği gibi, kabul etmemiş Emre'yi, hiçbi zaman..

Hep terslemiş, hep terslemiş. Şimdi Emre onunla aynı şehirde olunca tekrar konuşmaya başlamışlar.. Buluşacaklarmış.. Emre dedi "sen de gel" olmaz dedim ben pek sevmem.. "ben istiyorum kırma" dedi, hep istemiş bütün arkadaşlarıyla sevgilisinin iç içe olmasını falan.. ısrar edince de kıramadım. buluştuk Selin ile..

Selin'den bahsedeyim beyler, tipi olsun, karakteri olsun, davranışları olsun, sesi olsun, konuşması olsun.. sanırsın Gizem..

buluştuk, iskambil kartlarıyla oyun oynadık, okey oynadık, sohbet ettik.. eve döndük..

Sonrasındaki 1 hafta da bu şekilde devam etti. Her gün buluştuk, eğlendik, eve döndük. Tabi bu dönem içinde Emre'ye kalacak bir yer ayarlamaya da çalıştık.

En sonunda ayarladık ve Emre artık benden ayrı yaşayacaktı. Ama bu buluşmalar devam etti. Bi gün Emre okuldan geç döneceğini ve benim Selin ile görüşüp önceden buluşmamı istedi. Numarasını aldım ve Selin ile buluştuk.

Okuyanlara teşekkür ederim, yarın devam edeceğim panpalar.

Yukarda bir arkadaşın isteği üzerine mektubun fotosunu attım, cevap olarak. Moderatör onaylarsa açarsınız sanırım.

Teşekkür ederim değerli yorumlarınız için, yaşantım ilerledikçe farklılaşıcak, belki bana küfür edenleriniz de olacak ama yine de devam bakalım. Buradan sonrasına yarın devam edeyim, yok yere sizi de bekletmeyeyim. Herkese iyi geceler..

iyi geceler beyler. saat 22.00da burada devam ediyo olacağım. yorumlarınızı henüz okuyamadım. en kısa zamanda okuyacağım.

dün mektup için link atmıştım, açılmıyorsa bugün yeniden atarım. iyi geceler..

22.00'da geliyorum.

Burada olanlar bu entry'i şukulasın. Yavaştan başlayalım. Ben de bu sırada şu mektubun çektiğim fotoğrafını uplamaya çalışacağım..

https://about.me/charlymattei - dün gece mektubun çektiğim ve atmaya çalıştığım fotoğrafını buraya attım, sol bölmede fotoğrafın linki var, o linki açtığınızda görebilirsiniz beyler. tümünü çekmedim, bana özel kalsın..

ilginiz için teşekkür ederim, yorumlarınız olsun şukularınız olsun, ellerinize sağlık.

yorumlarınızı okudum beyler, başlamadan önce bi açıklama yapayım..

demişsiniz ya ne vardı bu kadar arkadaşlığı bitirecek diye.. mesela Berat'ın Gizem'le olan konuşmaları vardı, Berat'ın Aslı'ya söylediği sırrı Gizem'e anlatması vardı, Furkan ile Aslı küsmüştü, Furkan'ın Nesli ile konuşması vardı Aslı hakkında.. bunlar özel şeyler, bilinmemesi, anlatılmaması gereken şeyler. bu yüzden çok hassas olduk.

Şöyle de belirteyim, yüz yüze konuşulsa aslında büyütlmeyecek belki de bir iki kişinin kırgınlığıyla sonuçlanacak bi problemdi, ki o kırgınlık da kısa zamanda halledilirdi ama bu durumun whatsapptan konuşulması ve Berat'ın sert çıkışı sorun yarattı.

Bundan sonra hikaye ile ilgili şeyleri - https://about.me/charlymattei 'ye atacağım, oradan bakarsınız atınca da bildiririm zaten..

Şimdi yavaştan başlıyorum.

Selin ile buluştuk.

Yanında oda arkadaşı da vardı.. Beraber sohbet ettik, Emre gelmeden iskambil kartlarıyla oyun falan oynadık, klagib.. Fakat Selin'in bakışlarında garip bir şeyler seziyordum.. Henüz bilmediğim.. Her neyse, buluştuğumuz yer benim oturduğum semte biraz uzak olmasına rağmen son metroya kalmıştım.. Eve vardığımda mesaj atmamı istediler, vedalaştık.

Metroya binip eve doğru devam ettim, şarjım bitmişti..

Eve vardığımda sohbete dalmış, telefonu da odamda şarja bırakmıştım.

Gece 1 gibi telefona baktığımda Emre'den ve Selin'den mesajlar geldiğini gördüm.. Mesaj atmayı unuttuğum o an aklıma geldi ve ikisine de cevap verdim. Meraklanmışlar.

Daha sonradan Selin konuyu uzatmaya çalışır gibi mesajlar attı ve ben de hadi hayırlısı diyerek devam ettim.

Ona 1 haftadır sürekli bizle olduğu için sıkılıp sıkılmadığını sordum, bizimle sürekli buluşmak zorunda olmadığını, yanlış anlamamasını falan söyledim, o da bugünlerinin bu şehirde geçirdiği en eğlenceli günler olduğunu söyledi. Fakat her buluştuğumuzda aynı şeyleri yapıyor oluşumuz da can sıkmaya başlamıştı. Bu yüzden bulunduğumuz şehirde daha başka neler yapılabileceğinden konuşmaya başladık.

Gezilebilecek avm'lerden, parklardan, şehre özel bi iki mekandan bahsettikten sonra biraz daha ayrıntılı şekilde buralardan sohbet etmeye devam ettik.

Parkların nerede olduğundan, nasıl gidileceğinden, mekanların neden özel olduğundan falan bahsettikten sonra bu avmlerin sıradan olduğunu konuştuk ve sonra da Selin "aa sinemaya da gidebiliriz" dedi.. Ben de "bu aslında her şehirde yapılabilir ama tabiki gidebiliriz" dedim.. konuşma böyle devam etti ve sonra Selin uyudu..

Ben de ertesi gün ne yapacağımızı düşünerek uyudum. Ertesi gün akşam üzeri Emre ve Selin ile buluşmak üzere çıktım evden. Emre farklı bir semte gidip biraz da oralarda gezelim dedi, kabul ettik ama çok da uzun sürmedi yeni semtte sıkılmamız..

Oturduk metro beklerken Emre "hadi sinemaya gidelim" dedi.. Dün gece sinema fikrini ortaya atan Selin'den ses gelir diye cevap vermedim, Selin de "boşver yaa" dedi istemsiz bi şekilde.

Bunun üzerine ben de ses etmedim, Emre de..

Ve o günü diğer günler gibi sıradan bi şekilde bir cafede sohbet ederek tamamladık.

Gece eve gittiğimde Selin tekrar mesaj attı, eve varıp varmadığımı soruyordu.

Vardığımı söyledikten sonra ona gün boyu kafamı kurcalayan sinema mevzusunu açmanın doğru olacağını düşündüm ve yazdım..

- müsait misin sen bir şey sorucam?
+ tabi, buyur
- dün sinemaya gidebiliriz demene rağmen bugün Emre istediğinde pek oralı olmadın, neden? sadece benimle mi gitmeyi kastetmiştin yoksa gidesin mi yoktu?
+ ya bilmiyorum ki ben şey beraber gideriz diye düşünmüştüm..
- anladıım, peki.
+ gider miyiz?
- bilmiyorum Selin.

Bu şekilde konuşma devam etti, ben Selin'in amacını anlayamamakla birlikte onda Gizem'i görmeye başlamıştım. Bi yanım ne yapıyosun demesine rağmen bi yanım da onun Gizem'e benzeyen özelliklerinden etkilenmiş, diğer yanımı bastırmaya çalışıyordu. Sohbetimize devam ettik.

Ergen hikayesi diyen arkadaşlar, okumazsınız olur biter. Kimseyi burada zorla tutmuyorum, ayrıca kimseden de bi beklentim yok. Bugünlere, hikayenin sonuna geldiğimde objektif bi şekilde yorum yapsınlar yeterli benim için. Lütfen bu başlığı şu yorumlarla kirletmeyin. Beğenmeyen okumasın.

Sohbetin ilerleyen bölümlerinde Selin tekrar sinema konusunu açtı ve gidip gitmeyeceğimizi sordu. Amacının ne olduğunu hala anlayamamıştım ve bi an kabul ettim. Hala daha sadece benimle mi gitmek istiyor, yoksa Emre'nin mi olmasını istemiyor anlamış değildim.

Ben hangi filme gideceğimizi ve saatlerini kontrol ederken Selin'den şöyle bir mesaj geldi ve o an emin oldum sadece benimle gitmek istediğine.

- ya şey yarın oda arkadaşım da gelebilir buluşmaya, eğer o gelirse sinemaya gitmeyiz, olur mu?
+ peki, farketmez..

Sadece benimle gitmek istemesinden benden hoşlandığını çıkartmıştım ama hala bi yanım paranoyak olmamam konusunda diretiyordu.

Aynı zamanda bu konu hakkında Emre'ye olumlu ya da olumsuz hiçbir şey diyememenin de rahatsızlığı vardı içimde. Ne olacağını bakalım ve görelim diyerek devam ettim.

Ertesi gün Selin oda arkadaşının gelmeyeceğini söyledi, biz de sinemaya gitmeye karar verdik.
Uygun bi seansa biletlerimizi alıp girdik filme. Filmin ilk yarısında hep yanımda Gizem'i hayal ederek izledim filmi. Yani, keşke Gizem olsa düşüncesiyle değil, yanımdakinin Gizem olduğunu düşünerek izledim.. Ve bunun da etkisiyle filmin ikinci yarısında el ele tutuştuk.

Filmin son 20 dksını el ele izledik ve öylece bitirdik.

Sinemadan çıktığımızda ise yanımdakinin Gizem değil, yakın arkadaşım olan Emre'nin çocukluğundan beri sevdiği Selin olduğu gerçeği suratıma tokat gibi vurdu. Ve vicdanı rahatsızlığımın başlangıç noktası da tam olarak o andı, pişmandım ama geri dönebileceğim bi noktada değildim.

Aramızdakinin ne olduğunu bilmiyordum ve Selin'i yurduna kadar bıraktım, hiç konuşmadan..

klagib, "şimdi biz neyiz?" tarzı bir şey demek istemiyordum, ona onu Gizem yerine koyduğumu söylemek de olmazdı.

Kafamdaki sorular ve sorunlarla birlikte eve döndüm ve eve varır varmaz da Gizem'e en kısa zamanda tekrar buluşmamız gerektiğini ve bazı şeyleri yüz yüze konuşmamız gerektiğini söyledim. O da kabul etti..

Emre'yle konuşmalarımda ona hiçbir şeyi hissettirmemeyi doğru buldum, en azından tekrar buluşup kesin bir sonuca varana kadar.

Ve ilerleyen günlerde biz Selin ile tekrar buluştuk.

Konuya direk Emre'ye karşı açıklamamızın ne olacağını sorarak girdim. O da Emre'nin ondan hoşlandığını bilmediğimi sanıyormuş.

Benden hoşlanmaya başladığı dönemin eskilere, Emrelerde kaldığım 3 güne kadar dayandığını anlattı, fakat aramıza giren zaman ve mesafeler bana ulaşmasını engellemiş, kısmet bu zamanlaraymış dedi.

Yani, kendi kafasında bizim sevgili olduğumuz olgusunu kurmuş ve bunu kabullenmemi bekliyordu. Hala karşımda Gizem'den izler bulmanın etkisi bi yana, bi taraftan da Emre konusunun vicdanımı rahatsız etmesiyle başa çıkmaya çalışıyordum.

Kafamdaki soru ve sorunlara çözüm bulamamıştım ama bulduğum bazı şeyler vardı.

Selinin benden hoşlandığı.
Selinin sevgili olduğumuzu düşündüğü.
Eğer bunu reddedersem konunun Emre'ye gideceği ve her şeyin tak olacağı.
Emre'nin öğrenmemesi için ne olması gerektiği..

Ve Selin ile bunları konuştum, o da Emre'ye söyleme taraftarı değildi.

Sevgili olduğumuzu düşünmesine engel olamadım ve bir süre daha bu şekilde devam etme kararı aldım..

ilerleyen günlerde Emre, ben, Selin buluştuğumuz da oldu..
Her geçen gün Selin'de Gizem'e benzeyen özellikler aramaya, bulmaya başlamıştım ama hala kafamdaki soru işaretlerinin bir çözümü yoktu.

Kendimi takun batağın içinde yüzerken bulmuştum ve bunun da tek sebebi bendim.

Doğum günümde tekrar buluştuk, bana sürpriz yapmışlardı ve sonrasında şişe çevirmece oynadık.

Soru soran Emre'ydi ve Selin gerçek cevabını verdi..

Emre - Beni neden yıllardır reddediyorsun?
Selin - Seninle olmak istemiyorum
E: olmamız için ne yapabilirim
S: Hiçbi şey, biz olmıcaz çünkü benim çok değer verdiğim biri var.
E: kim, bu şehirden mi?
S: her yerden.
E: kim? cevap ver..

Selin'in her cevabında ortam biraz daha geriliyor, Emre biraz daha üsteliyor ve sinirleniyordu.
Selin Emre'yi yıktı geçti, ama itiraf da etmedi. O gece Emre mutsuz bi şekilde devam etti.

En sonunda ikisine de teşekkür ettim ve eve döndüm.. Gece Emre bana Selin'in kimle birlikte olduğunu öğrenmem için çabalamamı istedi, ben de kabul ettim..

Aynı zamanda Selinle de bu gece olan diyaloğu konuşuyorduk..

Selin'de Gizem'i aradığım için ve aynı zamanda Emre'nin sevdiği olmasının da verdiği vicdani rahatsızlık dolayısıyla hiçbi zaman kötü niyet beslemedim beyler kıza karşı.

Mesela bi kızla beraber olursunuz, seversiniz ve devam eder.. 1 hafta, 1 ay sonra öpüşmeye başlar, bir süre çıkarsınız, ilişkinin ciddiyetine ve kişilerin karakterine göre de ilişkinin gidişatı belirlenir.. Ama Selin ile ben böyle değildik. Her gün ayrı bi olay, Emre'nin öğrenip öğrenmeyeceği, öğrenirse neler olacağı, onun Gizem olmadığı ve olamayacağı gerçeği ve aynı zamanda Gizem'in de hiçbi şekilde dahil olmayışı.. Hepsiyle başa çıkmaktan ilişkiyi ilişki gibi yaşayamadım anlayacağınız, benim gözümde ilişki de değildi zaten..

Bir süre sonra gruptan Doğukan ve Furkan'ı arayıp olayları anlattım. Doğukan ağzıma sıçtı, Furkan ise birinden birinden vazgeçeceksin, Emre mi, Selin mi? Karar ver, ona göre hareket et dedi.

Hikayenin bu kısmında da bir virgül koyarak okuyan arkadaşlardan buraya kadar yorumlamasını istiyorum..

Selin'in yaklaşımına karşı verdiğim tepkiler doğru mu? Yanlış ise, nasıl bir tepki vermeliydim, ne yapmalıydım? Ve bu yanlışı gerçekleştirdikten sonra ne yapsam düzelirdi.. Cevaplarınızı bekliyorum. Ben de o sırada bir lavaboya gideyim..