+11
-3
taksiye bindikten sonra restoranın yolunu tuttuk. benim mutluluktan yüzümde güller açarken taksici korkmuş ve terlemiş gözüküyordu. taksiciye birkaç soru sordum ve çoğuna yanıt bile vermedi. Yanıt verdikleri ise soğuk ve kısaydı. merak edip "abi sen derinin nesi oluyorsun?" dedim. "ya uzaktan bir akrabasıyım, boşver sen" derken terliyordu. adam gözüme çok tuhaf geldi. zaten derin'in akrabasıydı. çok da garip sayılmaz. gözüme bir kamera takıldı taksideyken. dayanamadım merak edip sordum. "Abi kameraları niye koydunuz?" dedim. "suçlusu olur, katili olur, hırsızı olur. Allah korusun her ihtimale karşı koydurdum işte." herife helal olsun. birde kamerayı en farkedilmeyecek yere taktırmış vay amk. ben bile zor farkettim ki; övünmek gibi olmasın ama çok keskin bir görüş açım vardır. hatta geçen sene bu görüş açım sayesinde mahallemizde hackerlerin, komiser cemil abinin zütünü yırtsa bulamayacağı bir kendini ele verecek bir malzemesini bulmuştum. her neyse restorana vardık. adam o kadar bizi getirdi. kendisinden olsa da en azından bir bahşiş parası atmak lazım. o kadar benzin yaktı adam. "abi ne kadar tuttu?" dedim. adam "ya yok ya benden olsun para falan verme dedi." ben ısrarla "abi en azında şunu al o kadar benzinini yedik." adam inatla "hayır ya hayır istemiyorum" dedi. Cebimdeki bozuklukları uzattım "abi bari şu bahşişi kabul et" dedim. adam telaşlı "hayır! hayır! o parayı istemiyorum. o parayı bana vermeee!!! git buradan" dedi. içinden ne garip bir adam dedim. ardından "neyse abi kolay gelsin" diyip çıktım taksiden...