-
376.
+3...
-kimsin sen?
Esas konumuzla hiç ilgisi yoktu aslında,
Ama bu yazlığa o kadar girip çıkmış insan arasında,
Hakkında bu kadar az şey bildiğim kimse olmamıştı,
Sebep olduğu şeyleri, başımdan geçenleri düşününce
Balığa gittiğimde evi ateşe verip kaçma ihtimali çok düşük değildi,
-özge ben
Garip garip sırıtıyordu bunu söylerken,
ikinci bira yine yavşatmıştı bizimkini,
Birazdan gelip kulağımın arkasını morartmaya çalışacaktı!
Kafam güzeldi, absürd esprisine gülmek istedim, kastım kendimi,
Ciddiyetimi görünce toparlamaya çalıştı;
-ne öğrenmek istiyosun?
-ne iş yapıyosun, nerde kiminle yaşıyosun? kaç yaşındasın? Her şeyi..
-öğrenciyim ben, ingiliz dili ve edebiyatı okuyorum, 22 yaşındayım, nerde oturduğumu zaten biliyosun.
Şehrimizin en büyük üniversitesinde okuyomuş,
-yok mu yazlığınız, gidecek yerin, tatilini öç alarak mı heba ediyosun?
surat düştü bi an, toparlandı sonra;
-var, bütün yaz oradaydım zaten,
Seninle tanıştığımız gün henüz yeni dönmüştüm.. -
377.
+1...
-O seninle tanışmamıza vesile olan son ilişkim var ya,
Hani gözümün önünde beni aldatan şerefsiz,
-onun dıbına koyayım, diye mırıldandım,
-ben de koyayım...
hasgibtir duymuş, o nasıl bir kulaktır lan!
devam etti;
-O olay bizim yazlıkta yaşandı zaten,
Bastım döndüm ben de,
Kötü etkiledi beni, anlamışsındır, bi daha kolay kolay gidemem zaten.
Öyle yani.
durdu, başka sorun var mı dercesine baktı,
suratı kızarmıştı, çakırkeyflikle sarhoşluğu ayıran o ince çizgide duruyordu,
ben de aşağı yukarı oralardaydım,
saate baktım, gece 3'e geliyordu
-ne diye geldik, napıyoruz, bi tak konuşamadık,
yarın ilk işimiz bu,
uyu sen istersen, ben de çıkacam birazdan,
-ya ben korkarım ama burda,
-iyi sen de gel o zaman,
-tamam olur,
şaka yapmıştım lan ben! -
378.
+1öğleden sonra görüşürüz.
-
379.
+3...
Olta çantamı hazırladım,
Emektar kovamı da aldım yanıma,
-kalın bişey al, üşürsün
Söyler söylemez pişman oldum
Napıyorum lan ben!
O da aynen bunu der gözlerle baktı bana,
Başka işim gücüm düşüncem yokmuş gibi,
Niye önemsiyorum lan ben özge’yi,
Pişman olmuştum,
-yok ki kalın bişeyim!
Olmaz tabi,
Kendini ifşa edeceksin diye yakında yaprakla gezmeye başlayacaksın,
iki tane koca memelerine, bi tane vajişine,
Merdivenden çıkarken küfür ediyordum bir taraftan, içimden,
Diğer taraftan;
-duygu’nun olacaktı bişeyleri, bakalım..
Dolaptan çıkardığımız poları giyindi,
Altında çük kadar şortu var hâlâ,
Bakındım, eşofman falan yoktu,
Çok da gibimde,
Hasta olsun biraz, aklı başına gelir,
Saate baktım, alelacele inmeye başladım merdivenlerden;
-hadi saat 4 e geliyo.. -
380.
+2...
Teknenin ortasındaki ufacık kamarada,
Tavandan sarkmış lambanın ışığının altında bişeylerle uğraşıyodu Rıdvan abi,
iskelenin en ucundaydı teknesi,
Tekneye çıkmadan bekledik biraz,
Özge daha denize açılmadan titremeye başlamıştı ufaktan,
Fark etmesi uzun sürmedi rıdvan abi bizi,
-gelsenize ne duruyosunuz orda,
kıç bölümünde rıdvan abinin kendi dizaynı sabit oturağa yerleştim ben,
yanımda ayakta durmuş, çişi gelmiş çocuklar gibi hızlı hareketlerle dizlerini kırıyodu özge,
-geçsene içeri
yine şimşekler!
yeter dıbına koyayım, bırak üşüyo mu ne tak yiyosa yesin,
-yok iyi böyle,
-iyi sen bilirsin
çantamdan oltaları çıkarırken,
rıdvan abinin akşam bahsettiği iki kişi de iskelenin başında göründü.. -
381.
+3...
çocukların birini ismen, diğerini simaen tanıyorum,
-iyi sabahlar,
-eyvallah size de,
adını hatırlayamadığım herif neye kitlendi o kadar diye kafamı sağa çevirdim,
dibimde hâlâ titreyen özge'nin uzun bacaklarından aldım cevabı,
yavşağa bak, ayıp lan, kız arkadaşım belki, öyle bakılır mı!
sancak kısmına geçti elemanlar,
çok içli dışlı olmaya gerek yok,
rıdvan abi kamaradan çıktı o sırada,
sağ elinde termos, sol elindeki bardağı özge'ye uzattı,
özge bardağı tutarken içine mis gibi çay doldurdu,
-içini ısıtır,
hani bize bardak dıbına koyayım!
rıdvan abi gözüne kestirdi heralde özge yi!
bizi bırakıp sancak kısmına geçti,
elemanlarla konuştuktan sonra bize döndü,
-hazırsanız çıkalım?.. -
382.
0...
çayın etkisiyle biraz geçmişti üşümesi,
yanıma çöktü,
dikkatle oltalarla, yemlerle uğraşmamı izledi,
varacağımız yerde hareketten kaynaklı rüzgâr da kesilince iyice rahatladık hep beraber,
saat 5'i geçiyordu,
şafağın kızıllığı ufukta görünmeye başlamıştı,
aydınlanıyordu dünya,
kafam bomboştu,
denizin ortasında yalnız gibiydim,
aklımda çipuralar, karagözler, mercanlar,
ta ki özge lafa girene kadar;
-sen emin misin sevgilinle barışmak istediğine?
amacın barışmak mı, unutup kafanı boşaltmak mı?.. -
383.
0...
oltayı, bıçağı, yemi bıraktım elimden,
-yanlış düşünmüşüm, dedim
-senin şeytani zekÂnla bana çare olabileceğini sanmıştım ama..
böldü lafımı;
-sana daha hiç öneri yapmadım bile
-e yapacağın da yok zaten,
-sen demedin mi yarına bırakalım,
-söylediklerim, ben bu kadar kıymetli olsaydık bu durumda olmazdık!
rıdvan abi rahatsız olmuştu muhtemelen,
kavga ediyorduk resmen,
hamle yapma gereği hissetti heralde;
-var mı bi ekgib daylami.
-valla abi birer çay daha verirsen içeriz,
rıdvan abi çayları almaya kamaraya girerken,
işittiği azardan nasibini almış çocuk gibi fısıldayarak konuşmaya başlamıştı özge;
-hem ben çözümü buldum ayrıca.. -
384.
0işleri toparlayıp geliyorum.
-
385.
+2...
kendinden o kadar emin söylemişti ki,
resmen "yarın filiz'in kollarındasın, rahat ol" diyordu
-nedir o çözüm?
demin teknede, oltada, balıklarda olan ben şimdi özge'nin gözbebeklerinin içindeydim,
ağzından çıkacak şeyler belki de hayatımın geri kalanını şekillendirecekti,
-filiz'le konuşacam ben,
-offf, ben de oturmuş dinliyorum seni ya,
yemlerin olduğu poşetten boru kurdu çıkardım,
söylediğinin önemsizliğini vurgular ilgisizlikte işime geri döndüm,
-nesini beğenmedin bu fikrin?
demin dikkat kesilmiş ben, şimdi yüzüne bakmıyordum bile konuşurken;
-filiz seninle asla görüşmez.
-nerden biliyosun?
sinirlerimi hoplatmıştı bu laf, yine göz gözeydik
-laf etmeyeceğime söz verdim sana ama kusura bakma da bu kadar salakça bir soru beklemiyodum senden,
3 yıldır tanıyorum ben filiz'i,
bırak da bileyim o kadarını,
-tamam 3 yıldır tanıyosun onu ama beni daha hiç tanımıyosun ki.. -
386.
+2...
-ya sen ciddi misin?
sana böyle bi acı yaşatan biri seninle görüşmek istese,
görüşür müsün?
seninle bi daha alkol falan almayacam,
her defasında sapıtıyosun!
yemi takmıştım,
ayağa kalkıp teknenin ucuna yanaştım iyice,
fazla sallamadan suya gönderdim misinayı.
özge de ayaklanmış yanıma kadar gelmişti;
-bitti mi söyleyeceklerin?
evet, hem de çok ciddiyim ben bu konuda,
bana sorsan ben de asla görüşmem derim böyle biriyle,
hatta elime geçse canını da yakarım
ama ben kendi üslubumla bunu başaracağımı düşünüyorum,
sadece tamam de, olur de,
sen onaylamadıktan sonra benim böyle bişeye kalkışmam saçma olur!
kurşun dibe çökmüştü,
henüz hiç hareket yoktu,
algım da tamamen sağ işaret parmağımın üzerinde titremesini beklediğim misinaya kaymıştı
-sana diyorum!
özge'nin demin çok uzaklara giden varlığını hatırladım yine;
-yarın olsun bi, konuşuruz.. -
387.
+2...
amı zütü kaybetmiş bir halde,
güneşten yemler kurumaya başlamışken geldi rıdvan abi,
-tamam mıyız, dönelim mi?
senin ağzını yerim ben abi!
-biz tamamız abi,
kovam şampiyonlar ligi gibiydi;
5-10 hanos, 10-15 mandagöz, 3-4 karagöz, 2-3 de mercan yakalamıştım,
bu akşamki menü hazırdı,
sofranın konusu da belliydi.
ben "yarın konuşuruz" dedikten sonra hiç konuşmamıştık,
zaten güneş tepeye yaklaşınca beni unutmuş,
bütün yaz bronzlaştırdığı tenini biraz daha yakmaya çalışmaya koyulmuştu özge,
eve gittik,
perdeleri kapatıp gece havası kattım eve,
uyuduğumuzda saat öğlen 1'e geliyordu.. -
388.
+2fırsat olursa akşam yazarım, yazamazsam da yarın görüşürüz.
-
389.
0günaydın, 10:30 gibi başlarım.
-
390.
+1...
Duvardaki saat 18:15'i gösteriyordu,
Perdeleri yırtıp geçmeye çalışan güneş evi ateş gibi yapmıştı,
Başımla midem her zamanki gibiydi,
Birbirleriyle “ben daha kötüyüm, aa yok hayatta olmaz valla” diye kapışıyorlardı,
Beyini beyin yapan hücreler de uykudan uyanınca idrak etmeye başladım her şeyi,
Yazlıktaydım,
Muhtemelen de yan odada özge yatıyo olmalıydı,
Kalksak iyi olurdu,
zaten öldürülmüş bir günün son anlarını kaçırmamak lazımdı
-özgee
insanı kendinden iğrendirecek bir ses!
Ama çaresi yok, bizim küçük şeytan ın uyanmaya niyeti yok çünkü
-özgeee!
O sıcakta nasıl üstünde olduğunu merak ettiğim pikeyi üstünden atmadan,
Duvara doğru dönük olan yüzünü bana çevirdi
kısık, zorla açtığı gözlerle
“nerdeyim ben, burası neresi, sen kimsin” bakışlarına
Aynı samimiyetsizlikle karşılık verdim.
-saat 7 ye geliyo, kalk hadi.. -
391.
0...
Ebeveyni gibi hissettim bu sefer de kendimi,
“hadi çocuum, akşam oldu, kalk artık, gece yatamayacaksın!”
O elini yüzünü yıkarken ben o işi çoktan halletmiş,
Kapıya yönelmiştim,
-bakkaldan bi isteğin var mı diye bağırdım,
-yok sağol cevabını alıp yazlığı özge’ye emanet edip çıktım dışarı,
Ruhsal çöküntüden travma geçirmiş beyin başladı yine üretmeye yolda;
Olmaz ya hani, gelecekleri tuttu, ben bakkaldayken bizimkiler geldi,
Eve giriyorlar, karşılarında hiç tanımadıkları bi kız,
Giyinik mi çıplak mı belli değil!
önemli değil hadi, kız attık yazlığa da,
"hani sen travma geçirmiştin, esra ceyhan izliyoduk daha geçen gün beraber" demez miydi annem!
Ya da hazır kötü senaryo kuruyorum,
En kötüsünü düşün;
Popüler bir yazlık beldesindeyiz,
filiz’in de haftasonu için gelmiş olma ihtimali sıfır değil
onun da kafa dağıtması lazım sonuçta,
yanında begümle aslıyla falan çıkıyo karşıma,
bana ziyadesiyle kıl olan begüm de
“aa hadi bize balık pişir sizde yiyelim akşam yemeğini” diyo,
Evin halini düşündüm,
“3rd world war trial!”
Ya da
“son akşam yemeği!”
çaktırmadan mesaj atmak lazım özge’ye o anda!
“televizyonun altındaki çekmecede çelik yelek var,
Keleşin yedek şarjörleri de aynı yerde,
3 kişiler, dikkatli ol!”
Sanırım çok fazla kalmadı kafayı yemeye,
Son günlerimi iyi değerlendireyim bari diye düşünürken girdim
Benzinliğin içindeki markete.. -
392.
0...
Günübirliğine gelirdik yazlığa,
Kalamıyorduk, izin vermiyordu annesi,
Yine markete gidip bişeyler alıp döndüğümde,
Kapıda karşılardı beni,
“bey, nerde kaldın” derdi elimdeki poşetleri alırken,
Kıkır kıkır gülerdi,
o güldükçe de güneş doğardı kalbime,
Bi garip hissederdim kendimi,
Evcilik oyunu gibiydi,
Ne şanslıyım derdim, kime nasip eder Allah böyle bir sevgili, böyle bir eş!
Kendimizi en özgür, en rahat hissettiğimiz yerdi burası,
Herkesten kaçıp baş başa kalabildiğimiz,
Aynı evi paylaşma denemeleri yaptığımız,
Gece kalamadığımız için hep üzülerek ayrıldığımız..
Market poşetinin içinden sigara paketini çıkardım,
Açıp bir tane yaktım bahçe kapısından girerken,
Uyuyan yılan gibi üst üste kıvrılmış hortumu çözdüm,
Suyun sesine, akışına sığındım,
Duyulmasın istedim ağladığım;
Bahçeyi sularken hüngür hüngür ağladım,
Kapının önüne bıraktığım poşete ve kapalı kapıya baktım,
Yine filiz’in kapıyı açıp poşeti almasını bekledim,
“hadi bey, yemek soğuyo” demesini.. -
393.
+1...
Kegib kegib öksürük sesi geliyodu içerden,
Güzelce ağlayıp,
Çeşmeyi kapatırken çöküp,
Kızarıklığı kamufle etsin diye yüzümü gözümü yıkarken duymuştum sesi
Heeh, kapmış şifayı.
Dünkü oturduğu yerde,
Kapalı tv nin karşısında oturduğunu gördüm içeri girdiğimde,
-meditasyon programımı var, ses gelmiyo tv’den?
-açık değil ki!
Hastalık, espri algı kanallarını da tıkamıştı,
-ağladın mı sen?
e tabi, ne kadar da yıkasan geçmiyo gözün kızarıklığı hemen,
-poğaça aldım, gel yiyelim.
duymamıştım sorduğu şeyi!
poşeti alıp mutfağa doğru yönelmiştim,
o da üstelememesi gerektiğini anlayacak yaştaydı.
-ya ben hasta oluyorum galiba,
müstehak sana!
-yiyelim şunları, limana inecem, bakarım orda ilaç,
-ben de geleyim.
gel dıbına koyayım, dün akşam az reklam olduk,
bu akşam da görmeyenler iyice görsün,
laf da bi şekilde uçsun gitsin filiz'e.. -
394.
+1öğleden sonra devam ederim.
-
395.
0...
Masa şahaneydi,
Filiz’e hazırladıklarım kadar özenmiştim,
iyi gelmişti bana,
Balıkları temizlemek, una bulamak, kızartmak,
Salatayı yapmıştı sadece özge,
Limanda ıhlamurla içtiği terafluyla biraz toparlanmış gibiydi
Yediğimiz poğaçalar dişimizin kavuğunu anca doldurmuştu,
hâlâ çok açtık,
Piştikçe geniş bir tabağa koyup üstünü kapakla kapattığım balıkların kokusu muhteşemdi,
Her şey hazırdı artık,
Bu gece yalnız içecektim,
Özge bi kadeh içse amı zütü kaybedecekti çünkü,
Son balığın da işi bitince verandadaki yerimi aldım ben de,
Kral sofrası gibiydi gerçekten,
Rakımı doldurdum, buzu ekledim,
Balık tabağından servis yapmaya başlarken girdim konuya;
-nasıl ulaşmayı düşünüyosun filiz’e?
-
levitasyonn
-
zıplayıver sıçarge
-
adam aklına düşen her düşünce zerresini
-
2 senedir geçmeyen şiş diz ve feci ağrı
-
denize gidip bikini giyen kızın amacı
-
adamlar muhalif liderleri tutukluyor
-
3 tane ayyaş içmiş içmiş
-
solas molas
-
herkes aylık ne kadar telefon faturası ödediğini
-
ulan 20 kişiyle kaybettim be
-
sicaklarin artmasi iyi oldu
-
10 online ne leeen
-
dünyada ilk kez bir balina ameliyat edildi
-
ferreciler intihar etmez
-
öcalanın videolu mesajı yayınlanmış
-
margarin kokuyor
- / 1