-
26.
+4Barda tanıştık dememiştim çocuğa. Bir terslik çıkmasın diye ortak arkadaş demiştim. O gün olaysız geçmişti. Bende bir rahatlama vardı tabi ki ama bu olayın böyle kapanmayacağını az çok tahmin edebiliyordum. Kız konusu yüzünden kavga etmeyi hiç mantıklı bulmayan ben birden bu olayların içinde bulmuştum kendimi.Tümünü Göster
Ama onun için değerdi.. Onun için adam akıllı dayağımı yiyip kenara oturabilirdim. O kadar güzel, o kadar temizdi ki beyler, ondan gelecek her şey kabulümdü.
Üzerimdeki rahatlama yerini mutluluğa bıraktı. Çünkü onunla görüşecektim birazdan. Onun o güzel yüzünü, sarı saçlarını, minik burnunu görecektim. Kahverengi gözlerinin içine bakacaktım, ellerini tutacaktım.
içimde çok büyük, tatlı bir heyecanla gittim sözleştiğimiz parkın girişine. Daha onun okuldan çıkmasına yarım saate yakın zaman vardı. Bir sigara yaktım ve onu düşünmeye başladım.ilk günkü halini düşündüm bol bol. Onu görür görmez hissettiklerimi düşündüm. Sonra cuma gününü düşündüm. Sevgilim olmayı kabul etmişti lan.
Var mıydı ötesi? Mutluluğuma mutluluk katmıştı istemeden bile olsa.
Ben bunları düşünüp zaman geçirirken uzaktan o göründü. Siyah pantolonu, siyah converse ayakkabıları, beyaz tişörtü ve siyah hırkasıyla bana doğru yürüyordu. Görür görmez gülümsemeye başladım. Tutamıyordum ki kendimi. içimin mutluluğu resmen suratıma yansıyordu. Beni görünce o da gülmeye başladı. Yanıma geldi ve önümde durdu.
Sıkı sıkı sarıldım ona orada. Uzun uzun sarılıp saçlarının kokusunu içime çektim. O kadar güzel kokuyordu ki beyler saçları. Doyamadım. Doyamazdım da. Tuttum elinden ve parkın içine girdik. Bir ağacın altına gölgeye oturduk. Kolumu omzuna attım ve hiç konuşmadan bi süre öyle oturduk. Ama sürekli suratına bakıyordum.
Ezberlemek istiyordum her detayı. Kafama kazımak istiyordum onun yüzünü.Çok da zor olmadı bu. Yanaklarından bol bol öptüm. O da benim yanaklarımı öpüyordu. O küçücük bir öpücük sanki her şeye ilaç oluyordu beyler. Her şeyi unutturuyordu dudaklarının yanaklarıma değmesi.
Birkaç saat oturduktan sonra artık gitmesi gerektiğini söyledi ve istemeye istemeye onu dolmuşuna bindirip ben de ters yöne doğru olan otobüse bindim. Onun yanından ayrılmayı hiç kabul etmiyordu kalbim.Hep yanımda hep kollarımda istiyordum onu. Daha ilişkimizin 3. günüydü ve ben şimdi bu haldeysem ileride ne olacak
bu iş diye düşünüyordum. Ayrıldığımız andan itibaren mesajlaşmaya başladık yine. Akşam evlerimizde de devam ettiği konuşmamız. Hiç konu bitmiyor, sürekli konuşuyorduk. Gece o iyi geceler demeden uyuyamıyordum sanki.
O bana iyi geceler dedikten sonra sarılarak yattığımızı hayal edip uyurdum geceleri. o gece de aynısı oldu. -
27.
+3Ertesi gün de dünkü gerginlikle okula gittim. Okul boyunca hiç bir farklılık yaşanmadı yine. Her günkü gibi takıldım, her gün yaptığım şeyleri yaptım. Okul bitmişti, toparlanıp dışarı çıktık arkadaşlarla. Arkamdan biri seslendi yine. Döndüğümde hasanın arkadaş grubundan farklı birisi duruyordu arkamda. Geldi ve direk konuya girdi:
-"Kardeş xxxx'le sevgili misiniz siz?"
+"Evet?"
-"Nerden tanıyosun?"
+"Ortak arkadaş aracılığıyla."
-"Kimmiş o ortak arkadaş?"
+"yyy" (burada benimkinin ismini daha önceden duyduğum bi kız arkadaşını salladım)
-"Kardeş biz pek öyle düşünmüyoruz."
+"Ne düşünüyormuşsunuz?"
-"Hasanla zzz yakın arkadaşlar diye sen hasanı kıskanıp eski sevgilisini bulup çıkmaya başlamışsın" dedi.
Buradaki zzz benim eski sevgilimdi.Şimdiki sevgilimden önceki sevgilim zzz ile hasan yakın arkadaşmış. Bunu ben bile bilmiyordum.
Evet beyler mesele şimdi belli oluyordu. Kafamdaki taşlar tek tek yerine oturuyordu... -
28.
+1+"Hayır, onların arkadaş olduklarını ilk senden duyuyorum. Ayrıca ben xxx ile sevgili olduktan 2 gün sonra öğrendim hasanın eski sevgilisi olduğunu" dedim.
-"Ben bilmem kardeş hasan öyle söylüyor."dedi.
Gerildim beyler.Ama okul bahçesinde olduğumuzdan büyük bir kavga çıkma olasılığı yoktu, o yüzden rahattım.
+"Hasanın ne söylediğinden banane? Ben sana gerçeği anlatıyorum. Seni inandırmak için de çabalamayacağım. Git hasana da bu anlattıklarımı anlat" dedim.
Bunları söylerken farkında olmadan ellerim ile jest dediğimiz konuşmayı desteklemek adına hareketler yapmıştım.
-Kardeş bak ben sinirli adamım, bana öyle el kol yapma" falan demeye başladı karşımdaki eleman.
Tam da tahmin ettiğim gibiydi. Kendi de anlamıştı haksız ve yanlış olduklarını ama taktan sebeplerden kavga çıkarmaya çalışıyordu. Çünkü böyle tipler özür dilemesini, hata kabul etmesini bilmez beyler. Küçük dağları ben yarattım tribindedirler hep.(ferre reyize saygılar)
+"Eyvallah kardeşim. Sen hasana iletirsin" dedim ve döndüm arkamı yürümeye başladım.
Yine mesele çıkmamıştı. Konuyu burada hallettiğimi düşünerek durağıma gidip otobüse bindim. Bu meselenin de bize zarar vermemiş olmasından çok memnundum.
Hiçbir şey ikimize dokunamasın istiyordum. Sürekli mutlu olalım istiyordum. Sürekli elinden tutayım yüzünü güldüreyim istiyordum.Önümüze çıkan ilk engeli aşmıştık sorunsuz bir şekilde,ya da öyle sanıyorduk.. -
29.
+2Sonraki günler de aynı şekilde geçti. Benim dershanemin olduğu günler okul-dershane arasındaki boş zamanımı ona ayırıyordum. Yemek bile yemeyip 1,5 saat onu görüp dershaneye gidiyordum. Hafta içi denk getirebildikçe buluşuyorduk. Haftasonları zaten bir günümüz mutlaka beraber geçiyordu.
ilişkimiz birkaç haftalıktı, ama birbirimize çok daha fazla yakın hissediyorduk. Çok değişik bir histi bu. Sanki birbirimizi yıllardır tanıyorduk, sanki aylardır beraberdik. Bu kadar kısa zaman bile birbirimize alışmamıza yetmişti.
Bir haftasonu sinemaya gitme teklifi geldi sevdiğimden. Olur dedim tabi ki. Divergent'a girmeye karar verdik ve ben o sabah biletleri aldım. Tabi ki en arka sıranın ortaları :D
Onu beklemeye başladım sonra. Buluşma yerinde ve buluşma saatinde geldi. Uzun uzun sarıldım yine. Kokusunu çektim içime. Doyamıyordum beyler saçlarının, teninin kokusuna. Nasıl doyabilirdim ki?
En güzel bahçelerden,en güzel parfümden daha güzel kokuyordu teni. Kokusu benim cenettimdi. Kısa zamanda duyularımın alıştığı kokuyu tekrar çektim ciğerlerim yettiğince.
Ama onun kokusundan başka bir koku daha geliyordu burnuma. Alkol kokusu. Onu beklerken uzaktan 2 tane kız arkadaşına veda edişini görmüştüm.
+"Neredeydin buradan önce?"
-"Bizim kızlarlaydık."
+"Ne içtiniz?"
-"Tekila içtim bir kaç tane."
+"Daha saat çok erken değil mi? Neden içtin?"
-"Ben.. Çok heyecanlıydım, biraz rahatlamak istedim.." -
30.
+1Kız adeta spoiler vermişti sinemada her liseli sevgili gibi bizim de öpüşeceğimize. Onu daha hiç dudaklarından öpmemiştim. Hiç ortamı, yeri, zamanı olmamıştı. Bir ekgiblik de hissetmiyordum gerçi..
Ama kullandığı cümleler bugün bir ilkimizi gerçekleştireceğimizi gösteriyordu.
Daha önce sevgililerim olduğunu söylemiştim beyler. Daha önce öpüşmüştüm de. Ama yalan yok pek bilmezdim öpüşmeyi. Refleks olarak kazanılmış, ürkek hareketler dışında hiç bir şey bilmezdim öpüşmek adına. Çünkü daha önce hiç ön sevişme tadında uzun uzun öpüşmemiştim.
Bundan çekinmiyordum tabi ki. Bir şekilde ayak uydururdum. Ancak bu sefer çok farklı bir şeyler vardı.
Daha öncekilerin hepsinden daha çok heyecanlıydım, hepsinden daha tutkuluydu çünkü içimdeki duygular..
Filmin vakti geldiğinde yerimize oturduk, daha doğrusu sevgili koltuğu dediğimiz ikili koltuğumuza oturduk. Film başlayınca sırnaştık birbirimize.
Kolum omzunda, kafası göğsümde filmi izliyordu. Benim de gözlerim filmdeydi, ama kafam hiç filmde olamadı. Saçlarının kokusu burnumda, ufak tefek vücudu kollarımın altında.. Kalbim göğsümün sınırlarını zorlarcasına kuvvetli atıyordu.
Filmin ilk yarısı bu şekilde geçmişti. Ara ara kafasını kaldırıp yanağıma öpücükler kondurmuştu. Yetmişti de bana bu minik öpücükler. Fazlası olmasa da olurdu yani.
Film arasında kalktık, önce o tuvalete girdi, tabi ki tuvaletin önünde elimde çantasıyla bekleme görevimi başarıyla yerine getirdim. Sonra ben de hızlıca tuvalete girdim ve yerimize geçip aranın bitmesini beklemeye başladık.
Ara bitip film başladığında yine önceki pozisyonumuzu almıştık. -
31.
+1ikinci yarının ortalarındaydık. Ben halimden memnun bir şekilde saçlarının kokusunu içime çekerken yavaşça kafasını kaldırdı. Ben de ona doğru baktım. Kafasını hafifçe uzatıp yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Gözlerine baktım, hafifçe gülümsedim. Bir öpücük de ben kondurdum yumuşacık yanaklarına.
Ardından uzanıp bir kez daha öptü beni. Sonra bir kez daha.
Ama bu seferki yanağımdan değil tam dudağımın sol kenarındandı. Kalbim çok daha hızlı atıyordu. Gözlerinin içine baktım bir süre.
Sonra yavaşça birbirimize yaklaştı suratlarımız. Göz kapaklarımız aşağıya indi yavaşça. Ve dudaklarımız buluştu.
O kadar duygu dolu bir andı ki beyler o an. Hiç bir öpüşmemde hissetmediğim şeyleri hissediyordum. Sanki ilk defa öpüşüyordum. Öylesine yoğun duygu akışı vardı ki aramızda, öylesine derin hisler vardı ki içlerimizde..
O 5-6 saniye sanki saatler gibi geçmişti.. Ağır çekim bir film sahnesindeydik sanki. Hareketlerimiz yarı utangaç, yarı ürkek..
ilk defa o dudakların tadına bakmıştım o gün.. Gerçekten daha mutlu olamazdım o anda. istediğimden çok daha fazlası gelişmişti o sinema salonunda..
Hayatımın en muhteşem tecrübelerinden birisiydi. Sinemadan çıktığımızda, eve gidene kadar, evde yemek yerken, yatağımda uyumak üzere uzanırken o anlar hiç aklımdan çıkmadı o gün.
Hep baştan yaşadım o sahneyi, hep baştan hissettim o hisleri, hep baştan aşık oldum ona.. -
-
1.
0kanka elemanla kavga ettinmi onuda anlat bir an önce
-
1.