+4
Lise üç bitiyordu, ben ise hocaların ve de ailemin zoruyla sınıfı bitirmeye çalışıyordum. Okulda beni bağlayan ne bir insan, ne de bir hedef vardı. Herkesle diyaloğumu kesmiş, bağlarımı koparmıştım. Ara sıra uyumaya giderdim okula, onun dışında ise bir yerde oturup yazı yazardım, o da olmazsa kitap okurdum.
Öyle çok yüzsüzlük, yalan dolan görmüştüm ki insanlardan her dakika uzaklaşmak için can atıyordum. Herkes birbirinin arkasından konuşuyordu, herkes başkalarının hakkında yorum yapıyordu.
Sanki kendileri kusursuzmuş gibi...
Üç yıl içinde bir çok ilişki yaşamıştım, bir çok insan tanımıştım. Kimse içten değildi, bu okulun kapısından çıktıktan sonra kimse kimsenin de umrunda değildi. Ben de böyle davranmayı "geçici arkadaşlık" kurmayı öğrenmiş, sınıfımdan bir kaç kişiyle takılmaya başlamıştım. Sınıfımda ilişki yaşadığım 3-4 kişi vardı, eskiden dost dediğim ancak beni ilk fırsatta satmış bir kaçta arkadaşım. O yüzden pekte huzurlu değildim, okulu bırakmak istemiştim ancak 1-2 ay daha dişimi sıkmak hayat boyu aile nutuğu dinlemekten daha iyidir diye düşünüp sabretmeye baktım.
Son bir-iki ay kalmıştı, okul içinde samimi olduğum kimse yoktu. Yıllardır arkadaşım diyebileceğim iki insan oldu, başka insanların köpekliğini sindiremedim içime.
Yeni bir ilişkiden çıkmıştım, umutla başladığım ancak her ilişkim gibi taka saran klagib bir ilişkiydi. Vakti zamanında takıntı ettiğim, ancak tanıyınca takıntı edilecek bir yanının olmadığını öğrendiğim birisiydi.
Ben de böyle bir insandım, ulaşmak için uğraşırdım ve ulaştıktan sonra her şey kolay geldiği için kolay için yavan tadından tiksinirdim. Belki ruhsal bir sıkıntı, belki de kişilik bozukluğu ancak bu zamandan sonra değişecek bir şey olmadığı kesin.
devam ediyorum...