Şey cesaretimdir...
Her zaman ki gibi çay nargile içtiğimiz mekanda hayatımı ciddi anlamda sümsük gibi geçirirken arkadaşımla aramda şöyle bir diyalog geçti.(Ben+arkadaşım-)
-Bu gece benlesin
+Saat 9 olmuş lan yarım saate kaçarım
-Kodumun salağı bir kere beni dinle
Bir an kaldım öyle neden bu kadar sert çıkışmıştı anlayamadım. Sert ve dik bakışlarla beni süzdü ve yere baktı başını bir süre kaldırmadı.
Çok sinir olmuştum normalde hep küfürlü konuşuruz ama bu sefer ki ciddi ve farklıydı konuşmamın sebebi sadece kavga etmekten korkuyor olmamdı.En iyi dostum diyebileceğim Mert'i bu kadar sinirlendiren şey neydi çözememiştim. Kendimi topladım ve sordum.
+Mert ne oldu
-Motoru nereye bıraktın
+Dışardaki bozuk sokak lambasına bağladım ne olduğunu söyle artık.
-15 dakikaya çıkıcaz
Dedi ve rehberinde kim varsa aramaya başladı.

Ben sakince nargilemi içiyor Mert stresten terleyerek telefonda konuştuklarına 15 dakika içinde buluşmamız gerektiğini söylüyordu bazı konuştukları heralde tersliyorduki arada bir sesini yükseltip kafedekilerin bize tip tip bakışlar atmasına neden oluyordu.
O 15 dakika sanki 1 saat gibi geçmişti karşımda dostumun kıvrınışını izliyordum.50 lira yı cüzdanından çıkarıp masaya fırlattı. Bana yürü dedi motoruma doğru yöneldim motorgibletimin yanında çok değişiyordum vücudumu kasıyor etrafa keskin bakışlar atıyordum.
Ama bu durum normaldi daha 17 yaşında A1 ehliyetini yeni alan ve yazın biriktirdiğim parayla 125 lik honda cbr alan biriydim.
Motoruma bindim ve atla dedim tam sağdan binicekti kibirli bir sesle soldan binilir dedim.
Mert:gibtir bin dedi
Yüzümde bir tebessüm oluştu ve nereye dedim ambarlıdereye dedi.

Son sürat basmaya başladım ambarlı dereninin içine doğru giriyorduk bana sağdan gir şu sokağa dedi sesi çok az geldi sağ tarafı işaret etmesinden anladım. Mert telefonunu açtı biriyle konuştu sanırım. Aynadan sadece telefonunu çıkartışını gördüm. Sonra bir anda bağırmaya başladı beni çekiştiriyor ve elleriyle işaretler yapıyordu içimden bu gerizekalı napıyor dedim.
Zaten ona bugün yeteri kadar sinir olmuştum. Gaza iyice basmıştım o ben bastıkça daha çok hareketleniyordu. Sağ dan gir dediği yer çıkmaz sokaktı sanırım.3 tane yıkık ev bir tane bakımlı diyebileciğim ahşap bir ev vardı. Nerdeyse 10-12 tane motogiblet 4 tane araba vardı hepsi siyah renkti. iyice yaklaştığımda siyah deri ceketli adamları farkettim bir an korkmamın sebebiyle ani fren yaptım lastik biraz kaydı.Ve artık Mert in sesi çok net geliyodu.
-Bassana gerizekalı öldürücekler bizi

Mert bir anlıkda olsa boşluk yapıp çok bağırmıştı onun sesi yüzünden bizi farkettiler.Üzerimize doğru koşmaya başladılar. Mert bassana diyip duruyordu. Vücudumun kilidi sanki yeni çözülmüştü hemen gaza bastım ama vitesi 2 de unutmuşum gazı da az verince istop etti motor. Yeniden çalıştırmama fırsat bırakmadan üstümüze doğru koştular boyu yaklaşık 1.95 2 metre diyebileceğim iri yarı bir adam Mert i tuttu ve havaya kaldırdı sanki annesinin poşetlerini taşıyo gibi hiç bir zorlanma belirtisi göstermeden onu ahşap eve doğru zütürdü.
Diğer elemanlar bana tip tip bakıyordu elinde beyzbol sopası olan bir adam sopasını havaya kaldırdı ve
-Çıkar kaskını
Benim vücudum kaskatı kesilmişti.Bir yandan Mert'in nasıl bağırdığını dinliyordum.
-Bıraksana beni huur çocuğu
Mert kendiside bırakmıcağını anladı ve sustu 10 saniye boyunca sadece uzun boylu adamın Mert i zütürmesini izledim. Sonra kafamı benimle konuşan adama çevirdim ve kafama çok sert bir şekilde vurdu. Kaskın camı çatlamıştı hiç bir şey göremedim ve kendiliğimden çıkardım kaskı.
Kaskımın altında mor yüz maskemi burnumun üstünden enseme doğru bağlamıştım. Beyzbol sopalı adam
-Taşşak mı geçiyosun lan benimle şu gibtiğimin yüzünü aç
Diyerek sopasını havaya kaldırdı o sırada yanındaki esmer adam kolunu kaldırdı ve eliyle dur işareti yaptı adamın belindeki silahı görür görmez gözlerim faltaşı gibi açıldı. Sağlıklı düşünemiyordum
Nereye düşmüştüm ben...

Beni koruduğunu sandığım adam
-Daha çocuk bu
Eliyle maskemi indirdi ve
-Çocuk
Sadece ona bakıyordum silahı vardı ve bu adamlar pek tekin değildi.
-Konuşmayacakmısın
Bende isterdim orda canım için yalvarmak ama ağzımı bile açamıyordum buz kütlesine dönmüştüm.
-inatçısın heralde
Sinirlendi ve kaşlarını çattı.
-Seni öldürmemem için bir sebep söyle
Bunu duyduktan sonra burnum doldu gözlerimi kırptığım an gözyaşlarım süzülmeye başladı. bazen konuşmak istersiniz derdinizi anlatmak istersiniz ama ağzınızı açsanız hüngür hüngür ağlayacaksınızdır ya aynı o duruma düştüm.
Zaten ne diyebilirdim ki adımı sorsa cevapta tereddüt ederdim.
Sessizce ağladığım farketti. Yüzünde buruk bi gülümseme belirdi ve
-Sulugöz bir ergenlemi anlaşma yapacağız
Zaten buz kesmiştim. Artık dedikleri uğultu gibi geliyordu kulağıma etrafımda alaylı bir ifade ile bana bakan bir insan topluluğu vardı.

-Neyse şu veledi getirin
Kalabalık grubu yararak yavaş ve kasıntı adımlarla yürümeye başladı koluma 2 kişi girdi ve peşinden sürükledi herkes silahlı adama yol veriyordu birazda olsa düşünmeye başladım sanırım bu adam onların patronuydu. Ahşap eve girdik evin içindeki eşyalar son derece yeni ve pahalıydı ortada bir langırt ve koltuk köşesinde kocaman bir lcd vardı yukarıdan sesler geliyordu yukarı kata çıkarken merdiven o kadar gıcırdıyorduki çökme riskine karşı ne yapabilirim diye düşündüm. Yukarı çıkınca 6 kişi dizlerinin üstüne çökmüş başları eğik bir şekilde duruyordu. Bizim geldiğimizi anlayınca hepsi başını kaldırdı en öndekinin Mert olduğunu anladım Mert in dışındaki çocukların yüzü gözü dağılmıştı kan yüzlerinde kurumuştu iğrenç ve acınacak durumdalardı.
Silahlı adam Mert bu kim diyip işaret çaktı beni yere fırlattılar. Yerden kalkmıyor kalkamıyordum. Mert:
-thetak352 sadece seni burdaki arkadaşlarımla tanıştırıcaktım inan bana onların geldiğini ali beni arıyınca öğrendim sana söylemeye çalıştım ama anlamadın. Bekir abi özür dileriz abi ama o çocuğun hiç bir halttan haberi yok. Bizden biri değil o abi yemin ederim abi
Bekir sadece "kes" dedi.

Bekir-Mert+
-Bu yaptığın Mert anlaşmamıza uygun mu?
+Abi bekir abi...
-Sadece cevap ver
O sırada ayağa kalkmaya çalıştım beni tuttular ve mertin yanına dizlerimin üstüne oturttular.
Mert bana ve arkadaşlarına acıyarak ve kaygılı gözlerle baktı.
+Değil abi üzgünüz hatamızdan dolayı affet abi bizi biz daha genciz aklımız ermiyor
-Mert sadece laga luga yapıp kafamı şişiriyosun ben işleri olan bi adamım ve şuan 7 tane ergenle uğraşıyorum.
+Abi bir teklifim var senden aldığımızın 2 katını verelim
-Bak Cemil cim ergenlerinde bazen aklı eriyomuş(beyzbol sopalı adama bakarak)
+Abi söz veriyorum 1 ay içinde ekgibsiz teslim edicem
Diğer çocuklar Mert e öyle baktı ki sanki gözleriyle sövüyorlardı.Bir çocuk ayaklandı konuşmak için ağzını açtı ve ağzından kırılan dişleri döküldü.
+Ali iyi misin
diyerek Mert çocuğun yanına yöneldi.Ali herkesten çok dayak yemişti bu çok belliydi sağ gözü o kadar şişmiştiki gözü gözükmüyordu.

Bekir
-Mert senin bu ali nin hakkını vermek lazım adamımın cebinden telefonu çalıp seni aramış. Yürekli bir çocuk.
Mert
-Bu kadarına gerek varmıydı bekir abi
Bekir
-Daha bir şey yapmadım asıl şov şimdi başlıyo anlaşmamızın tek koşulu sadık olmaktı ve dürüst olmaktı dimi
Mert
-e..evet abi
Bekir
- Biliyosun Mert kurallar var ben sandığın kadar güçlü biri değilim emirlere uymam gerek sizi severim ama bu yaptığınız kabul edilemez. Size ceza vermem gerek
Mert
-Abi aldığımınız 2 katını getiricem ya
Bekir
-O ceza değil yapmanız gereken bir şey
Bir anda bekir Ali ye doğru elini uzattı sadace orta parmağıyla gel işareti yaptı.
Bekir ali ye
-Arkadaşlarına bak onlar için değdimi
Bekir merte bakarak
-Mert cezalar korkmanızı sağlar ve korkan biri baş kaldıramaz... bunu siz yaptınız ben değil beni de anlamalısınız...
Bekir çok konuştu birazdan yapacaklarına pişman gibiydi sadece geveliyodu.

Bekir cemil e el işareti yaptı cemil çok sert bir şekilde Ali nin sağ dizinin arkasına vurdu Ali direk dizlerinin üstüne çöktü sadece Ali den sadece hırıltılar geliyordu belki de ağlıyordu Tanrı bilir...
Bekir Cemil den sopayı aldı gerildi gerildi birden Mert bağırdı
-Dur
Bekir sinirlenmişti hemen Mert in yanına geldi mert in kafasına vurmak için gerildi tam vurucakken Mert sopayı tuttu. Bekir in gözlerinin içine baktı. Mert in gözleri tavandaki çıplak ampulun parlaklığından daha parlaktı. Gözlerinden sanki ateş çıkıyordu kin dolu bir bakıştı bu Bekir bir an kaygılandı ama bu yaklaşık 5 saniye sürdü.
Bekir doğrulup tekmelemeye başladı Mert'i yanına 2-3 adam daha geldi Mert in yerde can çekişini izliyordum ve hiç bir şey yapamıyordum.Bi anda Bekir in hiddetli sesiyle durdu herkes
-Siz huur çocuklarına kendizi değerli hissettirdim heralde doğrult şu muallakyi(Mert i kastediyo)
Hepimiz dizilmiş Bekir e bakarken bekir Ali'nin arkasına geçti Ali bize nasıl bakıyordu bilmiyorum yüzü o kadar şişmiştiki ne ifadesini ne de gözlerini görebiliyordum.
Bekir sağ elindeki sopayı yere attı ve cemil e doğru elini açtı. Cemil ceketinin iç cebinden bir şey çıkartıyordu...

Cemil cebinden kelebek çıkardı. Bekir e kelebeği verdi. Bekir kelebeği sallayarak Mert e baktı
-Siz bunu hakettiniz evlat bizi sırtımızdan bıçakladınız.
Bir anda kelebeği sallamayı bıraktı.
-Sıra bizde
Birden sırtından sapladı. Bizim çocuklar bağırarak ağlamaya başladı. Mert in sanırım çenesi kırılmıştı hırıltılar geliyordu. Ağlamak istiyordu bağıra bağıra ama sadece gözyaşlarında boğuluyordu. Mert dahil 5 çocukta kendinden geçmiş kalkmaya çalışıyorlardı çırpınıyolardı. Sadece izliyordum.O sırada Ali kan kusarak dizinin üstüne çöktü.O kadar çok ses çıkıyordu ki kulağım çınlamaya başladı.
Sonra bir an kendime baktım hiç bir şey yapmıyordum bu beni rahatsız ediyordu.Çok fazla ses duyuyordum. Seslerin nerden geldiğini geçirdiğim travma yüzünden anlamıyordum.
O anda yerdeki sopayı farkettim. Aşağı kattan bir adam yukarı çıktı Cemil e bir şey söyledi. Cemil de Bekir e söyledi. Bekire ne söylediyse Bekir bağırdı.
-Boşaltın evi gidiyoruz
Giderken arkasını döndü ve Mert'e bakarak
-1 haftan var evlat
Ardından hızlı adımlarla aşağı indi

Mert acınılcak haldeydi arkadaşları hemen ali nin yanına gitti yarayı kapatmaya çalışıyorlardı ama kelebek saplanmıştı ali ye kelebeğin kesiği başkadır direk deler bilen bilir...
Ben gittiklerini öğrenmek için yerdeki sopayı alıp yavaşça merdivenlerden inmeye başladım bi an durdum ve arkama baktım. Onların çok yakın dost olduğunu farkettim yerdeki yarı ceset olan bedenin biri elinden sıkarken diğerleri t-shirtlerden parça koparıp yaranın üstüne bastırıyorlardı hepsi o hallerine rağmen ali yi güldürmeye hayatta tutmaya çalışıyordu. Onlar bunları yaparken ali yaşıyomuydu bunu bilmiyordum.Önüme döndüm ve aşağı indim. Yukarıdaki ses yüzünden aşağıda olanları kaçırmıştık.
Mert i tutan uzun boylu adamı gördüm bir eliyle karnını tutarken bir eliyle langırt masasına tutunuyordu.Onu görünce haline üzülsem de ona olan bir öfkem vardı.
Beyzbol sopasıyla gerildim ve dizine vurdum. Düşmesini bekliyordum ama adam çok iriydi hiç etkilenmedi sanki hırladı ve doğruldu bana sağ eliyle bi yumruk attı gözlerim karardı sonra üstüme çıktı ve ardı ardına yumruklamaya başladı..

Adama karşı koymaya çalıştım evet hayatımda ilk kez ölesiye kavga ediyordum şuan ama karşı koymam imkansızdı.Bi süre sonra kendimden geçtim. Hastane de uyanmıştım. Doğruldum ama kolumda serum takılıydı basit bi serum sökmek istedim filmlerdeki ama gerçekte farklı oluyor o iğneyi çekerken ya damarım zarar görürse diye korktum zaten hiç halim yoktu uzanmaya devam ettim.Bir süre sonra hemşire yanıma geldi onla bir süre konuştuktan sonra taburcu oldum zaten sadece serum vermişler bana bide pansuman yapmışlar telefonumu aldığımda babamdan 24 annemden 17 cevapsız çağrı vardı.Ben dün ne olduğunu ve beni kimin hastaneye getirdiğini düşünüyordum.Bir an geri döndüm ve hasta kayıtları yapan kadının yanına gittim gece beni bir adam bırakmış ve gitmiş biraz uğraşarak kamera kayıtlarını bile gösterttim. Hiç görmediğim bir adam beni neden hastaneye bırakmış ki.Bana haberim olmadan darp raporu çıkartmışlar. Orda kafa dengi bir doktor
-Bunu sana kim yaptıysa şikayet et kardeşim. Gencecik fidanı ne hale getirmiş şerefsiz(yanındaki hemşireye bakarak)
Sağolun yardımcı oldunuz iyi günler demekle yetindim. Hastaneden çıktım eve gittim.Eve gelir gelmez annem sarıldı bana ona akşam serserilerin önümü kestiğini söyledim. Babamı aradım hemen onunlada konuştuktan sonra motorgibleti sordu direk babam ben bi an afalladım cidden motorgibletime ne olmuştu...

Annemle kavga edip tekrar dışarı çıktım. Dünki ahşap eve gittim her yerde polis arabaları vardı bir kaç tane kameraman ve muhbir polis bantlarını geçmeye çalışıyorlardı.
Motorgibletim yoktu. Polise gittim motorgibletimi sordum dün burdamıydın dedi.Bir an afalladım sonra devam ettim
-Abi benim evim burda çıkmaz sokak diye buraya parketmiştim.
Polis sanki inanmamış gibi baktı bana sonra
-Kardeşim senin yüzüne ne oldu
Çok gerilmiştim
-Dün kavga ettim kız meselesi yüzünden...
-Her neyse abi motorum nerdedir
Polis bana inanmamıştı belliydi bu ama devam etti
-Dün burdaki 2 arabayı polis otoparkına aldık.
Ben
-Neden
Polis
-Kurşun izleri vardı ama motorgiblet yoktu kardeşim olay yerinde burda çok fazla serseri vardır motorun çalınmış olabilir suç duyurusunda bulun istersen
Ben şok olmuştum kurşun izi ne alakaydı sadece teşekkür edip polisin şüpheli bakışları üstümdeyken orayı terkettim

Sinirliydim eve gittim akşam 10 a doğru kapı çaldı mert gelmişti.Onu görünce annemlerle kavga ettim dışarı çıkmak için tam kapıya yöneldim babam
-iyice takunu çıkardın bu evden çıkarsan bir daha geri gelemezsin.
içinde insanın bir burukluk oluyor.Ama gitmek zorundaydım Mert konuşamıyordu çenesinde demir bir şey vardı. Aşağı inerken bile 100 tane soru sordum. Aşağıda bir tofaş bizi bekliyordu Mert kolumdan tuttu ve beni bindirdi.
Arabada ben Mert ve şöför vardı. Mert çenesi oynatamadığı için dudaklarıyla
-Anlat ona dünü Barış abi
Dedi ben öyle anladım. Barış abi ye dikkatli bakınca beni dün hastaneye zütüren adam olduğunu anladım

Barış abi anlatmaya başladı(barış:-ben:+)
-Bak kardeşim dün olanları ailene yada polise anlattın mı ?
+Hayır abi
-Aferin bak şimdi mert ve arkadaşları bekir lerin torbacılığını yapıyordu.
torbacı kelimesini duyunca merte baktım o ise yola bakıyordu. Barış devam etti.
-Her ay bir kilo belirlenir ve torbacılara verilir geçen ay Mert ler 14 kilo marihuana aldılar celal lere geri ödemesi gerek fiyat 36.850 ydi ama onlar yeterli ayak takımına sahip olamadıkları için bu paraya ulaşamadılar yaklaşık 20 bin toplamışlardı ve ay sonunu getiremediler.Ay sonu buluşma yerine gittiler 20 bini ve ellerinde kalan malı verip yeni malı almayı planlıyordu.Ama öyle olmadı celal in adamları bunu kabul etmedi. Mert se yanındaki ayak takımına güvenip onlara saldırdı bu sefer mal olarak kokain getirmişlerdi. Hemen ordan aldıkları malla benim yanıma geldiler.Bu işe Mert i sokan bendim benden başka abisinden başka kime gidebilirdi...
O kadar sakin o kadar rahat anlatıyorduki şok üstüne şok geçiriyordum

Barış
-O kokainle ben zengin olacaktım mertlerde 1 yıllığına dünya turuna çıkacaklardı(hayalini anlatıyordu gülümsedi)dün size yardıma gelen de ben ve elemanlarımdı seni o adamın elinden zor aldım sonra seni hastaneye bıraktım mertleri zütüremezdim hastaneye onlara özel doktor çağırttım çok da başarılı bir doktor değildi baksana mert in çenesine(gülüyordu ona buz gibi bakarken)her neyse celal lere 2 katını vermeniz gerek artık bende işin içindeyim ama ben onlar kadar güçlü değilim kardeşim onlar köklü bir motorgiblet klubü bense galerici gücüm sınırlı bu yaptığım şeyden sonra benimde peşime düşecekler sizi daha fazla kollayamam ben şehir dışına çıkıyorum bu meseleyi çözmeniz lazım yarın Mert in ağzındakini çıkarıcaklar onla detaylı konuşursun

Barış kenera çekti ve elime motorumun anahtarını verdi. Kendine iyi bak kardeşim dedi.
eyvallah diyebildim. Arabadan indim ve 125 lik cbr me bindim tek düşündüğüm şey ise boğazımda kimin yannanı olduğuydu...

Tam eve doğru sürücekken babamın dediği geldi aklıma eve gitmek istemedim barışların arkasından gaza bastım.Bir süre arkalı önlü gittik arada barış binlik yapıp ani fren yapıyordu. Zaten altındaki tofaşı asfaltın kralı yaptığı belliydi bi kaç virajda yanladı son ses şarkı açıp gidiyordu tam bir dızo gibiydi dışardan.
Bu olaylar yüzünden gülmeyi unutmuştum ama şimdiyse motogibletimi sürerken gülümsüyordum. Biraz gittikten sonra bir yere arabayı parketti ve indi bana ikiside gülerek bakıyordu. Barış
-Kokusunumu aldın bin
Dedi gülerek sonra bagajdan 3-4 poşet siyah poşet çıkardı. Tüm poşetleri sol eline alıp yanıma geldi sağ eliyle omzuma dokundu
-Gelmeni beklemiyordum ama gel yabancı değilsin motorunu arabamın yanına koy ben eve çıkıyorum parkettikten sonra mertle çıkarsınız yanıma
Dedi ve önden gitti bende motoru parkettim ve mertle apartmana girdik ben asansöre yöneldim mert kolumdan tuttu merdivenle bi kat çıktık ev 2.kattaymış evin kapısı açıktı barış bizim için açık tutmuştur dite düşünüp içeri girdik salondan hoşgeldiniz sesini duyduk salona doğru yöneldik o sırada arkadamızdan giriş kapısı kapandı

Salona girdiğimizde Bekir poşetteki tüm vodka enerji bira çerez cipsleri çıkarmış masanın üstüne koymuştu masaya bardakları bile yerleştirmişti. Barış ın demin ki halinden eser yoktu gözleri dolmuştu sanki o kadar kötü bir durumdayki...
Bekir
-Mert hazırlanıyosundur umarım 5 günün kaldı
Mert bir an şaşırdı ve
-6 günüm var
Bekir alaycı bi gülümsemeyle
-3 günün kaldı bence ağzını açma
Sonra bana döndü
-Bu sulugöz neden burda böyle adamlarla iş yapıcak kadar düştünüz mü cidden inanmıyorum sana barış beni her zaman hayal kırıklığına uğratıyorsun
Dün şu bıçakladığın uzun boylu adam vardı ya barış ondan haber alamadım.
Sessizlik oluştu bekir bardağının yarısına kadar vodka doldurdu sert içiyordu belli enerjiyiyle bardağı doldurdu iyice dolaptan biraz buz getir dedi bir addıbına sonra barışa döndü
-Sende istermisin
Barış abi sadece kaygılı gözlerle yere bakıyordu...

Yarın sabah devam edelim sizde uykusuz kalmayın dostlarım

Barış kendini topladı ve
-Addıbını öldürdüm sanırım yumruklarım ağır geldi kafatası çabuk patladı.
Barış gaza gelmişti Bekir i manipüle etmeye çalışıyordu. Bekir sakin bir şekilde bir bardak daha voda enerji koydu. Sonra barışa dönüp
-Al bakalım
Barış bardıağı tepesine dikti fondip yapmayı düşünüyodu ama vodkayı çok sert koymuştu bekir yarısında bırakmak zorunda kaldı. Bekir güldü ve konuşmaya devam etti
-Barış benim bir adamı öldürdün ve otoritemi sarstın kurallar var barış
Barış hiç korkmadı o an bu duydukları ona hiç yabancı gelmemişti. Sadece başını aşağıdan kaldırmıyordu. Bekir devam etti
-Barış kendine iyi bak dostum
Bekir barış ın sağ omzuna onu teselli eder gibi dokundu. Sonra Mert e bakıp
-3 gün