/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 51.
    +19 -2
    Ben, Samet ve Eren’in oluşturacağını düşündüğüm gruba, olayın başında “Ben yedim allah arttırsın, sofrayı kuran kaldırsın hehehe” cümlesiyle tanıdığınız pişkin arkadaş olan Burak’da katılmıştı. Ulan ayağı yere basmayan adama nasıl bir açlıkla böyle güvenebildiler anlamamıştım. Yüklü sayılabilecek bir miktar para Samet ve Eren tarafından çözülmüş, artık sadece ufak bir titremeyle etrafı izleyen bana, yolu tarif etmek düşmüştü. Eren’in telefonunu aldım ve pantolonumun cebinden çıkardığım kağıt parçasındaki numaraları yazmaya başladım. Burdan geriye dönüş olmayacağını bilmeme rağmen yeşil tuşa basmaktan çok korkuyordum. Ulan utanç bir yandan, korku diğer yandan... Ne yapacağımı bilmiyordum. O kadar ani gerçekleşmişti ki herşey. Dün geceyi hatırladım, “Anarşizm sempatizanıyım ben. Senin oğlun Nutuk’u okuyorken ben elimde boyayla sokaklardaydım.” demeseydim eğer, o an evde dizimi izliyor olacaktım. Zaten en yakın arkadaşlarımın bile inanmadığı bir olayı kime anlatabilirdim ki? Farkettim ki, insanoğlu bir anı yaşamaktan çok, yaşadığı anı başkasına anlatmaktan keyif alıyordu. Bundandı bunca yalancının peydahlanışı, bundandı en ufak bir olayda herkesin telefonlarına sarılışı. Ben bunları düşündüğüm sırada Burak elimdeki telefona boş boş baktığımı farketmiş olsa gerek ki, ani bir hareketle yeşil tuşa dokunup, ayıplayıcılığını belli eden bir tavırla tekrar yerine yaslanmıştı.

    Dııııt, dııııt...
    ···
    1. 1.
      +8
      pampa o değil de trend de 1. sıradan 2. sayfaya düştün amk titanik bile böyle batmadı lan
      ···
      1. 1.
        0
        Helal et
        Bitir artık şu gibtimin hikayesini bitiiir bitirrr
        ···
  2. 52.
    +7 -14
    Hayır yok uyuyoruz
    ···
  3. 53.
    +20
    Kapalı gözlerimin karanlığında bir silüet görüyordum, karıncalanan piksellerden oluşan bir gülen surat; ne bir rengi, ne de biçimi vardı, ekolanan, metalik bir ses tonuyla derin derin gülüyordu sadece. Kulağıma bir müzik sesi geldi, ve drop girdi... Sesler içimden geçiyordu, somutluğumu kaybettiğimi hissediyor, müzikle savaşıyordum. O an yüksek bir sesle, abi diyebildim... “Kapat şunu lütfen.” dıbına kodumun evladı ben arkanda can veriyorum, yannan mı var da beni tutuyorsun hala? Maltepe’ye geldiğimizi söyledi, arkadaşımın evinin adresini verdim. O sırada ne zaman, ne mekan vardı benim için. Cehennemdeyiz, hadi in deseydi taksici, cenneti ne ara geçtiğimizi düşünürdüm inerken.

    Geldik kardeşim, iyi misin?

    -iyiyim iyi. Dördüncü kata çıkarabilir misin abi beni?

    -Ayıp ediyosun...
    ···
    1. 1.
      0
      Hocam gibiş ne zaman oldu anlatmamışsın sadece gibtim yazmışsın
      ···
      1. 1.
        +1 -14
        Neymiş bu gibiş merakınız anlamadım ki dıbına koyim. Bir kişi daha gibiş derse ciks hikayesine çeviricem dıbına kodumun olayını.
        ···
      2. 2.
        +26
        Ulan yavşak 8 partı sadece karıyı gibmeye çalışmak üzerine anlattın. Sonrada ne gibişi diyorsun. Ne yavşak adamsın lan sen.
        ···
      3. 3.
        +3 -3
        Çükleri yeni kalkmaya başlamış on tane ergeni boşaltmak için mi uğraşıyorum ben burda dıbına koyim? Hayır anlamadığım azdıysan gider çekersin. Nedir yani, gibiş nerde gibiş nerde muhabbeti? Bir taneside anama sövüyor anlatmadım diye. Eskort muyum lan ben?
        ···
      4. 4.
        +7
        Sıkıntı şu. Seçilmeden önce vaadler verip seçildikten sonra bi gib yapmayan siyasetçi durumuna düşürdün kendini. Senin yazdığın iki üç kelimeye 31 çekecek kadar veled değiliz. Hikayeyi gibmişsin karıyı gibicem diye. Sıkıntı orda.
        ···
      5. diğerleri 2
  4. 54.
    +19 -1
    Eren odaya girmek için kapıyı açarken, ben onun birazdan geleceğini saniyeler öncesinden tahmin etmiş, hali hazırda sormadığı ne yemek istiyorsun sorusunu düşünmeye başlamıştım. -Moruk sonradan öğrendim ki dejavu gibi bir olaymış bu. Beyin gördüğünü, duyduğunu algılayamıyor, kendini geriye sarıp aynı olayı daha önceden yaşamış olma izlenimi veriyormuş. Pek yazasım yoktu bunu burda ama, cümleler içinde özellikle hata arayan bir kaç avel olayı bilim kurguya bağladığımı sanmasın.-içeri elinde telefonla giren Eren:

    -Ne yiycen lan? Pide söylüyorum.

    -... Kavurma kaşar.

    -Abi bi’ kuşbaşı kaşar, bi kavurma kaşar... Ayran mı, kola mı?

    -Ayraannn...

    -iki ayran.. Evet abi... Yok değişmedi adres... Kolay gelsin.

    -Erennn... Dışarı çıkalım mı?

    -Hava bi kararsın çıkarız. Yemeği yiyince yatar uyursun zaten.

    O anda rüyamda görebileceklerimi düşünüyordum. insan aklının yaratıcılığının son noktaya ulaştığı rüya anında, bu maddeyle bir nevi Tanrı olabilirdin. Çıldırıyordum, uyumayı iple çekiyor, sürekli bazı uzuvlarımın kopup birbirine bağlandığını, kanımın sıcaklaştığını hissediyordum. Evet, bu yaşadığım heyecandı ve ben bu duyguyu kaslarımda, kanımda hissediyordum. Mutlu olduğumu son raddesine kadar hissettirebileceğini düşündüğüm bir tonla “Süper!” dedim ve bu kelimeyi söylerken gerçekleştirdikleri hareketi beğendiğim dudaklarımla bir kaç kere daha sessizce tekrar ederek odadan çıkan arkadaşımı takip ettim. “Süpper, süüppper, süpppperrrr.” Bir şey dikkatimi çekmişti. Dudaklarımı P sesini çıkaracak pozisyona getirip, dilimin üstünden üst dudağıma gönderdiğim sert bir nefesle at sesi çıkarabiliyordum. “ppuurpt” Puhahahahah. “ppupuprt” Puhahahahahah.
    ···
  5. 55.
    +20
    Ben ne okudum dıbına koyim . Minibüs minibüs değil bildiğin ferre fliminin tanıtımı. Karının işkembe geniş adam gavat sen bin birde meyhaneye kusuyon nasıl bir türsünüz siz amk ?
    ···
  6. 56.
    +17 -2
    Attım kendimi bir büfeye ve sert bir kahve istedim. “nasıl sert?” Diye soran büfeciye, “abi sert işte. lütfen... ” deyip, zorlanarak oturdum. Görüntüler bulanıklaşıyor, masaların köşeleri sivrileşip zihnime batıyor ve grileşen tonların arasından sadece bir kaç cırtlak renk ayırt edebiliyordu. Renkler fosforlanıyor, bükülüyor ve gözlerimin içinden geçerek zihnime ulaşıyordu; titremeye başladım, terliyordum. “Çarpıldık mı lan acaba? Noluyor dıbına koyim?” diye düşünmeye başladığımda kafamı ellerimin arasına almış, gözlerimi kapamak zorunda kalmıştım. Lan aniden olacak işmiydi mi bu? Ne oluyordu? Green dedim, bu karı sana bir şey verdi. Nasıl verdi, ne ara verdi bilmiyordum, ama bir şey verdi. Düşünebildiğim son mantıklı şey buydu. Büfeciye parasını vermeye çalışırken durumu farketmiş olacak ki? “iyi misin?” dedi. Abi dedim, beni taksiye bindir allahını seversen. Bindim taksiye cebimde otuz lira var, yok. Eve gidersem bu halde çıldırırdım tek başıma. Aklıma direk Eren geldi. Müptezel huur çocuğu... Düzeltirdi o beni. Maltepe’ye dedim... Maltepe’ye.
    ···
    1. 1.
      +1
      Owww siitttttt lsd gafasi
      ···
  7. 57.
    +19
    Salona geçtiğimde ilk dikkatimi çeken şey, salonun yola bakan cephesindeki balkonun mermerinin üstünden bana bakan kargaydı. Kafasını sürekli sağa, sola yatırıp gözlerimin içine bakıyor, ve muhabbet etmek ister gibi “gak”lıyordu. Kafamın içinde zonklayan karga sesi, odanın en köşesinde ki oda spreyinin otomatik çalışma sisteminin çıkardığı “tıkırt” sesiyle birleşiyor, iki anlamsız sesin oluşturduğu bu senfoni, kendini gözlerimin önünde birden doğan duvara, elindeki tek imkanıyla, notalarıyla çiziyordu. Siyah, yeşil, pembe ve turuncu birleşiyor, oluşturdukları yeni rengi acınası insan gözlerimin göremediğini farkedip, ufak bir notayla kulaklarıma sunuyorlardı. Seslerin ve görüntülerin kalıplarından kaçmak için varlıklarından vazgeçtiği o an, salonun her yerine dağılmıştım. Salonun içindeki her ses, her obje ve her molekül benim bedenimden kopmuştu sanki. Bu, saniyelere sığan sonsuzluk anını Eren’in sorusu kesmiş, beni yeniden gerçeğe bağlayarak kendisinden nefret etmemi sağlamıştı:

    -Paran var mı lan?
    ···
    1. 1.
      +12
      hikaye taka sardi amk 10 parttir lsd yi anlatiyor sedadan ses seda yok amcik herif okuyanda kabahat ellerim titriyor
      ···
  8. 58.
    +19
    Tek başıma ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyor, ya başıma bir şey gelirse diye Eren’i de çağırmak istiyordum. “Gel akşam ararız.” cümlesi Eren’i "gibeyim pidesini, kapıyı çalar çalar gider amk.” dedirterek dışarı çıkartmıştı. Montu giymediğimi görünce “Üşürsün yarak başı, kışın ortasında ne bu güven?” deyip montumu bana uzatacaktı ki. “gibtir et ya. Benimkilerden giy bir tane” diyerek odasına gitti. is kokusunu almış olduğunu farkedip sırıttım. Botlarımı giymeye çalışırken hem merdivenler, hem de duvarlar dalgalanıyordu. “Aha dedim yannanı yedik, ben buradan inene kadar on kere düşerim.”

    Dışarı çıkmıştım. Her yere gitmek, gerçekleşen her olayı izlemek istiyordum. Binalar modern çizgi roman çizimleri gibi italik, ancak gerçekci, insanlarsa etraflarındaki auramsı toz bulutuyla birer gezegen gibi duruyordu. Kimisi pembe, kimisi sarı, kimisi siyah olan bu toz bulutlarının en korkuncu yanımdaki adama, Eren’e aitti. Öylesine derin ve genişti ki etrafındaki bulut, ondan bir kaç adım uzaklaşmama sebep oldu. Sigara içmek istiyordum. Deli gibi sigara içmek. gibtir ya, sigaram montun cebinde kalmıştı:

    -Eren, sigara versene bana.

    Kapağı açıp uzattığı paketten sigara almaya çalışıyordum ama bir türlü bir tanesini tutupda ağzıma zütüremiyordum. Islak kalıp sabundan yapılmış gibiydi sigaralar, çabalamama rağmen kavrayamıyordum. Eren iki sigara alıp yaktı ve birini bana verdi. Ağzımda yılan gibi kıvrılan sigarayı tutabilmek için bir kaç kere elimi yakmıştım, acıyı sonuna kadar hissediyor, yanan hücrelerime zihnimde cenaze töreni yapıyordum. Kadınların topuklu ayakkabılarının sesini, kendi aralarında muhabbet eden bir kaç çocuğun muhabbetini, mağazaların birinde çalan tekno müziği... Kısacası dikkatimi cezbeden her sesi aynı anda algılıyordum. Eren “Gel hadi marinaya gidiyoruz.” diye yürütmeseydi beni, asla hareket etmeyi düşünemezdim. Tüm kaslarımın varlığını unutmuştum, kendimi seslere, görüntülere ve düşüncelere bıraktığım o anda.
    ···
    1. 1.
      +19 -1
      Canım panpacım bitanecik panpacım dıbını yurdunu gibeyim bitir artık be geveleyip durma gibicem ereninde dıbına koyim sedanında ne ara gibtin sedayı amk

      fiktir lan sen kimi yiyon dediklerin bonzai kafası
      ···
  9. 59.
    +18
    bak baştan söylüyorum eğer hikayenin sonu otobüste alkolün etkisiyle sızıpkalmışım bunların hepsi bi rüyaydı işte otobüs yolculuğu hayatımı böyle değiştirdi gibi gibik bişey olursa adresini bulup evine bomba yollayacam ona göre. haberin olsun, sonra demedi deme.
    ···
  10. 60.
    +16 -2
    Marinaya inmiştik. Tribe az çok alışmış, gördüklerim karşısında eskisi kadar heyecanlanmamaya başlamıştım. Dizginleyemediğim tek isteğim gezmekti artık. Eren neredeyse yirmi dakikadır telefonuyla uğraşıyor, arada bir bana “ne görüyorsun lan şurada” diye sorular soruyordu. Galiba yaşadığım kafayı inceliyor, birilerine anlatmaya çalışıyordu. Ya yannan mı vardı da getirmiştim bu müptezeli yanımda. Şimdi herşey iyiydi, hoştu da, en fazla bir saat sonra başlayacaktı, “Ee nerden buldun, kimden buldun?” muhabbetine. Amaaan... Karşımda kırmızı bir deniz ve gittikçe yassılaşan adalar varken bunları düşünecek değildim. gibtir et, zamanı gelince hallederdim. O değil de, ben Seda’yla görüşmeliydim. Bu maddenin onda ne işi vardı? Tanju’yla neden beraberdi? Neden ilk atağımda kendini bana teslim etmiş, ancak çıkarken bir telefon numarası bile vermemişti? istediği her erkeği iki cümlesiyle ayartabilecek bu kadın, neden beni kullanmıştı arzusunu dindirmek için? O kadar çok soru vardı ki, üstlerine düşünürken bile yeni sorular doğuyordu aklımda. Çakım neredeydi? Tanju neden dün gece taksiyle değil de, minibüsle gitmeyi tercih etmişti Kadıköy’e? Yok... Çıkamıyordum işin içinden. Eren’e anlatmak istedim olayları.
    ···
  11. 61.
    +10 -7
    Çocuklara olayı tekrar anlattım. Bakın dedim beyler “Adam bana şekil yapıyor, bu karı böyle böyle birşeyler demiş, ama ne söyledi bilmiyorum. Başıma iş alacağım, hiç münakaşa etmeyelim gidelim polise verelim.” Lan oğlum dedi Samet, “Ne polisi kafayı mı yedin, gidersin oraya adam akıllı anlatırsın olayı, yanında da biz varız çekip de sıkacak hali yok dıbına koyim. Baktık atar yapıyor, giberiz belasını.” iyi dedim amk, hadi hayırlısı...

    Park ettik aracı, yürümeye başladık pansiyona doğru. Hala ufaktan bi' tırsıyor, bizim çocukların “dıbına koyduk oğlum, dıbınaaaa. Bu akşam çıldırıyoruuuz.” konuşmalarına, “Ulan ciddi olun biraz, ben adamın yerinde olsam vermem dıbına koyim, hem satıcı olduğunu nereden biliyorsunuz? içici adam neden versin kendine aldığını?” tarzı sorularla karşılık veriyordum. Bir kaç kere dile getirdiğim fakat dikkatlerini çekemediğim bu depresif sorular, Eren’in “Kardeşim olmadı onun kanalını alırız, en azından yola girdik, anladın mı?” cevabıyla son bulmuş, güvensizliğimi pekiştirmişti. Seda’ya vurduğuma mı inanmıyorlardı, sanki her gün yaptıkları işmiş gibi olayın iki kelimeyle çözülebileceğini mi düşünüyorlardı bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardıysa o an, toplar üstüme çevrilmişti ve sırtımı yasladığım insanlar kendi kafalarını kırmanın peşindelerdi. Pansiyonun sokağına girdiğimizi sabah gördüğüm büfeyle farketmiş, terlemeye başlamıştım.
    ···
    1. 1.
      +19 -1
      Hevesin kaçtı dimi dıbına koyayım. Ulan yannan 1 saat bekleyip part attın attığın parta bak it herif bi gram ilerlemiyor senaryo. Dizinin sonuna doğru uzun reklam verip sonra devam etmeyen bölümü gibisin amk adam gibi yaz bunca insan bekliyor burda
      ···
    2. 2.
      0
      dıbınakoyim hızlı biraz
      ···
    3. 3.
      0
      olum efsane olan hikayelerinde başta tek okuyucusu vardı yaz amk
      ···
    4. 4.
      +1
      illa şukulıcaz mı aq giriş yapmaya uğraştırma yaz işte
      ···
    5. diğerleri 2
  12. 62.
    +2 -14
    Istanbul'un varoş sayılabilecek muhitlerinden birinde, mütevazi bir pansiyonun teras katında seda öylece duruyordu. Hafif bir rüzgar esiyordu pansiyonun karşısındaki boyca daha uzun iki apartmanın arasından. Bad-ı saba gibi esen rüzgar hafifçe saçlarını okşuyordu bu muhteşem kadının.
    içim içimi yiyordu, bir yandan dün gece başıma neler geldiğini merak ediyordum, bir yandan da erkeklik iç güdülerim beni karşımda duran kadına sürüklüyordu.
    Yaklaştım, naif bir ses tonuyla:
    -seda hanım ? diye seslendim.
    -ah, green sen misin ? Korkuttun beni
    -özür dilerim, aşağıdan burada olduğunuzu öğrendim. Tanju abi çıkmış, onu bulamadım. Sormam gereken çok önemli birşey var.
    -Evet green, dinliyorum..
    -dün gece ne oldu bana?
    -nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama bunu bilmek zorundasın, vicdan azabı çekiyorum sürekli, sen ilk değilsin green.
    - nasıl ya ? Anlamıyorum ne oldu, öncekiler kim, neyi bilmek zorundayım?
    :Tanju hasta green, ruhu hasta onun. Seni sabaha kadar evire çevire s-ikti. zütünden kan damlaları süzülene kadar gibti seni...

    Green şok, green iptal. Son...

    Eksi veren huur çocuğudur, emeğe saygı
    ···
  13. 63.
    +16
    -Var.

    -iyi, pideleri ödeyiver.

    -Tamam.

    Eren kısa süreli bir sessizlikten sonra tekrar transa geçtiğimi farketmiş olacak ki, kafamı kıskanıyormuşcasına soru sormaya devam etti:

    -Nerden buldun sen bunu?

    -Anlatırım. Tutma beni.

    -Bak bayadır arıyordum, kanal bulduysan söyle de akşam alalım.

    -Anlatırım...

    Ya gibtir git dıbına kodumun çocuğu. Yüzüne bile bakmıyorum daha ne konuşuyorsun. Bırak da kafa yaşayalım biraz, anlatıcam işte. Eren sinirlenmiş ve aceleci bir sesle:

    -Green gibicem belanı. Varsa kanalın görüşelim bu akşam. Nerden buldun bunu?

    -Bu gün Seda’nın kahvesinden aldım galiba.

    -Oğlum ne Seda’sı, ne kahvesi? Sıvı mı buldun bir de?

    -Çok bunaldım Eren. Gel çıkalım, yürürken anlatırım.

    -Yemek geliyor. Çıkıcaz, kızın yanına gidicez. muallakye bak ya. Sıvı acid buluyor Türkiye’de, hala daha “anlatırım, anlatırım”.

    -O iş yaş kardeşim.

    -Ne demek yaş?

    -Basbaya yaş.

    -Neden yaş oğlum?

     

    Erenin ses tonu yükseldikçe boğuklaşıyor, sanki ağır çekimde konuşuyormuş gibi duyuluyor, kalp atışlarımı yavaşlatıyor ve nefes almamı zorlaştırıyordu. Öyle ya da böyle evden çıkmak zorundaydık. Sürekli oynayan zeminin ve duvarların üstüme gelmesi yetmiyormuş gibi, beni bu ortamda tutan, huzura kavuşturan seslerde Eren’in boğucu sesinin altında ezilmeye başlamıştı:

    -Ben çıkıyorum kardeşim, bir dakika daha kalırsam boğulacağım burada. Kanalı mı istiyorsun? Aha numarası cebimde. Gel akşam ararız, dedim.
    ···
  14. 64.
    +14
    Kısaca özetledim ancak ne bir “ee?” ne de bir “sonra?” demişti. Gözlerinden “Kafası zaten terör, fantezi kuruyor dıbına kodumun oğlu.” diye düşündüğü belli oluyor, buna rağmen kendimi, anlatmak zorunda hissediyordum. Moruk sessiz kalsa bile fazla bozulmaz, bir sigara yakar kafamı yaşamaya devam ederdim. “gibtir git ya.” Deyiverdi.
    Ne demek dedim ya “gibtir git”? Şu hayatta ilk defa sıradanlıktan uzak bir olay yaşıyor, yamulup bükülen görüntülerin içinde ilk defa kendimi özel hissediyordum. Bunu kanıtlamak zorundaydım, ama nasıl? “Ara lan Samet’i, alsın arabayı gelsin. Sende kimden çözeceksen çöz parayı, kanala gidiyoruz. He ben bilmem satıcı mıydı, içici mi. Ama zütüreceğim seni.” Eren gözlerimin içinde bir ciddiyet parıltısı arıyordu. Ne yapmaya çalıştığımı benim kadar, o da anlamamış, “iyi mi lan acaba bu? Uğraştırmasın bizi durduk yerde.” dermiş gibi bekliyordu. “Hadisene lan!” dedim. Ne olacaktı zaten dıbına koyim, üç tane delikanlı gidiyorduk adamın mekanına. Sevgilisine kaydığımı öğrense bile çekip vurabilecek hali yoktu. Seda’yla görüşüp ne kullandığımı, bunu nerden bulduğunu soracak, telefon numarasını isteyip defolup gidecektim. Oldu dıbına koyim, hazır görmüşken iki posta daha atıverseydim bari. “Bir şekilde hallederiz yaa” deyip dürttüm Eren’i. “Aradın mı? Hadi hadi olaylar karışık zaten. Fikrimi değiştirmeden halledelim şu işi.”
    ···
    1. 1.
      +1 -5
      okumuyok panpa yazma
      ···
  15. 65.
    +11 -2
    -Alo?

    -Abi nasılsın, green ben.

    -iyidir, hayırdır green?

    Hasgibtir. Bu ses tonu, bu soğukluk normal değildi. Öğrenmiş miydi acaba? Tartmak istercesine:

    -Telefonum kapalıydı da, şimdi açtım. Teşekkür etmek istedim dün gece için.

    -Ne için teşekkür ediyorsun? Dün geçe için mi, bu sabah için mi?

    Sakince sorduğu bu soru karşısında mala bağlamıştım. Yapmam gereken tek şey telefonu kapatmaktı ama dayanamayıp:

    -Ne sabahı abi, diye sordum.

    -Ne demek ne sabahı kardeşim? Dalga geçiyor gibi soruyor musun bir de?

    gibtir ya. Kaşar anlatmış mıydı acaba? Neden anlatsındı ki? Amaaan, atar yapacak olsa şimdiye tehdit etmiş olurdu zaten.

    -Abi bir kusurumu mu gördün? Ne bu tavır?

    -Lan oğlum iki kağıt damla alıp çıkmıssın, ne demek “Ne bu tavır”?

    Seda, bu adamla parası için beraber olan bir müptezel olmalıydı. Taşlar yerine oturmaya başlıyor, herşey benim zütümde patlayacak gibi gözüküyordu. Çakıyı kaybedişimi düşündüm, Sedanın söyleyebileceği yalanlar geldi aklıma. Durum hiç iç açıcı durmuyordu.

    -Anlamadım abi, ne kağıdı?

    -Neredesin sen?

    Ya yeterdi dıbına koyim. huur çocuğu allahmıydı da beni tehdit ediyordu? Zaten mülayim bi sıfata bu kadar atar yakışmıyor, kurusıkı olduğunu belli ediyordu. Arkadaşlarıma da güvenerek:

    -Abi bak görüşelim, konuşalım. Kağıt dediğin şu maddeyse benden dinle olayı.

    -Tamam oğlum, neredesin?

    -Bekle geliyorum, diyerek kapattım telefonu.

     Çocuklara olayı tekrar anlattım, bakın dedim beyler “adam bana şekil yapıyor, bu karı böyle böyle birşeyler demiş, ama ne söyledi bilmiyorum. Başıma iş alacağım, hiç münakaşa etmeyelim gidelim polise verelim.” Lan oğlum dedi Samet, “Ne polisi kafayı mı yedin, gidersin oraya adam akıllı anlatırsın olayı, yanında da biz varız çekip de sıkacak hali yok dıbına koyim. Baktık atar yapıyor, giberiz belasını.” iyi dedim amk, hadi hayırlısı...
    ···
    1. 1.
      0
      Sonunda çıktın kafadan şimdi heyecan yaptım
      ···
  16. 66.
    +5 -8
    Tuttuğum gibi yatağa attım bunu moruk. Önce o benim üstümdekileri çıkardı ve artık gibişe başlamak istiyordum beyler. Tam Seda nın kıyafetlerini çıkarıcaktım ki bir de ne göreyim ? 40 santimlik haşmetullah. Ben nasıl kaçacağımı düşünürken birden odaya Tanju ve 3 zenci odaya daldı kapıyı da kilitlediler. Yarım saat arayla dinlene dinlene sabaha kadar gibdiler beni. Ve ben bu olayı kabullenemeyip travesti olmaya karar vererek hayatımı büyük bi ölçüde degiştirdim. O günden beri ' -Abee bi sakso bee' diyerek geziniyor ve ağız terimle paramı kazanïyorum. Buda böyle bir anımdır.
    ···
  17. 67.
    +12
    hay AMK senin yüzünden sözlüğe üye oldum app yukledim huur seni hadi anlat AMK benide bu yaştan sonra incici yaptın gibik anlat artik gibecem
    ···
  18. 68.
    +11
    edebiyat okuyup, roman yazabilecek kıvama geldikten sonra "klagib Türk dizileri konuları" (her gün oynayan diziler) gibi bir taktan hikaye bularak inci Trendini meşgul edip kendini ispatlamaya çalışan edebiyat mezunu bir üniversiteli hikayesi..
    Her paragrafı buram buram mübalağa kokuyor...
    ···
    1. 1.
      +4 -3
      iki kelime üretemeyecek bir gibik , kendince üreten bir adamı takluyor

      taksun ... tak ...

      kimse senden destek istemiyor dıbına koyduğum , taş olma çocuğun yoluna yeter

      evire çevire giberim seni ! bunda gayet ciddiyim
      ···
    2. 2.
      0
      Başta güzel gidiyordu abartili betimleme yoktu amk çocuk masalina cevirdi hikayeyi 3 gunde de yazamiyor muallak
      ···
  19. 69.
    +11
    Siçsaydin be huur çocugu o masanin hali neydi amk pirzolalar bimden alinmis etiketi ustunde koftemi dersin lan picccc bari etiketi sokseydin.
    ···
  20. 70.
    +1 -9
    Geldim beyler kusura bakmayin isten yemege ciktim 1 saat boyunca yazicam , her neyse devam ediyorum.

    Sedayla odadan ciktiktan sonra minubuse dogru yol aldim. Minubus parasini ayarlamak icin elimi cebime bi attim kagit parcasi cikti, actim baktim seda kendi telini yazmis ve aksam beni bi otelde bulusmak icin not yazmis , neyse eve geldigimde hemen dus felan aldim amk temiz olalim diye ustum hala kusmuk kokuyodu cunku. Neyse aksam oldu sedanin verdigi adrese gittim otel oda numarisinin onune geldim tam kapiyi calicakken caaaaat kafama bise indi amk . ben aciyla kivranirken 2 tane erkek koluma girdi biride tanjuydu , beni odaya goturup baglayip aksama kadat araliklarla 5-6 defa gibtiler .megerse tanju gaymis amk. Bu olaydan sonra hayata bakis acim degisti . buda boyle bi animdir sevgi kodumun binleri.

    Cuku verenin amk , emege saygi biraz oclar
    ···