Beyler ben maddi durumu yerinde, 20 yaşında bir panpanızım. Orta düzey bir tipim var esmer kara bişeyim ama yüz hatlarım beni cekici yapıcak nitelikte ne var ki özgüvenim 0dı ve bu yüzden lise sonu bitirene kadar hic kız arkadasım olmadı, haliyle derslere yöneldik, lise bitti sınava girdik falan ilk 7bin kişinin icindeydim, ne istediğimi bilmiyordum öyle bir boşluktaydım sadece ders calısmıstım, gittiğim dersanenin müdürüyle görüşmek istedim fikir almak icin ve hersey orda basladı.

Dinleyen 1 kişibile olsa yazıcam beyler bekliyorum. Kızın ve benim tipim fotoraftakine benziyo hayalinizde canlandırabilmeniz icin koyuyorum beyler benzer bisey.

beyler kadehi doldurup başlıyorum rez alın

Evet beyler başlıyorum anlatmaya, kısaca kendimden özet geciyim. Benim annem Alman, babam Türk. Babam Almanya'ya gitmiş zamanında, annemle tanışmış aşık olmuş, annemi almış Türkiye'ye getirmiş ve evlenmişler. Kültür farklılığından yürümemiş beyler ben 3.sınıftayken ayrıldılar. Annemle kalıyodum o da başkasıyla evlendi babam Allah rahmet eylesin gecen yıl kaybettim. Benden 7 yaş büyük abim var işlere o bakıyo bende okuyorum. inşaat işleriyle uğraşırız maddi durum burdan iyi. Neyse beyler şuan itü'de mimarlık okumaktayım. Her neyse bu kadar bilgi yok olaya gecelim. icime kapanık özgüvensiz biri oldugumdan bahsetmistim, liseyi bitirdim tercih yapıcaz iste. Dedim su dersane müdürüyle bi konusiyim ama hic sevmem pekekenti. Gittik iste dersaneye beyoglundaydı. Gittim iste cıktım bunun odasının oldugu kata, kapıyı tıkladım girdim iceri. Para oldugunubildiginde cok yavşak davranırdı bu bana beni görünce ooo kayip balik nemo hoşgeldin gel bi cay ic dedi. Gectim iceri aradı sekreteri 2 cay istedi falan. Dedi sonucun baya iyi napıcaksın falan actı konuyu. Benden dedim iste bilmiyorum fikir almaya geldim sizden beyler tam o sırada kapı acıldı caylar geldi sanmıstım, kafamı cevirdim o an karsımdaydı. Dayıı ben geldim diye girdi iceri. Bembeyaz teni vardı beyler sadece ona odaklandım. Gözlerinin yeşilliğini saclarının kıvırcıklıgını sonradan farkedicektim öyle güzel bi teni vardı ki pamuk prenses gibiydi. (ismi değiştiriyorum Eylül olsun) Eylül güzelim hoşgeldin dedi bizim pekekent müdür.

Beyler ses verin okuyosanız devam edicem duvara konuşmayalım.

Konuşmaları şöyle anlatıyorum:
E: Eylül B: Ben P: pekekent müdür

E: Rahatsız etmedimdimi?
P: Yok yok gel şöyle kayıp balık nemo yabancı degil.
B: Rahatsız olma benim işim kısa zaten
E: Merhaba ben eylül
B: Bende kayıp balık nemo memnun oldum
P: Eylül'de Bursa'da yaşıyor o da tercih yapmaya geldi. istanbul'da okuycak

o an kalbim bi küt etti beyler.

B: aa öyle mi sevindim, ne istiyorsun?
E: Hukuk istiyorum ben, sen?
B: Henüz karar vermedim
E: istersen yardımcı olurum, alanın ne?
B: Sayısalım ben
E: Hmm
B: Siz ne öneriyosunuz pekekent bey?
P: Kayıp balık nemo siz inşaat yapıyorsunuz abin inşaat mühendisliği bitirdi bence sende mimarlık oku şirketi büyütün
B: Var aklımda öyle bir plan

Bir kişi bile olsa devam edicem demiştim. Ediyorum.

E: Dayı ben cok acım
P: Canım biraz isim var bekle yeriz, kayıp balık nemo'ya yardımcı olmadan gitmek istemem
B: Siz yiyin ben haftaya tercihler icin gelirim
E: Senin işin bittiyse bizle gelsene burda hic arkadasım yok
P: Aaa evet kayip balık nemo sende gelsene
B: Bilmem ki
E: Lütfen kendimi yalnız hissetmiyim burda (gülümseyerek)
B: Peki geliyim o zaman

Odadan cıkıp asansöre gectik. Asansörde bizim müdürün telefonu caldı, biriyle bişeyler konustu.

Beyler hemen geliyorum.

Bizim müdür Selimin yanına gitmem lazım siz karsıdaki kafeye gidin oturun geliyorum dedi, asansörden indi. Eylül'le yalnız kaldık. Ne diycegimi bilmiyorum inananın hicbir kızla yalnız kalmamısım, Eylül o kadar şen şakrak biriydi ki bana hicbir sey bırakmadan konusmaya basladı, kac yasındasın, hangi okuldasın, burda mı okuycaksın, baban ne is yapıyo, nerelisin falandı filandı derken kafeye geldik, büyülenmiştim beyler o kadar tatlıydı ki anlatamam. Biraz kendime geldim ve bende konuşmaya başladım mal durumuna düşmemek icin, ve öğrendim ki onun da annesi babası ayrıymıs, babası bursa'da yasıyormus ama annesiyle 5 yıldır görüşmüyomuş cünkü annesi baska bi adamdan hamile kalıp evden gitmiş, eylülün'de kücük kardesi varmıs 3.sınıfta, ona o annelik yapmış nerdeyse falan, bir sürü şey konustuk orda, o sırada yemekleri söyledik, o makarna söyledi, pestolu penne en sevdiği makarnaymış, bende ondan söyledim bu kafeye bundan sonraki her gelişimizde söyliyceğimiz gibi, biz konuşurken dayısı geldi eylülün yanına oturdu, oo gencler bakıyorum iyi anlaşmışsınız diyip garsona el etti.

Beyler okuyan yok heralde yine de sağolun

Okuyan bi panpam var onun icin devam ediyorum.

Bizim müdür biftek istedi işte o sırada bizim makarnalar geldi, siz başlayın dedi, bakıyorum sende eylülün sevdiği makarnadan yiyosun kayıp balık nemo dedi, gülümsedim. Neyse beyler yemekler geldi yedik ictik hafif sohbet muhabbet. Dayısı tuvalete gitti, Eylül sorun olmazsa numaranı verir misin burda hic kimseyi tanımıyorum da cok yalnız hissediyorum diye sordu, bende verdim hemen, ne zaman istersen arayabilirsin dedim, gülümsedim o da gülümsedi beyler masal gibiydi size anlatamam. Neyse dayısı geldi, hesabı istedik ödiycektim olur mu misafirimizsin diyip ödetmedi kalktık ayrıldık. Arabaya bindim, radyoyu actım hic unutmam joy türk actım, calan sarkı yüksek sadakat-fener, o sarkının havasıyla kendimi eylüle kaptırdım, yeşil gözlerini düşüne düşüne eve gittim.

Evin önüne geldim ama hic annemi ve kocasını cekicek halim yoktu, yalnız kalıp hayaller kurmak istiyordum, sarıyerdeki kücük eve gittim 1+1 ufak bir yer kafamı dinlemek istediğim zaman oraya giderim, arabayı arkaya cektim, anneme mesaj attım sarıyerde kalıcam diye, kendimi eve attım bi şişe şarap actım bahceye cıktım oturdum Eylül'ü düşünüyorum ama nasıl bişey beyler anlatamam size, hic öyle hissetmemişim bugüne kadar, mutluluktan bir şişeyi 2 saate bitirdim, saat 7 falandı, dedim 1 2 saat kestiriyim, kafam güzel olmuş, yatağa yatıp gözlerimi kapattım ve telefonum calmaya basladı

Eylül arıyordu, elim ayağıma dolaştı, düşünmeden actım, konusmaları yazıyorum:

E: Alo kayıp balık nemo
B: Eylül
E: Cok sıkıldım kayıp balık nemo bu aksam napıyosun?
B: Bilmem ki bi planım yok
E: Bulusalım mı o zaman?

-Sessizlik-

E: Ya cok pardon kız arkadasın falan mı vardı? Yanlıs anlamanı istemem
B: Hayır hayır, kimse yok, yani ondan değil ben biraz ictimde
E: Oo aşık mısın yoksa
B: Ben mi? Yok canım ne aşkı
E: Nerdesin yanına geliyimi?
B: Sarıyerdeyim ben bi evde
E: Hangi evde
B: Bizim kullanılmayan bir ev var orda
E: Tamam o zaman sarıyere nasıl gelicem? Yabancıyım biliyosun
B: (Gülerek) Taksiye atla gel
E: O kadar param yok dayımdan istemeye cekiniyorum
B: Ben veriririm gel
E: Olmaz öyle şey, otobüs söyle
B: Gelmezsen ben gelir alırım seni
E: Olmaz alkollüsün
B: O zaman gel
E: Ama olmaz öyle şimdi ya
B: Eylül geliyomusun ben mi geliyim?
E: (Güldü, dünyanın en güzel gülüşü beyler) Tamam tamam geliyorum, yine bir deliye denk geldim

Telefonu kapadı Öyle diiyince gülümsedim. Bana noluyordu bi kızla nasıl böyle konuşabiliyodum bilmiyorum. Kalbim cıkıcak gibiydi. Hemen yataktan kalktım, yatağı toparladım ve mezelik biseyler almak icin ilerideki migrosa doğru yürümeye başladım.

Aradan yarım saat gecti, Eylül geldi, ben o sırada masayı donatmıstım, ne ictiginş ya da icip icmediğini bilmiyodum, rakı ve bira aldım, evde şarap vardı zaten, taksiden karşıladım onu, teşekkür etti, koluma girdi, eve kadar yürüdük, beyler yanlış anlamayın kesinlikle kaşar birisi değil kız bu kadar yakın davranmasının nedenini anlıycaksınız ilerde, benden önce sadece 1 erkek arkadaşı olmuş onunla 3 yıl cıkmış 1 yıl önce cocuk üniversiteye gecmiş eylülü terk etmiş, her neyse beyler benim kafam hafiften hoş yazım hataları olabilir mazur görün, eylül koluma girince dünya durdu sanki, birşeyler söylüyordu ama duyamıyordum, eve girdik, bahceye gectik, masayı görünce bi şaşırdı, gerek yoktu dedi gülümsedi, olur mu hic ne icersin diye sordum, ya da alkol kullanır mısın diye ekledim, kullanıyorum ara sıra ama cok alıskın degilim dedi, ne var dedi, sarap rakı bira dedim sarap istedi, en güzelinden bir şişe acıp getirdim masaya, 1 saattir icmediğimden daha iyiydim, ikimize de doldurdum, kıza rezil olmamak icin yavas iciyorum, ilk kadehler bitmeden önce normal konulardan konuşuyorduk, ikinci kadehin sonuna geldiğimizde saat coktan 10 olmustu, ve derinlere inmeye basladık, bana öyle yakın davranıyordu ki anlatamam, iimden birseyler eriyordu onun her cümlesinde..

Beyler ben bu gece bu şişenin dibini görür öyle yatarım, burdaysanız devam edicem?

Panpalar devam ediyorum.

2.kadehte sarhos olmustu, gercekten bünyesi alışkın değildi, anlatmaya başladı. Cocuklugu boyunca mutsuz bir hayatı olmuş, annesi hep dövmüş eylülü, eylül yine de annesine cok düskün olmus hep, sonra annesi hamile kalmış kardeşi olmuş onun da adı ece olsun. Eylül eceyle büyümüş, onu cok sevmis falan sonra kardeşi 3 yaşındayken evde sorunlar başlamış, o zamnlar eylül 12 13 yaşlarındaymış, evde sorunlar başlamış, annesi babası bağrıştıka ece ağlarmış eylül de onu sakinleştirmek icin bunların saka oldugunu söyler eceye masallar anlatırmış o uyuduktan sonra da ona sarılır uyurmuş, böyle birkac ac gectikten sonra annesi evi terketmis, eylüle bir mektup bırakmıs, eylül ondan nefret ettigini söyler hep ama icten ice annesini cok özler, ve evi terk etmiş düşünebiliyomusunuz beyler 13 yasındasınız 3 yasında kardesiniz var ve anneniz sizi bırakıp gidiyo, eylülün babaannesş cok iyi bir insan onlara annneleri gibi bakmıs, eylül sonradan öğrenmis ki annesi hamile kalıpta gitmis evden, babası da annesini cok severmis, o gittikten sonra hicbir iliskisi olmamıs, ya da eylül bilmiyomuş, tam o sırada dayınla neden görüsüyosun diycektim ki dayım dediğime bakma aslında babamın dayısı annemle ya da ailesiyle en ufak iletişimim yok dedi bende o an daldığım dünyasından uyandım, kendime geldim, gözlerim buğulanmıstı, benimkine cok benzemesede ortak yönleri vardı, ona baktım, süt gibiydi, icim gitti beyler anlatamam..

Burdaysanız yazıyorum kardeşlerim benim.

Panpalarım teşekkür ederim dinlediğiniz icin gercekten önemli olan tek sey bu, bu hikayeyi birilerine anlatmam lazım kötü durumdayım be en sonda size fikir danışıcam.

Eylülün telefonu caldı, dayısı arıyodu. Saat 12yi gecmisti hatırladıgım kadarıyla, telefonu actı, dayı berendeyim ben falan dedi biseyler salladı kapadı telefonu, istersen seni bırakıyım dedim, istemedi, burda en yakın otel nerde dedi, ne oteli burda kal dedimilk kabul etmesede zar zor kabul ettirdim, birer kadeh daha icelim mi dedi, kadehleri doldurdum, artık iyice yakın oturuyoduk, başını omzuma yasladı, kalbim cıkıcak gibi atmaya basladı, ee sen anlat dedi nerdeyse fısıldayarak, anlatmaya başladım bende, babamın gecen yıl bağırsak kanserinden vefat ettiğini, annemi, eşini, abimi, hayatımı, hepsini kısaca anlattım, beyler bitirdiğimde tepki alamadım cünkü hayatımın en güzel manzarasıyla karsılasıcaktım, eylül dedim ses gelmedi, yavasca baktım omzumda uyumustu beyler, saclarını uzun uzun kokladım, asık oluyordum, eylül dedim tekrar ses gelmedi, yavasca kucakladım, fazla zayıf degildi 1.67 boya 62 kilo gibi düsünün, o kafayla kucagıma alırken biraz sendeledim, ama uyanmamıstı (numara yaptıgını sonradan öğrenicektim),onu kucakladım, odama zütürdüm, yatağa yatırdım, üzerini örttüm, başını yastığa güzelce yerleştirdim ve oturup biraz izledim, saclarını oksadım, en son yanagından ufacık öpüp odadan cıktım, temmuz ortasındaydık, bi pike alıp bahceye cıktım, minderin üzerine uzandım ve kafamı koydugum gibi uyudum..

Beyler uyuduysanız bende uyuyayım uykum geldi hafiften?

siz burda oldukca ben uyumam panpalar devam.

Devam ediyorum.

Kafamı koyar koymaz uyumuşum. Eylül'ün sesleriyle uyandım. Bu arada kayıp balık nemo yazması uzun beyler kendime bi isim uyduruyorum Murat olsun. Kafamda dünyanın en tatlı sesi Muraat uyan diyordu. Gözlerimi actım. Sıcaktan tişörtüm üzerime yapışmıştı. Gözlerimi zar zor actım basım catlıyor. 2 şişe şarabı devirmişiz. Ama sesi öyle tatlıydı ki hicbir güc engel olamadı gözlerimi acmama. Kalktım, hafifce dogrularak Eylül dedim, Murat dedi, gülümsedi. Ben acıktım dedi sonra en tatlı haliyle, ona baktım biraz. iyi misin diye sordu gülümseyerek, evet gel seni cok guzel bir yere zütürücem dedim, dogrulup lavaboya gittim ve toparlandım. Beyler istanbul'da yaşayan bilir Kale Cafe'ye zütürdüm Sarıyer'de. Garson beni tanır cok fazla giderim. Güzel karsıladı ilk kez bi kızla gitmistim. Kahvaltılık ne varsa getir dedim. Gaza gelmistim.

Adam bana gülüp göz kırptı, bende ona kırptım. 15 dakika fazla konusmadık, sanki özgüven gelmisti, sadece istanbulun güzelliğinden bahsediyoduk, dayısı aradı, nerdesin dedi, sarıyerde berenle kahvaltı yapıyoruz merak etme dedi eylül. Beren kim diye sordum telefonu kapattıktan sonra, o da cocukluk arkadası oldugunu söyledi. Biraz sonra masa her cesit peynir, menemen, recel, peynir, salam, sosis, zeytin, bal, kaymakla donatılmıştı. Caylar da geldive basladık.

Kahvaltı normal sohbet muhabbetle gecti, istanbula kacıncı gelisin dedim, 5 ama hicbir yeri gezmedim dedi, o zaman bugun seni gezdiriyimi dedim bende, beyler öyle güzeldi kı anlatamam, bembeyaz ten, yemyeşil gözler, hafif kumral dalgalı saclar, gamzeli bir gülümseme, dudakları... kiraz gibiydi (bu arada kötü düşünenin annesini kötü düşünsünler yengeniz beyler lütfen kardeşimsiniz diyipi anlatıyorum..)

Gezdiir dedi en tatlı sesiyle, nereye gitmek istersin dedim sen nereye istersen dedi, o zaman ilk galataya gidelim gitmediysen dedim, oluur dedi ve hesabı isteyip kalktık, rivayeti bilirsiniz galataya ilk cıktıgınızla evlenirsiniz bende daha önce hic cıkmamıstım, asansörle en tepeye cıktık, daha önce kimle cıktın dedi, kimseyle dedim o zaman benimle evleniceksin diyip güldü

beyler kafam o kadar güzel oldu ki cok yavas ve kısa yazıyorum özür dilerim hepinizden.

Bende gülümsemekle yetindim, yanağımdan kocaman öptü, kendimden gectim beyler, sonra göz göze geldik, bana baktı, sen ne güzelsin dedi, sakallarıma dokundu, okşadı, seni cok yakın hissediyorum kendime engel olamıyorum dedi, bana da o an bi cesaret geldi, dudaklarına yaklaştım, gözlerine baktım, gözlerini kapadı, yaklaştım ve öptüm, beyler 18'ime 2 ay kalmıştı ve ilk kez bi kızı öpüyordum, kalbim küt küt atmaya başladı, işte o an eylüle aşık oldum beyler..

Edit: Beyler 18'ime değil 19'uma yazmam gerekirdi. 95 eylül doğumluyum. Alkollüyüm mazur görün demistim.