Evet beyler devam ediyorum.

Beyler buluştuk iste deniz taksi tuttuk gidiyoruz büyük adaya. Selenle Tarık sarılmış oturuyolardı. Eylül de utangac tavırlarla yanımda telefonuyla oynuyodu. Takside fazla konusmadık. Büyük Ada daki prenses koyuna gittik beyler. Hepimiz cok terlemistik. Tarıkla Selen soyunup kendilerini denize attılar hemen. Eylül bana bakıyordu. Girelim mi bizde dedim, olur ama ben cok acılamam korkuyorum dedi, gülümsedim, tamam dedim. Tişörtünü ve şortunu cıkardı. Ya peri kızı gibiydi resmen. Pürüzsüz bi cildi vardı. Gözlerini ortaya cıkaran yesil bi bikini giymişti. Beraber denize doğru ilerledik. Su soğuktu. Ayağını sokunca titredi. Bi cesaretle elimi uzattım. Elimi tuttu. Böyle bütün vücuduma bi titreme geldi öyle güzeldi ki. Birlikte yavaşca ilerledik. En son beline kadar geldigimizde suya daldı. Bende arkasından daldım. Tarıklar acılmıstı. iplere gidelim mi dedim olur dedi, iplere yüzdük birlikte. Biraz kendimizi suya bıraktık. iplere geldiğimizde tutunup gözlerini kapamıştı. Mutluydu, belliydi, cok mutluydu. Biraz yaklastım. Nasıl hissediyosun dedim, biraz cevap vermedi, sonra gözlerini actı, bana baktı, huzurlu dedi, gülümsedi. Konuşmaları yazıyorum:

E: cok tuhaf
B: tuhaf olan ne
E: 3 gün önce Bursadaydım, şimdi istanbuldayım. 3 gün önce babaannesivle 8 yaşındaki kız kardeşiyle birlikte yaşıyan bi kızdım, şimdi istanbulda dayımın yanındayım 1 ay sonra da kendi evime cıkıcam, 3 gün önce kimseye güvenim yoktu, annem gitmisti, 3 yılımı verdigim biri beni yüz üstü bırakmıstı, simdi sen yanımdasın ve bana anlam veremediğim şekilde güven veriyosun
B: Hayat önümüze neler getirir bilmiyoruz ki, ben de 3 gün önce hayatta napıcağını bilmeyen bir insandım
E: Peki şimdi?
B: Şimdi mimar olmak istediğime karar verdim ve seni düşünmeden de yapamıyorum
E: (utangac bi sekilde gülümsedi, biraz bekledi) Benim icin bunu söylemek zor ama sende benim aklımdan cıkmıyosun nemo. Ama yine de korkuyorum.
B: Kolay seyler yaşamamışsın, birine hemen güvenmeni bekleyemem zaten
E: Güvenmemi bekliycek sabrın var mı
B: istemediğin kadar var
E: Bir kere daha yarı yolda kalırsam hayatımı yalnız gecirmekten korkuyorum nemo
B: Bunları düşünme şimdi, sadece yaşadığın anları hisset

Dedim. Cevap vermedi. Biraz yaklaştım. Kafasını bana cevirdi, tek elimle yanağını avcumun icine aldım, baş parmağımla 1 2 defa okşadım, sonra elimi saclarına zütürdüm, yaklaştım ve yanağı ile boynu arasında bir yere kücük bi öpücük bıraktım, geri cekildim, bu sefer acele etmek yok dedim, güldüm, o da hafifce kıkırdadı, cıkalım mı dedim, olur üşüdüm bende dedi, hem de acıktım dedi, bende cok acıktım dedim ve karaya yüzdük.

Sabah 8.5 gibi uyandım beyler. Herkes uyuyordu. Şortumu giyip Eylülün kapısını tık tıkladım. 2 dakika sonra falan acıldı, üzerinde aksam ki kıyafetleri vardı.

B: Baya bi akşamdan kalmayız sanırım (kıkırdadım)
E: Başım catlıyo sanırım ya ben hic rakı icmemistim off
B: Gel ben sana care bulurum
E: Nereye
B: Hadi gel denize
E: Ama şimdi hic halim yok
B: Burda bekliyorum benimle geliyosun prenses

diyince ister istemez gülümsedi, tamam dur bekle dedi, iceri girdi, 10 dakika falan beklettikten sonra (agac olmustum kapıda ama kız milleti iste beyler bi mayo giyip cıkıcak alt tarafı) cıktı. Onu beklemesi bile güzeldi.

E: Özür dilerim cok bekletmedim dimi
B: Seni sonsuza kadar beklerim prenses
E: Ya yapma böyle ama (utandı)
B: Ne yapmıyım
E: Bilmem beni böyle şımartma
B: Neden
E: Alışırım sana
B: Alış bana
E: Ama sonra hep isterim
B: Ben de seni hep şımartırım
E: Ya nemo (diyerek gülümsedi)

Sahile gittiğimizde kimse yoktu ortada. Havluları şezlonga bıraktık, elini tuttum, denize doğru yaklaştık, sabah daha bi serindi, şimdi 3'e kadar sayıcam hic durmadan suya kosucaz tamam mı dedim, bana baktı, tamam dedi, 3 2 1 diye saydım ve aniden onu kucagıma alıp suya koştum. Ulan cok güzeldi be gözlerim doldu. Hafif cıglık atıp kahkaha atmaya basladı, ya bıraksana beni diyip gülüyodu, bi yandan da boynuma sarılmıstı, o ana kadar hic öyle mutlu olmamıştım beyler, suya girdik. Hala kucağımdaydı.

B: Üşüyor musun?
E: Biraz (dudakları titredi söylerken)

Biraz kendime doğru bastırdım, sonra suya bıraktım, yüzelim ısınırsın dedim yüzmeye başladık, iplere geldigimizde daha fazla acılmak istemediğini söyledi, o an durdum

B: Bana güvenip güvenmiyceginden biraz emin olmak ister misin?
E: Nasıl yani?
B: Tut şimdi elimi (tuttu), gel benimle
E: Nemo gelmem
B: O zaman bana güvenmemeyi tercih ediyosun

Biraz duraksadı, tamam dedi, tebessüm etti, yüzmeye başladık, bi 10 dakika yüzdükten sonra durdum, etrafına baktı, biraz ürküyordu farkındaydım, ona yaklastım, belinden kavradım kendime yaklaştırdım, kollarını boynuma sardı

B: Hala korkuyor musun?
E: (kafasını salladı hayır anlamında)
B: Peki nasıl hissediyorsun?
E: Hic hissetmediğim kadar güzel

dedi, gözlerime baktı, ne kadar bakıştık bilmiyorum, yavasca yaklastım ve dudaklarımız birlesti, kalbimden birseyler eridi o an, o an aşık oldum, o an orda, büyük adada, denizin ortasında, onun dudaklarında ona aşık oldum. Ne kadar öpüştük bilmiyorum, geri cekildiğimde yüzündeki mutluluğu gördüm.

B: Kahvaltı?
E: Olur (gülümsedi)

Beraber yüzüp denizden cıktık. Odalara döndük, tarıkları kaldırdık ve hep birlikte kahvaltıya indik.