Cümleten selamın aleyküm beyler. istanbulda yaşayan
27 yaşında bi panpanızım. Bu hikayeyi prim için yazmıyom sadece hayata bakışımı çok etkilediği ve sizinle dertleşmek istediğim için yazıyorum.
Sene 2006 lise 2 ye gidiyorum. Babam denecek denyo ile annem ayrı olduğu için ben-annem-abim birlikte zar zor geçinerek yaşıyoruz. Lisede derslerim orta düzeyde gidiyodu. Tabi ozamanlar öss var şu anki sistemi bilmiyorum ne olduğunu. Hayalim eskişehir anadolu üniversitesi sivil havacılık bölümü.
Annem garibim bizi okutmak için fabrikada işçi olarak çalışıyordu. Her neyse tabi benim öss ye hazırlanmam için dersaneye yazılmam şarttı. Abiminde maddi desteğiyle dersaneye yazıldık. Neyse okullar açılmadan dersanede dersler start vermişti. ilk günümü dün gibi hatırlıyorum. Tabi ozamanlar lise dışında bir öğretim kurumu ilk kez görüyoz, herkes günlük kıyafetleriyle filan geliyor. Biz tabi gariban aynı ayakkabı haftayı 2 kot pantolon 2-3 tshirtle geçiyoruz.
Dinleyen 1-2 kişi dahi olsa devam ederim en azından içimizi biraz dökmüş oluruz... Hikaye uzun gelebilir sonuçta dolu dolu yaşanılan şeyler var... Sex hikayesi tarzı şeyler beklemeyin. Bu arada kavak yelleri resmi ne alak diyebilirsiniz ilerde zaten anlarsınız...

Tutar rez

Dersane başlamadan önce seviye belirleme sınavları oluyordu hangi statüdeki sınıfta olduğunu belirlemek için. A-b-c... Diye devam ediyodu. Tabi bu sınıflarda alanına göre ayrılıyordu. Ben sınav sonuçlarına göre C sayısal sınıfına girmiştim. Dersane tabi hem eve hemde okula yakın olduğu için elbet tanıdık insanlarda oluyor. Sınıfa girerken bakındım kimse varmı diye malesefki hiç tanıdık yoktu. Neyse oturduk sıraya etrafa bakınıyoz birbirini tanıyanlar haliyle sohbet muhabbet devam sonrasında içeriye Zafer diye mahalleden tanıdğım arkadaşım gelmişti. Oh iyi bari en azından sınıfta tanıdık muhabbet edebilceğimiz biri oldu dedik. Geldi yanıma oturdu muhabbet etmeye başladık napıyon vs diye. Zafer dediğim elemanda baya çevresi olan sevilen bi arkadaştı. Öyle ilk dersler tanışma vs gelip geçiyo. Ee tabi bende ulan okuldaki kezbanlar burda kendilerini aşmış güzel gözüküyolar filan diyom.

ilk tenefüs oldu Zaferle dersanenin terasına çıktık bi baktım hocalarla öğrenciler sigara içiyo. Ulan dedim okulda 5 kişi bi sigarayı içerken hoca gelcek diye zütümüzden soluyoduk bura nasıl bi yer diye etrafa bakınıyom. Kim var kim yok güzel kız gözümüze kestirmeye çalışıyom filan. Zafer başka okulda okuyodu bikaç arkadaşı vardı onların yanına gittik. işte hayatımı değiştiren kişi ilk orda gördüm. Adını yazmak istemiyorum ama ailesi ve yakın arkadaşları ona sinem derdi. Tanışma faslı falan filan ilk tenefüs geçti. Daha kıza birşey hissetme yok tabi. Neyse ilerleyen günlerde bu kızla aynı ortamda fazlasıyla bulunmaya başladık ve beni farklı duygular içine sokmaya başladı. Lan dedim noluyo kendine gel. Ee tabi ilk kez yaşıyoz bu duyguyu aşk meşk nedir bilmiyoz ki. Sinemin gözlerinin içine baktıkça, o konuştukça kalbim yerinden çıkıcakmış gibi hissediyodum. Ama bu duyguyu ilk kez yaşamak çok ilginç tarif edilemez birşey. ilk sigarayı içerken ailene yakalanma korkusu desen değil, açken yemek yediğinde hissettiğin o tokluk hissi değil.
O kadar sene geçmesine rağmen Şu anda bile tarif edilemiyor

Her şeyde muhabbete katılan biriyimdir asla çekingen durmam ama o olduğunda daha bi farklı oluyodum. Tabi bu duyguyu yaşarkende ulan dıbına kodum dersine baksana ailen sana güvenip zorluklarla seni okutmaya çalışıyo sen neyin peşindesin. Neyin varki böyle aşk meşk işine giriyosun demekten alıkoyamıyordum...

Ama bu duygu insanı başka şeyleri düşünmekten ne yazıkki alıkoyuyodu. Zaman geçtikçe ortamda kaynaşma artmaya başladı. Dersaneden sonra topluca bişeyler yapma planları artmaya başladı. Eee plan yapıyolarda bizde para yok o nolcak. Sigarayı bile tek dal alıyoz. Evden 2 lira alıyoz okulda yemek yemiyoz 4 dal sigara 1 lira geriyede 1 lira kalıyo onuda 5 günde biriktirip dersaneye 5 lirayla gidiyoz. Bu arada lise 2 de dersaneye hafta sonu sabahları gidiyodum. Onu belirtmemişim kusura bakmayın. Hal böyle oluncada bazen maddi sıkıntıların etkisiyle insanın eli kolu bağlı oluyo. Allahtanki ortamda olan 1-2 kişi dışında paralıolan kimse yoktu. Paralı dediğimde gümlük 5-10 lira harçlık alanlardan bahsediyorum. Yavaş yavaş bu takılmalar dersane dışındaki günlerdede olmaya başladı tabiki. işte ben okuldan çıkıp onların okulunun oraya gidiyom. Okulun yanındaki simit sarayında saatlerce zaman geçirip muhabbet ediyoz. Akşamındada hep gidip takılacağımız cafeye gidiyoduk 8-10 kişi.

Dinleyende yoksa salla gitsin. Mortingen olmuş bir şekilde takılak...

Özet: prim