Tatile gitmesinin ilk günüydü. Bende o gün izinliydim. Bana lobide içtigi Pina Coladanın fotografını atıyordu fakat mesajlarıma cok gec cevap veriyordu. Tatilde oldugu icin rahatsız etmeyeyim, isteyince yazar ne de olsa diye düşünüyordum. Günleri, geceleri, saatleri-dakikaları sayıyordum. Gözüm yollarda kalmıştı. Buna rağmen çok az konuşuyorduk. Fakat şu kadar gece sonra yanındayım diye attığı mesajlar beni benden alıyor, adeta içime su serpiyordu. En sonunda dayanamayıp özlettiginin farkındasındır umarım yazdım, gercekten özledin mi ki gibi bir cevap geldi. Yok amk özlemedik. Özlemedik diye hala kafa patlatıp yazıyoruz burada. Evet beyler, o kız hayatıma girdikten sonra hayatımda olması benim için kötü bir sey diye düşünüp hayatımdan çıkarttım fakat hayatımdan çıkarttıgım günden beri hayatım gibildi, geri sokmaya da gururum el vermedi ama çabalamadım da değil. Her neyse, gerçekten özlemiştim kızı. Burnumda tütüyordu. Birlikte uyuduğumuz gece bana sarılışındaki manayı düşünüyordum. Çok içten çok sıcak bir şeydi bu. Kimileri ahhh buna da çaktım şimdi nextleyebilirim gibisinden düşünebilir fakat ben asla öyle biri olmadım kimseye karşı. Bir insanın duygularıyla oynamak bana göre bir şey değil. Hayatının içine daha fazla dahil olmak istiyordum fakat bir yandan korkuyordum da. Bu kadar kültürlü bu kadar mütevazi bir insanı elde etmek için hiçbir sevap işlememiştim ben. Bu kadarı bana fazlaydı. Haketmiyordum diye düşünüyordum bir nevi. Her neyse beklenen gün geldi. Pazar gecesi geldi ve pazartesi günü erasmustan dönen arkadaşıyla buluştu. Salı günü de biz buluştuk. Köpekleri dışarı çıkardık bu sefer. Giderken yanımda hiç param yoktu, Onur da A dan Z ye bütün muhabbetleri biliyor, ondan gidip 100 tl borç aldım seve seve verdi. Her neyse parayı aldıktan sonra yola koyuldum, XXXX ı aldım evinden ve tekrar o gecen gece zütürdügüm cafeye gittik. Tatilde yaptıklarını anlattı, basına gelen komik olaylarını anlattı, 2 saate yakın sohbet ettik ve tekrar eve bıraktım. Yukarı cıkıp üstünü degistirmeye gitti, asagıda bekliyordum. Spora giderken beni arabayla eve bırakacaktı, cünkü mars da yanımda diye bu sefer ısrar konusunda o kazanmıstı. Yukarı cıkarken her ne kadar beni de yukarı davet etse de gitme taraftarı olmadım. Neden olmadım hala bilmiyorum. Her neyse geldi işte, atladık arabaya, inerken öptü beni ve günü böyle bitirdik. Bundan iki gün sonra alışverişe cıkacaktı, eslik etmemi istedi bende zaten fırsatları kolluyorum bulusmak icin, seve seve kabul ettim. Sabah saat 12 gibi bulustuk, yine caddebostanda bulustuk. Bu sefer Sturbucksa gittik, lattelerimizi içiyoruz (geçenlerde bir gece cok içmiştim ve aklımdaki bulanık sorulardan bir kaçını sormak istiyordum XXXX e, bu soruları siz de aşağı yukarı biliyorsunuz, yazıcam zaten birazdan) geçen gece attıgım mesajdan konu açtı. Dedi hani sen bana bi kaç şey soracaktın, konusmak istiyordun onu yazdıgın günden beri geçiştiriyorsun beni ama bu sefer kaçısın yok illa sorucaksın diye tutturdu. Dedim bunlar burda latte içerken konusulacak şeyler degil, illa caddebostandan sahilinde kafa bulurken mi konusmamıs lazım diye tasak gecti benimle. Her neyse konuları degistirdim falan filan derken ayrıldık orda, bu sefer eve bırakmamı istemedi, yolunu uzatma dedi gülümseyerek ben de böyle olunca bu benden sıkıldı gibi yorumladım kendi kendime. Beyler ben cok kuruntulu ve takıntılı bir insanım. Benim icin her sey detaylardan geçer. O yüzden her seyi kafaya takarım. Bunu da taktım ve eve varana kadar içim içimi yedi. Bu böyle olmayacaktı, artık durumumuzun ne oldugunu soracak, cevaptan pek hosnut olmazsam yolları ayıracaktım. Eve vardım, uzandım yataga, üstüm cıplak, sigara içiyorum, açmışım müzigi, triplerdeyim. Tam bir Lip Gallagherım o an. Lan dedim giberim böyle aşkın ızdırabını, aldım sazı elime.

-Sana dedigim seyi gercekten merak ediyor musun?
+Evet söyle artık
-Tamam. Sana ayak uyduramayacak bir insan degilim gercekten, seninle vakit gecirmek benim icin her seyden önemli, her dakika bulusalım ille sevgilim ol diye tutturacak bir insan degilim ama benim prensiplerim var. Eğer bana karşı bir şeyler hissetmiyorsan, yani yanlış anlama, bu sana söylemek isteyecegim son sey bile degil, bir daha görüşmeyelim. Cünkü ben sürekli partner degistiren bir insan degilim ama sen bana anlatmamıs olmana ragmen benim sendeki izlenimlerim hayatına giren her seyden cabucak sıkılan maymun istahlı birisin, hayatında degigiblik aramıyorsun, yalnızlık senin modun. Fakat bir gün senden sıkıldım bir daha görüşmeyelim dersen, beni gerçekten üzersin.
+Evet hakkımda dediklerinin cogu dogru fakat senden sıkılmazdım. Seninle vakit gecirmekten gercekten hoslanıyorum, cok iyi niyetli cok eglenceli birisin, hayatımda olmanı isteyecegim birisin. Ama dedigin gibi kendime sevgili aramıyorum. Bir daha görüşmemek kötü olur tabii ki ama biraz nötrleşmen lazım
-Nötrleşmek?
+Hadi bir şeyler yapalım dediginde arkadasca takılabilecegin zamanlar
-Yani sen benimle arkadas olmak istiyorsun?
+Hayatımdan cıkmanı istemiyorum, ama sevgili benim modum degil.
-Kusura bakma ama benim de bir sadece arkadasa ihtiyacım yok.
+Peki o zaman kendine iyi bak, ne zaman konusmak, görüsmek istersen kapım daima açık. Canın bir seye sıkılırsa mutlaka yaz.
-:)

Evet aramızdaki muhabbeti bitirmiştim artık. O hışımla ugruna para kazanacagım bir şey de kalmadı diyerek gidip işi bıraktım. Zaten alacagım para ve bankada duran para benim alkolume sigarama hayli hayli yeterdi. Gittim bıraktım işi.

Beyler son kısmı yazıcam simdi. Vurulma anı burada. 10 dk sürmez.

Ramazan ayındaydık. 18 haziranda bitirmiştim aramızdaki olayı kanımca. Fakat ilk gün rahatlamış gibi hissetsem de işin farkına sabah varacaktım. Uzun zamandır almadıgım, sırf 18 gündür aralıksız aldıgım günaydın mesajı o sabah gelmeyecekti. Napmıştım lan ben? Kurtulayım derken daha da batmıştım derine. Bataklıktaymışım meğer sonradan vardım bunun farkına. Nasıl unutacaktım simdi bunu? Yasadıklarımızı? Yüzünü? Güzelligini? Evini? Adresini? Nasın kazıyacaktım aklımdan? Nasıl silecektim tüm bunları? Zaten işi de bırakmıştım bütün gün evde mal gibi yata yata bunları düşünüyordum. Rahatlarım, kafam rahat kalır ferah kalır diye düşünüyordum fakat tam tersi çıkmıştı. Arafta kalmıştım resmen. Tam birine aşık olacakken onunla aranızdaki bağı bu kadar çabuk keserseniz, arafta gibi oluyorsunuz. Aşık da degilsiniz ama boş da degilsiniz. Ben bu duyguyu 1 hazirandan beri yaşıyorum beyler şuan 8 ağustos, o günden beri içtigim alkol parasıyla reinada 4 gece üst üste sabaha kadar eğlenirdiniz. Beni bu kadar fena yaptı kız. Her gece deli gibi içip deli gibi ağlamaya başlamıştım. Biri size önce umut verip sonrasında birden umutsuz vaka gibi bırakıyor ortada. züt gibi kalıyorsunuz. Bu ne demek bilmeyen arkadaşlarım umarım hayatları boyunca yaşamazlar bu durumu. Düşmanım da yaşamasın. Bir anda kendinizi uzay boşlugunda buluyorsunuz. Nereye gitseniz, ne yapsanız, ne kadar içseniz olmuyor. Beceremiyorsun unutmayı. Aklından çıkaramıyorsun. Bir dakika bile. Ben bu kadar içip ağlarken artık dayanamayıp yazıcam ulan dedim giberler ulan gururunun da amk dedim. Aldım telefonu elime zaten kafam dumanlı, delirmişim gece gece fakat tüm bunlara rağmen metanetli davranmaya calısıyorsunuz. Her zaman burdayım demiştin, nezaketen miydi yoksa samimi miydin dedim, evet oldukca samimiydim dedi. Dedim ki, sana söylemek istemedigim şeyler söyledim, yanlış şekilde söyledim, benim anlatmak istedigim sey tam olarak o degildi fakat kendimi acıklayamıyorum da sanırım. Neyse ya olan olmus artık falan filan daha konusmaya gerek olan bir sey yok dedim. O da olur mu öyle sey ya tabiki de bu durumdayken insanın kendini acıklayamaması gayet normal bir sey dedi, canını bir sey sıkıyorsa konusmaya gerek vardır, öyle kestirip atamazsın dedi. Cevap vermedim. Sabah günaydın uyumusum gibisinden bir seyler yazmıstım tam ne dedi hatırlamıyorum. iki gün sonra napıyorsun yazdı, öyle havadan sudan konustuk. Bir kaç gün sonra da ben yazdım, yine havadan sudan konustuk. Bu kız sarabı cok seviyor. Benim de kuzenim ispanyadaydı. Şarap getirttirdim oradan. Ve 5 temmuz pazar gecesi (6 sı dogum günümdü) tekrar yazdım. Dedim ki kuzenim ispanyadan sarap getirdi dogum günüm diye. Sen de bayılırdın saraba. istersen birlikte icebiliriz dedim. Bana verdigi cevap ailenden seven birileri varsa onlarla içebilirsin ben alkol alınca kızardıgım icin uzak durmayı tercih ediyorum, zaten istanbulda degilim, annemlerin yanındayım, bir süre buradayım, teklifin icin tesekkürler dedi. Cevap vermedim, veremedim. Annesinin yanında oldugu dogruydu daha onceden de bahsetmisti bunlardan ve ertesi günü bana tekrar yazdı. Yine alkollüydüm mesajı aldıgımda, hem de deli gibi. O bütün şarabı tek basıma içmiş, üstüne 3 extrayla cilalamıştım. Aldıgım mesaj heeeyy!! yanlıs anlamadın degil mi kötü anlamda söylemedim idi. Bende zaten sinirliydim, dedim ki ya ne yanlıs anlayacagım sana o söylediklerimle aramızdaki muhabbetin içine sıçtım. sende onlardan sonra beni reddetmekte gayet haklısın dedim. O da ya sacmalama ne reddetmesi reddetmek gibi bir durum yok ben gercekten annemlerin yanındayım durumlar biraz karısık onları toparlamaya calısıyorum spora basladım gidemiyorum proje ödevim var yapamıyorum falan filan bir sürü seyler dedi ve bende tamam öyleyse dedim. Bu konusma 7 temmuz salı günü sabaha karsı gerceklesti. O geceden beri daha tek bir şey konuşmadık. Son konusmamızın üzerinden tam 1 ay 1 gün geçmiş fakat ben hala unutamıyorum. Hele ki en son 18 haziranda yüzünü görmüştüm. O günden beri gün ışıgını görmeden yatamıyorum, belki uyumam etmem 8 i 9 u buluyor. Deli gibi kitap okuyorum, benjamin buttonı 25 kere daha izleyip izleyip kederlendim. Her gece sarhoş oldum. Delirdim ya, ne zaman uyusam size yemin ediyorum ki rüyamda o kızı görüyorum böyle ama nasıl anlatamam ya rüyalarımda böyle mutluyum falan uyanınca gercek olmadıgını anlayınca deliriyorum sinirden. En son çare numarasını faceden aratmıstım o şekilde bulmustum sosyal medya hesaplarını, benımle takılırken hakkımda attıgı tweetlerı gordum dün gece. onları okuyorum sürekli. Her yerden stalklıyorum kızı, gerek face, gerek twitter gerekse instagram. Sosyal medyasının hayaletiyim. O da benim rüyalarımın hayaleti. Beyler ben bu kızı tabiri caizse bir kere gibtim, ama o benim bütün hayatımı gibti. O günden beri toparlanamıyorum. Hakkınızı helal edin.

... SON...