hayatımı annlatıyorum piçler

binozlar toplanın devam ediyorum

devam panpa dinliyom

yerlerimizi alalım

evet sevgi pıtırcıkları, evet ciglipaflar:
en son akrabalarımdan yediğim şerefsizlikleri aktarmıştım sizlere… Olum bakın ben burada sizlere kendi hayatımı, yediğim kazıkları anlatıyorum ki siz düşmeyin bunlara diye. Ha bunları anlatıyom da sadece sizler için anlatmıyorum aslında. bu bir çeşit içini dökme, bi çeşit arınma, anırma olarak da kabul edilebilir. Evet bildiğin anırma dıbına koyayım. Ben de sütten çıkma ak kaşık falan değilim aslında. Anlatacam binler bunları da anlatacam

Yeşilçama gönder bin film yapsınlar

Yok hikaye anlatıyo, yok yalan atıyo diyenlere iki çift lafım olacak: dıbınıza korum adam olun. Sen…bu kadar olayı, bu kadar tesadüfü bir arada nasıl yaşıyosun yea diyen bin. Dön de bi bak kendi hayatına. O kadar çok tesadüf bulacaksın ki paranoyak olmamak elde değil. Paranoyak dedim de girdiğim ruhsal çöküntüleri anlatcam bugün zütler.

Tabi bu ruhsal çöküntüleri siz çekirgelere anlatmam için önce kendim ile ilgili bilgiler de vermem gerekiyor… Bak olum ben de hepiniz gibi futbol, taso, okul üçlüsü ile çocukluğunu geçirmiş, bir kalabalık içinde bakılınca hah işte bu denilcek bir fiziksel farka sahip olmayan zütleğin tekiyim. Saçlarım çok uzayıp bonusa bağlamadığım sürece pek dikkat çekecek bi tipe sahip değilim… Sürekli hayatında bir yenilik yapmak isteyen ama başlayıp, sıkılıp, bırakan; güzel, taşaklı laflar ederek “güldürürken düşündürmek” isteyen ama hiçbir zaman bunu beceremeyen, konuşma konusunda sürekli sıkıntı çeken, en yakınım olsa dahi birinin yanında kendini kasıp söylemek istediği şeyi toparlanamayıp tıkanan, ulan ne diyecektim modunda kitlenen vs… bir insanım. Az çok anlamışsındır amk işte daha çok konuşturma beni.

binler bugün konumuz biraz daha eskilere dayanıyor... pgibolojimi anlatmam için önce çocukluğuma inmem lazım eheh

Az çok anlamışsındır amk işte daha çok konuşturma beni.
Geçen bi yazı okudum elemanın teki bi filozoftan alıntı yapmış. Demiş ki; intikam, acıma gibi-buna kıskançlık da eklenebilir- ruhsal durumlar, aynı kaynaktan besleniyorlar: tekrarlı duygular, yani aynı anı hafızada tekrar tekrar canlandırma olayı. Mesela adamın birine durup dururken yumruk atıp adamın ağzını burnunu kanattığını düşün. Bir süre sonra bu olayın etkisi ile bu anı kafanda tekrar tekrar canlandırırsın: ulan dövdüm adamı ama adamın da bi suçu yoktu ki amk dersin. Adam nasıl da bana acı acı bakıyodu dersin. Bu düşünceleri sürekli aklınızdan geçirirsin. işte bu bi süre sonra acıma duygusu olarak kendini gösterir. Bunları neden anlatıyorum binler? bağlayacam ileride az sabredin amk. Bu tekrarlı duyguların adamın nasıl dıbına koyduğunu, nasıl içkiye, sigaraya başlattığını anlatacam.

http://inci.ca/urjierv9ds şunu bi takip edin panpalar
cok ihtiyacım var 100 ü gecirmem lazım beyler cok acil nolur
lütfen

binler okuyan var mı amk bi ses edin lan bak sizin için hızlı hızlı yazıyom amk bi işaret. çakmakları yakıp sallayın amk bi yaşam belirtisi göreyim lan

up up up olum bak gibicem ama pgibopat gibi hissediyom kendimi böyle

Eğer bu yazıma bir başlık koyacak olsaydım “m” olsun isterdim binler. Çünkü bu bayan “m” benim hayatımı giben, bana son darbeyi koyan ve asla kızamadığım bir melekti… Kızamazdım, çünkü ona yaptığım muallaklik beni bitirdi. Bu arkadaş, çook uzun zamandır hayatımda olan biriydi aslında. Tee ilkokula kadar dayanıyo bu m ile ilişkimiz. Bu arkadaş, inanılmaz çekingen bir kızdı. Zayıf, sarı saçlı, renkli gözlü, hanım hanımcık bir kızdı. Kansızlık vardı biraz bu kızda, bu yüzden ilkokul hocamız bu arkadaşa her teneffüste domates yedirirdi ehehe… Evet şimdi çocukluğuma iniyoruz. Işınla bizi klark ışınla bin…

binozlar. ilkokulu bilirsiniz amk ilkokul terk olsanız bile. Her teneffüste garip garip kızlı erkekli oyunlar oynanır, erkekler aralarında taso oynarken kızlar ip atlar falan filan. Bu oynanan kızlı erkekli oyunlar, kızlar ile erkeklerin ilk defa tanıştığı, kaynaştığı bir aktivite olarak görülebilir aslında. işte bu oyunlar esnasında tanışıp kaynaştım bu arkadaşla. Sonra bilirsiniz işte bi kızla iki laf edince millet x, y yi seviyooo x, y yi seviyoo diye takılırlar ehehe. O günleri hatırladım binler duygulandım dıbına koyim.

He şimdi bi akranım lan ilkokulda aşık olduğun kızı mı anlatıyon ahihehühühü diyebilir. Ben de onun dıbına koyarım işte. Benimle yaklaşık aynı yaşta olanlar; içinde cino, su fışkırtan yüzükler, tasolar, ruhsar, kaygısızlar kelimelerinden en az birinin geçtiği bi cümle duyduklarında gözleri dolan binlerdir. Dolayısıyla o yaşlarda yaşadığım aşk da benim için en az bu kelimeler kadar tesirli ve güçlü hisler barındıran bir aşktı. ccc ciksensonudoksanbaşı ccc

Evet binlerrr…
Bu adına m diyeceğim kız, o zamanlar sınıf başkanının en iyi arkadaşıydı. Ve ben de sınıfta en çok konuşan, en çok hoplayan zıplayan öğrencisiydim. Benim gibi olan diğer fırlama binler beni hep kıskanırdı, çünkü en çok konuşan ben olduğum halde bir kere bile tahtaya yazılmazdım. Nedeni de m idi. Ne zaman başkan beni yazsa m gider adımı sildirirdi. Neyse işte bu vesileyle, aramızda bişeyler oldu. Daha doğrusu kız beni açık açık seviyordu ama bende pek ona karşı bir istek yoktu. Bir gün sınıfta otururken sınıf başkanı yanıma geldi

dedi ki m seni seviyor. Pek şaşırmadım aslında çünkü belliydi amk kızın bana kegib olduğu… Cevabımı sorduğunda olumsuz yanıt verdim. Aradan geçen bir iki gün boyunca gözlemlediğim kadarıyla kız adeta çökmüştü. Böyle bildiğin bana bakıp gözleri doluyordu. Ama dıbına koyayım bende o zamanlar vicdan ne gezer. gibime bile takmıyordum.

binlerr… Tabi aradan çok uzun yıllar geçti, her şeyi unuttum o günlere dair. Ama tek unutamadığım kızın orta sonda o başkan aracılığıyla son kez ağzımı ararken benim hayır işareti yapmamla pencereden bana bakıp ağlamasıydı. Ağzıma sıçayım beyler. Ağzıma sıçayım. Hala içim bir garip olur o günler aklıma geldikçe…

anlat dinliyom bin

up up up up pu upupupupupuppup