hayatımı anlatıyorum amk gelin

beyler bu hikayemi içimi dökmek, bi nebzede olsa acılarımı azaltmak için yazıyor. şimdiden ilginize teşekkürler..
hikayemde yer verdiğim, ailem. tutunacak bir dal arayışı(ayrılıklar, aldatılışlar, dost kazıkları) ve bu hikaeden sonra bi insan bu kadar mı şanssız, bahtsız olur diceksiniz eminim. belkide benim yaşadıklarımı, sizlerde yaşamışsınızdı. her okuduğunuzda 'hasgibtir lan bu kadar da olmaz' kelimesini kullanacaksınızdır.

8 kardeşin en küçüğüyüm. En küçük olmak çok iyi gözüksede, değildi amk işte. Zten böyle başladı herşey. Ben henüz 13 yaşındayken babamı kaybettim. Annemi ise 15 yaşında. Daha doğru dürüst tanıyamadan onları beni bırakıp öteki dünyaya göç ettiler. Ben büyük abimde kalıyordum vefatlarında sonra, üyük abim ise içkicinin tekiydi her gün gelip beni eve döverdi. Tabi diğer abimler birşey yapamazdı. Geceleri normal yatamazdım, dövmemesi için yüzüstü yatmaya alışmıştım. Hayata ilk başlangıç ilk okuldu belkide, sadece hayatım boyunca 1. sınıfta beni ziyarete geldiler ondan sonra kimse gelmedi. Ssanki küçüklüğümden belliydi hayatın dramasını çekeceğim ve üstüme yüklenen ağır yüklerle bi başıma yürüyeceğim. En küçük olmak demek senden büyüklerinin yaptığı hataları görüp yapmamaktı. insan annesiz babasız kalınca tutunacak bir dal arıyor. En basiti bir sevgili içini dökebileceğin bir sevgili.. Küçükken kalbim delikti tedavi ve ilaçlarla iyileştirildi. Sonrasında açılan oyuklar ise cabası, sevgili aldatmaları aldanışlar hüzünler ve ihtirasla gelen kederler..

Lise 2de 165 boyunda 89 kiloydum. Yani bi kızın hiç bişekilde ilgisini çkemeyecek kadar bir yapı. Herkesin lisede sevgilisi vardı, bense sadece bakmakla yetinirdim. Şans o ki bir gün kapımı çaldı aşk denen illet, önce koca bi şaşkınlık. Zincirlerimi kırabilirdim.. Güzeldi iyiydi hoştu fakat bende hep şikayetçiydi, o beni öperdi ben utancımdan öpemezdim. Ve yakışıklı bi lavuk ona çıkma teklifi edip benden ayrılana kadarmış herşey. Pufff bi anda rüya sona erdi. Ama hem iyi bir ders hemde ilk deneyimimi yaşadım. Sonrasında kızlarla konuşmaya başladım utangaçlık denen şeyi bi anda yok ettim ve kilolu halimin verdiği cesaretsizliği dizginledim. Kendimle dalga geçebiilmmem benim en büyük silahımdı. Bunuda kendime ve karşımdakine karşı kullandım. Veee lise 3deyim! Yazın anket işinde çalıştım günde 6 kilometre yürüyüş deniz sporla 69 kiloya inip 179 boyuna eriştim. Amaö ondan önce unuttuğum bir şeyi söylemek isterim ağır trajedili bi çıkma oldu. Kapalı çok tatlı Fatma diye bi sevgilim olmuştu fit vücuda erişmeden önce..

Ocak 26 çıkma tarihimiz dün gibi hatırlıyorum.. Kapalılık ilgimi çekerdi çünkü benim ailemde kapalıydı. Hep istemişimdir kapalı bi eşim olsun diye. Bu kızla belkide ciddi düşünmeye niyetlenmiştim. ilk buluşmada çok utangaçtık ikimizde tabi o benden daha fazla. Bense bunu belli ettirmemeye çalışıyordum. Önce geldi elini sıktım ve birde gözlerinin parıldadığını hissettim. Ve içimden dedmki işte bu seni hiç bırakmayacak kişi ve hep sevebileceğin kişi bu. yanağında ve çenesinde 8 tane gamze vardı. Ve bu çok hoşuma gidiyorum, gamzeli yarimim derdim.

Hani bi yolun sonu uçurumdur ya sen onu bilmeden yürürsün benim kide o misal işte yürümeye başladık. ilk 2 ay hiç kırmadık birbirimizi. Sigaraya onunla başladım, o Camel içerdi bende almaya başladım. Hatta benim paket bittiğinde ondan otlanıyordum. Bundan 4 sene önce Sagopa Kajmer dinlemeye başladım. Ve bi anda duygusal kısmımın öne çıktığını anladım. Şiirler akrostijler yazmaya başladım. ilk yazdığım kız ise gamzeli yarimim olmuştu. O kadar mutluyduk ki sanki hiç bize kimse karışamaz aramıza kimsenin giremiceğini düşünürdüm. Bir gün bana konuşmamız ve benim bilmemi istediği bir şeyi söylemek için beni çağırdı yanına. Gittim.. içimde bir endişe vardı, ve ağzından dökülmeye başladı bir bir.. 'Ben kanserim' dedi.

Dünya başıma yıkıldı sanki o an. Ne yapabilirdim ki, yanımda ol sadece beni bırakma dedi. Ve orda sözleştik hiç birbirimizi bırakmicaz diye.. Ne isterse yapıyordum, bir dediğini ikiletmiyordum. Çünkü ona baya bi aşık olmuştum. Aşıktan öte mecnun.. Arkadaşlarıyla tanıştım espirili kişiliğim ve şakacı tavrımdan pek etkilenmişlerdi. Her sabah beraber okula giderdik. Sabah saat 6 da kalkardık buluşmak için ve okul sonrası yine beraberdik. Hayaller kurardık şöyle bir ev olacak şöyle çocuklar. Herkes kurmuştır illaki. 30 Martta onun bir arkadaşının doğum günüydü. Benide davet ettiler, ve gideceğimiz yerde kalınacağını söyledi. Olur dedim ama içimdende aynı yerde mi yatıcaz acaba diye bir düşünce vardı. Sonrasında o günün gecesi oldu arkadaşının sevgilisiyle tanıştım sanki çocuğu 10 sendeir tanıyorum gibi bi anda kardeş olduk. Ve dağın yamacında bir evi vardı kızın oraa gittik. Alt katında dedesi ve babaannesi yaşıyordu üstte ise kimse yoktu. Biz gizlice yukarı çıktık ses yapmamaya dikkat ediyorduk. Bir yandanda 3buçuk atıyoduk.

Ve gece yatmaya gelince iş sevgili sevgili yatılacak dediler. Ben şaşırmıştım ama benim kız halinden memnundu. ve tabi öpüşme falan oldu ve kulağıma şöyle bir söz söyledi senin olma istiyorum. Şeytan ise kanıma girmek için yer arıyor zaten. Şevhet anında hiç birşey düşünemedim olur dedim. Önce arkadan yapalım dedim, arkadan aşağıya kazım kızın vajinasına girdi ve bağırdı. Ben korku içinde ne oldu dedim hem korkuyorum ses aşağıya gitti mi dye hemde acaba ne oldu diye meraklandım. Yatağa kan damlamıştı. Bozulmuştu! Şaşkınlıklar içinde odadan çıktım ve oturdum ne olucak acaba şimdi diye.

Ağlıyordu odada yanına gidip sarıldım benimsin dedim! Bırakmam seni merak etme dedim. Gülümsedi bana, seninm dedi lütfen beni bırakma dedi. Artık karı koca gibiydik her hafta 2 3 kere gidip ilişkiye giriyorduk. Belkide yavaş yavaş o uçuruma yaklaşmıştık. Ben hayatımda doğum günü kutlamamıştım. Bu kız benim için bi mekan kapatıp güzelce süsleyip arkadaşlarımı çağırmıştı. Ve o anki mutluluğum gözlerimden yaş olup akmıştı..

Hayat zaten beni giblemiyor, sen giblememişsin çok mu ;) Neyse devam edeyim..
26 Mayıs sabahı telefonum çaldı arayan gamzelimdi, bana bittiğini ve arayıp sormamam gerektiğini söyledi. Ne olduğunu anlamadım. O günde onun tiyatro gösterisi vardı. Gitti en yakın arkadaşına gidip benim geldiğimi söylemesini istedim. Ağlayarak yanıma geldi, boşver yürü gidelim biz dedi. Bense anlam veremiyordum hala Noluyor lan acaba dedim sahilde yürüdük ama içimde kötü bi his vardı. Ve yanında bi arkadaşı ve bi erkekle gondola binerken gördüm.. Yüzük takmıştık, bense o yüzüğü almak için yanına gidiyordum, yanındaki lavuğu ise arkadaşının sevgilisi sanıyordum. Ve yüzüğümü vermesini istedim. Çıkarıp verdi, benim yüzüğüm ise parmağımdan süzüldü. O yüzüğü çıkarmamak için okulda dayak bile yedim ama o gün direk çıkt ve kumsala fırlattım..

VE arkadaşı bana dediki o çocuk fatma için gelmiş buraya. Ben çıgına dönmüştüm sanki, koştum mesaj attım fakat cevap vermedi. yanımda mert diy arkadaşım vardı onun mesajına cevap verdi şrda falanca yerdeyiz diye. Buldum onları artık napmam gerekiyordu. Aldım kızın elinden telefonu, benim adımı silip o lavuğu fatihiiim diye kaydetmiş! Telefonu almak istedi vermedim ittim bunu yere telefonuda paramparça ettim. Fatih denen lavuğu ise orda linç ettik! Polisler geldi, 2 gün nezarette kaldım. Fatihe son sözüm ise şu oldu. Senin fatihiim diye kaydetmiş olabilir fakat onu ilk fetheden ben oldum! Dolayısıyla fatihi benim yüzüne tükürüp giitim.. Ertesi gün ise nezaretten beni almaya geldi abimler falan bağırış çağırış... Bense nasıl unutuccam bu yapılanları diye düşünürken onun evine gdip öldürmeye karar verdim. Tam giderken mert tuttu kolumdan. otur dedi konuşalım.. Bana bin ol dedi! O sana ne yaptıysa sende başka birine yap! Ve ilk binliğimi merte yapmıştım. Merte bi kız ayarlamıştım benimkinin arkadaşını.. Bana iş atıyodu gamzeliyle çıkarken, bende mert ayrıldıktan hemen sonra zütüürüp evde gibtim. ikinci gün bana midem bulanıyo falan deiyordu. gibtir git deyip ayrıldım amacı beni kendine bağlamak, ve artık kabaca bi tabirle bin olmuştum!

Neyse beyler bugünlük yeter yarına devamı..