-
26.
02 gün hiç konuşmadan geçti. 2 gün ama gün değil sanki. asır yüzyıl amk.
2. günün gecesi eceden mesaj geldi.
-sexxx söylediğimi söyleme ama selin senin mesaj atmanı çok istiyomuş.
bunu duyunca büyük heyecanla bir mesaj attım. kızların huurca taktikleri olduğunu anlamam geç oldu biraz.
huurca taktikler sadece onlarda yok tabii ki. konuyu hemen oğuz a getirdim. söylemek istemedi. beni sevip sevmediğini sordum. cevap vermedi.
+beni sevmiyorsan neden ağladın? neden mesaj atmamı istedin veya neden konuşuyoruz. anlamıyorum amacın beni üzmek mi derdin ne?
-seni seviyorum sexxx.
3 seneden beri peşinde koştuğum güzeller güzeli kız, bana beni sevdiğini söyledi. yerimde duramıyordum. ota taka gülmeye başladım. bunu söyledikten sonra uykusu olduğunu söyledi ve uyudu.
artık herşey farklıydı. sevdiğim insan yanımda olabilecekti. dünyaya farklı bakıyordum. aklımı toparlayamaz vaziyete gelmiştim. yaptığım işlerden 2 kat daha fazla keyif almaya başladım. hayatım üzerine kurduğum planları editleyip selini ekledim.
birkaç kez görüşmek istedi. uygun zamanı getiremediğimizden görüşemedik. evet bana beni sevdiğini söylüyordu fakat henüz yüzyüze oturup konuşmamıştık. çok fazla aramıyordum. sevdiğini söylemesi yetmişti bana.
güzel yanları olan bu olayın can sıkıcı tarafları olmaya başlamıştı. çevreden duyduğun saçma hikayeler. kızın geçmişi. oğuz ve oğuzu aldatması. kafamı kurcalamaya başlamıştı şimdiden. ama bu beni, benim seline bakışımı değiştirecek kadar meşgul etmiyordu. -
27.
0bi sigara çay yapıp geliyorum beyler. okuyan varsa hayat belirtisi gösterirse sevinirim. yoksa gece devam etcem ya da hiç devam etmicem
-
28.
0geldim devam ediyorum beyler.
-
29.
0ulaşla olan arkadaşlık ilişkilerimiz dostluğa dönmeye başladı. artık 4 ümüzün yer aldığı kısa vadeli planlar yapmaya başlamıştım hiç görüşmememize rağmen.
1 mayıs sabahına gözümü açtım, hem aldığım mesajın ve devamı olan konuşmaların mutluluğu hem de işçi bayramı oluşunun verdiği mutlulukla. ulaşla buluşacaktık. üstümü değiştirdim çıktım dışarı. bayramın yapılacağı yere gittik. bayram başladı ve ben onu gördüm.
o gün hiç konuşmamıştık. uzaktan ne kadar da güzeldi. o solculuğun ve zalim hayatının ona verdiği olgunlukla birşeyler yapmaya çalışıyordu. -
30.
0yine görüşemeden erken ayrılmak zorunda kaldık bayramdan ulaşla. yemek yedik, içmeye gittik. ben biraz fazla içtim mutluluktan. sarhoş olmaya başlamıştım. mesaj attım konuşmaya başladık. ben sarhoşluğun verdiği cesaretle mesajımda benimle çıkıp çıkmayacağını sordum.
+benimle çıkar mısın selin
bikaç dakika sonra mesaj geldi
-bilmiyorum olur mu..
+deneyelim?
-tamam. deneyelim..
+seni seviyorum..
-ben de seni seviyorum sexxx. şimdilik bu aramızda kalsın. eve geldim çok yoruldum uyucam biraz.
+peki iyi uykular.
artık selin sevgilimdi. çevremdeki hiçbir kız, hiçbir insan umrumda değildi. ulaş tebrik etti batak oynamaya gittik. henüz paylaşmamıştım kimseyle selinden aldığım emirden dolayı. o ne isterse eyvallahtım. -
31.
0okulda görüşmeye başladık. 1-2 hafta sonra bahar şenlikleri başlıyordu. ece ulaş ben selin 4 ümüz gitme planları yaptık. herşey çok güzeldi. o kadar mutluydum ki. onun da mutlu olduğunu gözlerinden görebiliyordum.
şenlikler geldi. gripin gelmişti. daha çok grup yorum ahmet kaya dinlese de o tarz müzikleri de seviyordu. ilk defa yağmurda ıslanmıştık. konseri biraz dinledikten sonra yürümeye başladık. konuşurken elim eline değdiğini hissettim, heyecanlandım fakat heyecanıma yenik düşmeden elini kavradım. bi süre o şekilde yürüdükten sonra tenha bi yerde oturduk 4ümüz. artık çiftler kendi aralarında konuşuyordu, ortak muhabbetler kapanmıştı.
öptü yanağımdan, elini tuttum, bi daha öptü bi daha bi daha. yüzümü dönmemle birlikte dudağının ıslaklığını dudağımda hissettim. tüylerim diken diken ellerim buz gibi bir süre öpüştük. -
32.
0yakınlaşmalar hızla ilerliyordu. 1 haziran günü geldi. okula gittim. görüştük konuştuk. ortak arkadaşımız olan özkan beni çağırdı teneffüste. bikaç kızla buluşacağını, tek gitmek istemediğini, okuldan kaçıp onunla gidip gidemeyeceğimizi sordu.
seline danışıp onayı aldıktan sonra bize gittik (ortamda herhangi kız olacağını söylemedim), üstümüzü başımızı değiştirip buluşacağımız cafede aldık soluğu.
-yukarı çıkmadan bahçede oturalım da bi sigara içelim sexxx
+tamam bro farketmez.
oturduk sigara içerken bi baktım cafenin içinden selin çıktı. anlam veremedim. bi güvensizlik duygusu hep vardı içimde ve o devreye girdi. direk ne işin var burda senin diyebildim. üzüldüm.
söylediklerime aldırmadan elimden tuttu. üst kata çıktık, ece ulaş selin ve bikaç arkadaş ortada bir tane pasta. birinin doğum günü olduğunu düşündüm. ta ki pastanın üstündeki yazıyı okuyana kadar.
"1. ayımız kutlu olsun sevgilim."
düşündüklerimden dolayı kendimden utandım. mutluluktan gözlerim doldu. kızlarla buluşmaya geldin haa şeklindeki dalgalarına boyun eğmek zorunda kaldım. bi süre arkadaşlarla oturduktan sonra yine 4ümüz kaldık. sarıldık, konuştuk, öpüştük.. -
33.
0bu kadar güzel şeyi yaşarken, yavaş yavaş anlaşmazlıklar çıktı. küstüğümüz zamanlar oldu. küsmekten öte 1-2 gün ayrıldığımız zamanlar oldu.
aklımda soru işareti vardı. o gün cafede oğuz neden geldi neden dışarı çıkarttı ve selin neden ağladı.
bi süre sormaya cesaret edemedim kötüye gitmesini istemediğim için. fakat sormam gerektiğini hissettim. içim içimi yemeye başlamıştı.
+o gün ne oldu oğuzla?
-açma o konuyu
+neden açmıyorum neden?
-benimle alakalı bir durum değil. onunla alakalı.
+ama seni ağlatabildiğine göre seni etkileyen tarafları da var. bunları öğrenmek istiyorum
-peki. o gün geldi, benimle tekrar barışmak istediğini söyledi. reddedince kollarını açtı ve gördüğüm manzara karşısında şok oldum, ona acıdım. kollarını jiletlemişti.
+höh anasının amı. pardon.
-öyle.
+sen ne cevap verdin?
-o an veremedim ama eve gidince aradım, bir daha birlikte olamayacağımızı söyledim. bu sefer itiraz etmedi kabullendi.
rahatlık hissi çöktü üstüme. kafamdaki soru işaretleri gittiğine göre artık mutlu olabilirdim. -
34.
0bana selinin yakın arkadaşlarının söylediği birşey vardı. oğuzlayken böyle değildi. onu sallamazdı. hep bizle takılırdı yanına çok gitmezdi, değerini bil.
ece haricindeki diğer arkadaşlarıyla herhangi bir muhabbetim olmamıştı. uzaktan gördüğüm kadarıyla pek doğru yola yönlendirecek tipler değillerdi. özellikle melis.
kıskanç bi insan olduğunu hissediyordum, sanki sevgilimi benden kıskanır gibi bi hali vardı. selin sürekli melisle vakit geçirirken birden ondan uzaklaşıp bana döndü. tabi ki bu uzun sürmedi, dengelemeye çalıştı elinden geldiğince. o dengelemeye çalışsa da ben benimle daha çok vakit geçirmesini istiyordum. -
35.
0okulun bitmesine az bi vakit kala, sınıfta otururken benim ecenin ve ulaşın ortak arkadaşı olan bi çocuk geldi yanıma ve ecenin biriyle konuştuğunu, bunu ulaşa söyleyip söylememek arasındaki ikilemde kaldığını söyledi. sinirlendim. ulaştan dolayı, selinden dolayı eceyi kardeşim gibi görüyordum. ulaşa yapılmış bi ihanet bana yapılmış demekti. ecenin yanına gittim, mevzuyu açtım. inkar etti. ağlamaya başladı.
okul çıkışı ulaş ben ece buluşup konuşma kararı aldık. okul bitti çarşıya gittiğimde ece ve ben ulaşı bekledik bir süre. ulaş geldi, eceyle ulaş tenha bir yerde konuşmaya gittiler. baktım uzaktan güzeller güzeli bi insan geliyor, sevgilim geliyor. gülümsedi, sen de mi buradaydın. dedi.
ulaşla ecenin konuşması hararetlendi, sesler yükseldi. gerçekten ece başka biriyle konuşmuş, hatta görüşmüştü. bunu yapan eceydi. benim kendimden çok güvendiğim, hatta selinden çok güvendiğim ece yapmıştı bunu. inanamadım. ulaş konuşmak istemese de konuşması için ikna ettim. onlar konuşurken, selin omzuma yatmış boşluğa bakıyorduk. ağzımdan, sen böyle yapma, biz bu durumlara düşmeyelim aşkım. cümlesi çıktı.
gülümsedi, bi öpücük kondurdu. asla sevgilim asla dedi.
ulaşla ece ayrılmıştı. ulaşı barışması yönünde ben, eceyi de selin ikna etmeye çalışıyordu. fakat bir kere güven sarsılmıştı. tekrar geri gelir miydi? çok zor.. -
36.
0tekrar yaz tatiline girmiştik. artık son sınıftık. o gün selini bize çağırdım. ilk defa. kabul etti. fakat ailem eve gelince gelemedi. ben yanına gitmek zorunda kaldım. bi cafedeydi ve yanındaki insanlar kendinden küçüklerdi. onlarla nasıl, neden oturduğunu muhabbet ettiğini anlayamamıştım fakat sıkmamak için soru sormadım. durumu açıkladım eve geri döndüm.
ulaşın eceye, yaptıklarından dolayı güveni yok denecek kadar azalmıştı. fakat barışmışlardı. yeminler, sözler çıktı ecenin ağzından. bir kere daha denemek istediler.
2. ayımıza az kalmıştı. ulaşla 2. ay için plan yaptık. şehir dışındaki güzel bir parka pasta yiyecek içecek alıp gidecektik. bikaç parça hediye aldım. 1 temmuz günü sabah erkenden ulaşla buluşup pastayı aldık. ece selini de alıp çaktırmadan yanımıza getirecekti.
oraya gittik. hazırlıkları yaptık. bikaç saat sonra eceyle selin geldiler. selin çok mutlu oldu, gözlerinden bikaç damla yaş süzüldü. hediyelerini verdim. 2. ayımızı kutlamak için aldığım pastayı kestik. güzel bir günün sonunda evlerimize döndük. -
37.
03. sayfaya gelince bırakcam. gece veya yarın devam ederim. pek gibleyen yok gibi görünüyor.
-
38.
0bikaç güzel geçen günden sonra, ona içmek istediğimi söyledim. o da içmek istediğini, birlikte içmek istediğini söyledi. kabul ettim.
2. ayımızı kutladığımız yere gidecektik.
planladığımız gün gitmek için buluştuk.
+ben 2 tane kırmızı tuborg alcam kendime, sana ne alayım selin?
-bana da al 2 tane.
+saçmala selin sen 1 tane fıçıyla züt oluyosun kırmızı çarpar.
-yok ya birşey olmaz.
+peki sen bilirsin.
aldık içkileri gittik içeceğimiz yere. normalde aile piknik alanı tarzı bir yerdi. alkol almak serbest denilemezdi, yaşadığımız yerin şartlarından dolayı.
içebileceğimiz tenha bi yer bulduk. ben ikisini de içerken o daha birinciyi bitirememişti ve sarhoş olmuştu. aslında işime gelmişti. öpüşmeye başladık.
bi süre öpüştükten sonra yanımıza oranın güvenliği geldi ve oradan gitmemiz gerektiğini alkol almanın yasak olduğunu söyledi.
ben ciddi manada utanmıştım, sıkılmıştı canım. selinimi nasıl o duruma düşürebilirdim?
ama seline baktığımda hiç de umrunda olmadığını gördüm. eve o halde gitmemesini istedim, eceye bıraktım.
ayrıldıktan sonra eve geçtim. mesaj attı, kustum biraz, uykum var uyucam. diye. peki dedim.
sabah oldu, mesaj yok. arıyorum telefonu kapalı. telaşlanmaya başladım. ece yi aradım, açmadı.
ecelerin evinin önüne gittim fakat zillerini çalamazdım ailesinden dolayı.
yaklaşık 5 saat evin önünde bekledikten sonra ece aradı, selinin sabah erkenden köye gittiğini söyledi.(aile büyüklerinin yaşadığı merkeze 1 saat uzaklıkta biryer. çok nadir olarak bayramlarda giderdi.) -
39.
0o gün selinden haber alamadım. sonraki gün de sonraki gün de. ama en azından nerde olduğunu biliyordum. 2 gün sonra geldiğini duydum. bana haber vermemişti.
kızmıştı bana, onu o hale düşürdüğüm için tepkiliydi düşünceleri vardı kafamda.
ama neden mesaj atmamıştı hiç, aramamıştı? merak ettiğimi biliyordu. en azından merak edeceğimi tahmin edebilecek kadar sevgimi göstermiştim ona.
arkadaşlarla oturduğumuz cafeye geldi. ablası ve ablasının arkadaşlarıyla. 101 oynamaya başladılar. beni gördüğü halde bırak yanıma gelmeyi, selam bile vermedi.
gerçekten bozulmuştum.
yanına gittim, biraz konuşabilir miyiz dedim.
reddetse de bi süre sonra kabul etti. ayrı bir masaya geçtik.
neden böyle yaptığını sordum, kendine yakıştıramadığını söyledi. o adam tanıdık olabilirdi dedi, haklıydı da.
konuşurken bileklerindeki bandajlar dikkatimi çekti. kolunu kendime doğru çektim, bunlar ne selin? dedim.
geri çekti kolunu. önemli birşey değil. dedi.
ısrar ettim, bandajların altında jilet izleri vardı.
o an ondan utandım. kendimden utandım. ben nasıl böyle birine karşı bu kadar aşk duyabilirdim?
elimde onun düşüncelerini düzeltmekten başka bir seçenek olmadığı için konuştum, barıştık. -
40.
0sürekli yanyana, sürekli konuşuyorduk. ister istemez sıkıntılar da çoğaldı durum böyle olunca. ayrılıklar çoğaldı. her seferinde ayrılmamak için söz veriyorduk, ayrılık değil küslük olacak adı diyorduk ama sonunda yine ayrılık oluyordu. 1 günlüğüne de olsa düşman oluyorduk.
ayrı olduğumuz günlerden birinde buluşmak istediğini söyledi. yanına gittim. ayak üstü bana bir poşet verip gitti. hemen açtım, baktığımda güzel kaplı bir defter, içinde yazılar, fotoğraflarımız, şıpsevdiler. özür dilemek için mesaj attım. tekrar yanına gittim, sarıldım ve barışmış bi vaziyette evlere gittik. -
41.
0eski bir komşumuz antalyaya taşınmıştı. beni bir haftalığına evlerine davet ettiler. antalya otobüsüne binmeden 1 saat önce selinle buluştuk cafede. dışarıda oturuyorduk, içeri sakin olduğu için içeri geçmek istediğimi söyledim. kabul etti.
cafenin içerisine doğru yöneldiğimizde karşımızda oğuzu bi tane kızla otururken bulduk. ben aldırış etmeden devam ettim, selin yakınlaşma isteğiyle içeri girmek istediğimi anlamıştı.
henüz içeride bi yere oturmadan "içerde oturmayalım" dedi. sinirlendim fakat birşey demeden tamam dedim. çıktık dışarı bendeki moral bozukluğuyla, beni uğurladı.
antalyada günler güzel geçiyordu. havuz deniz alkol. sürekli olarak mesajlaşıyor, geceleri konuşuyorduk. bir gece konuşurken grup yorumun şehre geleceğini, konsere gitmek istediğini söyledi tamam dedim.
konuşmanın devamında benim aklımı kemiren oğuz konusunu açtım. ters bir cevap alınca sinirlenip ayrıldım. oradaki güzel günlerimin kötü geçmesini istemedim. orada kaldığım 1 haftalık sürecin 4 gününü ayrı geçirdik. -
42.
0konsere gittiğini biliyordum. geldikten sonra görüşüp barıştık. herşey tekrar yoluna girmişti.
evde olduğum ve evin müsait olduğu bir gün çağırdım tekrar. geldi. çok güzel bir gün geçirdik. çok fazla ileri gitmeden, yaşadıklarımızdan daha fazlasını yaşadık. daha çok bağlanıyordum. hissediyordum.
günlerimiz hep birlikte geçiyordu. ulaşla ece geliyordu ara ara.
bikaç hafta sonra klagib günlük buluşmamızı gerçekleştirdik. her zaman gittiğimiz sessiz sakin yere gittik. sigara içerken muhabbet ediyorduk. ama aklımda onu teyzemlere çağırma düşüncesi vardı. özlemiştim çünkü. teyzemlerin evi müsait olduğu için sorumu yönelttim. hayır cevabını aldım. herhangi bir neden sunmadan hayır dedi.
o an neden bilmiyorum çok fazla sinirlendim. klagib küslüğümüz olan ayrılık kelimesini dile getirdim tekrar. döndüm giderken arkamdan koştu. neden dedi. nedenini bildiğini söyledim. üstelemedi döndü. -
43.
+1okulun başmalasına bir hafta kala, dershane tekrar başladı. nadir olarak görüyordum fakat bakışlarıma karşılık alamıyordum. günler zor geçmeye başladı. hala ayrıydık..
yine bir dershane çıkışında arkadaşlarıyla cafeye gideceklerini öğrendim. kafama koymuştum, konuşacaktım. ben de gittim. çağırdım yanıma. gelmek istemedi. zorla da olsa geldi yanıma.
+selin özür dilerim, barışmak istiyorum.
-hayır sexxx bir kere ayrıldın, çocuk oyuncağı mı bu? aklın neredeydi.
+o an fazla sinirlendim. sinirlerime hakim olamama problemim olduğunu biliyorsun. bi daha olmayacak böyle birşey.
bu tarz uzunca bir konuşma geçti ve sonunda elimi tuttu. defteri okuyorum(bana verdiği deftere ben birşeyler yazdıktan sonra ona geri vermiştim.), dayanamayacak gibi oluyorum. bir daha ayrılmayalım. dedi ve el ele arkadaşlarının yanına geçtik. sonraki gün okul başlıyordu. o gece eve gittikten sonra mesaj attı;
- birlikte olamayız sexxx
+neden?
-ablam ve babamdan dolayı. duyarlarsa hoş olmaz.
+e kabul etmiştin. barışmıştık. ne oldu şimdi durduk yere? selin bu kadar zamandır birlikteyiz duymadılar şimdi mi duyacaklar. bahane üretiyorsun. sebebi öğrenmek istiyorum.
-sebep bu başka bir sebep yok. mesajlaşmayalım. hoşcakal.
ne olduğunu anlayamadım. telefon elimde kaldı. ben telefona bakıyorum, telefon bana. ağlasan ağlayamıyorsun. sebepsiz yere ayrılıyor dünyaları verebileceğin sevgilin. bakmaya kıyamadığın sevgilin. -
44.
0sonraki gün okulun sonuncu sınıfına geçtiğimiz ilk gündü. ruh gibiydim.
okula geldiğimde selini göremedim. sonra teneffüste okulda olduğunu öğrendim. öğle arasında sınıfta kalmasını, konuşmak istediğimi söyledim.
derslere giriyordum, zaman geçmiyordu. sonunda geldi öğle arası. sınıfına gittim, sınıftakilerin çıkmasını rica ettim. sınıfta sadece ikimiz kaldık. yanına oturdum. neden dedim, neden?
-söyledim dün sebebini sexxx
+inanmıyorum selin inanmıyorum. nedenini öğrenmek istiyorum.
-neden inanmıyorsun?
dedi ağlamaya başladı. iyice kıllanmıştım. ama üzülüyordum, seviyordum da. elini aldım kalbimin üstüne koydum;
+ bak, senin için atıyor bu. sadece senin için. her ne olduysa söyle, nedeni neyse söyle. ne olursa olsun seni bırakmayacağımı biliyorsun.
-ne olursa olsun bırakmaz mısın?
+bırakmam..
-oğuzla konuştum ben. ama çok özür dilerim.
+nasıl konuştun nerden konuştun?
-o cafede oturduğum bizden ufak çocuklardan birinin tanıdığıymış. çocuğun facei bendeydi. oradan yazdı, benim olduğumu biliyormuş facete. ben de numaramı verdim.
+gibtir git selin allah belanı versin.
dedim ve hızlıca çıktım sınıftan. peşimden koştu tuttu kolumdan. uzak dur benden diyebildim. deli gibi ağlıyordu. ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. sınıfıma gittim. kaldım öylece. herşey saçma geliyordu. nasıl yaptı? nasıl yapabildi? cevap bulamıyordum. dünya küçüldü duvarlar üstüme geliyordu. başımdan aşağı sürekli olarak kaynar sular dökülüyordu.
o öğlen okuldan gitmiş. annesinin yanına gittiğini söylemiş. -
45.
0artık herşey daha anlamsızdı. daha bikaç ay önce omzuma yatıp söz veren insan nasıl bunu yapabilirdi nasıl? intikam duygusuyla büründüm düşündükçe. bi an herkese anlatıp rezil etmek istedim, vazgeçtim. ne yapacağıma karar veremedim bir türlü. bir gün geçti iki gün geçti. geçmek bilmeyen günler.
ikinci gün mesaj attı. "özür dilerim."
cevapsız kalması bana daha çok koymuştu. en azından birşeyler söyleseydi. biliyorum, birşey söylemeye kalksa susturacaktım ama istiyordum.
aklıma oğuzla birlikte olduğu zamanlardaki şenliklerde, oğuzu bırakıp başka biriyle takılışı geldi. cevap attım. "ben senin o konuştuğun huur çocuğu kadar gurursuz değilim. kusura bakma."
hemen cevap geldi. "affetmeni beklemiyorum zaten. kendime yakıştırmıyorum. özür dilemek istedim sadece."
uzunca bi süre tersledim. geç cevap attım. kestirme cevaplar attım. ama vazgeçmedi mesaj atmaktan.
ecenin ulaşın ve en önemlisi de benim karşısında duramayacağım aşkım sayesinde barıştık. oğuzla olan ilişkilerindeki sallantıları az çok bildiğimden zaten ufak bir güvensizlik vardı içimde. bu olay iyice pekiştirdi. her yaptığını sorgular oldum. artık eskisi kadar mutlu olamayacağımıza inanmaya başladım.
okul devam ediyordu. dershane son hızıyla devam ediyordu. sınav vardı. hazırlanmam gereken bir sınavım olmasına rağmen, ben selinle uğraşıyordum sadece. aklımdan çıkmıyordu bir saniye bile.
-
helix mod oluyor
-
yav amg sirtlancanlar yoksa
-
yav bu nasi bişi amg
-
yav amg 35 yaşında adama
-
mekanda karilara descartesten camusdan bahsedersin
-
piyo kimin anasina sovdun laga luga yapma
-
mikropcann alfalığı
-
rabbim kimseyi mahkemelik etmesin
-
islak kopek yavrusu gibi
-
caylak aciklamasina ne yazdin
-
helix emmim benim
-
dunden beri aklima geldikce
-
psipsi pgibopat
-
bana dava acagını soylıyenlerın lıstesı
-
bruce willis rick harrison a ne kadar çok benziyor
-
işten geldikten sonra yemek yapmak
-
ucan kedi laik huu
-
uçan kedi aylık masraf
-
kaptan sirk sus la
-
nabıyonuz lan gerrrizekalılar
-
agayi kayrayi gavat est u yi mader u uruspi
-
nist
-
babam denen oeavladını bıçaklıcam
-
dortharfli
-
güldürmeyen
-
batuhan abiniz geri geldi
-
bir türkün öğrenmesi gereken diller
-
şu adamda ki karizmaya bakar mısınız
- / 1